Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Süleyman Çokay
Köşe Yazarı
Süleyman Çokay
 

Optimum Stres

Stres, yapıcı stres “ eustres “ ve yıkıcı stres “ distress” olarak ikiye ayrılır. Bunlardan birincisi yaşandıkça neşe, canlılık ve kazanç sağlayan, istenmesi gereken bir durumdur. Psikologlar konunun bu boyutu üzerinde durmuş ve stresin sadece yıkıcı stresle eş anlamlı olup olmadığını araştırmıştır. Şimdiye kadar stresi, olumsuz ve kişinin bütünlüğünü bozan istenilmeyen bir durum olarak tanımlanmıştır. Oysa stres her zaman istenmeyen bir durum değildir. Burada dikkat edilmesi gereken yaşanan stresin seviyesidir. Çünkü belirli oranda stres insanları araştırmaya, çalışmaya, yeni şeyler yaratmaya, heyecanlandırmaya ve kazanmaya teşvik edebilir. Belirli oranda stres bedensel ve zihinsel işlevlerin verimliliğini ayakta tutmak ve olası sorunlara karşı kişiyi hazırlıklı kılmak için gereklidir. Stresin çok düşük ya da çok yüksek şiddette algılanması bireylerin kötü bir performans sergilemesine neden olur. Şiddetin çok yüksek algılanması kişinin işine konsantre olamamasını, yaptığı işe yeterince kendisini verememesini; çok düşük algılanması ise yaptığı işten zevk alamamasını sağlar. Bu nedenle kişi ya da sporcular aşırı stresten de yetersiz stresten de kaçınmalı ve performansını olumlu etkileyecek stres seviyesini bulmaya çalışmalıdır. Optimum stres seviyesi en iyi performans aralığıdır. Kişiler günlük hayatlarında, öğrencilerde ders çalışma zamanlarında ve sporcular spor yaşamları boyunca kendilerini bu optimum stres seviyesinde tutabilirlerse performanslarının ve yaşam kalitelerinin bundan olumlu etkilendiğini ve performanslarının tutarlılığında ciddi bir gelişme meydana geldiğini göreceklerdir. Optimum stres seviyesinin herkes için farklı olduğu unutulmaması gereken diğer önemli bir konudur.  Bazı insanlar için optimum olan seviye diğerleri için düşük olabilmektedir ya da tam tersi. Ayrıca optimum stresin seviyesi gibi onun uzunluğu ve süresi de kişiden kişiye değişmektedir. Bu da kişilerin kendi optimum seviyelerini kendilerinin bilmesini gerektirmektedir. Hayat koşuşturmasında kauçuk lastik gibi olmak önemlidir. Zaman ve yere göre esnemesini de bilmeliyiz. Sonuç olarak stresin iki yüzü vardır. Dozunda alırsak bizi tetikte tutar, dozu kaçarsa bizi depresyona sokar.
Ekleme Tarihi: 01 Aralık 2015 - Salı

Optimum Stres

Stres, yapıcı stres “ eustres “ ve yıkıcı stres “ distress” olarak ikiye ayrılır. Bunlardan birincisi yaşandıkça neşe, canlılık ve kazanç sağlayan, istenmesi gereken bir durumdur. Psikologlar konunun bu boyutu üzerinde durmuş ve stresin sadece yıkıcı stresle eş anlamlı olup olmadığını araştırmıştır.

Şimdiye kadar stresi, olumsuz ve kişinin bütünlüğünü bozan istenilmeyen bir durum olarak tanımlanmıştır. Oysa stres her zaman istenmeyen bir durum değildir. Burada dikkat edilmesi gereken yaşanan stresin seviyesidir. Çünkü belirli oranda stres insanları araştırmaya, çalışmaya, yeni şeyler yaratmaya, heyecanlandırmaya ve kazanmaya teşvik edebilir. Belirli oranda stres bedensel ve zihinsel işlevlerin verimliliğini ayakta tutmak ve olası sorunlara karşı kişiyi hazırlıklı kılmak için gereklidir.

Stresin çok düşük ya da çok yüksek şiddette algılanması bireylerin kötü bir performans sergilemesine neden olur. Şiddetin çok yüksek algılanması kişinin işine konsantre olamamasını, yaptığı işe yeterince kendisini verememesini; çok düşük algılanması ise yaptığı işten zevk alamamasını sağlar. Bu nedenle kişi ya da sporcular aşırı stresten de yetersiz stresten de kaçınmalı ve performansını olumlu etkileyecek stres seviyesini bulmaya çalışmalıdır.

Optimum stres seviyesi en iyi performans aralığıdır. Kişiler günlük hayatlarında, öğrencilerde ders çalışma zamanlarında ve sporcular spor yaşamları boyunca kendilerini bu optimum stres seviyesinde tutabilirlerse performanslarının ve yaşam kalitelerinin bundan olumlu etkilendiğini ve performanslarının tutarlılığında ciddi bir gelişme meydana geldiğini göreceklerdir.

Optimum stres seviyesinin herkes için farklı olduğu unutulmaması gereken diğer önemli bir konudur.  Bazı insanlar için optimum olan seviye diğerleri için düşük olabilmektedir ya da tam tersi. Ayrıca optimum stresin seviyesi gibi onun uzunluğu ve süresi de kişiden kişiye değişmektedir. Bu da kişilerin kendi optimum seviyelerini kendilerinin bilmesini gerektirmektedir.

Hayat koşuşturmasında kauçuk lastik gibi olmak önemlidir. Zaman ve yere göre esnemesini de bilmeliyiz.

Sonuç olarak stresin iki yüzü vardır. Dozunda alırsak bizi tetikte tutar, dozu kaçarsa bizi depresyona sokar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.