Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Süleyman Çokay
Köşe Yazarı
Süleyman Çokay
 

Ah Şu Depresyon

Depresyon modern çağımızın en göze çarpan salgın hastalığı halinde gelmiştir. Yıldan yıla büyük artış gösteren depresyon sadece yetişkinlerde değil çocuklarda da sıklıkla görülür olmuştur.BBC'nin araştırmasına göre depresyon ve anksiyete konusunda tedaviye başlama yaşı beşe kadar inmiştir.   Depresyonun artışına karşılık antidepresan kullanımında da artış olması sürp-riz değil elbette. Örneğin Türkiye’de 2005 yılında yaklaşık 20 milyon kutu olan kul-lanım 2010 yılında 34 milyon kutuyu geç­miş, yani antidepresan kullanımı beş yılda neredeyse % 65 artmış. İşte bu rakamlar nedeniyle de depresyon hem bireysel açı-dan hem de toplumsal açıdan bir halk sağ-lığı sorunu olarak görülüyor.Bu gün birçok çantanın içinde antidepresan vardır.   İçinde bulunduğumuz mevsimin özellikleri, puslu havalar, güneş ışığının az olması bizlerin biraz daha agresif olmasına yol açıyor. Zorlu ve yoğun iş temposu, gelecek kaygısı,maddi sorunlar, iletişim engelleri,duygusal sorunlar ve daha bir çok depresyon için zemin hazırlayabilmektedir.   Tüketimin ve maddeci yaşamın içinde güçlü durabilmek için neler yapmalıyız?   *Aşırı rekabet özellikle büyük iş yerlerinde çalışanlar için sıkıntı yaratmaktadır. Bu anlayıştan uzak durulmalıdır. * Her yaptığınız işin mükemmel olma zorunluluğu yoktur, mükemmel olma düşüncesinden yeri geldiğinde uzaklaşmasını bilmeliyiz. * Aceleci olmayın. * Saldırgan olmayın. * Her şeyin kontrolünü elinizde olmayabilir, rüzgarı değiştirmek için uğraşmayın. * Kendinize güvenin.* Kendinizle barışık olun. *Negatif yapıdaki insanlardan uzak durun, pozitif düşünen,enerjisiyle sizi şarj edebilecek insanların yanında olun. *Pollyanna gibi hayatı toz pembede görmeyin  sadece, olumsuz gözlükleri çıkarıp, kendinizi, geleceğinizi ve etrafınızı daha gerçek gösteren bir gözlük takın.   Umutsuzluk, keder, çaresizlik duyguları içinde hayata küsmüş insanlarla yapılan çalışmalar, kimyasal ve hormonal dengesizliklerden kaynaklanan bozukluklar bir yana bırakılırsa, bu insanların geçmişlerinde çaresizliği öğrendiklerini gösteriyor. Bu insanlarla yeni bir süreç içinde ‘ustalık’ çalışmaları yapılıp, yaşamlarını denetleyebilecekleri öğretildiğinde kederli, umutsuz insanlar, neşeli umutlu insanlar haline gelebiliyor. Bu yüzden geçmişteki öğrenilmiş çaresizliklerimizi bir kenara koyup mücadeleye başlamalıyız.Modern yaşamın promosyonu olan depresyonu yenmenin yolu ilk olarak bu motivasyonel mücadeleden geçmektedir.   Ya ümitsizsiniz, ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz, ya da çare sizsiniz.   Karamsarlıktan uzak günler dilerim...
Ekleme Tarihi: 05 Şubat 2014 - Çarşamba

Ah Şu Depresyon

Depresyon modern çağımızın en göze çarpan salgın hastalığı halinde gelmiştir. Yıldan yıla büyük artış gösteren depresyon sadece yetişkinlerde değil çocuklarda da sıklıkla görülür olmuştur.BBC'nin araştırmasına göre depresyon ve anksiyete konusunda tedaviye başlama yaşı beşe kadar inmiştir.
 
Depresyonun artışına karşılık antidepresan kullanımında da artış olması sürp-riz değil elbette. Örneğin Türkiye’de 2005 yılında yaklaşık 20 milyon kutu olan kul-lanım 2010 yılında 34 milyon kutuyu geç­miş, yani antidepresan kullanımı beş yılda neredeyse % 65 artmış. İşte bu rakamlar nedeniyle de depresyon hem bireysel açı-dan hem de toplumsal açıdan bir halk sağ-lığı sorunu olarak görülüyor.Bu gün birçok çantanın içinde antidepresan vardır.
 
İçinde bulunduğumuz mevsimin özellikleri, puslu havalar, güneş ışığının az olması bizlerin biraz daha agresif olmasına yol açıyor. Zorlu ve yoğun iş temposu, gelecek kaygısı,maddi sorunlar, iletişim engelleri,duygusal sorunlar ve daha bir çok depresyon için zemin hazırlayabilmektedir.
 
Tüketimin ve maddeci yaşamın içinde güçlü durabilmek için neler yapmalıyız?
 
*Aşırı rekabet özellikle büyük iş yerlerinde çalışanlar için sıkıntı yaratmaktadır. Bu anlayıştan uzak durulmalıdır.

* Her yaptığınız işin mükemmel olma zorunluluğu yoktur, mükemmel olma düşüncesinden yeri geldiğinde uzaklaşmasını bilmeliyiz.

* Aceleci olmayın.

* Saldırgan olmayın.

* Her şeyin kontrolünü elinizde olmayabilir, rüzgarı değiştirmek için uğraşmayın.

* Kendinize güvenin.* Kendinizle barışık olun.

*Negatif yapıdaki insanlardan uzak durun, pozitif düşünen,enerjisiyle sizi şarj edebilecek insanların yanında olun.

*Pollyanna gibi hayatı toz pembede görmeyin  sadece, olumsuz gözlükleri çıkarıp, kendinizi, geleceğinizi ve etrafınızı daha gerçek gösteren bir gözlük takın.
 
Umutsuzluk, keder, çaresizlik duyguları içinde hayata küsmüş insanlarla yapılan çalışmalar, kimyasal ve hormonal dengesizliklerden kaynaklanan bozukluklar bir yana bırakılırsa, bu insanların geçmişlerinde çaresizliği öğrendiklerini gösteriyor. Bu insanlarla yeni bir süreç içinde ‘ustalık’ çalışmaları yapılıp, yaşamlarını denetleyebilecekleri öğretildiğinde kederli, umutsuz insanlar, neşeli umutlu insanlar haline gelebiliyor. Bu yüzden geçmişteki öğrenilmiş çaresizliklerimizi bir kenara koyup mücadeleye başlamalıyız.Modern yaşamın promosyonu olan depresyonu yenmenin yolu ilk olarak bu motivasyonel mücadeleden geçmektedir.
 
Ya ümitsizsiniz, ya da ümit sizsiniz.

Ya çaresizsiniz, ya da çare sizsiniz.
 
Karamsarlıktan uzak günler dilerim...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.