Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

Katil Kim?..

Ana-Baba! Oturamazsın balkonda rahat Benim yazdıklarımı herkese anlat Mimar Mehmet ‘kanser’ oldu Birazcık aklın varsa sigarayı bırak! OĞLUMUN KATİLİ ‘SİGARA’DIR… Bu dörtlük oğlunu genç yaşta kaybeden Baba Hasan Demire ait… Hasan Demir oğlunun mezarını her ziyarete gittiğinde; Değişik, karma-karışık düşünceler, duygularla geri dönüyor… Sigarayı icat edene mi, imal edene mi, yoksa onlara bu zehiri aşılayan, alıştırana mı lanet okusun… Sigara bir ‘engerek yılanı’ diyor, Hasan abi… Gözleri hep nemli, hep yaşlı… “Oğlum neden dinlemedin babanı-anneni?.. Gece-gündüz durmadan içtin o mereti… Üç ay da öldürdü seni ‘akciğer kanseri’nden… Artık Acıbademden gelmiyor sesin… Eşinle, ışılla garipleşti evin… Gözyaşları sel oldu ailemizin… Doymadan gittin aile sevgisine… Geride bıraktığın öksüzleri düşünme, Demir-Özdemir ailesi etrafların da pervane… Sülalen ailen oldu perişan, ıssız yerler de ağlıyorlar her gün… İçleri parçalandı, akıllarından çıkmıyorsun bir an… Sapanca’da, Sakarya’da, İstanbul’da kalmadı sana ağlamayan. Biricik sevgili oğlum Mehmet! Nurlaşmışsın bembeyaz kefen için de… Kavuşmuşsun; Dedene, babaannene… komşu olmuşsun Melek’lerle… Rahat rahat uyu Cennetler kokan kabrin de…” ve, zor tuttuğu yaşlar, gözlerinden boşalıyor seksen üç yaşında ki Hasan Baba’nın. Kısa bir zoraki ara… sonra, oğlu hakkın da bilgi veriyor: “Oğlum Mehmet Demir, Arifiye Köy Enstitüsünü, ardından Balıkesir Eğitim Enstitüsünü bitirmişti. Ortaokul da ‘Edebiyat’ öğretmeni oldu. Daha sonra Çamlıca Kız Lisesi’ne atandı. Bu ara da, mimarlık imtihanlarına girdi ve ‘Mimar’ oldu. Bir-kaç yere gittikten sonra, İstanbul’da ‘Engerek Yılanı Sigara’, oğlumu İstanbul da yakaladı. Mehmet sözümüzü dinlemedi… ‘bana bir şey olmaz’ derdi hep… günde iki paket sigara içerdi. Bir gün direksiyon başın da, sol yanında şiddetli bir sancıya yakalanmış. Hemen hastaneye gitmiş. Ciğerinde üç tane ‘tumor’ görmüşler… Teşhis; Kanser… Mehmet, oğlum, hani sana bir şey olmazdı?..   Sigara, o ‘Engerek Yılanı’… seni zehiriledi, üç ay için’de de elimizden aldı. Kanser tedavisi de çok pahalı. Üç ay içerisin de, yeni parayla; yetmiş beş bin lira para harcandı… keşke hayatta kalsaydın da tüm varlığımız gitseydi…’’ diyor ve gençlere ‘haykırarak’ yalvarıyor; “Ne olur içmeyin şu naleti. Lütfen bırakın!.. Mehmet’imi genç yaşta aldı elimizden… İki çocuğunun mürevvetini göremeden öldü Mehmedim…”  Acını ve düşüncelerini paylaşıyoruz Hasan Baba… Mehmet’e Allah’tan rahmet, çocuklarına mutlu-huzurlu bir gelecek diliyoruz... Sıhhatli ve Sigarasız!.. …………………………  Sigaranın zararlarını her fırsatta; çevresine anlatan, toplantılar da; ‘irade gücü’nü gösteren ve bu ‘Engerek Yılanı’nı yasaklayan kanun ve düzenlemelere imza atan herkese, Saygılarımla.
Ekleme Tarihi: 05 Şubat 2014 - Çarşamba

Katil Kim?..

Ana-Baba! Oturamazsın balkonda rahat
Benim yazdıklarımı herkese anlat
Mimar Mehmet ‘kanser’ oldu
Birazcık aklın varsa sigarayı bırak!
OĞLUMUN KATİLİ ‘SİGARA’DIR…
Bu dörtlük oğlunu genç yaşta kaybeden Baba Hasan Demire ait…
Hasan Demir oğlunun mezarını her ziyarete gittiğinde; Değişik, karma-karışık düşünceler, duygularla geri dönüyor… Sigarayı icat edene mi, imal edene mi, yoksa onlara bu zehiri aşılayan, alıştırana mı lanet okusun… Sigara bir ‘engerek yılanı’ diyor, Hasan abi… Gözleri hep nemli, hep yaşlı…
“Oğlum neden dinlemedin babanı-anneni?.. Gece-gündüz durmadan içtin o mereti… Üç ay da öldürdü seni ‘akciğer kanseri’nden… Artık Acıbademden gelmiyor sesin… Eşinle, ışılla garipleşti evin… Gözyaşları sel oldu ailemizin… Doymadan gittin aile sevgisine…
Geride bıraktığın öksüzleri düşünme, Demir-Özdemir ailesi etrafların da pervane…
Sülalen ailen oldu perişan, ıssız yerler de ağlıyorlar her gün… İçleri parçalandı, akıllarından çıkmıyorsun bir an…
Sapanca’da, Sakarya’da, İstanbul’da kalmadı sana ağlamayan.
Biricik sevgili oğlum Mehmet! Nurlaşmışsın bembeyaz kefen için de…
Kavuşmuşsun; Dedene, babaannene… komşu olmuşsun Melek’lerle…
Rahat rahat uyu Cennetler kokan kabrin de…” ve, zor tuttuğu yaşlar, gözlerinden boşalıyor seksen üç yaşında ki Hasan Baba’nın.
Kısa bir zoraki ara… sonra, oğlu hakkın da bilgi veriyor: “Oğlum Mehmet Demir, Arifiye Köy Enstitüsünü, ardından Balıkesir Eğitim Enstitüsünü bitirmişti. Ortaokul da ‘Edebiyat’ öğretmeni oldu. Daha sonra Çamlıca Kız Lisesi’ne atandı. Bu ara da, mimarlık imtihanlarına girdi ve ‘Mimar’ oldu. Bir-kaç yere gittikten sonra, İstanbul’da ‘Engerek Yılanı Sigara’, oğlumu İstanbul da yakaladı.
Mehmet sözümüzü dinlemedi… ‘bana bir şey olmaz’ derdi hep… günde iki paket sigara içerdi.
Bir gün direksiyon başın da, sol yanında şiddetli bir sancıya yakalanmış. Hemen hastaneye gitmiş. Ciğerinde üç tane ‘tumor’ görmüşler… Teşhis; Kanser… Mehmet, oğlum, hani sana bir şey olmazdı?..  
Sigara, o ‘Engerek Yılanı’… seni zehiriledi, üç ay için’de de elimizden aldı.
Kanser tedavisi de çok pahalı. Üç ay içerisin de, yeni parayla; yetmiş beş bin lira para harcandı… keşke hayatta kalsaydın da tüm varlığımız gitseydi…’’ diyor ve gençlere ‘haykırarak’ yalvarıyor;
“Ne olur içmeyin şu naleti. Lütfen bırakın!.. Mehmet’imi genç yaşta aldı elimizden… İki çocuğunun mürevvetini göremeden öldü Mehmedim…” 
Acını ve düşüncelerini paylaşıyoruz Hasan Baba… Mehmet’e Allah’tan rahmet, çocuklarına mutlu-huzurlu bir gelecek diliyoruz... Sıhhatli ve Sigarasız!..
………………………… 
Sigaranın zararlarını her fırsatta; çevresine anlatan, toplantılar da; ‘irade gücü’nü gösteren ve bu ‘Engerek Yılanı’nı yasaklayan kanun ve düzenlemelere imza atan herkese,
Saygılarımla.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.