Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneğinden Açıklama

GÜNCEL (YUG) - Haber Merkezi | 17.04.2023 - 19:40, Güncelleme: 17.04.2023 - 19:40 13369+ kez okundu.
 

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneğinden Açıklama

Kuruluşunun 83. Yılında Köy Enstitüleri Pusulamız Olmaya Devam Ediyor Hâlâ

AYDIN - Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Aydın Şube Başkanı Remzi Çomakcı Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü nedeniyle bir yazılı açıklama yaptı. Başkan Çomakçının açıklaması aynen şöyle: “Cumhuriyetin devrimci önderlerinin eseri olan Köy Enstitüleri, bütün eğitbilimcilerin ilgisini çekmiş, tüm dünyaya örnek eğitim modeli olarak önerilmiş, Cumhuriyetimizin yüz akı, özgün ve aşılamayan kurumudur. Köy Enstitüleri tasarımı, Eğitmen kurslarından köy ilkokullarına, köy bölge okullarından Köy Enstitülerine ve Yüksek Köy Enstitüsüne kadar pek çok okulu, bunlara bağlı arazileri, üretim birimlerini, tarım alanlarını, işlikleri, atölyeleri, döner sermaye işletmelerini, dayanışma örgütlerini, köy okulları yapımını, ilköğretim seferberliğini, yani milli eğitimdeki yeni bir örgütlenmeyi ve dönüşümü kapsamıştır. Bununla yetinmeyip, makro düzeyde de bir toplumsal ilerlemeyi, çağdaşlaşma ve modernleşmeyi hedefleyen önemli bir toplumsal kalkınma uygulamasıdır. Bu nedenle, Köy Enstitüleri, kuruluşunun üzerinden 83 yıl geçmesine rağmen, eğitbilimcilerin yanı sıra, toplumbilimciler, ekonomistler, siyaset bilimcilerin yakın ilgisini üzerinde toplamış ve toplamaya devam etmektedir. Hasan Ali Yücel; “Biz Kurtuluş Savaşı’ndan sonra sosyal hayatımızda yaptığımız büyük devrimleri köylere götürecek insan yetiştirmek istedik. Biz… Devrimci düşüncenin insanını göndermek istedik,” diye tarifliyordu köy öğretmenini. Köy Enstitülerinin Kuruluş yasasında da yalnızca sınıfa ya da okula değil, köye öğretmen felsefesi vardı. Öyle de görev yaptılar. Köylerin aydınlatıcı önderi oldular. Cumhuriyetin aydınlanma meşalesini köylere taşıdılar. Cumhuriyetin aktif yurttaşları olarak köyün içten canlandırılması imecesinde onurla yer aldılar. Köylerin öğretmeni, ziraatçısı, sağlıkçısı, yol göstereni olarak canlandırdılar, dönüştürdüler, aydınlattılar… Bakanıyla, İlköğretim Genel Müdürüyle, Okul yönetici ve öğretmenleriyle, usta öğreticileriyle, öğrencileriyle bu imeceye katkı veren, yazarları, çizerleri, şairleri, mimarları, aydınlarıyla bir Devrimci ruhun adıdır Köy Enstitüleri. Yurtseverliğin, çalışkanlığın, üretkenliğin, memleket sevdasının, hayal kurup gerçekleştiğini görebilmenin… Hasan Dağı’ndan okullarına su getiren çocukların, bataklıktan vaha yaratanların, “ödüllü mimari projelerle” tasarlanan okullarını, öğretmeniyle, öğrencisiyle, ustalarıyla birlikte yapan, okul yapmayı öğrenen ve gittikleri köylerde de okullarını kendileri yapan… Gölköy’de okul binaları için tuğla üretenlerin, Beşikdüzü’nde balıkçılık filosu kurup, bütün köy enstitülerine balık gönderen öğrencilerin mücadelesidir. Okula matbaa kuran Köy Enstitüsü müdürlerinin yaratıcılığının ve öğrencilerin çıkardıkları dergilerde, duvar gazetelerindeki emektir Köy Enstitüleri. Hasanoğlan’da kurulan amfitiyatrodur, heykel müzesidir. Teneffüslerde çalınan klasik müziktir, çağı yakalama kararlılığının adıdır. İkinci Dünya Savaşı’nın zor koşullarında, ekmeğin karneyle verildiği, açlık tehlikesinin baş gösterdiği, bulaşıcı hastalıkların son derece yaygın olduğu dönemde, kurdukları değirmende ekmeklerini kendileri üreten, tarım işletmelerinde elde ettikleri ürünleri beslenmelerinde kullanan bu özgüven ve bilinçle gittikleri köylerde hizmet veren köy enstitülü çocukların, öğretmenlerin, kendi kendine yetebilmesinin adıdır. Bugün, özellikle 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen ağır deprem felaketinden sonra ülkenin yeniden inşa sürecinde ve ülkemizin içinden geçmekte olduğu çeşitli yönlerdeki yıkım sürecinde bu devrimci ruha yine ihtiyaç vardır. “Kendi kendine yetebilmek!” bugün de çok önemlidir. Öte yandan, bilimsel araştırmadır, eleştirel bilinçtir, yılda yirmi beş kitap okuma gerekliliğidir, kitap okuma ve tartışma saatleridir, okul yönetiminin ve uygulamalarının eleştirilebildiği Cumartesi toplantılarıdır. Demokratik katılım, özyönetim, yaparak ve yaşayarak öğrenme gibi çağdaş pedagojik yaklaşımlardır… Kitap yasağı olmayan, hayatı eleştirme ve düşünce suçu olmayan eğitim kurumlarıdır Köy Enstitüleri… Eğitim dizgesine Kooperatifçilik dersleri koyan, kooperatifçilik kültürünü içselleştiren, kooperatiflere öğrencileri de ortak eden ve mezunlar eliyle kooperatifçiliği ülkeye yayan eğitim kurumlarıdır. Öğrencilerin bütünlüklü, donanımlı, özgüvenli gelişimidir. Ayakları çıplak, üstü başı yırtık, yarı aç yarı tok köy çocuklarının yaşamının değiştiği okullardır Köy Enstitüleri… Mandolin çalmayı da öğrendiler, kireç karmayı da. Koyunları güden de onlardır, inşa ettikleri açık hava tiyatrosunda Shakespeare oynayan da. Milli Eğitim Bakanının makamında oturmak yerine, her gün yanlarında olduğu, başlarını okşadığı, İlköğretim Genel Müdürünün kendileriyle yerlere oturup türkü söylediği, çatı kiremitlerini aktardığı, Pisagor teorisini bin kişilik yemekhanenin çatı makaslarını yerleştirirken öğrendikleri, oluk kazıp okula su getiren çocukların suyu harcarken üzerine titrediği, haber aldığı radyonun antenini kendi elleriyle dikip önünde olimpiyatları dinlemek coşkusunu yaşayan, üzerindeki giysiyi kendi diken, üstünde yattığı karyolayı, okulda oturduğu sırayı, yemekhanede yediği her lokmayı kendi ürettiği bir okulda yetişen öğrencilerden bahsediyoruz… Ve bu öğrenciler için en kıymetli dünya klasiklerini Türkçeye çevirten ve Köy Enstitüleri kütüphane raflarına dizen Milli Eğitim Bakanlarından… Her sabah güne halkoyunlarıyla, davulla zurnayla el ele, omuz omuza bin kardeş aynı anda ayak vurup aynı anda diz kırarak başlayan öğrencilerin coşkusudur Köy Enstitüleri… Paylaşımdır, kardeşliktir… Derslerine usta öğretici olarak giren Aşık Veysel’dir, Ruhi Su’dur, Hasan Çakı Efe ve niceleridir… Hafta sonları sergilenen piyesler, okunan şiirler, söylenen türkülerdir. Hiç kimseye muhtaç olmamanın öğretildiği okullardır ve mezun olanların da kendi yetiştirdiği fidanlara kendi kendine yetebilmeyi öğrettiği… Adeta birer “yaşam okulu” dur. Bir milletin gerçek potansiyelini, ancak her vatandaşının kendi potansiyelini açığa çıkarma imkânı olursa gerçekleştirebileceğini bilen ve bunu yapmaya çalışan eğitim kurumlarıdır, Köy Enstitüleri… Günümüzde aktif öğrenme, işbirlikçi öğrenme, çoklu zekâ kuramı şeklinde adlandırılan çağdaş eğitim kuramlarının uygulandığı eğitim kurumlarıdır Köy Enstitüleri… Demokratik kültür ve sanat ortamları yaratarak öğrencilerin duyuşsal gelişimini sağlayan, eğitime bütünsel bakan, halk oyunlarını, halk müziğini eğitim dizgesine katan ve bu anlamda halk kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlayan, çevre ve doğa duyarlılığını yaşama geçiren, öğrenmeyi yaşamın gerçek problemleri üzerinden gerçekleştiren eğitim kurumlarıdır Köy Enstitüleri. Öğretmenlerin yanı sıra Köy Sağlık Memurları yetiştirerek onlar eliyle köylerde salgın hastalıklara, tifoya, kızamığa, suçiçeğine, çocuk ölümlerine savaş açmanın ve etkin sonuç almanın adıdır Köy Enstitüleri… Öte yandan öğretmen örgütlenmesinin öncülüğünün adıdır Köy Enstitüleri. Sendikal örgütlenmelerin öncüleri, Köy Enstitülü öğretmenlerdir. Enstitülerde bilimsel eğitim ile fikri hür, vicdanı hür bir nesil yetişmiştir. “Vatanın dağlarında bayırlarında kırlarında, hatta en ücra yerlerinde kendi başına açıp solan çiçek bırakmayacağız” diyen Hasan Ali Yücel’lerin ülküsünün ve yurtsever idealinin adıdır Köy Enstitüleri. Yerleşim olarak seçilen 21 Köy Enstitüsünün kurulduğu illere bakıldığında toptan bir kalkınma seferberliği yaklaşımı görülür. Bölgesel eşitsizliklerin giderilmesinin, yoksul köy çocuklarına umudun adıdır. Kimsesizlerin kimsesi olmak, Cumhuriyetin ruhunu yaşatmaktır. Milyonlarca çocuğumuzun eğitim hakkından mahrum kaldığı günümüz Türkiye’sinde bu ülkü, hâlâ sahiplenmemiz gereken ülkü değil midir? Köy Enstitüleri; eşitlikçi, demokratik, laik, karma, bilimsel, kamucu, parasız, üretici eğitimin, kişilik eğitimi ve demokrasi temelli eğitim anlayışının adıdır. Eğitim hakkı, parasız, kamucu, laik ve bilimsel eğitim, güzel bir gelecek arayışının hedeflerinden değil midir hâlâ? Binlerce Köy Okulu kapalıyken, öğretmenler köylerden çekilip toplum önderliği rolleri aydınlanma karşıtlarına bırakılmışken(!), bilimsel eğitimden uzaklaşıp eğitim dinselleştirilirken, ticarileştirilirken, nasıl özlenmez ki Köy Enstitüleri ruhu, felsefesi… Köy Enstitülerinin aydınlanma ışığı bugün de parlamaya devam ediyor. Bugün de umut olmaya, pusula olarak yönümüzü göstermeye devam ediyor. Nasıl bir eğitim, nasıl bir insan, nasıl bir öğretmen, nasıl bir kalkınma modeli, nasıl bir sağlık sistemi, nasıl bir Türkiye! Sorularının yanıtlarında hep Köy Enstitüleri deneyiminin izleri var. Bu nedenledir ki Köy Enstitüleri, “Geçmişteki yarınımızdır!” Kazanımları hâlâ günceldir. Pek çok konuda hâlâ esin kaynağımızdır. Mücadeleleri ve yaratıcılıkları esin kaynağımızdır. İmece ruhu, üretme, paylaşma, dayanışma, kardeşlik, karma eğitim, kız çocuklarının okutulması, imkânsızı imkân haline getirenlerin, yaratıcılıkla zorlukların üstesinden gelenlerin mücadelesinin adıdır Köy Enstitüleri… Onun içindir ki 83 yıl önce Köy Enstitüsünde parlayan aydınlanma ışığı, pusulamız olarak Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nin büyük imecesinde geleceğimizi yönlendirmeyi sürdürüyor. YKKED, kuruluşundan bugüne 22 yıllık mücadelesi ile Köy Enstitülerinin yarattığı devrimci, ilerici değer ve uygulamaları ulusal bilinç düzeyine çıkarmak ve daha da ileriye taşımak, günümüz sorunlarına çözüm üretmek amacıyla, genel merkezi, 23 şubesi, temsilcilikleri ve 3.000 üyesi ile kararlılık ve inançla çalışmaya devam ediyor. Kuruluşunun 83. yılında Köy Enstitüsü imecesinin yaratılmasının yolunu açan büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ü, O’nun efsane Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’yi, Köy Enstitülerinin kurulmasında büyük emek harcamış olan Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü, Milli Eğitim Bakanları Saffet Arıkan ve Hasan-Âli Yücel’i, Köy Enstitülerinin kuramcısı ve uygulayıcısı, adını dünya eğitim tarihine altın harflerle kazıyan eğitim devrimcisi İsmail Hakkı Tonguç’u ve bu imeceye katkı sunan tüm Köy Enstitülüleri ve gönüldaşlarını saygıyla selamlıyoruz! Aydınlanma Işığı Sönmesin, Köy Enstitülerinin 83. inci yaşı kutlu olsun!
Kuruluşunun 83. Yılında Köy Enstitüleri Pusulamız Olmaya Devam Ediyor Hâlâ

AYDIN - Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Aydın Şube Başkanı Remzi Çomakcı Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü nedeniyle bir yazılı açıklama yaptı.

Başkan Çomakçının açıklaması aynen şöyle:

“Cumhuriyetin devrimci önderlerinin eseri olan Köy Enstitüleri, bütün eğitbilimcilerin ilgisini çekmiş, tüm dünyaya örnek eğitim modeli olarak önerilmiş, Cumhuriyetimizin yüz akı, özgün ve aşılamayan kurumudur. Köy Enstitüleri tasarımı, Eğitmen kurslarından köy ilkokullarına, köy bölge okullarından Köy Enstitülerine ve Yüksek Köy Enstitüsüne kadar pek çok okulu, bunlara bağlı arazileri, üretim birimlerini, tarım alanlarını, işlikleri, atölyeleri, döner sermaye işletmelerini, dayanışma örgütlerini, köy okulları yapımını, ilköğretim seferberliğini, yani milli eğitimdeki yeni bir örgütlenmeyi ve dönüşümü kapsamıştır. Bununla yetinmeyip, makro düzeyde de bir toplumsal ilerlemeyi, çağdaşlaşma ve modernleşmeyi hedefleyen önemli bir toplumsal kalkınma uygulamasıdır. Bu nedenle, Köy Enstitüleri, kuruluşunun üzerinden 83 yıl geçmesine rağmen, eğitbilimcilerin yanı sıra, toplumbilimciler, ekonomistler, siyaset bilimcilerin yakın ilgisini üzerinde toplamış ve toplamaya devam etmektedir. Hasan Ali Yücel; “Biz Kurtuluş Savaşı’ndan sonra sosyal hayatımızda yaptığımız büyük devrimleri köylere götürecek insan yetiştirmek istedik. Biz… Devrimci düşüncenin insanını göndermek istedik,” diye tarifliyordu köy öğretmenini. Köy Enstitülerinin Kuruluş yasasında da yalnızca sınıfa ya da okula değil, köye öğretmen felsefesi vardı. Öyle de görev yaptılar. Köylerin aydınlatıcı önderi oldular. Cumhuriyetin aydınlanma meşalesini köylere taşıdılar. Cumhuriyetin aktif yurttaşları olarak köyün içten canlandırılması imecesinde onurla yer aldılar. Köylerin öğretmeni, ziraatçısı, sağlıkçısı, yol göstereni olarak canlandırdılar, dönüştürdüler, aydınlattılar… Bakanıyla, İlköğretim Genel Müdürüyle, Okul yönetici ve öğretmenleriyle, usta öğreticileriyle, öğrencileriyle bu imeceye katkı veren, yazarları, çizerleri, şairleri, mimarları, aydınlarıyla bir Devrimci ruhun adıdır Köy Enstitüleri. Yurtseverliğin, çalışkanlığın, üretkenliğin, memleket sevdasının, hayal kurup gerçekleştiğini görebilmenin… Hasan Dağı’ndan okullarına su getiren çocukların, bataklıktan vaha yaratanların, “ödüllü mimari projelerle” tasarlanan okullarını, öğretmeniyle, öğrencisiyle, ustalarıyla birlikte yapan, okul yapmayı öğrenen ve gittikleri köylerde de okullarını kendileri yapan… Gölköy’de okul binaları için tuğla üretenlerin, Beşikdüzü’nde balıkçılık filosu kurup, bütün köy enstitülerine balık gönderen öğrencilerin mücadelesidir. Okula matbaa kuran Köy Enstitüsü müdürlerinin yaratıcılığının ve öğrencilerin çıkardıkları dergilerde, duvar gazetelerindeki emektir Köy Enstitüleri. Hasanoğlan’da kurulan amfitiyatrodur, heykel müzesidir. Teneffüslerde çalınan klasik müziktir, çağı yakalama kararlılığının adıdır. İkinci Dünya Savaşı’nın zor koşullarında, ekmeğin karneyle verildiği, açlık tehlikesinin baş gösterdiği, bulaşıcı hastalıkların son derece yaygın olduğu dönemde, kurdukları değirmende ekmeklerini kendileri üreten, tarım işletmelerinde elde ettikleri ürünleri beslenmelerinde kullanan bu özgüven ve bilinçle gittikleri köylerde hizmet veren köy enstitülü çocukların, öğretmenlerin, kendi kendine yetebilmesinin adıdır. Bugün, özellikle 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen ağır deprem felaketinden sonra ülkenin yeniden inşa sürecinde ve ülkemizin içinden geçmekte olduğu çeşitli yönlerdeki yıkım sürecinde bu devrimci ruha yine ihtiyaç vardır. “Kendi kendine yetebilmek!” bugün de çok önemlidir. Öte yandan, bilimsel araştırmadır, eleştirel bilinçtir, yılda yirmi beş kitap okuma gerekliliğidir, kitap okuma ve tartışma saatleridir, okul yönetiminin ve uygulamalarının eleştirilebildiği Cumartesi toplantılarıdır. Demokratik katılım, özyönetim, yaparak ve yaşayarak öğrenme gibi çağdaş pedagojik yaklaşımlardır… Kitap yasağı olmayan, hayatı eleştirme ve düşünce suçu olmayan eğitim kurumlarıdır Köy Enstitüleri… Eğitim dizgesine Kooperatifçilik dersleri koyan, kooperatifçilik kültürünü içselleştiren, kooperatiflere öğrencileri de ortak eden ve mezunlar eliyle kooperatifçiliği ülkeye yayan eğitim kurumlarıdır. Öğrencilerin bütünlüklü, donanımlı, özgüvenli gelişimidir. Ayakları çıplak, üstü başı yırtık, yarı aç yarı tok köy çocuklarının yaşamının değiştiği okullardır Köy Enstitüleri… Mandolin çalmayı da öğrendiler, kireç karmayı da. Koyunları güden de onlardır, inşa ettikleri açık hava tiyatrosunda Shakespeare oynayan da. Milli Eğitim Bakanının makamında oturmak yerine, her gün yanlarında olduğu, başlarını okşadığı, İlköğretim Genel Müdürünün kendileriyle yerlere oturup türkü söylediği, çatı kiremitlerini aktardığı, Pisagor teorisini bin kişilik yemekhanenin çatı makaslarını yerleştirirken öğrendikleri, oluk kazıp okula su getiren çocukların suyu harcarken üzerine titrediği, haber aldığı radyonun antenini kendi elleriyle dikip önünde olimpiyatları dinlemek coşkusunu yaşayan, üzerindeki giysiyi kendi diken, üstünde yattığı karyolayı, okulda oturduğu sırayı, yemekhanede yediği her lokmayı kendi ürettiği bir okulda yetişen öğrencilerden bahsediyoruz… Ve bu öğrenciler için en kıymetli dünya klasiklerini Türkçeye çevirten ve Köy Enstitüleri kütüphane raflarına dizen Milli Eğitim Bakanlarından… Her sabah güne halkoyunlarıyla, davulla zurnayla el ele, omuz omuza bin kardeş aynı anda ayak vurup aynı anda diz kırarak başlayan öğrencilerin coşkusudur Köy Enstitüleri… Paylaşımdır, kardeşliktir… Derslerine usta öğretici olarak giren Aşık Veysel’dir, Ruhi Su’dur, Hasan Çakı Efe ve niceleridir… Hafta sonları sergilenen piyesler, okunan şiirler, söylenen türkülerdir. Hiç kimseye muhtaç olmamanın öğretildiği okullardır ve mezun olanların da kendi yetiştirdiği fidanlara kendi kendine yetebilmeyi öğrettiği… Adeta birer “yaşam okulu” dur. Bir milletin gerçek potansiyelini, ancak her vatandaşının kendi potansiyelini açığa çıkarma imkânı olursa gerçekleştirebileceğini bilen ve bunu yapmaya çalışan eğitim kurumlarıdır, Köy Enstitüleri… Günümüzde aktif öğrenme, işbirlikçi öğrenme, çoklu zekâ kuramı şeklinde adlandırılan çağdaş eğitim kuramlarının uygulandığı eğitim kurumlarıdır Köy Enstitüleri… Demokratik kültür ve sanat ortamları yaratarak öğrencilerin duyuşsal gelişimini sağlayan, eğitime bütünsel bakan, halk oyunlarını, halk müziğini eğitim dizgesine katan ve bu anlamda halk kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlayan, çevre ve doğa duyarlılığını yaşama geçiren, öğrenmeyi yaşamın gerçek problemleri üzerinden gerçekleştiren eğitim kurumlarıdır Köy Enstitüleri. Öğretmenlerin yanı sıra Köy Sağlık Memurları yetiştirerek onlar eliyle köylerde salgın hastalıklara, tifoya, kızamığa, suçiçeğine, çocuk ölümlerine savaş açmanın ve etkin sonuç almanın adıdır Köy Enstitüleri… Öte yandan öğretmen örgütlenmesinin öncülüğünün adıdır Köy Enstitüleri. Sendikal örgütlenmelerin öncüleri, Köy Enstitülü öğretmenlerdir. Enstitülerde bilimsel eğitim ile fikri hür, vicdanı hür bir nesil yetişmiştir. “Vatanın dağlarında bayırlarında kırlarında, hatta en ücra yerlerinde kendi başına açıp solan çiçek bırakmayacağız” diyen Hasan Ali Yücel’lerin ülküsünün ve yurtsever idealinin adıdır Köy Enstitüleri. Yerleşim olarak seçilen 21 Köy Enstitüsünün kurulduğu illere bakıldığında toptan bir kalkınma seferberliği yaklaşımı görülür. Bölgesel eşitsizliklerin giderilmesinin, yoksul köy çocuklarına umudun adıdır. Kimsesizlerin kimsesi olmak, Cumhuriyetin ruhunu yaşatmaktır.

Milyonlarca çocuğumuzun eğitim hakkından mahrum kaldığı günümüz Türkiye’sinde bu ülkü, hâlâ sahiplenmemiz gereken ülkü değil midir? Köy Enstitüleri; eşitlikçi, demokratik, laik, karma, bilimsel, kamucu, parasız, üretici eğitimin, kişilik eğitimi ve demokrasi temelli eğitim anlayışının adıdır. Eğitim hakkı, parasız, kamucu, laik ve bilimsel eğitim, güzel bir gelecek arayışının hedeflerinden değil midir hâlâ? Binlerce Köy Okulu kapalıyken, öğretmenler köylerden çekilip toplum önderliği rolleri aydınlanma karşıtlarına bırakılmışken(!), bilimsel eğitimden uzaklaşıp eğitim dinselleştirilirken, ticarileştirilirken, nasıl özlenmez ki Köy Enstitüleri ruhu, felsefesi… Köy Enstitülerinin aydınlanma ışığı bugün de parlamaya devam ediyor. Bugün de umut olmaya, pusula olarak yönümüzü göstermeye devam ediyor. Nasıl bir eğitim, nasıl bir insan, nasıl bir öğretmen, nasıl bir kalkınma modeli, nasıl bir sağlık sistemi, nasıl bir Türkiye! Sorularının yanıtlarında hep Köy Enstitüleri deneyiminin izleri var. Bu nedenledir ki Köy Enstitüleri, “Geçmişteki yarınımızdır!” Kazanımları hâlâ günceldir. Pek çok konuda hâlâ esin kaynağımızdır. Mücadeleleri ve yaratıcılıkları esin kaynağımızdır. İmece ruhu, üretme, paylaşma, dayanışma, kardeşlik, karma eğitim, kız çocuklarının okutulması, imkânsızı imkân haline getirenlerin, yaratıcılıkla zorlukların üstesinden gelenlerin mücadelesinin adıdır Köy Enstitüleri… Onun içindir ki 83 yıl önce Köy Enstitüsünde parlayan aydınlanma ışığı, pusulamız olarak Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nin büyük imecesinde geleceğimizi yönlendirmeyi sürdürüyor.

YKKED, kuruluşundan bugüne 22 yıllık mücadelesi ile Köy Enstitülerinin yarattığı devrimci, ilerici değer ve uygulamaları ulusal bilinç düzeyine çıkarmak ve daha da ileriye taşımak, günümüz sorunlarına çözüm üretmek amacıyla, genel merkezi, 23 şubesi, temsilcilikleri ve 3.000 üyesi ile kararlılık ve inançla çalışmaya devam ediyor.

Kuruluşunun 83. yılında Köy Enstitüsü imecesinin yaratılmasının yolunu açan büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ü, O’nun efsane Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’yi, Köy Enstitülerinin kurulmasında büyük emek harcamış olan Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü, Milli Eğitim Bakanları Saffet Arıkan ve Hasan-Âli Yücel’i, Köy Enstitülerinin kuramcısı ve uygulayıcısı, adını dünya eğitim tarihine altın harflerle kazıyan eğitim devrimcisi İsmail Hakkı Tonguç’u ve bu imeceye katkı sunan tüm Köy Enstitülüleri ve gönüldaşlarını saygıyla selamlıyoruz!

Aydınlanma Işığı Sönmesin, Köy Enstitülerinin 83. inci yaşı kutlu olsun!

Aydın HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (2 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mesut Erkoyun
(18.04.2023 12:24 - #72307)
Aydınlanma ışığı hiç sönmeyecek.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mesut Erkoyun
(18.04.2023 12:24 - #72308)
Aydınlanma ışığı hiç sönmeyecek.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.