Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

Filistin’de Şiddet, Irak’ta Vahşet!..

Olay Paris'in(Fransa) çok ziyaret edilen bir alış-veriş merkezinin, oyuncakçı bölümünde, baba ve bir çocuk arasında  yaşanır. Her şeyin normal olduğu bir gün... Ta ki beş yaşında ki Ali'nin uzaktan idareli bir itfaiye arabasının önünde durması, gözlerini uzun süre arabadan ayırmadan hayranlıkla bakmasına kadar... Kapıda ki 'Hayvanlar Giremez' yazısını okumadan içeri giren baba(!), pahalı bir oyuncak arabanın önünde iki dakikadır duran çocuğu asılır gibi çeker... Olaya şahit olan bir başka Türk vatandaşı, gördüklerini hemen orada şöyle kaleme alır: ''... Büyük bir mağazanın giriş kapısında « Hayvanlar giremez » uyarısına rağmen içeride yaşananlar bu yazının dışındaydı. Paris'te hırpalanan çocuk... Irak'ta bombalanan, Filistin'de kurşunlanan çocuklar gibi çaresizdi. Adı konulamayan davranış bozuklukları raflar arasında. İki veya üç yaşında annesiz bir çocuk babası tarafından, evirile-çevrile dövülüyor... Ne görüntü alıcılarının, ne de görevlilerin izleme alanında olmayan iğrenç bir manzara... Çevresindeki insanların sezgilerini önemsemeden, Küçük bir varlığın masumiyetini umursamadan, Kaba eylemlerini sadistçe sürdüren bir baba. Kendi kendilerini yönetemeyenler. Yavrusunun geleceğini ve umutlarını çalan bir çocuk üreticisi… Kontrolsüz güç sahibi, insan sevmez bir hayal. Şiddet adamın içinde! Bir alışveriş merkezinde; sevmesini bilmeyen bir gölge… Öfkeyle beslenen şiddet… « Git evine bardak kır. Kapılarına vur... Sakız çiğne!» diyemeyen bir çevre... Hep aynı yobazlar; 'Karı benim karı, severim de, döverimde...' Hep aynı magandalar; 'Çocuk benim değil mi ister döver, ister severim...' Doğru!.. Sokak ortasında kurşunlanan kadına affedici olan 'Devlet Baba', sana ne diyebilir, ne yapabilir ki?.. Memlekette rüşvet de var torpilde, 'Burası Türkiye' diyerek, ülkemi 'olumsuzluklar ülkesi gibi GÖRMEYENLERE, ’’Saygılarımla’’ derken; Cahit Sıtkı Tarancı’nın, ‘Çocukluk’ adını verdiği şiirini Filistin’de, Irak’ta, ’’Şii, Ezici’’ diye; Ellerindeki yavan ekmeklerini yutamadan kahpe kurşunlarla vurulan ve cani ellerle başları kesilerek katledilen çocuklara gönderiyorum... Affan Dede’ye para saydım Sattı bana çocukluğumu. Artık ne yaşım var, ne adım; Bilmiyorum kim olduğumu. Hiçbir şey sorulmasın benden; Haberim yok olan bitenden. Bu bahar havası, bu bahçe; Havuzda su şırıl şırıldır. Uçurtmam bulutlardan yüce, Zıpzıplarım pırıl pırıldır. Ne güzel dönüyor çemberim; Hiç bitmese horoz şekerim! Tabii ki; bütün bu vahşete seyirci kalan, hatta çanak tutan toplumlara, devletlere ‘Lanet Olsun!’ diyerek...
Ekleme Tarihi: 26 Ağustos 2014 - Salı

Filistin’de Şiddet, Irak’ta Vahşet!..

Olay Paris'in(Fransa) çok ziyaret edilen bir alış-veriş merkezinin, oyuncakçı bölümünde, baba ve bir çocuk arasında  yaşanır.

Her şeyin normal olduğu bir gün... Ta ki beş yaşında ki Ali'nin uzaktan idareli bir itfaiye arabasının önünde durması, gözlerini uzun süre arabadan ayırmadan hayranlıkla bakmasına kadar...

Kapıda ki 'Hayvanlar Giremez' yazısını okumadan içeri giren baba(!), pahalı bir oyuncak arabanın önünde iki dakikadır duran çocuğu asılır gibi çeker...

Olaya şahit olan bir başka Türk vatandaşı, gördüklerini hemen orada şöyle kaleme alır:

''... Büyük bir mağazanın giriş kapısında « Hayvanlar giremez » uyarısına rağmen içeride yaşananlar bu yazının dışındaydı.

Paris'te hırpalanan çocuk... Irak'ta bombalanan, Filistin'de kurşunlanan çocuklar gibi çaresizdi.

Adı konulamayan davranış bozuklukları raflar arasında.

İki veya üç yaşında annesiz bir çocuk babası tarafından, evirile-çevrile dövülüyor...

Ne görüntü alıcılarının, ne de görevlilerin izleme alanında olmayan iğrenç bir manzara...

Çevresindeki insanların sezgilerini önemsemeden,

Küçük bir varlığın masumiyetini umursamadan,

Kaba eylemlerini sadistçe sürdüren bir baba.

Kendi kendilerini yönetemeyenler.

Yavrusunun geleceğini ve umutlarını çalan bir çocuk üreticisi…

Kontrolsüz güç sahibi, insan sevmez bir hayal.

Şiddet adamın içinde!

Bir alışveriş merkezinde; sevmesini bilmeyen bir gölge… Öfkeyle beslenen şiddet…

« Git evine bardak kır. Kapılarına vur... Sakız çiğne!» diyemeyen bir çevre...

Hep aynı yobazlar; 'Karı benim karı, severim de, döverimde...'

Hep aynı magandalar; 'Çocuk benim değil mi ister döver, ister severim...'

Doğru!.. Sokak ortasında kurşunlanan kadına affedici olan 'Devlet Baba', sana ne diyebilir, ne yapabilir ki?..

Memlekette rüşvet de var torpilde, 'Burası Türkiye' diyerek, ülkemi 'olumsuzluklar ülkesi gibi GÖRMEYENLERE,

’’Saygılarımla’’ derken;

Cahit Sıtkı Tarancı’nın, ‘Çocukluk’ adını verdiği şiirini Filistin’de, Irak’ta, ’’Şii, Ezici’’ diye; Ellerindeki yavan ekmeklerini yutamadan kahpe kurşunlarla vurulan ve cani ellerle başları kesilerek katledilen çocuklara gönderiyorum...

Affan Dede’ye para saydım

Sattı bana çocukluğumu.

Artık ne yaşım var, ne adım;

Bilmiyorum kim olduğumu.

Hiçbir şey sorulmasın benden;

Haberim yok olan bitenden.

Bu bahar havası, bu bahçe;

Havuzda su şırıl şırıldır.

Uçurtmam bulutlardan yüce,

Zıpzıplarım pırıl pırıldır.

Ne güzel dönüyor çemberim;

Hiç bitmese horoz şekerim!

Tabii ki; bütün bu vahşete seyirci kalan, hatta çanak tutan toplumlara, devletlere ‘Lanet Olsun!’ diyerek...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.