Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

Akbabalar Havada…

Eylül 2013’de kaleme aldığım bir köşe yazıma atmışım bu başlığı; Akbabalar Havada. Tayfun Talipoğlu daha hayatta ve hala(!) gazeteci idi. ‚Hala‘ diyorum çünkü o gün bana; ’’… Ben gazeteciliği bırakacağım, artık şarkıcı olacağım…’’ demişti rahmetli. Neden, diye sorduğumda ise şöyle anlatmıştı sebeplerini; - Ben gelecekte gazetecilerin; sansürsüz, ’şunu yaz, bunu yazma’ denilmeden, özgürce yazı yazamayacakları bir Türkiye görüyorum… - Emir almadan ’dikta’ edilmeden… yazılmasını istemedikleri yazıları yazan birçok değerli ellerin kırıldığını, mürekkep hokkalarının döküldüğünü görüyorum… - Atatürk’ün önderliğinde kurulan bir Cumhuriyet’in, nasıl sonu karanlık, dibi olmayan bir kuyuya itildiğini, gericiliğe doğru sürüklendiğini görüyorum… - Çoğu kez gördüğünü görmemezlikten gelen, el-pençe durarak; “Ferman Sözündür Efendümüz” demeye hazır grup ve kuruluşlar görüyorum. - Fakat gördüklerim içerisinde bana en acı vereni, canımı acıtanı; o kişileri seçerek oralara gelmesine sebep olan insanların şimdi; Ben ne yapabilir ki diyerek çaresizce televizyon karşısında oturup beyinlerini uyuşturan dizileri, gericiliğe özendiren filimler izlemeleri… - Ve “Köprüyü Geçene Kadar Ayıya Dayı” diyen veya “Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın” demeleri. ‘Ben ne yapabilirim ki’ demek bence çok çaresizce bir soru. Benim sandıkta verdiğim o tek oyla seçtiğim, güçlendirdiğim, ‘Milletvekili’ yaptığım kişiyi, yine o tek oyumla ve yine sandıkta güçsüzleştirebilirim… Rant uğruna ormanlarımı, akciğerlerimi yok eden, gözdağı vererek gazetecilerin yazı yazmalarını engelleyenlere sesini çıkartamayan milletvekillerini veya bakanları oturdukları ceylan derili koltuklarından kaldırabilirim… Savaş çığırtkanlarını, onlarca, yüzlerce çocuğun öldürülmesine, gömülememiş cesetleri (Ukrayna’da gördüğümüz gibi) parçalamak için havada tur atan akbabaların uçmasına sebep olan kişileri o TEK OYUMLA alaşağı edebilirim. BEN SAVAŞ İSTEMİYORUM!.. Ben, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, dünyaya örnek; “YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ” ve “VATAN SINIRLARI TEHLİKEYE GİRMEDİĞİ SÜRECE, YAPILAN HER SAVAŞ CİNAYETTİR” diyen sözlerini benimsemek istiyorum. Ve ben; ünlü Alman yazar, şair ve rejisör Eugen Berthold Friedrich Brecht’in(1898 – 1956), tavsiye ettiği bir fikri benimsiyorum; “Düşün, cephede savaş var, her iki tarafta cepheye gitmiyor.” (Ne güzel bir manzara olurdu… Düşünsenize; Her iki taraf komutanın da elleri çenelerinde, karşılıklı oturmuşlar; Eee, askerler gelmedi, ne yapacağız? diye kara-kara düşünüyorlar.) ‘Ben savaş istemiyorum, savaş(lar)a son’ diyenlere, Saygılarımla
Ekleme Tarihi: 18 Mayıs 2022 - Çarşamba

Akbabalar Havada…

Eylül 2013’de kaleme aldığım bir köşe yazıma atmışım bu başlığı; Akbabalar Havada.

Tayfun Talipoğlu daha hayatta ve hala(!) gazeteci idi.

‚Hala‘ diyorum çünkü o gün bana; ’’… Ben gazeteciliği bırakacağım, artık şarkıcı olacağım…’’ demişti rahmetli.

Neden, diye sorduğumda ise şöyle anlatmıştı sebeplerini;

- Ben gelecekte gazetecilerin; sansürsüz, ’şunu yaz, bunu yazma’ denilmeden, özgürce yazı yazamayacakları bir Türkiye görüyorum…

- Emir almadan ’dikta’ edilmeden… yazılmasını istemedikleri yazıları yazan birçok değerli ellerin kırıldığını, mürekkep hokkalarının döküldüğünü görüyorum…

- Atatürk’ün önderliğinde kurulan bir Cumhuriyet’in, nasıl sonu karanlık, dibi olmayan bir kuyuya itildiğini, gericiliğe doğru sürüklendiğini görüyorum…

- Çoğu kez gördüğünü görmemezlikten gelen, el-pençe durarak; “Ferman Sözündür Efendümüz” demeye hazır grup ve kuruluşlar görüyorum.

- Fakat gördüklerim içerisinde bana en acı vereni, canımı acıtanı; o kişileri seçerek oralara gelmesine sebep olan insanların şimdi; Ben ne yapabilir ki diyerek çaresizce televizyon karşısında oturup beyinlerini uyuşturan dizileri, gericiliğe özendiren filimler izlemeleri…

- Ve “Köprüyü Geçene Kadar Ayıya Dayı” diyen veya “Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın” demeleri.

‘Ben ne yapabilirim ki’ demek bence çok çaresizce bir soru.

Benim sandıkta verdiğim o tek oyla seçtiğim, güçlendirdiğim, ‘Milletvekili’ yaptığım kişiyi, yine o tek oyumla ve yine sandıkta güçsüzleştirebilirim…

Rant uğruna ormanlarımı, akciğerlerimi yok eden, gözdağı vererek gazetecilerin yazı yazmalarını engelleyenlere sesini çıkartamayan milletvekillerini veya bakanları oturdukları ceylan derili koltuklarından kaldırabilirim…

Savaş çığırtkanlarını, onlarca, yüzlerce çocuğun öldürülmesine, gömülememiş cesetleri (Ukrayna’da gördüğümüz gibi) parçalamak için havada tur atan akbabaların uçmasına sebep olan kişileri o TEK OYUMLA alaşağı edebilirim.

BEN SAVAŞ İSTEMİYORUM!..

Ben, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, dünyaya örnek;

“YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ” ve

“VATAN SINIRLARI TEHLİKEYE GİRMEDİĞİ SÜRECE, YAPILAN HER SAVAŞ CİNAYETTİR” diyen sözlerini benimsemek istiyorum.

Ve ben; ünlü Alman yazar, şair ve rejisör Eugen Berthold Friedrich Brecht’in(1898 – 1956), tavsiye ettiği bir fikri benimsiyorum; “Düşün, cephede savaş var, her iki tarafta cepheye gitmiyor.”

(Ne güzel bir manzara olurdu…

Düşünsenize; Her iki taraf komutanın da elleri çenelerinde, karşılıklı oturmuşlar; Eee, askerler gelmedi, ne yapacağız? diye kara-kara düşünüyorlar.)

‘Ben savaş istemiyorum, savaş(lar)a son’ diyenlere,

Saygılarımla

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.