Türkiye’de çocuklar, sağlıklı sınırların iki katı süreyi ekran başında geçiriyor. Uzmanlar uyarıyor: Dikkat eksikliği, uyku bozuklukları ve sosyal yalnızlık giderek artıyor.
Teknoloji hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelirken, çocukların ekran kullanım süreleri endişe verici boyutlara ulaşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2024 verilerine göre, 6-15 yaş arası çocukların %84’ünün kişisel bir akıllı telefonu, tableti veya bilgisayarı bulunuyor. Çocuklar günde ortalama 4 saatlerini ekran başında geçiriyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 6-12 yaş arası çocuklar için maksimum 2 saatlik ekran süresi önermekte. Bu da ülkemizdeki çocukların dijital dünyada sağlıklı sınırların iki katı süre geçirdiğini ortaya koyuyor.
Dijital Bağımlılığın Çocuklar Üzerindeki Etkileri
İstanbul Üniversitesi’nin 2025 yılında yaptığı araştırmaya göre, günde 3 saatten fazla dijital oyun oynayan çocuklarda:
- %62 oranında dikkat eksikliği,
- %48 oranında uyku problemleri,
- %37 oranında öfke kontrolü sorunları görülüyor.
Uzmanlar, uzun süreli ekran kullanımının çocukların dikkat sürelerini kısalttığını, akademik başarılarını olumsuz etkilediğini ve sosyal ilişkilerinde zayıflamaya yol açtığını belirtiyor. Ayrıca, bağımlılık yapan oyunların çocuk beyninde dopamin salgısını artırarak kumar bağımlılığına benzer bir etki oluşturduğu da bilimsel araştırmalarla ortaya konmuş durumda.
Çevrim İçi Riskler ve Sosyal Medya Tehlikesi
Sosyal medya, özellikle ergenlik çağındaki çocuklar için ciddi riskler taşıyor. 2024 yılında UNICEF tarafından yayımlanan rapora göre, 10-17 yaş arası gençlerin %46’sı çevrim içi zorbalığa maruz kalıyor. Uzun süre sosyal medya kullanımı, çocuklarda özgüven düşüklüğü, kaygı bozukluğu ve yalnızlık hissini tetikliyor. Anonim sohbet özellikleri ve kontrolsüz içerikler ise bu riski daha da artırıyor.
Aile ve Toplumun Rolü
Dijital bağımlılıkla mücadelede teknolojiyi tamamen yasaklamak doğru bir yöntem değil. Önemli olan, çocuklara bilinçli teknoloji kullanımı kazandırmak ve sınırlar koymaktır. Uzmanlara göre ailelerin şu adımları uygulaması gerekiyor:
- Çocuğun yaşına uygun günlük ekran süresi belirlemek,
- Teknoloji kullanım kuralları aile içinde ortaklaşa oluşturmak,
- Çocukları spor, sanat ve doğa etkinliklerine yönlendirmek,
- Sosyal medya hesaplarını düzenli olarak takip etmek,
- Ebeveyn kontrol uygulamalarıyla dijital güvenliği sağlamak.
Milli Eğitim Bakanlığı ve yerel yönetimlerin ise ailelere yönelik farkındalık seminerleri düzenlemesi ve okullarda dijital okuryazarlık derslerini yaygınlaştırması büyük önem taşımaktadır.
Sonuç: Sessiz Tehlikeyi Görmezden Gelmeyelim
Dijital bağımlılık, sessiz ama hızla büyüyen bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Bugün çocuklarımızın ekran başında geçirdiği her fazla saat, gelecekteki sosyal, psikolojik ve akademik problemlerin zeminini oluşturuyor. Onları ekranların esiri değil, teknolojiyi bilinçli ve kontrollü kullanan bireyler olarak yetiştirmek ise hepimizin ortak sorumluluğudur.
Unutmayalım, teknoloji doğru kullanıldığında bir fırsattır; yanlış kullanıldığında ise bağımlılık tuzağına dönüşebilir.