Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

Konuşan eş(Ş)ek…

Ülkemde ‘Sokak’ tabirleri çoğalıyor; Sokak kadını, sokak çocuğu, sokak hayvanı… Eline keser alan marangoz, mala alan sıvacı, tornavida, çekiç tutanda elektrikçi. Diploması olanlara, eğitimini aldığı mesleğini düzgün yapanlara saygısızlık değil mi bu? Vergisini veren, sigortasını ödeyen, yaptığı işin arkasında duranlara ve hatta işsiz gezen, (bulabilirse) amelelik yapan üniversite mezunlarına hakaret değil mi? Çoğu kayıtsız, belgesiz, hatta sigortasız. İş emniyeti dersen hak getire. Al sana masrafsız, mesuliyetsiz yeni bir meslek türü; SOKAK TAMİRCİSİ. Yetkililer hep ihbar mı bekliyorlar. Veya hep halk mı muhbir olmalı? Kulakları çınlasın Reha Muhtar gibi benimde bazen bağırasım geliyor: Nerede bu Esnaf Sanatkarlar Odası, nerede bu Ticaret Odası(!?) diye. Didim‘de ‚taş yığını haline gelmeye başladı. Garson, manav, turşucu emlakçılık yapıyor. Ve de hatırı sayılır bir oranda… Ben yazayım 50, siz deyin 70… Sizce? Gönül ister ki herkesin otomobili olsun. Otomobil sahibi olmak ülkemizde hala‚ Lüks gibi. (Üstüne üstlük trafik suçu, ihlaller… Maganda sayısının da Maşallahı var.) Dayı(sı) olan memur, amcası, parası olan amir… Gazeteci mi? Ohoo, her türlüsü var; Mekteplisi, alaylısı (ben alaylıyım)… Türkiye genelinde; Yandaş, yoldaş medya, özgür medya şimdide‚ ‘Kanka’ Medya(!) çıkmış. Hikâye bu ya, şehrin birine bir gün büyük bir sirk gelir. Sirk sahibi o şehirde yaşayan bir eşek eğitmeninin ününü duyar. Eğitmen eşekleri kullanma amacına göre yetiştirmektedir ve mesleğinde oldukça başarılıdır. Sirk sahibi eğitmeni çağırır ondan‚ ‘İnsan Gibi Konuşan’ bir eşek eğitmesini ister, eşek eğitmenine yüklüce bir ücret teklif eder. Eğitmen eşekleri arasından en yeteneklisini seçer ve ona insan gibi konuşmasını öğretir. Sirkin ünü konuşan eşek sayesinde kısa sürede tüm ülkeye yayılır. Ülkede çalışan diğer sirk sahipleri de bu eşek eğitmenine konuşan eşek siparişleri verirler. Eğitmen işini daha da ilerleterek konuşan eşek yanında nutuk çeken, konferans veren, hatta fıkra anlatan eşekler yetiştirmeye başlar. Gel zaman, git zaman artık sirklerde konuşan eşek gösterileri rağbet görmemeye başlar. Sirk sahibi, eğitmenden bu kez, anıran bir insan eğitmesini ister. Al sana yeni bir meslek türü; Anıran insan… Ancak, bu kez ülkede işler bozulmaya, konuşmasını öğrenen eşekler yük taşımasını unutmaya başlarlar, buna bağlı olarak yoksulluk ve açlık sorunu baş gösterir. Kent halkı çareyi bir bilginden fikir sormak olduğunu düşünürler ve giderler. Bilge adam şöyle der; “Yeryüzündeki her varlığın kendine has öğrendiği bir işi, işlevi vardır. Bu sizin yaşadığınızda bunun tipik örneğidir. İnsan konuşur, eşek yük taşır. Bu işin olağanıdır. Siz insanın işini eşeğe, eşeğin işini de insana yaptırmaya kalkışmışınız? Bu sirklerde güzel görünebilir, caziptir de… Ancak dünya bir sirk değildir. İnsan soyu konuşan insanı daha iyi ve daha doğru konuşturabilirse, yük taşıyan eşeğe daha çok, daha uzun yol yük taşıtabilirse başarılı olur. Siz ‚olağanüstülük‘ merakına kapılıp, eşeği konuşturdunuz, insanı da anırttırdınız. Bırakın insan insanlığını, eşek de eşekliğini yapsın. Hatta elinizden geldiğince daha da iyisini yaptırın onlara…” ‘Oğlum sana söylüyorum, gelinim sen anla‘ atasözünü sevenlere, Birde kulakları çınlayanlara, Saygılarımla
Ekleme Tarihi: 09 Şubat 2019 - Cumartesi

Konuşan eş(Ş)ek…

Ülkemde ‘Sokak’ tabirleri çoğalıyor;

Sokak kadını, sokak çocuğu, sokak hayvanı…

Eline keser alan marangoz, mala alan sıvacı, tornavida, çekiç tutanda elektrikçi.

Diploması olanlara, eğitimini aldığı mesleğini düzgün yapanlara saygısızlık değil mi bu?

Vergisini veren, sigortasını ödeyen, yaptığı işin arkasında duranlara ve hatta işsiz gezen, (bulabilirse) amelelik yapan üniversite mezunlarına hakaret değil mi?

Çoğu kayıtsız, belgesiz, hatta sigortasız. İş emniyeti dersen hak getire.

Al sana masrafsız, mesuliyetsiz yeni bir meslek türü; SOKAK TAMİRCİSİ.

Yetkililer hep ihbar mı bekliyorlar. Veya hep halk mı muhbir olmalı?

Kulakları çınlasın Reha Muhtar gibi benimde bazen bağırasım geliyor:

Nerede bu Esnaf Sanatkarlar Odası, nerede bu Ticaret Odası(!?) diye.

Didim‘de ‚taş yığını haline gelmeye başladı. Garson, manav, turşucu emlakçılık yapıyor.

Ve de hatırı sayılır bir oranda… Ben yazayım 50, siz deyin 70… Sizce?

Gönül ister ki herkesin otomobili olsun. Otomobil sahibi olmak ülkemizde hala‚ Lüks gibi. (Üstüne üstlük trafik suçu, ihlaller… Maganda sayısının da Maşallahı var.)

Dayı(sı) olan memur, amcası, parası olan amir…

Gazeteci mi? Ohoo, her türlüsü var; Mekteplisi, alaylısı (ben alaylıyım)…

Türkiye genelinde; Yandaş, yoldaş medya, özgür medya şimdide‚ ‘Kanka’ Medya(!) çıkmış.

Hikâye bu ya, şehrin birine bir gün büyük bir sirk gelir.

Sirk sahibi o şehirde yaşayan bir eşek eğitmeninin ününü duyar.

Eğitmen eşekleri kullanma amacına göre yetiştirmektedir ve mesleğinde oldukça başarılıdır.

Sirk sahibi eğitmeni çağırır ondan‚ ‘İnsan Gibi Konuşan’ bir eşek eğitmesini ister, eşek eğitmenine yüklüce bir ücret teklif eder.

Eğitmen eşekleri arasından en yeteneklisini seçer ve ona insan gibi konuşmasını öğretir.

Sirkin ünü konuşan eşek sayesinde kısa sürede tüm ülkeye yayılır. Ülkede çalışan diğer sirk sahipleri de bu eşek eğitmenine konuşan eşek siparişleri verirler. Eğitmen işini daha da ilerleterek konuşan eşek yanında nutuk çeken, konferans veren, hatta fıkra anlatan eşekler yetiştirmeye başlar.

Gel zaman, git zaman artık sirklerde konuşan eşek gösterileri rağbet görmemeye başlar.

Sirk sahibi, eğitmenden bu kez, anıran bir insan eğitmesini ister.

Al sana yeni bir meslek türü; Anıran insan…

Ancak, bu kez ülkede işler bozulmaya, konuşmasını öğrenen eşekler yük taşımasını unutmaya başlarlar, buna bağlı olarak yoksulluk ve açlık sorunu baş gösterir. Kent halkı çareyi bir bilginden fikir sormak olduğunu düşünürler ve giderler. Bilge adam şöyle der;

“Yeryüzündeki her varlığın kendine has öğrendiği bir işi, işlevi vardır. Bu sizin yaşadığınızda bunun tipik örneğidir. İnsan konuşur, eşek yük taşır. Bu işin olağanıdır. Siz insanın işini eşeğe, eşeğin işini de insana yaptırmaya kalkışmışınız?

Bu sirklerde güzel görünebilir, caziptir de… Ancak dünya bir sirk değildir.

İnsan soyu konuşan insanı daha iyi ve daha doğru konuşturabilirse, yük taşıyan eşeğe daha çok, daha uzun yol yük taşıtabilirse başarılı olur. Siz ‚olağanüstülük‘ merakına kapılıp, eşeği konuşturdunuz, insanı da anırttırdınız. Bırakın insan insanlığını, eşek de eşekliğini yapsın. Hatta elinizden geldiğince daha da iyisini yaptırın onlara…”

‘Oğlum sana söylüyorum, gelinim sen anla‘ atasözünü sevenlere,

Birde kulakları çınlayanlara,

Saygılarımla

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.