Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Süleyman Çokay
Köşe Yazarı
Süleyman Çokay
 

Aşkın Psikolojisi

Beynimizin her duygusal açılım ile ilgili kimyasal bir bileşeni vardır. Ne tür duygular varsa buna bağlı olan salınımlar söz konusu olur. Aşkın kimyası üzerine yapılan araştırmalarda, aşk esnasında beyinde keyif verici, gevşetici, vücuttaki ağrıları giderici, morfin benzeri bir madde salgılandığı tespit edilmiştir. Aşk insanın her hücresinde kendini gösteren bir durumdur. Biyolojik olmasının yanında tüm psikolojik yatırımlarımızı etkileyen, sosyal paylaşımlarımızı içeren bir eylemdir. Üretme kapasitesine sahip olduğumuz sürece aşk kaçınılmazdır. Atomun içindeki çekim kuvveti nasıl bir yapı oluşturuyorsa bizler arasındaki yakınlaşmayı sağlayan şey sevgi duygusudur. Murathan Mungan’ın tanımladığı gibi “akşamüstünün gölgeli bir saatinde, yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşacağımız, omuzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayacağımız bir omuzun, belimizi kavrayan bir elin değerini”, “hayatımızdaki 112”lerin biricikliğini anlayabiliyor muyuz? Bunu başarabilirsek aşkın bilgisine ulaşabiliriz. Yıldızların bizim için parladığı anları göremeyen gözlerimiz, gün gelir, hayatımızdan kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir. Hüzünlü aşkların temelinde de bu yatar. Sağlıklı aşk kişiyi yaşama bağlar, gezginci bir ruha dönüştürür. Pozitif ve uyumlu bir yapı söz konusudur. Bağımlı aşk ise kişiyi depresif yapar, agresif ve çocukça hareketlere iter. Bir bireye bağımlı ise kendisi sevgi de üretemiyordur. Aşık olduğu kişiye karşı bağımlılık varsa, kendini bütün dünyaya kapatır. Bu yüzden “senin için her şeyi yaparım” vurgusu, kontrolsüz gelişirse aşkın kendi yangınında ölmesine yol açar. Erken rüzgâr, fazla har ilişkiyi söndürür. Beynimiz ne kadar donanımlı ise aşk hayatımız da, o kadar iyidir. Kişinin beyni kısır, donuk, paylaşıma açık değil ise aşk hayatı da o kadar kısırdır. Aşk zihni açar,  hormonları canlandırır. Mutlu birliktelikler için her aşkın kendi haklarını yaratmasına izin vermek gereklidir. Buda bireysellikten ve özgürlüklerden geçer. Son olarak “Aşkı bulmak için kendinizden firar etmeyin” diyerek keyifli günler diliyorum. Görüşmek üzere…
Ekleme Tarihi: 22 Aralık 2015 - Salı

Aşkın Psikolojisi

Beynimizin her duygusal açılım ile ilgili kimyasal bir bileşeni vardır. Ne tür duygular varsa buna bağlı olan salınımlar söz konusu olur. Aşkın kimyası üzerine yapılan araştırmalarda, aşk esnasında beyinde keyif verici, gevşetici, vücuttaki ağrıları giderici, morfin benzeri bir madde salgılandığı tespit edilmiştir.

Aşk insanın her hücresinde kendini gösteren bir durumdur. Biyolojik olmasının yanında tüm psikolojik yatırımlarımızı etkileyen, sosyal paylaşımlarımızı içeren bir eylemdir. Üretme kapasitesine sahip olduğumuz sürece aşk kaçınılmazdır. Atomun içindeki çekim kuvveti nasıl bir yapı oluşturuyorsa bizler arasındaki yakınlaşmayı sağlayan şey sevgi duygusudur.

Murathan Mungan’ın tanımladığı gibi “akşamüstünün gölgeli bir saatinde, yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşacağımız, omuzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayacağımız bir omuzun, belimizi kavrayan bir elin değerini”, “hayatımızdaki 112”lerin biricikliğini anlayabiliyor muyuz? Bunu başarabilirsek aşkın bilgisine ulaşabiliriz.

Yıldızların bizim için parladığı anları göremeyen gözlerimiz, gün gelir, hayatımızdan kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir. Hüzünlü aşkların temelinde de bu yatar.

Sağlıklı aşk kişiyi yaşama bağlar, gezginci bir ruha dönüştürür. Pozitif ve uyumlu bir yapı söz konusudur. Bağımlı aşk ise kişiyi depresif yapar, agresif ve çocukça hareketlere iter. Bir bireye bağımlı ise kendisi sevgi de üretemiyordur. Aşık olduğu kişiye karşı bağımlılık varsa, kendini bütün dünyaya kapatır. Bu yüzden “senin için her şeyi yaparım” vurgusu, kontrolsüz gelişirse aşkın kendi yangınında ölmesine yol açar. Erken rüzgâr, fazla har ilişkiyi söndürür.

Beynimiz ne kadar donanımlı ise aşk hayatımız da, o kadar iyidir. Kişinin beyni kısır, donuk, paylaşıma açık değil ise aşk hayatı da o kadar kısırdır. Aşk zihni açar,  hormonları canlandırır.

Mutlu birliktelikler için her aşkın kendi haklarını yaratmasına izin vermek gereklidir. Buda bireysellikten ve özgürlüklerden geçer.

Son olarak “Aşkı bulmak için kendinizden firar etmeyin” diyerek keyifli günler diliyorum.

Görüşmek üzere…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.