İnsanların beslenme ve barınma temel ihtiyaçlarından sonraki en önemli ihtiyacı güvenliktir. Artık bilgi çağındayız ve bilginin hızına yetişmek neredeyse mümkün değil. Bilginin dijital ortamdaki artış hızı geometrik artışı bile geride bırakacak kadar aşırı hızlı. Gelişen teknoloji ve dijital çağ beraberinde çok sayıda sorunu da birlikte getiriyor. Siber saldırı, virüs, hacker gibi terimleri yeni tanıdık ama, etkilerini çok derinden hissediyoruz. En basit anlatımla, bilgisayarına virüs girmeyen veya telefonu çökmeyen kimse yoktur. Saldırı sonucunda çöken siteler, çalınan kişisel bilgiler, dolandırılan insanlarla ilgili haberleri sıkça görüyoruz. Bunlar oluşabilecek siber tehlikeler yanında gülünç kalıyor. Teknolojiyi üretmekten ziyade alıp kullanan bir ülke olarak en çok siber saldırıya uğrayan ülkeler arasında sayılıyoruz. Güvenli olmayan program ve yazılım kullanılması, güvenliğe önem vermeyişimiz, yeni gelişmelere yeterince uyum sağlamamamız gibi nedenlerden dolayı yaşadığımız saldırıların sayısı artıyor. Neden artmasın ki? Gerek resmi kurumların gerekse özel sektördeki vurdumduymazlık ve dağınık yapı, araştırma ve geliştirmeye yeterince önem verilmemesi, siber açıkların kapatılmaması, teknolojinin yakından takip edilmemesi, dijital veri tabanlarının siber saldırıların kolay hedefi olmasını sağlıyor. İleri teknoloji konusunda çalışmalar yapan çok sayıda kurum ve kuruluş var. Özellikle üniversiteler ve teknokentler önemli hizmetler sunuyor. İşte bu kurumları harekete geçirecek olanlar, bir an önce harekete geçip siber güvenlik konusunda gerekli önlemlerin hızla alınması gerekiyor. Siber Güvenlik konusunda hem yurt içi hem de yurt dışında önemli çalışmaları ve yayınları olan Bilişim Baş Uzmanı olarak çalışan bir dostumuz bu konuda sürekli uyarılarda bulunuyor, geleceğin siber güvenlikte bulunduğunu söylüyor. Bilişim uzmanı dostumuzun sıkça vurguladığı gibi, özellikle savunma sanayi başta olmak üzere, yapay zekâ ve diğer teknolojik gelişmelere ayak uydurmanın yolu siber güvenlikten geçiyor. Uzman dostumuzun ve konu ile ilgili diğer kişilerin uyarıları, konu ile ilgili olarak yazılan makaleler ve yazılarda siber güvenliğin önemi ne kadar çok anlatılsa da ilgili kişi ve kurumların bu işin ciddiyetini kavradığını sanmıyoruz. Buna bağlı olarak ülkemizin siber saldırılara açık durumda olduğunu görmek bizi fazlasıyla üzüyor. Umarım en kısa sürede siber güvenlik konusunda gerekenler yapılır, siber saldırılara karşı önlemler alınır. Çağrı cihazları, cep telefonları, uydular, yüksek teknoloji ürünleri üzerinden yapılan ve yapılabilecek saldırıların boyutunu tahmin bile edemezsiniz. Bu konuda üretilen komplo teorilerinin tamamı yakın zamanda siber saldırı olarak gerçekleşebilir. Bunun en somut örneğini İsrail devletinin yaptığı saldırılarda açıkça görebilirsiniz. Ülkemizde ciddi anlamda siber güvenlik zaafı var ve bu konu ile mücadele edecek mevcut kurumlar yeterli değil. Ülkemizdeki bürokratik yapı ne yazık ki yüksek teknoloji ürünlerine gereken önemi vermiyor, çeşitli bahanelerle, yerli teknolojik ürünler yerine yabancı ürünleri tercih ediyor. İşin ilginç yanı, savunma sanayi kuruluşlarının haberleşme ve iletişim sistemleri yerli değil, buna bağlı olarak çok yüksek siber güvenlik riski taşıyorlar. Hatta siber Savunma sanayimiz için yerli ürün üretenler yeterince desteklenmiyor, üvey evlat muamelesi görüyor. Sonuç olarak; her şeyi ben bilirim demekle olmuyor. Ülkemizin acilen liyakatli isimlerin görev yapacağı bir Siber Güvenlik Teşkilatı’na ihtiyaç var. Ayrıca önemine göre tüm özel ve kamu kurumlarının da siber güvenlik açısından denetlenmesi, ilgili kişilerin eğitilmesi ve saldırılara karşılık teknolojik olarak savunma amaçlı önlemler alınması gerekiyor. “Milli Savunma, iç ve dış güvenliği sağlamakla gerçekleşir.” (Mustafa Kemal Atatürk)