Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

GELECEK PARTİSİ AYDIN İL BAŞKANLIĞINDAN ANLAMLI MESAJ!

GÜNCEL 03.12.2020 - 19:05, Güncelleme: 03.12.2020 - 19:05 3148+ kez okundu.
 

GELECEK PARTİSİ AYDIN İL BAŞKANLIĞINDAN ANLAMLI MESAJ!

Gelecek Partisi Aydın İl Başkanlığı 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Münasebetiyle, Kısa bir değerlendirme yapalım başlıklı bir basın açıklaması yayınladı.

AYDIN - Bir Kütüphane hayal edin! Bütün hizmetlerden sadece görme engelliler faydalanıyor. Hizmet verenlere soruyorsunuz nasıl hizmet alabilirim? Cevap şimdilik bütçemiz size hizmet vermeye müsait değil, olduğunda sizin için de hizmet sağlayacağız veya Sinemaya gitmek istiyorsunuz ama aracınızla gideceğiniz yol uzuyor, yollar engelli araçlarına göre düzenlenmiş engelleri aşarak sinemaya ulaşıyorsunuz o da ne! Filim işaret diliyle anlatılıyor. Orada bulunanlar bu dili bildiğinden keyifle filmi izliyorlar. Siz filmi anlamak için yoğun bir çaba sarf ediyorsunuz. Bu örneklerden hareketle, sizce "Normal" nedir? Yukarıdaki örneklerden yola çıkacak olursak sizce normal nedir? Normal sözcüğü ilk olarak 1800 yıllarda ilk defa İngiltere'de sanayiye alınacak işçiler için belirlenen standart normlara göre seçilenleri tanımlamak için kullanılmış. Ve zamanla ortalama insan için; tıp bilimi, zeka testleri, sınav ve sınıflandırmalar araçsallaştırılıyor böylece, kelimenin kullanımı popüler hale getiriliyor. Süreç değişik evrelerden geçerek normal-anormal sınıflandırmaları devam ediyor. Her dönemde belirlenen zihinsel ve fizyolojik olarak standartlara uymayanlar ayıklanıyor. Yaklaşık 200 yıllık geçmişi olan bu tarihsel süreç "normal" kelimesini günlük kullanımımız da dahil hayatımızda o kadar vazgeçilmez yapıyor ki, farkında olmadan normalin karşısına bir de anormal koymaya başlıyoruz. Böylelikle aslında sakat insan değil, normal insan inşa ediliyor ve bunun dışında kalan herkes, sakat, bozuk, işlevsiz, eksik olarak niteleniyor. Konuyla ilgili bilgi ve bilinci arttırması beklenen özel eğitim kitapları ve temel kaynaklar bile daha başlangıçta meseleyi işlevsizlik, bozukluk, yanlış organizasyon gibi terimlerle bozukluk-sağlamlık üzerinden tanımlayınca, diğer insanların farklı düşünmesi beklenemiyor. Dünyaya gelirken, cinsiyet, milliyet, yetenek, fiziksel özellikler ve daha birçok farklılığı doğuştan beraberimizde getiriyoruz. Hatta sonradan edindiğimiz ideolojik, siyasi ve ilgi alanı gibi farklılıklarımız da var. Engellilikte kiminin doğuştan, kiminin de sonradan bir biçimde edindiği bir farklılık. Engellilerin de kendilerine has bir kısım zorlukları oluyor. Bütün süreçlerin "normal" kabul edilenlere göre planlanması oluşturuyor. Zorlukları aşmanın yolu, normal-anormal şablonundan sıyrılarak her bireyin farklı bir insan olduğunu, barındırdığı farklılığa göre hakları ve ihtiyaçları olduğunu, bu farklılıkları öngörebilecek ve kapsayacak çözümlerin varlığını ya da geliştirilebileceğini, bunları geliştirmenin hep birlikte eşit bireyler olarak yaşayabilmemiz için temel bir sorumluluk olduğunu kabul etmekten geçiyor. Görme, duyma gibi yetimizi kaybedince diğer insanların algıladıklarını algılayamayacağımızı düşünmek kendimizi sadece gözden ve kulaktan ibaret görmek olur. Bu hakların kullanılabilmesi için "evrensel tasarım" olarak ta adlandırılan kapsayıcı yaklaşım ve çözümleri benimsemek gerekiyor. Bina, kaldırım gibi fiziki bir mekanlardan bilişim sistemlerine kadar her çözüm başkalarına ihtiyaç duymayacak şekilde tasarlanması gerekiyor. Uzaktan eğitimin önemli hale geldiği bu yıl,  eğitim sistemlerinin özellikle görme ve işitme engelli öğrencilerin erişiminde zorluklar ortaya çıktı ve önemli ölçüde devam ediyor. Uluslararası kriterler göz önüne alınsaydı bu zorluklar olmazdı. Gündelik hitabımızda, engelli birine "sen" diye hitap ederek onun kişisel saygınlığını yok sayıyor ve kendini daha normal gördüğü için engelli bireyi belki farkında olmadan ötekileştirebiliyoruz. Hatta"Engelli kardeşlerimiz" türünden hitaplar da bunun yansıması. Engelliler ötekileştirilmek, sahiplenilmek, göz bağlayarak ya da tekerlekli sandalyeye oturarak empati ya da farkındalık çalışmalarıyla anılmak, duygusal hitapların öznesi olmak istemiyorlar. Her bireye tanınan bütün haklardan eşit ve erişilebilir biçimde faydalanmak, eğitim, ulaşım, kültür-sanat, fiziki çevre gibi bütün alanlarda farklılıkları kapsayan yaklaşımlara muhatap olmak istiyorlar. Yeti düzeyleri ve diğer özellikleri ne olursa olsun, bütün farklılıklarıyla bir arada huzurla yaşayabilecek bir dünya temennisiyle 3 Aralık dünya engelliler günü kutlu olsun.” ifadelerini yer verdi. 3 Aralık engelliler gününde Aydın Tüm Engelliler Derneği ziyaretimiz STK’lardan sorumlu Başkan Yardımcısı Uğur Sabırlı ve Sosyal Politikalar Başkanı Ayla Kavraz tarafından yapılmıştır.
Gelecek Partisi Aydın İl Başkanlığı 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Münasebetiyle, Kısa bir değerlendirme yapalım başlıklı bir basın açıklaması yayınladı.

AYDIN - Bir Kütüphane hayal edin!

Bütün hizmetlerden sadece görme engelliler faydalanıyor. Hizmet verenlere soruyorsunuz nasıl hizmet alabilirim?

Cevap şimdilik bütçemiz size hizmet vermeye müsait değil, olduğunda sizin için de hizmet sağlayacağız veya Sinemaya gitmek istiyorsunuz ama aracınızla gideceğiniz yol uzuyor, yollar engelli araçlarına göre düzenlenmiş engelleri aşarak sinemaya ulaşıyorsunuz o da ne!

Filim işaret diliyle anlatılıyor.

Orada bulunanlar bu dili bildiğinden keyifle filmi izliyorlar.

Siz filmi anlamak için yoğun bir çaba sarf ediyorsunuz.

Bu örneklerden hareketle, sizce "Normal" nedir?

Yukarıdaki örneklerden yola çıkacak olursak sizce normal nedir?

Normal sözcüğü ilk olarak 1800 yıllarda ilk defa İngiltere'de sanayiye alınacak işçiler için belirlenen standart normlara göre seçilenleri tanımlamak için kullanılmış.

Ve zamanla ortalama insan için; tıp bilimi, zeka testleri, sınav ve sınıflandırmalar araçsallaştırılıyor böylece, kelimenin kullanımı popüler hale getiriliyor.

Süreç değişik evrelerden geçerek normal-anormal sınıflandırmaları devam ediyor.

Her dönemde belirlenen zihinsel ve fizyolojik olarak standartlara uymayanlar ayıklanıyor.

Yaklaşık 200 yıllık geçmişi olan bu tarihsel süreç "normal" kelimesini günlük kullanımımız da dahil hayatımızda o kadar vazgeçilmez yapıyor ki, farkında olmadan normalin karşısına bir de anormal koymaya başlıyoruz. Böylelikle aslında sakat insan değil, normal insan inşa ediliyor ve bunun dışında kalan herkes, sakat, bozuk, işlevsiz, eksik olarak niteleniyor.

Konuyla ilgili bilgi ve bilinci arttırması beklenen özel eğitim kitapları ve temel kaynaklar bile daha başlangıçta meseleyi işlevsizlik, bozukluk, yanlış organizasyon gibi terimlerle bozukluk-sağlamlık üzerinden tanımlayınca, diğer insanların farklı düşünmesi beklenemiyor.

Dünyaya gelirken, cinsiyet, milliyet, yetenek, fiziksel özellikler ve daha birçok farklılığı doğuştan beraberimizde getiriyoruz. Hatta sonradan edindiğimiz ideolojik, siyasi ve ilgi alanı gibi farklılıklarımız da var.

Engellilikte kiminin doğuştan, kiminin de sonradan bir biçimde edindiği bir farklılık.

Engellilerin de kendilerine has bir kısım zorlukları oluyor. Bütün süreçlerin "normal" kabul edilenlere göre planlanması oluşturuyor.

Zorlukları aşmanın yolu, normal-anormal şablonundan sıyrılarak her bireyin farklı bir insan olduğunu, barındırdığı farklılığa göre hakları ve ihtiyaçları olduğunu, bu farklılıkları öngörebilecek ve kapsayacak çözümlerin varlığını ya da geliştirilebileceğini, bunları geliştirmenin hep birlikte eşit bireyler olarak yaşayabilmemiz için temel bir sorumluluk olduğunu kabul etmekten geçiyor.

Görme, duyma gibi yetimizi kaybedince diğer insanların algıladıklarını algılayamayacağımızı düşünmek kendimizi sadece gözden ve kulaktan ibaret görmek olur.

Bu hakların kullanılabilmesi için "evrensel tasarım" olarak ta adlandırılan kapsayıcı yaklaşım ve çözümleri benimsemek gerekiyor.

Bina, kaldırım gibi fiziki bir mekanlardan bilişim sistemlerine kadar her çözüm başkalarına ihtiyaç duymayacak şekilde tasarlanması gerekiyor.

Uzaktan eğitimin önemli hale geldiği bu yıl,  eğitim sistemlerinin özellikle görme ve işitme engelli öğrencilerin erişiminde zorluklar ortaya çıktı ve önemli ölçüde devam ediyor. Uluslararası kriterler göz önüne alınsaydı bu zorluklar olmazdı.

Gündelik hitabımızda, engelli birine "sen" diye hitap ederek onun kişisel saygınlığını yok sayıyor ve kendini daha normal gördüğü için engelli bireyi belki farkında olmadan ötekileştirebiliyoruz.

Hatta" Engelli kardeşlerimiz" türünden hitaplar da bunun yansıması.

Engelliler ötekileştirilmek, sahiplenilmek, göz bağlayarak ya da tekerlekli sandalyeye oturarak empati ya da farkındalık çalışmalarıyla anılmak, duygusal hitapların öznesi olmak istemiyorlar. Her bireye tanınan bütün haklardan eşit ve erişilebilir biçimde faydalanmak, eğitim, ulaşım, kültür-sanat, fiziki çevre gibi bütün alanlarda farklılıkları kapsayan yaklaşımlara muhatap olmak istiyorlar.

Yeti düzeyleri ve diğer özellikleri ne olursa olsun, bütün farklılıklarıyla bir arada huzurla yaşayabilecek bir dünya temennisiyle 3 Aralık dünya engelliler günü kutlu olsun.” ifadelerini yer verdi.

3 Aralık engelliler gününde Aydın Tüm Engelliler Derneği ziyaretimiz STK’lardan sorumlu Başkan Yardımcısı Uğur Sabırlı ve Sosyal Politikalar Başkanı Ayla Kavraz tarafından yapılmıştır.

Aydın HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.