Günümüz siyaset anlayışı ne yazık ki hizmet üretmekten ziyade, sosyal medya reklamları ve paylaşım yarışına dönmüş durumda. Sorumluluk üstlenmek, gerçek hizmetler üretmek yerine şekilci ve içi boş gösterişlerle gündem oluşturuluyor. Seçilmişlerin bir kısmı, şehirlerine Ankara'nın gücünü taşımak yerine, şehrin değerlerini sosyal medya hesaplarında teşhir etme derdinde. Geçtiğimiz günlerde Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu’nun “Yeni araçlarımız Bozdoğan Belediyesine hayırlı olsun” şeklindeki sosyal medya paylaşımı dikkatimi çekti. Sormak lazım: Park ve bahçelerde, temizlikte, şehir düzeninde, bozuk kaldırımların onarılmasında kullanılmayacak; halkın günlük ve gerçek ihtiyaçlarına çözüm üretmeyecekse bu araçlar ne işe yarayacak? Sırf vitrin süsü mü? Sözüm sadece Büyükşehir Belediye Başkanına değil, şehrin bütün siyasi aktörlerine. Bu durumdan tüm partilerin il başkanları, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, hatta rektörden muhtarlara kadar herkes sorumlu. Sosyal medya bir hizmet reklamı, ziyaretler gösterişi mecrası değil. Vatandaş nezdinde paylaşılan fotoğrafların, süslü videoların, yapılan ziyaretlerin, yayımlanan taziye mesajlarının bir karşılığı yok artık. Vatandaş, şehrinin belediye başkanının, mahallesinin muhtarının sosyal hesabında sorunlarına çözüm, somut icraatlar görmek istiyor. Parti hiç fark etmez; bütün partilerin Aydın il başkanlarına soruyorum: Büyükşehir ve ilçe belediyelerin eksikleri konusunda sesiniz niçin çıkmıyor? Neden sosyal hesaplarınızdaki paylaşımların büyük çoğunluğu nezaket ziyaretleri ile taziye ve tebrik mesajlarıyla dolu? Temsil ettiğiniz parti adına, sorumlu olduğunuz Aydın’ın her geçen gün artan trafik ve çevre sorunları ile ticari sıkıntılarını niçin gündeme taşımıyorsunuz? ADÜ’de okuyan öğrencilerin evlerine seçim dışında ne zaman uğradınız? Kaç öğrencinin cebine harçlık koydunuz, kaç gariban ailenin derdine ortak oldunuz? Neden hâlâ sosyal medyada "hayırlı olsun" mesajlarıyla var olmaya çalışıyor, ziyaret üstüne ziyaret yapmak dışında kamuoyuna yansıyan tek bir somut adım atmıyorsunuz? Aydın'ın tarihi, kültürü ve halkı böylesi yüzeysel ve dönemsel siyaset tarzını gerçekten hak etmiyor! Çünkü hayatın gerçekleri böylesi bir siyaseti kabul etmiyor. Öyle ki gerçek ihtiyaçlar, yıl boyunca devam ediyor! Aydın’ın terör belasına yıllardır verdiği sayısız şehidi var. Şehir merkezindeki, ilçelerdeki, köylerdeki şehit aileleri düzenli ziyaret ediliyor mu? Onların bir ihtiyacı gideriliyor mu? Hangi il başkanı, milletvekili "yıl boyunca" ve "düzenli olarak" şehit aileleriyle iletişim hâlinde? Ya muhtarlar? Mahallesinde kim doğum yapmış, kimin cenazesi var, kimler şehit ailesi, kimin düğünü ve desteğe ihtiyacı var; bunları takip etmiyor, her birinin kapısını çalıp ziyarette bulunmuyorsa kusura bakmasın ama görevini tam yapmıyor demektir. Muhtarlık, sadece tabela görevi değildir; mahallede yaşayan her bireyin hâlinden haberdar olmaktır. Kıymetli vekillerimiz! Türkiye yangın yerine dönmüş, Aydın’ın hâli ortada. Sizlerse hâlâ incirli, zeytinli fotoğraflarla sosyal medyada boy gösteriyorsunuz. Bitmek bilmeyen ziyaretler, protokoller, toplantılar... Tamam da, sonuç ne? Aydın’ın onlarca sorunundan herhangi biri için hangi somut adımı attınız? Jeotermal santrallerin tarıma etkisiyle ilgili hangi bilimsel çalışmayı takip ettiniz, kamuoyunu nasıl bilgilendirdiniz? Üniversite öğrencilerinin barınma, geçim, ulaşım sorunlarına dair bir destek sundunuz mu ? Bunların cevabı ne yazık ki koca bir hayır! Bu halk sizleri o makamlara eş dost ziyareti yapasınız, protokol çaylarında poz veresiniz diye değil; sorunları çözülsün, dertlerine ortak olunsun diye "emaneten" gönderdi. Sadece seçim döneminde hatırlamak, yer sofrasında iki poz vermek, paket paket makarna dağıtmak, bayramda göstermelik huzurevi ziyaretleri yapmak emaneten oturduğunuz o koltuk ve makamın hakkı değil. Vatandaş, seçmen, koca bir şehir sizden fotoğraf değil, çözüm bekliyor. Sosyal medyasındaki her paylaşımın beğeni sayısını önemsediği kadar Aydın'ın sorunlarını önemsemeyenlerle bir yere varılamaz. Bugün seçilmiş olmak, yarın da seçilecek olmanın garantisi değil. Gerçek siyasetçi; daha çok görünürlük yerine görülmeyeni gören ve çözendir. Kalın sağlıcakla.