Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Süleyman Çokay
Köşe Yazarı
Süleyman Çokay
 

Çocuklar ve TV’deki Patlama Görüntüleri

Son dönemde yaşadığımız üzücü olaylar ister istemez ev içindeki iletişimin soğumasına yol açmakta. Aile büyükleri televizyonlarda ki bu görüntüleri, haberleri izlerken küçük çocuklarda bu sahneleri görebilmekte. Yaşlarının gereği meraklı soruları da artmakta. Bu durumda çocuklara bir travma yaşatmamak için bazı özel davranışlar sergilememiz gerekmekte. Psikolojik danışman arkadaşımız Serdar Çankaya’nın bu konuyla ilgili danışanından aldığı bilgilere dilerseniz bakalım. Ankara’daki patlama haberine ilk rastladığımda, telefon elimde öylece kalakaldım. Okuduklarımın doğruluğuna inanmakta güçlük çekiyordum. Şaşkınlık içinde eşimin yanına, diğer odaya gittim. Bir şey söylemeden telefonu uzattım, yazılanları o da okudu. Dehşet dolu gözlerle birbirimize bakıyorduk. Hemen o anda sekiz yaşındaki büyük kızımız geldi yanımıza. Yüzümüzdeki ifadenin nedenini anlamaya çalışıyordu. “Bir şey mi oldu?” diye sordu. Nasıl cevap vereceğimizi bilemedik. Normalde de kaygı eğilimli olan kızımıza, Ankara ile ilgili bilgi vermek konusunda tereddütlüydük çünkü öğleden sonra kalkacak bir uçakla, Ankara’ya gitmek üzereydik. Kızım da Ankara’ya götüreceği kıyafetleri konusunda fikrimizi almak için yanımıza gelmişti. Hazırlıksız yakalandığımız o anda, gerçeği kızımızdan gizledik. Bilgi sahibi olmadan, temelsiz açıklamalar yapmamızın ona bir yararı olmazdı. Kızım bir şeyler olduğunu hissetti ama yolculuğun heyecanıyla üstünde durmadı. Çok geçmeden, havaalanına gitmek üzere evden çıktık. Uçağa binmek için kapıya geldiğimizde, hemen yanı başımıza ağlayan bir kadın oturdu. Elinde sadece bir market poşeti vardı. Yola hazırlıksız çıkmış gibiydi. Sürekli telefonda konuşuyor, birilerinden bilgi almaya çabalıyordu. Yardım edebileceğim bir şey olup olmadığını sordum. Kardeşinin patlamada yaralandığını ama nerede, ne durumda olduğunu öğrenemediğini söyledi. “Numune Hastanesi’nde bir tanıdığınız var mı?” dedi. Çaresizlik içindeydi. Bu konuşmaları kızımın yanında yapmak zorunda kaldık. Kızım bana kaygılı gözlerle baktı. Evde ondan ne sakladığımızı anlamıştı. Eminim, Cumartesi gününden bu yana sizler de benzer durumları yaşamışsınızdır. Böylesi olayları çocuklarımızdan saklayamıyoruz. Mutlaka bir yerlerden duyuyor, görüyorlar. O yüzden en doğrusu, bu bilgiyi bizden almaları. Olay ne kadar sarsıcı olursa olsun, doğru yapılandırılmış bir etkileşim süreci, çocuklarımızın bu tür yaşantıları en az hasarla atlatmalarını sağlayacaktır.
Ekleme Tarihi: 20 Ekim 2015 - Salı

Çocuklar ve TV’deki Patlama Görüntüleri

Son dönemde yaşadığımız üzücü olaylar ister istemez ev içindeki iletişimin soğumasına yol açmakta. Aile büyükleri televizyonlarda ki bu görüntüleri, haberleri izlerken küçük çocuklarda bu sahneleri görebilmekte. Yaşlarının gereği meraklı soruları da artmakta. Bu durumda çocuklara bir travma yaşatmamak için bazı özel davranışlar sergilememiz gerekmekte.

Psikolojik danışman arkadaşımız Serdar Çankaya’nın bu konuyla ilgili danışanından aldığı bilgilere dilerseniz bakalım.

Ankara’daki patlama haberine ilk rastladığımda, telefon elimde öylece kalakaldım. Okuduklarımın doğruluğuna inanmakta güçlük çekiyordum. Şaşkınlık içinde eşimin yanına, diğer odaya gittim. Bir şey söylemeden telefonu uzattım, yazılanları o da okudu. Dehşet dolu gözlerle birbirimize bakıyorduk. Hemen o anda sekiz yaşındaki büyük kızımız geldi yanımıza. Yüzümüzdeki ifadenin nedenini anlamaya çalışıyordu. “Bir şey mi oldu?” diye sordu.

Nasıl cevap vereceğimizi bilemedik. Normalde de kaygı eğilimli olan kızımıza, Ankara ile ilgili bilgi vermek konusunda tereddütlüydük çünkü öğleden sonra kalkacak bir uçakla, Ankara’ya gitmek üzereydik. Kızım da Ankara’ya götüreceği kıyafetleri konusunda fikrimizi almak için yanımıza gelmişti.

Hazırlıksız yakalandığımız o anda, gerçeği kızımızdan gizledik. Bilgi sahibi olmadan, temelsiz açıklamalar yapmamızın ona bir yararı olmazdı. Kızım bir şeyler olduğunu hissetti ama yolculuğun heyecanıyla üstünde durmadı. Çok geçmeden, havaalanına gitmek üzere evden çıktık. Uçağa binmek için kapıya geldiğimizde, hemen yanı başımıza ağlayan bir kadın oturdu. Elinde sadece bir market poşeti vardı. Yola hazırlıksız çıkmış gibiydi. Sürekli telefonda konuşuyor, birilerinden bilgi almaya çabalıyordu. Yardım edebileceğim bir şey olup olmadığını sordum. Kardeşinin patlamada yaralandığını ama nerede, ne durumda olduğunu öğrenemediğini söyledi. “Numune Hastanesi’nde bir tanıdığınız var mı?” dedi. Çaresizlik içindeydi. Bu konuşmaları kızımın yanında yapmak zorunda kaldık. Kızım bana kaygılı gözlerle baktı. Evde ondan ne sakladığımızı anlamıştı.

Eminim, Cumartesi gününden bu yana sizler de benzer durumları yaşamışsınızdır. Böylesi olayları çocuklarımızdan saklayamıyoruz. Mutlaka bir yerlerden duyuyor, görüyorlar. O yüzden en doğrusu, bu bilgiyi bizden almaları. Olay ne kadar sarsıcı olursa olsun, doğru yapılandırılmış bir etkileşim süreci, çocuklarımızın bu tür yaşantıları en az hasarla atlatmalarını sağlayacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.