Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Sadettin Çetin
Köşe Yazarı
Sadettin Çetin
 

Üçüncü Dünya Savaşındayız

3.Dünya Savaşındayız… Düşman bir virüs corona Karargâh: hastaneler Silahlar: ilaç, tıbbi malzeme Askerler; hekimler, sağlık emekçileri Bu savaşta görevi başında coronaya yakalanarak hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımız “görev şehidi” kabul edilmelidir Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu, tıpkı cephede savaşan askerlerimiz gibi görevi başında coronaya yakalandı ve yaşamını yitirdi. Tören yapılamadan son yolculuğuna uğurlandı… O ve görev başında yaşamını yitiren tüm sağlıkçılarımız görev şehidi kabul edilmelidir #ZamanKaybedemeyiz Koronavirüs salgınının dünyada ölümcül bir hastalık olduğu, koronavirüsünün hızlı bir şekilde yayıldığı duyurulması ile birlikte… Dünyanın her köşesinde kırmızı alarm veril… Bu virüsün zengin fakir demeden, makam ve mevki gözetmeksizin herkesi etkiledi ve öldürdüğünü her mikrofon karşısına geçen dillendirmeye başladı… Bu deyim dünya var olduğundan buyana söylenir… “Gelinin girmediği ev vardır” ama “ölümün girmediği ev yoktur” diye… Onun için deniliyor ki para için yani zenginlik için fazla hırs etmeyin, şu para denilen nesneyi mezara götüren yok… Hem mesleğim gereği, hem de 65 yaş üstü bir vatandaş olarak mümkün olduğu kadar televizyonlardan ve sosyal medyadan değişik uzmanların yorumlarını dinliyorum ve elimden geldiğince de uygulamaya ve dikkat etmeye çalışıyorum… Son zamanlardaki ölüm haberlerinde de ölen kişilerin koronavirüs nedeniyle öldükleri yönünde açıklamalar yapılıyor… Doğru mudur, elbette doğrudur… Buna itirazım yok… Koronavirüsünü alan bir kişinin kaç gün içerisinde ölebileceği yönünde tatmin edici açıklamalar yok… Birçok ölümcül hastalıklar için doktorlarımız hastalarımızın yüzüne söylemeseler de, hasta yakınlarına hastanın kaç gün veya kaç ay yaşayabileceği yönünde bilgilendirebiliyorlar… Yapılan açıklamalardan sanki şu sonuç çıkıyor… Önceden insan vücuduna yerleşmiş olan koronavirüs, başağrısı, öksürük ve yüksek ateş gibi belirtiler verinceye kadar tespit edilemeyen bir hastalıkmış gibi algı yaratılmaya çalışılıyor gibi tarif ediliyor… Eskiden yaşlı bir erkek sidik zorundan öldü derlerdi. Şimdi ise prostat kanserinden deniliyor… Eskiden birisi öldüğünde ince hastalıktan öldü derlerdi. Şimdi ise veremden, kanserden öldü diyorlar… Kısacası hastalığın iyisi yok… Hastalığın adı ne olursa olsun daima kötüdür… O nedenle dikkat edelim… Uzmanların dediklerine kulak verelim… #EvdeKalalımYaşamakGüzel Koronavirüs salgını nedeniyle alınan tedbirler üzerine ülkelerin ekonomik dengeleri alt üst oldu… Bundan en çok etkilenen vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarından tutun da ödenecek, borcu, kirası, işç maaşlarına varıncaya kadar yüzlerce sayabiliriz… Bunların karşılanması için gerek hükümet tarafından gerekse belediyeler tarafından yardım kampanyaları başlatıldı… Hükümet, belediyelerin başlattığı kampanyayı karşı çıkarak açtırdıkları banka hesaplarına bloke koydurdu… Devlet içinde devlet olmaz denildi… Devlet içinde devlet olmaz sözü doğrudur ama belediyelerde o devletin birer kolu… Dersin ki, ey belediye başkanı böyle bir hesap açabilmen için komisyon oluşturacaksın… Oluşturacağın komisyonda, seninle birlikte, ilçenin mülki amiri, emniyet müdürü, milli eğitim müdürü, esnaf odaları birliği başkanı, ticaret ve sanayi odası başkanları gibi temsilcilerin bulunduğu bir komisyonun vereceği kararlarla dağıtım yapabilirsin, dediğinde sorun çözülmüştür… Sen koskoca bir devleti yönetiyorsun, illerdeki bu komisyonları mı denetleyemeyeceksin… İşi politize etmenin bir anlamı yok bence… Bir söz vardır, “kanunun kestiği parmak acımaz” diye… Bunda da kanun ve kurallarını koyarsın, “yanlış yapanın kolunu kesip atarsın.” Ankara’dan yardım buralara gelinceye kadar, buradaki hastalar ölür… O yardım bir işe yaramaz… Ben 71 yaşındayım, şimdiye kadar bana bir şey soran olmadı… Bu yaştan sonra ben yardım dağıtılan kapılarda saatlerce oturayım mı? O nedenle yerel yönetimler bu işi daha çabuk ve doru yapar kanısındayım… Bu tür durumlardan vatandaşın sığınacağı üç kapı vardır… Bir Allah kapısı, iki devlet kapısı, üç yerel yönetimler kapısı…
Ekleme Tarihi: 08 Nisan 2020 - Çarşamba

Üçüncü Dünya Savaşındayız

3.Dünya Savaşındayız…

Düşman bir virüs corona

Karargâh: hastaneler

Silahlar: ilaç, tıbbi malzeme

Askerler; hekimler, sağlık emekçileri

Bu savaşta görevi başında coronaya yakalanarak hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımız “görev şehidi” kabul edilmelidir

Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu, tıpkı cephede savaşan askerlerimiz gibi görevi başında coronaya yakalandı ve yaşamını yitirdi. Tören yapılamadan son yolculuğuna uğurlandı…

O ve görev başında yaşamını yitiren tüm sağlıkçılarımız görev şehidi kabul edilmelidir

#ZamanKaybedemeyiz

Koronavirüs salgınının dünyada ölümcül bir hastalık olduğu, koronavirüsünün hızlı bir şekilde yayıldığı duyurulması ile birlikte…

Dünyanın her köşesinde kırmızı alarm veril…

Bu virüsün zengin fakir demeden, makam ve mevki gözetmeksizin herkesi etkiledi ve öldürdüğünü her mikrofon karşısına geçen dillendirmeye başladı…

Bu deyim dünya var olduğundan buyana söylenir…

“Gelinin girmediği ev vardır” ama “ölümün girmediği ev yoktur” diye…

Onun için deniliyor ki para için yani zenginlik için fazla hırs etmeyin, şu para denilen nesneyi mezara götüren yok…

Hem mesleğim gereği, hem de 65 yaş üstü bir vatandaş olarak mümkün olduğu kadar televizyonlardan ve sosyal medyadan değişik uzmanların yorumlarını dinliyorum ve elimden geldiğince de uygulamaya ve dikkat etmeye çalışıyorum…

Son zamanlardaki ölüm haberlerinde de ölen kişilerin koronavirüs nedeniyle öldükleri yönünde açıklamalar yapılıyor…

Doğru mudur, elbette doğrudur…

Buna itirazım yok…

Koronavirüsünü alan bir kişinin kaç gün içerisinde ölebileceği yönünde tatmin edici açıklamalar yok…

Birçok ölümcül hastalıklar için doktorlarımız hastalarımızın yüzüne söylemeseler de, hasta yakınlarına hastanın kaç gün veya kaç ay yaşayabileceği yönünde bilgilendirebiliyorlar…

Yapılan açıklamalardan sanki şu sonuç çıkıyor…

Önceden insan vücuduna yerleşmiş olan koronavirüs, başağrısı, öksürük ve yüksek ateş gibi belirtiler verinceye kadar tespit edilemeyen bir hastalıkmış gibi algı yaratılmaya çalışılıyor gibi tarif ediliyor…

Eskiden yaşlı bir erkek sidik zorundan öldü derlerdi. Şimdi ise prostat kanserinden deniliyor…

Eskiden birisi öldüğünde ince hastalıktan öldü derlerdi. Şimdi ise veremden, kanserden öldü diyorlar…

Kısacası hastalığın iyisi yok…

Hastalığın adı ne olursa olsun daima kötüdür…

O nedenle dikkat edelim…

Uzmanların dediklerine kulak verelim…

#EvdeKalalımYaşamakGüzel

Koronavirüs salgını nedeniyle alınan tedbirler üzerine ülkelerin ekonomik dengeleri alt üst oldu…

Bundan en çok etkilenen vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarından tutun da ödenecek, borcu, kirası, işç maaşlarına varıncaya kadar yüzlerce sayabiliriz…

Bunların karşılanması için gerek hükümet tarafından gerekse belediyeler tarafından yardım kampanyaları başlatıldı…

Hükümet, belediyelerin başlattığı kampanyayı karşı çıkarak açtırdıkları banka hesaplarına bloke koydurdu… Devlet içinde devlet olmaz denildi…

Devlet içinde devlet olmaz sözü doğrudur ama belediyelerde o devletin birer kolu…

Dersin ki, ey belediye başkanı böyle bir hesap açabilmen için komisyon oluşturacaksın…

Oluşturacağın komisyonda, seninle birlikte, ilçenin mülki amiri, emniyet müdürü, milli eğitim müdürü, esnaf odaları birliği başkanı, ticaret ve sanayi odası başkanları gibi temsilcilerin bulunduğu bir komisyonun vereceği kararlarla dağıtım yapabilirsin, dediğinde sorun çözülmüştür…

Sen koskoca bir devleti yönetiyorsun, illerdeki bu komisyonları mı denetleyemeyeceksin…

İşi politize etmenin bir anlamı yok bence…

Bir söz vardır, “kanunun kestiği parmak acımaz” diye…

Bunda da kanun ve kurallarını koyarsın, “yanlış yapanın kolunu kesip atarsın.”

Ankara’dan yardım buralara gelinceye kadar, buradaki hastalar ölür…

O yardım bir işe yaramaz…

Ben 71 yaşındayım, şimdiye kadar bana bir şey soran olmadı…

Bu yaştan sonra ben yardım dağıtılan kapılarda saatlerce oturayım mı?

O nedenle yerel yönetimler bu işi daha çabuk ve doru yapar kanısındayım…

Bu tür durumlardan vatandaşın sığınacağı üç kapı vardır…

Bir Allah kapısı, iki devlet kapısı, üç yerel yönetimler kapısı…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.