avcılar escort
Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
jesder
Hüseyin Asar
Köşe Yazarı
Hüseyin Asar
 

UYANIN, JEOTERMAL ZEHİRLİYOR

10 yıldan fazla süredir Aydın ilinin en önemli gündem maddelerinden birisi Jeotermal Enerji Santralleri oldu. Bu süreç içerisinde bir avuç insan JES'lerin doğaya verdiği zararları halka anlatmak için mücadele ediyor. Adeta Donkişot'un yel değirmenleri ile savaşı gibi eşitsiz savaş veriyor, ama yılmıyorlar. Aydın ilinin en doğusundaki Kızıldere Mahallesi'nden en batısındaki Kuşadası'na kadar JES için açılan yüzlerce kuyu ve kurulan onlarca tesis fark gözetmeksizin hereği zehirliyor. Denizli'nin Sarayköy ilçesini geçince Büyük Menderes Nehri üzerinden geçiyorsunuz. İşte bu noktadan sonra Buharkent, Kuyucak, Nazilli, Sultanhisar, Köşk, Efeler, İncirliova, Germencik ve Söke'ye kadar karayolundan geçenlerin gördüğü tek şey jeotermal enerji üretim tesisleri ile bunlara buhar taşıyan borulardır. Yer altından bin metrelerin çok altından çıkan buhar içerisinde insan, bitki ve hayvan sağlığını olumsuz etkileyen çok sayıda maddeler bulunmaktadır. İnsan ve çevre sağlığına zararlı olan bu maddeler, başka toprak, su ve hava olmak üzere mevcut ekosisteminin de düşmanı durumundadır. JES'ler, atmosfere hidrojen sülfür (H2S), karbondioksit (CO2), metan (CH4), amonyak (NH3) gibi gazları salar. Bu gazlar, hava kalitesini düşürerek solunum problemlerine yol açar. JES'lerden çıkan atık sular, arsenik, bor, cıva gibi ağır metaller ve diğer zararlı kimyasallar içerir. Bu suların kontrolsüz bir şekilde doğaya bırakılması, yer altı ve yer üstü su kaynaklarının kirlenmesine neden olur. JES'lerden sızan atık sular ve kimyasallar, toprakta birikerek toprak kirliliğine yol açar. Bu durum, bitki örtüsünü ve tarım ürünlerini olumsuz etkiler. JES'lerin işletilmesi sırasında ortaya çıkan gürültü, çevredeki yerleşim yerlerinde yaşayan insanları rahatsız eder. JES'lerden çıkan zehirli akışkanlar bir süre sonra çökerek toprağı ve yer altı sularını zehirler. Bu durum tarım alanlarının verimini düşürür ve ürün kalitesini bozar. JES'ler doğru işletildiğinde çevreye yok denecek kadar az etki yaratır. Buralardan çıkan su buharını üretimden sonra inhibitör yöntemiyle geri enjekte edilmesi gerektiği kanunlarla bağlanmıştır. Bu reenjeksiyon sistemi eklentileri maliyetlidir, ama hiçbir şey insan ve çevre sağlığından önemli değildir. Ayrıca bu eklentiler için yapılacak masraf JES'lerin kazancının yanında çok küçük düzeydedir. Ancak reenjeksiyon konusunda ilgili birimlerin önceden bildirilmiş denetiminden kısa bir süre önce çalışmalar başlar, denetimden sonra bildiğiniz türden çalışmalar devam eder. Bu JES'ler çevreye atık su saldığında, havayı kirlettiğinde yerel yönetimler durum tespiti yapıp yüklü miktarda ceza kesebilir ve bunu sıkça tekrarlayabilir. Başta Halk sağlığı olmak üzere, ekosistemi korumak için bu yaptırımlar uygulanmalıdır. Yeraltından çıkan buhardan enerji elde edildikten sonra geri deşarj edilmeyen bu zararlı maddeler rüzgâr ve başka yollarla Büyük Menderes Nehri çevresine karabasan gibi çökmekte, tüm canlılara zarar vermektedir. Dolayısıyla binlerce yılda oluşan, eşi benzeri olmayan ekosistem her yönüyle iflas etmekte, ancak bu durumu görmek istemeyen insanlar bu durumdan hiç etkilenmemektedir. Yıllardan beri incir, üzüm ve zeytin bahçeleri üzerine bulut gibi çöken bu zararlı maddeler yüzünden kurumayla karşı karşıyadır. Bundan toprak, su, hava gibi insanlar da yüksek oranda etkilenmektedir. Bunun en önemli göstergesi ilimizdeki sağlık kanser vaka sayılarıdır. Sağlık Bakanlığı bu sayıları net olarak açıklarsa olay daha iyi anlaşılacaktır. Ancak bu konuda hiçbir bilgi paylaşımı yapılmıyor. Ama ilimizdeki onkoloji ve kemoterapi üniteleri dolup dolup taşıyor, insanlar kanser nedeniyle ölüp gidiyor. Şu anda duyarlı küçük bir kitle dışında tüm doğanın ve insanların zehirlenmesi karşısında herkes seyirci pozisyonunda. Bu konuda sesini çıkarana, bilimsel makale yazmak isteyene, halkı bilinçlendirmeye çalışana, eylem yapana aba altından değil, doğrudan sopa gösteren bir yapı var. Herkesi bir şekilde sindirip bildiklerini okumaya devam ediyorlar. İnsanlar kanserden ölmüş, kimin umurunda? Nasıl olsa 86 milyon insan var, sanırım kalanlar bize yeter diyorlar. Kanser için tedavi görenlerin sayısı yıllara göre açıklansın, kansere bağlı ölüm sayıları açıklansın. Yıllara göre oransal gelişimleri açıklansın. Bu oranlardaki değişimin sebepleri araştırılıp açıklansın, millet neden öldüğünü anlasın. Önümüzdeki süreçte kuraklık ve gıda sorunu ufukta gözüküyor. Doğa yok olunca kazandığınız paraları yiyemezsiniz. Başka Dünya yok, başka Menderes Nehri Havzası yok. Yarın çok geç olabilir. Son olarak, insan haklarını korumak ve adaleti sağlamak devletin aslî görevidir. Okullarda, asker ocağında ve diğer her noktada çocuklara şiddet uygulamak yasaktır. Ana gücü güçlerinin Anayasal hakkını kullanan çocukları ve gençleri dövmesi insanlık suçudur. Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet. "Niye arılar ve karıncalar gibi iş birliğine gidemiyoruz?" (Thomas Hobbes)
Ekleme Tarihi: 02 April 2025 - Wednesday

UYANIN, JEOTERMAL ZEHİRLİYOR

10 yıldan fazla süredir Aydın ilinin en önemli gündem maddelerinden birisi Jeotermal Enerji Santralleri oldu. Bu süreç içerisinde bir avuç insan JES'lerin doğaya verdiği zararları halka anlatmak için mücadele ediyor. Adeta Donkişot'un yel değirmenleri ile savaşı gibi eşitsiz savaş veriyor, ama yılmıyorlar.

Aydın ilinin en doğusundaki Kızıldere Mahallesi'nden en batısındaki Kuşadası'na kadar JES için açılan yüzlerce kuyu ve kurulan onlarca tesis fark gözetmeksizin hereği zehirliyor.

Denizli'nin Sarayköy ilçesini geçince Büyük Menderes Nehri üzerinden geçiyorsunuz. İşte bu noktadan sonra Buharkent, Kuyucak, Nazilli, Sultanhisar, Köşk, Efeler, İncirliova, Germencik ve Söke'ye kadar karayolundan geçenlerin gördüğü tek şey jeotermal enerji üretim tesisleri ile bunlara buhar taşıyan borulardır.

Yer altından bin metrelerin çok altından çıkan buhar içerisinde insan, bitki ve hayvan sağlığını olumsuz etkileyen çok sayıda maddeler bulunmaktadır. İnsan ve çevre sağlığına zararlı olan bu maddeler, başka toprak, su ve hava olmak üzere mevcut ekosisteminin de düşmanı durumundadır.

JES'ler, atmosfere hidrojen sülfür (H2S), karbondioksit (CO2), metan (CH4), amonyak (NH3) gibi gazları salar. Bu gazlar, hava kalitesini düşürerek solunum problemlerine yol açar. JES'lerden çıkan atık sular, arsenik, bor, cıva gibi ağır metaller ve diğer zararlı kimyasallar içerir. Bu suların kontrolsüz bir şekilde doğaya bırakılması, yer altı ve yer üstü su kaynaklarının kirlenmesine neden olur. JES'lerden sızan atık sular ve kimyasallar, toprakta birikerek toprak kirliliğine yol açar. Bu durum, bitki örtüsünü ve tarım ürünlerini olumsuz etkiler. JES'lerin işletilmesi sırasında ortaya çıkan gürültü, çevredeki yerleşim yerlerinde yaşayan insanları rahatsız eder. JES'lerden çıkan zehirli akışkanlar bir süre sonra çökerek toprağı ve yer altı sularını zehirler. Bu durum tarım alanlarının verimini düşürür ve ürün kalitesini bozar.

JES'ler doğru işletildiğinde çevreye yok denecek kadar az etki yaratır. Buralardan çıkan su buharını üretimden sonra inhibitör yöntemiyle geri enjekte edilmesi gerektiği kanunlarla bağlanmıştır. Bu reenjeksiyon sistemi eklentileri maliyetlidir, ama hiçbir şey insan ve çevre sağlığından önemli değildir. Ayrıca bu eklentiler için yapılacak masraf JES'lerin kazancının yanında çok küçük düzeydedir. Ancak reenjeksiyon konusunda ilgili birimlerin önceden bildirilmiş denetiminden kısa bir süre önce çalışmalar başlar, denetimden sonra bildiğiniz türden çalışmalar devam eder.

Bu JES'ler çevreye atık su saldığında, havayı kirlettiğinde yerel yönetimler durum tespiti yapıp yüklü miktarda ceza kesebilir ve bunu sıkça tekrarlayabilir. Başta Halk sağlığı olmak üzere, ekosistemi korumak için bu yaptırımlar uygulanmalıdır.

Yeraltından çıkan buhardan enerji elde edildikten sonra geri deşarj edilmeyen bu zararlı maddeler rüzgâr ve başka yollarla Büyük Menderes Nehri çevresine karabasan gibi çökmekte, tüm canlılara zarar vermektedir.

Dolayısıyla binlerce yılda oluşan, eşi benzeri olmayan ekosistem her yönüyle iflas etmekte, ancak bu durumu görmek istemeyen insanlar bu durumdan hiç etkilenmemektedir.

Yıllardan beri incir, üzüm ve zeytin bahçeleri üzerine bulut gibi çöken bu zararlı maddeler yüzünden kurumayla karşı karşıyadır.

Bundan toprak, su, hava gibi insanlar da yüksek oranda etkilenmektedir. Bunun en önemli göstergesi ilimizdeki sağlık kanser vaka sayılarıdır. Sağlık Bakanlığı bu sayıları net olarak açıklarsa olay daha iyi anlaşılacaktır. Ancak bu konuda hiçbir bilgi paylaşımı yapılmıyor. Ama ilimizdeki onkoloji ve kemoterapi üniteleri dolup dolup taşıyor, insanlar kanser nedeniyle ölüp gidiyor.

Şu anda duyarlı küçük bir kitle dışında tüm doğanın ve insanların zehirlenmesi karşısında herkes seyirci pozisyonunda. Bu konuda sesini çıkarana, bilimsel makale yazmak isteyene, halkı bilinçlendirmeye çalışana, eylem yapana aba altından değil, doğrudan sopa gösteren bir yapı var. Herkesi bir şekilde sindirip bildiklerini okumaya devam ediyorlar. İnsanlar kanserden ölmüş, kimin umurunda? Nasıl olsa 86 milyon insan var, sanırım kalanlar bize yeter diyorlar.

Kanser için tedavi görenlerin sayısı yıllara göre açıklansın, kansere bağlı ölüm sayıları açıklansın. Yıllara göre oransal gelişimleri açıklansın. Bu oranlardaki değişimin sebepleri araştırılıp açıklansın, millet neden öldüğünü anlasın.

Önümüzdeki süreçte kuraklık ve gıda sorunu ufukta gözüküyor. Doğa yok olunca kazandığınız paraları yiyemezsiniz. Başka Dünya yok, başka Menderes Nehri Havzası yok. Yarın çok geç olabilir.

Son olarak, insan haklarını korumak ve adaleti sağlamak devletin aslî görevidir. Okullarda, asker ocağında ve diğer her noktada çocuklara şiddet uygulamak yasaktır. Ana gücü güçlerinin Anayasal hakkını kullanan çocukları ve gençleri dövmesi insanlık suçudur. Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet.

"Niye arılar ve karıncalar gibi iş birliğine gidemiyoruz?" (Thomas Hobbes)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nail Topal /Kamu Yönetimi Uzmanı ve Emekli Türkçe Öğretmen,
(02.04.2025 20:06 - #72474)
Uyarıcı ve güzel bir yazı. Ders verircesine somut örneklerle anlatılmış. Hüseyin Asar arkadaşımızı kutluyorum. Nail Topal
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Nail Topal /Kamu Yönetimi Uzmanı ve Emekli Türkçe Öğretmen,
(02.04.2025 20:06 - #72475)
Uyarıcı ve güzel bir yazı. Ders verircesine somut örneklerle anlatılmış. Hüseyin Asar arkadaşımızı kutluyorum. Nail Topal
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mehmet Vergili
(03.04.2025 08:49 - #72476)
Yüreğine kalemine sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
avcılar escort