Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

1915 OLAYLARI

BİZ "GERÇEĞİ" UNUTUYORUZ AMA… Birinci Dünya Savaşınnda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düşmüştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır’ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir ’Usare Kampı’na hapsedilmişlerdi. Kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tümen, 48. Alaya bağlı Osmanlı  askerleri tutuluyordu. Esir askerlerimiz, 12 Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar. (Her nedense kimse bundan bahsetmez) Bu insanlık dışı muamelelerin ilk nedeni ise kamptaki, Türkçe bilen(!) Ermeni tercümanların yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmalarıydı. İngiliz komutanlar tam bir Türk düşmanı kesilmişlerdi. Savaş bitmişti ancak; Kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizler'in işine gelmiyordu. Çünkü, olası yeni bir savaşta bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri gerek Ermeniler ve gerekse İngilizlerin beyinlerine iyice işlenmişti. Bir tek çözüm vardı; TOPLU KATLİAM. Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle ve süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldular. Ancak (bilinçli olarak)suya normalin çok üzerinde ‚KRİZOL‘ maddesi katılıyordu. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyorlar, hemen çıkmak istiyorlardı. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı. Mehmetçikler, bele kadar gelen suya acı çektikleri için başlarını sokmak istemiyorlar, fakat bu kez İngilizler havaya ateş ediyorlardı Askerler, ölmemek için başlarını mecburen ve çaresiz suya sokuyorlar, ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü; GÖZBEBEKLERİ YANMIŞTI… Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri fayda etmiyordu ve böylece 15(Onbeş) bin askerimiz KÖR oldu. Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak bile-bile kör eden İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerin cezalandırılması için TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler. Fakat… yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu "Hesap Sorma" da unutuldu gitti. …ONLAR "GERÇEKDIŞINI" UNUTMUYORLAR!!! Ermeniler kendi vahşet ve barbarlıklarını unutup(Hocalı Katliamı gibi), zamanın şarlarına göre yaşanan; açlık, soğuk ve hastalıklardan ölen Ermeni vatandaşları ‚Soykırım‘ ambalajı ile dünya kamuoyuna sunuyorlar… Dahada vahimi; malum birilerinin, kendi barbarlıklarını ört-bas etmek için bu asılsız karalama kampanyalarına çanak tutması… Bu çanakçılardan birisi de, Almanyada yayımlanan GeoEpoche dergisi… Tütkiye’nin Almanya Büyükelçisi Hüseyin Avni KARSLIOĞLU ile, iki ayda bir yayımlanan "GEO EPOHE" dergisi ŞefRedaktörü Michael SCHAPER arasındaki eMail yazışmasına sebep olan; ’’Ermenilerin Öldürülmesi Soykırımı Değil mi?’’ (Mord an den Armeniern; kein Genozid?) başlıklı yazı, aynı zamanda resimlerlede donatılmış… 'BELGE' niteliğinde hazırlanan haberin yankıları ise hala devam ediyor. Mecmuanın yazarları; Stefan SEDLMAİR(45) ve Thomas WACHTER(53) nereden aldıklarını belirtmeden hazırladıkları yazıyı, okurlara tek taraflı bilgilere dayanarak sunmuşlar. Duruma itiraz yazısı yazan Büyükelçi Karslıoğlu’na cevap veren Mecmuanın başyazarı Schaper ise; "… Bizim yayımladığımız yazıda hiç bir değişiklik yapılmayacaktır, yazımız doğruları yansıtmaktadır…" şeklinde cevaplıyor. Bu cevaba karşılık başka bir yazı yazılmıyarak, yazarların nerelerden aldıkları belli olmayan bu yazı dizisi de böylece kabullenmiş oluyor… Saygılarımla
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2014 - Perşembe

1915 OLAYLARI

BİZ "GERÇEĞİ" UNUTUYORUZ AMA…

Birinci Dünya Savaşınnda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düşmüştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır’ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir ’Usare Kampı’na hapsedilmişlerdi.

Kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tümen, 48. Alaya bağlı Osmanlı  askerleri tutuluyordu.

Esir askerlerimiz, 12 Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar.

(Her nedense kimse bundan bahsetmez)

Bu insanlık dışı muamelelerin ilk nedeni ise kamptaki, Türkçe bilen(!) Ermeni tercümanların yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmalarıydı. İngiliz komutanlar tam bir Türk düşmanı kesilmişlerdi.

Savaş bitmişti ancak;

Kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizler'in işine gelmiyordu.

Çünkü, olası yeni bir savaşta bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri gerek Ermeniler ve gerekse İngilizlerin beyinlerine iyice işlenmişti.

Bir tek çözüm vardı; TOPLU KATLİAM.

Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle ve süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldular.

Ancak (bilinçli olarak)suya normalin çok üzerinde ‚KRİZOL‘ maddesi katılıyordu.

Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyorlar, hemen çıkmak istiyorlardı. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.

Mehmetçikler, bele kadar gelen suya acı çektikleri için başlarını sokmak istemiyorlar, fakat bu kez İngilizler havaya ateş ediyorlardı

Askerler, ölmemek için başlarını mecburen ve çaresiz suya sokuyorlar, ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu.

Çünkü; GÖZBEBEKLERİ YANMIŞTI…

Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri fayda etmiyordu ve böylece 15(Onbeş) bin askerimiz KÖR oldu.

Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak bile-bile kör eden İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerin cezalandırılması için TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler.

Fakat… yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu "Hesap Sorma" da unutuldu gitti.

…ONLAR "GERÇEKDIŞINI" UNUTMUYORLAR!!!

Ermeniler kendi vahşet ve barbarlıklarını unutup(Hocalı Katliamı gibi), zamanın şarlarına göre yaşanan; açlık, soğuk ve hastalıklardan ölen Ermeni vatandaşları ‚Soykırım‘ ambalajı ile dünya kamuoyuna sunuyorlar…

Dahada vahimi; malum birilerinin, kendi barbarlıklarını ört-bas etmek için bu asılsız karalama kampanyalarına çanak tutması…

Bu çanakçılardan birisi de, Almanyada yayımlanan GeoEpoche dergisi…

Tütkiye’nin Almanya Büyükelçisi Hüseyin Avni KARSLIOĞLU ile, iki ayda bir yayımlanan "GEO EPOHE" dergisi ŞefRedaktörü Michael SCHAPER arasındaki eMail yazışmasına sebep olan; ’’Ermenilerin Öldürülmesi Soykırımı Değil mi?’’ (Mord an den Armeniern; kein Genozid?) başlıklı yazı, aynı zamanda resimlerlede donatılmış…

'BELGE' niteliğinde hazırlanan haberin yankıları ise hala devam ediyor.

Mecmuanın yazarları; Stefan SEDLMAİR(45) ve Thomas WACHTER(53) nereden aldıklarını belirtmeden hazırladıkları yazıyı, okurlara tek taraflı bilgilere dayanarak sunmuşlar.

Duruma itiraz yazısı yazan Büyükelçi Karslıoğlu’na cevap veren Mecmuanın başyazarı Schaper ise; "… Bizim yayımladığımız yazıda hiç bir değişiklik yapılmayacaktır, yazımız doğruları yansıtmaktadır…" şeklinde cevaplıyor.

Bu cevaba karşılık başka bir yazı yazılmıyarak, yazarların nerelerden aldıkları belli olmayan bu yazı dizisi de böylece kabullenmiş oluyor…

Saygılarımla

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.