Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

Kemal’in öyküsü...

14 gün önce babasını kaybetti Kemal. Baba son üç senedir 19 yaşında ki Kemal’in sırdaşı, can arkadaşı olmuştu. Daha öncede arkadaşıydı tabii ki. Fakat son üç senedir biricik oğullarının kanser olduğunu öğrenmişlerdi... Kan kanseriydi Kemal. Baba üç senedir hastaneye taşıyordu oğlunu. Küçük bir tüp dükkanından kazanıdıklarıyla kıt-kanaat geçiniyorlardı. Şehit olana kadar. O lanet olası 15 Temmuz gecesi kalleş kurşunlarla çlmüştü baba. Açılan yaylım ateşinde tek değil, bir çok mermi isabet etmişti 42 yaşında ki baba’nın vücuduna... hemen oracıkta can vermişti. Yıkılmıştı talihsiz anne. Kalakalmıştı hasta oğluyla tek başına, çaresiz. Müşteriye tüp mü satsın, yemek mi yapsın, bakıma, ilgiye ihtiyacı olan oğluyla mı ilgilensin? Ve, bugün elinde tuttuğu mektupla bir kez daha yıkıldı anne... İşte şimdi kırıldığını htti kanadıdının. Kemalinin, biricik oğlunun yürek burkan hikayesini biraz önce öğrenmişti... Oğlu tezgahtar bir kıza aşık olmuştu. Yoksullardı, aşık olduğu kıza arkadaşlık teklifi yapacak kadar cesaretide yoktu Kemalin... üstelik hastaydı. Hastaneye gitmediği günlerde, paydosa yakın kızın çalıştığı dükkanın karşısındaki parka gidiyor, çıkış saatini bekliyordu. Aşkının tek taraflı olduğunu bile-bile... yağmur, çamur demeden. O’nu görmek mutlu ediyordu. Adınıda biliyordu artık; ARZU. Haftada bir kerede olsa Arzu’yu (Arzu’sunu) çok yakından görebiliyordu Kemal. Annesiinin mutfak parasından kısarak; ’’- Oğlum, canının çektiği bir şey al’’ diye cebine koyduğu parayla, Kemal hemen dükkana koşuyor, en ucuz bir CD’yi satın alıyor ve sardırıyordu. Önemliydi sardırmak...dükkanda biraz daha uzun kalabiliyor, biraz daha uzun bakabiliyordu kızın yüzüne. Kemal, dükkana son gidişinde bütün cesaretini toplamış, kız paket yaparken kasanın yanına daha önce yazdığı bir notu suç işlercesine gizlice bıratı... mutlaka görür diye düşünmüştü. Aradan dört gün geçmiş, kız hala aramamıştı. Morali iyice bozuldu Kemalin... umudu kırıldı. Ve bugün kapı çaldı. Anne kapıyı açtı, karşısında tanımadığı bir kız : ’’-Şey... teyze, Kemali görmeye gelmiştimde’’ diye kekeledi genç kız... elindeki notu anneye verdi. Acısı daha çok taze olan anne, gözlerinden süzülen yaşla elinde ki mektubu okudu. Hıçkırığa dönüşen ağıdıyla; ’’- Geç kaldın kızım...’’ dedi, ’’Kemalimi dün mezara gömdük.’’ Neye uğradığını şaşırdı Arzu kız... Kahroldu... Kemal’in not’unu daha bugün görmiş, yazılan adrese koşa-koşa gelmişti. Notda şöyle yazıyordu; ’’... Arzu hanım, çok güzelsiniz... Sizinle tanışmak istiyorum.  Beni istediğiniz bir yere davet eder misiniz?  Sizden hep CD alan ve sardıran Kemal...’’ Hemen tanımıştı tezgahtar kız. Onunda içinde önceleri anlamadığı bir his vardı. Anne, kızı gönderdi ve hemen Kemal’in dolabına koştu. Dolapta daha açılmamış bir sürü paket vardı... hepside CD’di... ucuz olan CD’ler. Artan hıçkırıklarla, düşercesine oğlunun yatağına kapandı kaldı... Sevginizi söylemek için geç kalmayın!..‘Seni Seviyorum!’ demekten korkmayan herkese, Saygılarımla...
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2017 - Pazartesi

Kemal’in öyküsü...

14 gün önce babasını kaybetti Kemal.

Baba son üç senedir 19 yaşında ki Kemal’in sırdaşı, can arkadaşı olmuştu.

Daha öncede arkadaşıydı tabii ki. Fakat son üç senedir biricik oğullarının kanser olduğunu öğrenmişlerdi...

Kan kanseriydi Kemal.

Baba üç senedir hastaneye taşıyordu oğlunu.

Küçük bir tüp dükkanından kazanıdıklarıyla kıt-kanaat geçiniyorlardı. Şehit olana kadar.

O lanet olası 15 Temmuz gecesi kalleş kurşunlarla çlmüştü baba. Açılan yaylım ateşinde tek değil, bir çok mermi isabet etmişti 42 yaşında ki baba’nın vücuduna... hemen oracıkta can vermişti.

Yıkılmıştı talihsiz anne. Kalakalmıştı hasta oğluyla tek başına, çaresiz.

Müşteriye tüp mü satsın, yemek mi yapsın, bakıma, ilgiye ihtiyacı olan oğluyla mı ilgilensin?

Ve, bugün elinde tuttuğu mektupla bir kez daha yıkıldı anne... İşte şimdi kırıldığını htti kanadıdının. Kemalinin, biricik oğlunun yürek burkan hikayesini biraz önce öğrenmişti...

Oğlu tezgahtar bir kıza aşık olmuştu.

Yoksullardı, aşık olduğu kıza arkadaşlık teklifi yapacak kadar cesaretide yoktu Kemalin... üstelik hastaydı.

Hastaneye gitmediği günlerde, paydosa yakın kızın çalıştığı dükkanın karşısındaki parka gidiyor, çıkış saatini bekliyordu. Aşkının tek taraflı olduğunu bile-bile... yağmur, çamur demeden. O’nu görmek mutlu ediyordu. Adınıda biliyordu artık; ARZU.

Haftada bir kerede olsa Arzu’yu (Arzu’sunu) çok yakından görebiliyordu Kemal.

Annesiinin mutfak parasından kısarak; ’’- Oğlum, canının çektiği bir şey al’’ diye cebine koyduğu parayla, Kemal hemen dükkana koşuyor, en ucuz bir CD’yi satın alıyor ve sardırıyordu.

Önemliydi sardırmak...dükkanda biraz daha uzun kalabiliyor, biraz daha uzun bakabiliyordu kızın yüzüne.

Kemal, dükkana son gidişinde bütün cesaretini toplamış, kız paket yaparken kasanın yanına daha önce yazdığı bir notu suç işlercesine gizlice bıratı... mutlaka görür diye düşünmüştü.

Aradan dört gün geçmiş, kız hala aramamıştı. Morali iyice bozuldu Kemalin... umudu kırıldı.

Ve bugün kapı çaldı. Anne kapıyı açtı, karşısında tanımadığı bir kız : ’’-Şey... teyze, Kemali görmeye gelmiştimde’’ diye kekeledi genç kız... elindeki notu anneye verdi.

Acısı daha çok taze olan anne, gözlerinden süzülen yaşla elinde ki mektubu okudu.

Hıçkırığa dönüşen ağıdıyla; ’’- Geç kaldın kızım...’’ dedi, ’’Kemalimi dün mezara gömdük.’’

Neye uğradığını şaşırdı Arzu kız... Kahroldu...

Kemal’in not’unu daha bugün görmiş, yazılan adrese koşa-koşa gelmişti.

Notda şöyle yazıyordu; ’’... Arzu hanım, çok güzelsiniz... Sizinle tanışmak istiyorum.  Beni istediğiniz bir yere davet eder misiniz?  Sizden hep CD alan ve sardıran Kemal...’’

Hemen tanımıştı tezgahtar kız. Onunda içinde önceleri anlamadığı bir his vardı.

Anne, kızı gönderdi ve hemen Kemal’in dolabına koştu. Dolapta daha açılmamış bir sürü paket vardı... hepside CD’di... ucuz olan CD’ler. Artan hıçkırıklarla, düşercesine oğlunun yatağına kapandı kaldı...

Sevginizi söylemek için geç kalmayın!..‘Seni Seviyorum!’ demekten korkmayan herkese,

Saygılarımla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.