Merhaba, ben Elvan Çetin.
Bu yazı, yalnızca bir köşe yazısının başlangıcı değil. Bu, hayata yeniden tutunmanın, bir yerden tekrar yürümeye başlamanın ifadesi. Bu satırları yazmak kolay değil. Ama yazmam gerektiğini biliyorum. Çünkü kelimeler bazen susmaktan daha çok şifa verir.
Beni tanıyanlar bilir. Gazeteciliğin mutfağında büyüdüm. Harfleri öğrenmeden matbaa kokusunu tanıdım. Babam Sadettin Çetin, 1987’den bu yana Yeni Ufuk Gazetesi’ni yaşatıyor. Ağabeyim Erman Çetin ise gazeteciliğe sadece meslek olarak bakmayan, ona vizyon kazandıran bir isimdi. Aydın’da internet gazeteciliğinin temellerini atan, dijital yayıncılığı yaygınlaştıran, ilkeli ve cesur haberciliğiyle örnek olan bir gazeteciydi. Öyle ki aylar önce Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkanı oldu. Kısa sürdü ama iz bıraktı. Çünkü Erman ağabeyim yaşarken de konuşulandı, vefatıyla da unutulmaz oldu.
İki hafta önce ani bir kalp kriziyle onu kaybettik.
O gün Aydın sustu. Gazeteler sustu. Biz sustuk.
Ama ardından yükselen sessizlik, binlerce kişinin omuzlarında bir ağırlık gibi taşındı. Ağabeyimin cenazesi, bu şehrin gördüğü en kalabalık vedalardan biriydi. Gözyaşıyla gelen de oldu, sessizce dua eden de. Hepimizin ortak duygusu büyük bir boşluktu.
Bu süreçte acımızı paylaşan, desteğini esirgemeyen herkese içtenlikle teşekkür ederim.
Aydın halkı, yalnızca bir gazeteciyi değil; bir evladını, bir kardeşini, bir dostunu uğurladı.
Bizler için bu çok büyük bir teselliydi.
Bir karar verdim: Bu acı, sadece yıkmasın, inşa da etsin! Bu bayrak yere düşmesin! Erman Çetin'in yarım kalan hayallerini yaşatmak, onun ideallerini sürdürebilmek, bu bayrağı yere düşürmemek için kalemi elime aldım.
Beş yaşından beri mutfağında yer aldığım Yeni Ufuk Gazetesi’nin bu köşesinde artık ben de varım. Her hafta burada, sizinle birlikte düşünüp, hissedip, sorgulamak istiyorum. Gazetecilik yalnızca haber vermek değil; bir şehre, bir topluma, bir geçmişe karşı sorumluluk almak da demek. Ben de bu sorumluluğun bilinciyle yazacağım. Yazdıkça büyüyeceğim. Yazdıkça Erman Çetin'i yaşatacağım.
Ve biliyorum ki o, hepimizde yaşamaya devam edecek.
Adı, hatırası ve mesleğe kattığı değer, bu şehirde unutulmayacak.
Yazımı, belleğimde hiç solmayan iki fotoğrafla bitirmek istiyorum. Henüz çok küçüğüm. Yeni Ufuk Gazetesi’nin önünde, babamın ve ağabeylerimin gözetiminde geçen o günlerden birinde objektife gülümsemişim. Gazetenin camında kırmızı harflerle yazılmış isim, vitrindeki dosyalar, sokaktaki tüpte kaynayan çaydanlık, hepsi hâlâ gözümün önünde. Daha okumayı bile bilmezken gazeteciliğin anlamını öğrendim. Ağabeyim Erman, o günlerde bilgisayar başında ilk haberlerini yazan, disiplinli ve tutkulu bir gençti. Sonraları Aydın’ında hem basılı hem dijital gazeteciliğinin öncülerinden oldu. O ilk adımların atıldığı yerden yıllar sonra bugün, çok daha büyük bir yürekle yazarken, Erman ağabeyimin aziz hatırasını da yaşatmak istiyorum.
Sevgiyle ve sonsuz bir özlemle...
Elvan ÇETİN



