Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Zehra Gül
Köşe Yazarı
Zehra Gül
 

Tarihlere sığmayan Antik Kent Knidos

              Knidos antik çağın en önemli ticaret, sanat ve kültür kenti. Demokrasinin ilk örneklerinin yaşandığı, çağının modern kenti olan Knidos, Ege Denizi ile Akdeniz’in buluştuğu bir konumda yer alır. Karia sınırları içinde bulunan Datça yarımadası Ege adalarından gelen Dorların hâkimiyetine girer. Dorlar Datça Merkeze 2 km uzaklıktaki Dalacak Burnu’ndaki Burgaz mevkiinde Knidos kentini kurarlar. Knidos M.Ö 4. yy ortalarında 35 km uzaklıktaki, bugünkü kalıntıların bulunduğu Tekir burnuna taşınılır. Bu taşınmada deniz ticaretindeki gelişmeler etkili olmuştur. Sayfamda bu taşınmadan sonraki Knidos kentini anlatıyorum. ( Büyük Menderes vadisi, Dalaman çayı, Ege denizi ve Batıda Babadağ, Bozdağ ve Honaz Dağı içinde kalan bölge Karia toprakları olarak geçer. ) Bugün de Akdeniz’den Karadeniz’e giden gemilerin çoğu Knidos sularından geçmektedir. O günün şartlarını düşünürseniz, yelkenle hareket eden gemiler için Knidos dinlenmek, erzak temin etmek veya ticaret malı almak için gerekli bir limandı. Korunaklı doğal limanlarından dolayı da kötü havalarda da sığınılacak bir liman. Knidos antik çağın en önemli bilim, sanat merkezi kentlerdendi. Knidos’lu Eudoksos Matematik, astronomi fizik alanında çalışmalar yapıyordu. Devrin en ünlü Gözlemevi Knidos’taydı, Eudoksos buradan yıldızları inceliyordu .( Datça yarımadasının parlak, nemsiz göğünün etkisi vardır sanırım.) George F. Bean’in “Karia “kitabında bahsettiği gibi” Güneş çapını dünyadan üç, aydan dokuz kat daha büyük olduğunu öne sürmüştü” Dünyanın 7 Harikasından biri olan İskenderiye Feneri’nin mimari Sostratos da Knidos’luydu. Knidos’ta da eserleri vardır, doğru bir kazı yapılıp Knidos gün ışığına çıktığında bunlar daha belli olacaktır sanırım. Yaşadığı dönemin (M.Ö 4.yy) en ünlü heykeltıraşlarından olan Praksiteles Atinalı olmasına karşın uzun yıllar Knidos’ta yaşamış, Knidos’un verdiği ilhamla birçok ölümsüz esere imza atmıştır. Eserlerinin çoğu günümüze gelmemiş olsa da onlar hakkındaki bilgileri aslına uygun yapılmış kopyalarından alıyoruz. Bunların içinde en ünlüsü olan , “Knidos Afroditi “günümüzde bile adı sıkça geçmekte, sanat kavramı olarak söz edilmektedir. Knidos Aphrodite heykelinin kısaca öyküsü şöyledir; Altı Dor şehrinden Kos, Praksiteles’ten Aphrodite heykeli ister. Praksiteles birisi çıplak, diğerinin üzerinde kıvrımlı kumaş bulunan iki heykel yapar. Kos giyinik olanı seçer, çıplak olan Knidos’a kalır. Heykeltıraşlıkta ilk kez böylesine cesurca bir kadın vücudu işlenmiştir. Heykeli görmek için birçok yerden insanlar Knidos’a gelirler, buradan geçen gemiler Knidos ‘a uğramadan geçmezler. Mermer, insan vücudunun dokusunu en yakın veren bir yontu malzemesidir, bu çalışmaya uygun en güzel mermeri kullanan Praksiteles anlaşıldığı kadarıyla taşa bir ruh kazandırmış. Yine Knidos’un en ünlülerinden biri “Knidos şarabı” Hazmı kolaylaştırıcı bir özelliği olduğu belirtiliyor. Doğu Akdeniz’den, Karadeniz’e, Atina’ya kadar Knidos şarabı gitmiş. Numan Tuna Hocamızın dediğine göre burada şarabın kalitesinden çok Pazarlama becerisi daha etkili olmuş. Bunları bu saydığım bölgelerde bulunan amforalardan anlıyoruz. Anforalarda Knidos’un mühürü ve Tüccarın adı yazıyormuş, değişik biçimlerde çok çeşitli Kidos amforaları bulunmuştur.   İngiltere’ye kaçırılan Knidos Aslanı’nın Datça’daki yuvası…
Ekleme Tarihi: 17 Mart 2020 - Salı

Tarihlere sığmayan Antik Kent Knidos

             

Knidos antik çağın en önemli ticaret, sanat ve kültür kenti. Demokrasinin ilk örneklerinin yaşandığı, çağının modern kenti olan Knidos, Ege Denizi ile Akdeniz’in buluştuğu bir konumda yer alır.

Karia sınırları içinde bulunan Datça yarımadası Ege adalarından gelen Dorların hâkimiyetine girer. Dorlar Datça Merkeze 2 km uzaklıktaki Dalacak Burnu’ndaki Burgaz mevkiinde Knidos kentini kurarlar. Knidos M.Ö 4. yy ortalarında 35 km uzaklıktaki, bugünkü kalıntıların bulunduğu Tekir burnuna taşınılır. Bu taşınmada deniz ticaretindeki gelişmeler etkili olmuştur. Sayfamda bu taşınmadan sonraki Knidos kentini anlatıyorum. ( Büyük Menderes vadisi, Dalaman çayı, Ege denizi ve Batıda Babadağ, Bozdağ ve Honaz Dağı içinde kalan bölge Karia toprakları olarak geçer. )

Bugün de Akdeniz’den Karadeniz’e giden gemilerin çoğu Knidos sularından geçmektedir. O günün şartlarını düşünürseniz, yelkenle hareket eden gemiler için Knidos dinlenmek, erzak temin etmek veya ticaret malı almak için gerekli bir limandı. Korunaklı doğal limanlarından dolayı da kötü havalarda da sığınılacak bir liman.

Knidos antik çağın en önemli bilim, sanat merkezi kentlerdendi. Knidos’lu Eudoksos Matematik, astronomi fizik alanında çalışmalar yapıyordu. Devrin en ünlü Gözlemevi Knidos’taydı, Eudoksos buradan yıldızları inceliyordu .( Datça yarımadasının parlak, nemsiz göğünün etkisi vardır sanırım.) George F. Bean’in “Karia “kitabında bahsettiği gibi” Güneş çapını dünyadan üç, aydan dokuz kat daha büyük olduğunu öne sürmüştü”

Dünyanın 7 Harikasından biri olan İskenderiye Feneri’nin mimari Sostratos da Knidos’luydu. Knidos’ta da eserleri vardır, doğru bir kazı yapılıp Knidos gün ışığına çıktığında bunlar daha belli olacaktır sanırım. Yaşadığı dönemin (M.Ö 4.yy) en ünlü heykeltıraşlarından olan Praksiteles Atinalı olmasına karşın uzun yıllar Knidos’ta yaşamış, Knidos’un verdiği ilhamla birçok ölümsüz esere imza atmıştır. Eserlerinin çoğu günümüze gelmemiş olsa da onlar hakkındaki bilgileri aslına uygun yapılmış kopyalarından alıyoruz. Bunların içinde en ünlüsü olan , “Knidos Afroditi “günümüzde bile adı sıkça geçmekte, sanat kavramı olarak söz edilmektedir.

Knidos Aphrodite heykelinin kısaca öyküsü şöyledir; Altı Dor şehrinden Kos, Praksiteles’ten Aphrodite heykeli ister. Praksiteles birisi çıplak, diğerinin üzerinde kıvrımlı kumaş bulunan iki heykel yapar. Kos giyinik olanı seçer, çıplak olan Knidos’a kalır. Heykeltıraşlıkta ilk kez böylesine cesurca bir kadın vücudu işlenmiştir. Heykeli görmek için birçok yerden insanlar Knidos’a gelirler, buradan geçen gemiler Knidos ‘a uğramadan geçmezler. Mermer, insan vücudunun dokusunu en yakın veren bir yontu malzemesidir, bu çalışmaya uygun en güzel mermeri kullanan Praksiteles anlaşıldığı kadarıyla taşa bir ruh kazandırmış.

Yine Knidos’un en ünlülerinden biri “Knidos şarabı” Hazmı kolaylaştırıcı bir özelliği olduğu belirtiliyor. Doğu Akdeniz’den, Karadeniz’e, Atina’ya kadar Knidos şarabı gitmiş. Numan Tuna Hocamızın dediğine göre burada şarabın kalitesinden çok Pazarlama becerisi daha etkili olmuş. Bunları bu saydığım bölgelerde bulunan amforalardan anlıyoruz. Anforalarda Knidos’un mühürü ve Tüccarın adı yazıyormuş, değişik biçimlerde çok çeşitli Kidos amforaları bulunmuştur.

 

İngiltere’ye kaçırılan Knidos Aslanı’nın Datça’daki yuvası…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.