Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

İki ayaklı ayı...

Olay Paris'de bir alış-veriş merkezinin, oyuncakçı bölümünde geçer. Olayın kahramanları ise bir baba ile 5 yaşında bir çocuktur. Beş yaşındaki Ali uzaktan idareli bir itfaiye arabasının önünde durur, gözlerini uzun süre arabadan ayıramadan hayranlıkla bakar kalır. Oyuncak pahalıdır. Baba elinden tuttuğu çocuğu yürümesi için asılır gibi çeker... çocuk gelmek istemez. Devamını olaya şahit olan bir Türk vatandaşı şöyle yazıyor: ''Mağaza girişinde; "Hayvanlar giremez" uyarısına rağmengirmişti o ‘baba’ kılıklı AYI. Çocuk uzun süre oyuncağa baktı diye çekti kolundan... gelmek istemedi, direndi çocuk. Baba başladı çocuğa vurmaya. Çocuk; Suriye'de bombalanan, Filistin'de kurşunlanan çocuklar gibi çaresizdi. Baba kılıklı yobaz, evire-çevire dövüyordu 5 yaşında ki çocuğu. Olay, kameraların ve güvenlik görevlilerinin izleme alanı dışında yaşanıyordu. İğrenç bir manzara. Çevresindeki insanların kızgın bakışlarını önemsemeden... Küçük bir varlığın çaresizliğini ve masumiyetini umursamadan... Kaba eylemini sadistçe sürdürdü baba kılıklı. Kimse karışamıyordu. Değişik tepki verebilirdi. Neticede o bir yabancıydı. «Git evinde bardak kır, odun kır, kapılara vur... Sakız çiğne AYI!» diyemiyordu kimse. Şiddet adamın içinden geliyordu adeta. Öfkesiyle besliyordu şiddetini AYI! Aynı ülkemizde evrile-çevrile döğülen kadınlarımız gibi.. hatta kurşunlanan... Hep aynı yobazlar... hep aynı maganda düşünceleri; "Karı da benim, çocuk da, ister döverim, ister severim sana ne kardeşim." Hadi oradan ayı!.. kardeşim miş... Maganda değil mi, istediği zaman döver, istediği zaman severdi tabii... Hatta istediği zaman sokak ortasında kurşunlardı bile. Diğer tarafta; "Seni işten çıkarttırırım" dedi... Veya, "Bana silah çekti" diye iftira attığı kişiye, iki yalancı şahit yardımıyla ceza verdirten... Facta yaptıkları görüntülerle ıspatlı, ‘’Bu kadını, şu gazeteciyi, o işçiyi işten çıkartın’’ diyenlere, silahını şahsın kafasınadayasa bilesessiz kalan, iftiralarla dolu vicdansız bir düzen, uygulama olduktan sonra... Camiler dolsa, taşsa ne olacak ki?.. Allah korkusu olmadiktan sonra. Biz nie böyle olduk? diye soranlara, Saygılarımla Teşekkür; Gördüklerini kaleme alan ve bana gönderen duyarlı dosta teşekkür ederim.
Ekleme Tarihi: 09 Nisan 2018 - Pazartesi

İki ayaklı ayı...

Olay Paris'de bir alış-veriş merkezinin, oyuncakçı bölümünde geçer.

Olayın kahramanları ise bir baba ile 5 yaşında bir çocuktur.

Beş yaşındaki Ali uzaktan idareli bir itfaiye arabasının önünde durur, gözlerini uzun süre arabadan ayıramadan hayranlıkla bakar kalır. Oyuncak pahalıdır.

Baba elinden tuttuğu çocuğu yürümesi için asılır gibi çeker... çocuk gelmek istemez.

Devamını olaya şahit olan bir Türk vatandaşı şöyle yazıyor:

''Mağaza girişinde; "Hayvanlar giremez" uyarısına rağmengirmişti o ‘baba’ kılıklı AYI. Çocuk uzun süre oyuncağa baktı diye çekti kolundan... gelmek istemedi, direndi çocuk.

Baba başladı çocuğa vurmaya.

Çocuk; Suriye'de bombalanan, Filistin'de kurşunlanan çocuklar gibi çaresizdi. Baba kılıklı yobaz, evire-çevire dövüyordu 5 yaşında ki çocuğu.

Olay, kameraların ve güvenlik görevlilerinin izleme alanı dışında yaşanıyordu. İğrenç bir manzara.

Çevresindeki insanların kızgın bakışlarını önemsemeden...

Küçük bir varlığın çaresizliğini ve masumiyetini umursamadan...

Kaba eylemini sadistçe sürdürdü baba kılıklı.

Kimse karışamıyordu.

Değişik tepki verebilirdi. Neticede o bir yabancıydı.

«Git evinde bardak kır, odun kır, kapılara vur... Sakız çiğne AYI!» diyemiyordu kimse.

Şiddet adamın içinden geliyordu adeta.

Öfkesiyle besliyordu şiddetini AYI!

Aynı ülkemizde evrile-çevrile döğülen kadınlarımız gibi.. hatta kurşunlanan...

Hep aynı yobazlar... hep aynı maganda düşünceleri; "Karı da benim, çocuk da, ister döverim, ister severim sana ne kardeşim."

Hadi oradan ayı!.. kardeşim miş...

Maganda değil mi, istediği zaman döver, istediği zaman severdi tabii...

Hatta istediği zaman sokak ortasında kurşunlardı bile.

Diğer tarafta; "Seni işten çıkarttırırım" dedi... Veya,

"Bana silah çekti" diye iftira attığı kişiye, iki yalancı şahit yardımıyla ceza verdirten...

Facta yaptıkları görüntülerle ıspatlı, ‘’Bu kadını, şu gazeteciyi, o işçiyi işten çıkartın’’ diyenlere, silahını şahsın kafasınadayasa bilesessiz kalan, iftiralarla dolu vicdansız bir düzen, uygulama olduktan sonra...

Camiler dolsa, taşsa ne olacak ki?..

Allah korkusu olmadiktan sonra.

Biz nie böyle olduk? diye soranlara,

Saygılarımla

Teşekkür; Gördüklerini kaleme alan ve bana gönderen duyarlı dosta teşekkür ederim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.