1 Şubat 2009 İnsanoğlunda seçim hırsı, para hırsından daha ağır basıyor sanırım. Yıllardır görürüz bu hırs heyecanını insanlarımızın… Yerel seçimlerle birlikte ilimizde çeşitli sivil toplum örgütlerinin de seçimleri gerçekleşmeye başladı… Aydın Ticaret Borsası, Aydın Ticaret Odası, Aydın Sanayi Odası, Gazeteciler Cemiyeti seçimleri gerçekleşti… Bu kuruluşlarımızdaki seçimler oldukça çekişmeli geçti… Ticaret Borsası ile Ticaret Odası’nda Meclis ve Yönetim kuruluları ile birlikte meclis ve Yönetim Kurulu Başkanları değişirken, Sanayi Odası ile Gazeteciler Cemiyetinde değişme olmadı… Yıllardır hiç böyle bir yere aday olmadım ve yaşanan heyecan hazzını da bilmiyorum… Olmasa gelecek yıllarda bir denemeye gayret edeceğim… Kazanırım veya kaybederim hiç de önemli değil… Önemli olan bu heyecanın lezzetini bir bakayım hayatımı KDV’sini yaşarken bari… Birileri çıkıyor ben seçilirsem şöyle yapacağım, böyle yapacağım diyor, ama seçilince ya birazcık bir şeyler yapıyor ya da o söylediklerim dündü, vaaada mı yapmıyoz deyip geçiveriyor. Bizim insanımız yufka yürekli ya doru sölüyo adam deyip kendimizi avutup gidiyoruz… Aydın insanının kafa yapısı değişmeye başladı… Oda ve diğer sivil toplum örgütlerini temsil edenlerin kafa yapıları değişmeye başladı… Siyasi parti temsilcilerinin kafa yapıları değişmeye başladı… Ama gel gelelim bizim gazetecilerimizi temsil eden Aydın Gazeteciler Cemiyeti başkanlığını yürüten Mustafa ağabeyimizi kafa yapısı bir türlü değişmedi… O nedenle gelişmeye yüz tutan Aydınımızda basın sektörü bir türlü istenildiği gibi gelişmedi… Bunun zararını da Aydın halkı, Aydın esnafı ve ticaret erbabı ve siyaset erbabı görüyor… Herkes hamamda türkü söyler gibi istediği telden çalar gibi; seviyeli bir yayın politikası izlenilmediği için aydın ekonomisi karınca misali mesafe kat ediyor, elit bir siyasi kadrolar da oluşturulamıyor… Hiçbir gazeteci kafa kafaya verip siyasi partilerimizde aday adayı olan arkadaşlarımızla ilgili hangisi seçilirse Aydın’a daha iyi hizmetler gelebiliri diye istişare edemiyor… Herkes sağdan sonda laflarla, kendisine üç kuruşluk reklâm verenlere destek vermekle gazetecilik yapacağım diye didiniyor… Aydın’da gazeteciliğe ve gazetecilere bir çeki düzen verilemiyor ve disipline edilemiyor… Dün Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nin kongresi yapıldı. Gazete Sahibi olduğum için gazeteci sayılmadığımdan derneğin üyesi olmamama rağmen kongreyi izlemeye gittim. İstiklal Marşımızın bile söylenmediği bir kongreyi üzüle üzüle, kahrola kahrola izledim… Konuşmalarında aday olmayacağını belirten Başkan Mustafa Çezik, aday olacak arkadaşımız varsa bu yükü benim sırtımdan alsın dercesine konuşmalar yaparken, Bülent Çam isimli arkadaşımız aday olduğunu liste için 15 dakikalık süre istedi. Süre verildi… liste hazırlanıp basılmaya başlandı… Sen misin o aday olan… Çezik Başkan hazır olan listesini hemencecik divana sundu… Listeler divan tarafından okunmaya başlanıldı… Divan başkanı bir kişi iki listede de varsa bu arkadaşların adaylığı kabul olmaz. Bir üye ancak bir listeden aday olabilir denildi… Tartışmalar başladı… Divan Başkanı siz bu kişilerle görüştünüz mü? Görüşmediyseniz adaylığı yine kabul olmaz!.. Tartışmalar uzadı da uzadı. Her iki listede olanlar hangi listede yer alacaklarına dair önerge vermeye başladı… Bülent Çam, “Ben çekiliyorum kongreniz hayırlı olsun” diyerek salonu ekibiyle birlikte terk etti. Bir liste 34 kişiden oluşuyormuş, iki liste olunca 68 üye gerekli. O zamanda olmuyor oylar eşit çıkıyor… Derneğin 53 üyesi varmış… Bir bilen söylesin 53 üyeli bir dernekte bir kişi iki listede ismi olmadan nasıl iki liste çıkartılır. Neyse fazla lafa gerek yok… Günümüz Türkiye’sinde bu güzel demokrasi formülünü bilmeyenlere arz ediyorum… Yıllarca koltuğunuzu korumak istiyorsanız, yani kendinize “KRAL” adam dedirtmek istiyorsanız sizlere de tavsiye olunur formül…