Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Mine Odabaşı
Köşe Yazarı
Mine Odabaşı
 

Pozitif Düşünelim mi?

Negatif insanlar yerine pozitif insanlar ile zaman geçirmek sadece eğlenceli değil, sahip olduğunuz bu arkadaşlık aynı zamanda genel sağlığınıza da büyük etkilere sahip olacaktır. Hem pozitiflik hem de negatifliğin bulaşıcı olma eğilimi vardır. Yani kendinizi negatif arkadaşlar, aile bireyleri ve iş arkadaşları ile çevrelediğiniz zaman, bunlar ruh halinizi ve görünümünüzü kötüleştirme eğiliminde olurlar. Ancak daha da endişe verici olanı, başkalarından kaptığınız negatiflik potansiyel olarak yaşamınızı kısaltır ve sağlığınızı diğer ciddi yollardan etkiler. Pozitiflik Nedir? Pozitifliğin tanımı şöyle: pozitif veya iyimser yaklaşıma sahip olmak veya eğilimli olmak. Pozitif karaktere sahip olan insanların dünyayı olduğu gibi kabul ettikleri, talihsiz bir şey olduğunda umut ışığı için bakındıkları ve başkalarına umut mesajları yaydıkları söylenir. Psikoloji uzmanları son dönemlerdeki “pozitiflik hareketi”nin 1990’ların sonunda, yani pozitif psikolojinin ilk geliştirildiği dönemde başladığını düşünüyorlar. Pozitif psikoloji taraftarları, zihinsel hastalıklar ve fonksiyon eksiklikleri gibi psikolojinin geleneksel olarak odaklandığı alanlar yerine mutluluk ve pozitif duygular üzerine çalışıyorlar. Pozitif psikoloji taraftarları insanların daha mutlu olmaları, daha tamamlanmış olmaları için gerekli olan alışkanlıklar ve yaklaşımlar üzerine çalışıyorlar ve buna pozitif düşünce ile ilgili olanlar da dahil. Günümüzde iyimserliğin faydalarına geçmişten daha fazla dikkat çekiliyor olsa da, bazı toplumlar pozitif düşüncenin ve iyileştiren insanlarla vakit harcamanın gücü konusunda uzun zamandır örnek oluyorlar. Örneğin, Japonya’nın Okinawa şehrinde ortalama yaşam beklentisi 90 yıl civarında ve bu dünyadaki en yüksek beklentilerden birisi. Burada bulunan insanlar, moai adı verilen bir sosyal ağ oluşturuyorlar. Bu ağda sosyal, duygusal ve hatta finansal destek sunan ve genelde ömür boyu süren bir kaç arkadaştan oluşan bir grup var. Pek çok çocuk moailere çok gençken, hatta bazen doğum zamanında dahil oluyor. Aynı moai içerisinde bulunan yetişkinler yaşam boyu yolculuklarını birlikte paylaşıyorlar ve sıklıkla ekin yetiştirirken, bahçe sorumluluklarını paylaşırken birlikte çalışıyorlar, birbirlerinin ailelerine bakıyorlar ve çocuklar hasta olduğunda onlara yardımcı oluyorlar, birisi öldüğü zaman duygusal destek veriyorlar. Moai üyeleri, spora ve sağlıklı beslenmeye özendirme gibi birlikte bir diğerinin davranışlarını etkileyen pozitif atmosfer oluşturdukları için ötekilerin sağlıkları üzerinde de pozitif etkiler yaratıyorlar. The Blues Zones ve National Geographic yazarlarından Dan Buettner, mavi bölge olarak nitelendirilen bu bölgelerde yaşayan insanlarda, 100 yaşına varan insanların adedinin ABD’den 10 kat daha fazla olduğunu ve çoğunun yaşamını iyi bir sağlık düzeyi ile geçirdiğini belirtiyor. Özellikle destekleyici ilişkiler kurarak pozitifliği uygulama yollarından bazıları şöyle: güçlü bir amaç duygusuna sahip olmak, düzenli olarak stresi azaltan aktiviteler yapmak, inanç bazlı bir cemaate dahil olan arkadaşlarla yemeklerden veya bir bardak şaraptan keyif almak, her şeyin öncesine aileyi koymak ve sağlıklı alışkanlıklara sahip arkadaşlar seçmek. Dr. Sonja Lyubomirsky tarafından yazılan The How of Happiness kitabında yazar şöyle diyor: “kendiniz dünyanız ve diğer insanlar hakkında nasıl düşündüğünüz, mutluluğunuza yaşamınızın objektif durumundan daha fazla etki ediyor”. İyimserliğin olumsuz sağlık sonuçlarına karşı da koruyucu olduğu görülüyor çünkü kronik stresin bedeninize verdiği zararı azaltıyor. Pek çok çalışmada özellikle iyimser insanlarla güçlü sosyal ilişkilere sahip olmanın, olumsuzluklar ve hayal kırıklıklarının zarar verici etkilerine karşı koruyucu olduğu belirtiliyor. 2017’de New York Times’da yayınlanan bir makalede şöyle deniliyor: “Beyinde olan bitenlerin bedende olan bitenlere etki ettiğine dair artık bir şüphe yok. Bir sağlık krizi ile karşı karşıya gelindiğinde, pozitif duyguları aktif olarak yeşertmek bağışıklık sistemini destekliyor ve depresyon ile savaşıyor.” Son bir kaç on yılda yapılan pek çok çalışmada iyimserlik ve iyileşen sağlık işaretleri arasındaki ilişki şöyle: • düşük tansiyon • daha az kalp damar hastalığı riski • daha iyi kilo kontrolü ve obezteye karşı korunma • daha sağlıklı kan şekeri düzeyi • uzayan yaşam • daha düşük depresyon ve rahatsızlık oranları • soğuk algınlığına karşı daha yüksek direnç • zorluk ve stres zamanlarını daha kolay atlatma
Ekleme Tarihi: 30 Ağustos 2021 - Pazartesi

Pozitif Düşünelim mi?

Negatif insanlar yerine pozitif insanlar ile zaman geçirmek sadece eğlenceli değil, sahip olduğunuz bu arkadaşlık aynı zamanda genel sağlığınıza da büyük etkilere sahip olacaktır.

Hem pozitiflik hem de negatifliğin bulaşıcı olma eğilimi vardır. Yani kendinizi negatif arkadaşlar, aile bireyleri ve iş arkadaşları ile çevrelediğiniz zaman, bunlar ruh halinizi ve görünümünüzü kötüleştirme eğiliminde olurlar. Ancak daha da endişe verici olanı, başkalarından kaptığınız negatiflik potansiyel olarak yaşamınızı kısaltır ve sağlığınızı diğer ciddi yollardan etkiler.

Pozitiflik Nedir?

Pozitifliğin tanımı şöyle: pozitif veya iyimser yaklaşıma sahip olmak veya eğilimli olmak. Pozitif karaktere sahip olan insanların dünyayı olduğu gibi kabul ettikleri, talihsiz bir şey olduğunda umut ışığı için bakındıkları ve başkalarına umut mesajları yaydıkları söylenir.

Psikoloji uzmanları son dönemlerdeki “pozitiflik hareketi”nin 1990’ların sonunda, yani pozitif psikolojinin ilk geliştirildiği dönemde başladığını düşünüyorlar. Pozitif psikoloji taraftarları, zihinsel hastalıklar ve fonksiyon eksiklikleri gibi psikolojinin geleneksel olarak odaklandığı alanlar yerine mutluluk ve pozitif duygular üzerine çalışıyorlar. Pozitif psikoloji taraftarları insanların daha mutlu olmaları, daha tamamlanmış olmaları için gerekli olan alışkanlıklar ve yaklaşımlar üzerine çalışıyorlar ve buna pozitif düşünce ile ilgili olanlar da dahil.

Günümüzde iyimserliğin faydalarına geçmişten daha fazla dikkat çekiliyor olsa da, bazı toplumlar pozitif düşüncenin ve iyileştiren insanlarla vakit harcamanın gücü konusunda uzun zamandır örnek oluyorlar. Örneğin, Japonya’nın Okinawa şehrinde ortalama yaşam beklentisi 90 yıl civarında ve bu dünyadaki en yüksek beklentilerden birisi. Burada bulunan insanlar, moai adı verilen bir sosyal ağ oluşturuyorlar. Bu ağda sosyal, duygusal ve hatta finansal destek sunan ve genelde ömür boyu süren bir kaç arkadaştan oluşan bir grup var.

Pek çok çocuk moailere çok gençken, hatta bazen doğum zamanında dahil oluyor. Aynı moai içerisinde bulunan yetişkinler yaşam boyu yolculuklarını birlikte paylaşıyorlar ve sıklıkla ekin yetiştirirken, bahçe sorumluluklarını paylaşırken birlikte çalışıyorlar, birbirlerinin ailelerine bakıyorlar ve çocuklar hasta olduğunda onlara yardımcı oluyorlar, birisi öldüğü zaman duygusal destek veriyorlar. Moai üyeleri, spora ve sağlıklı beslenmeye özendirme gibi birlikte bir diğerinin davranışlarını etkileyen pozitif atmosfer oluşturdukları için ötekilerin sağlıkları üzerinde de pozitif etkiler yaratıyorlar.

The Blues Zones ve National Geographic yazarlarından Dan Buettner, mavi bölge olarak nitelendirilen bu bölgelerde yaşayan insanlarda, 100 yaşına varan insanların adedinin ABD’den 10 kat daha fazla olduğunu ve çoğunun yaşamını iyi bir sağlık düzeyi ile geçirdiğini belirtiyor. Özellikle destekleyici ilişkiler kurarak pozitifliği uygulama yollarından bazıları şöyle: güçlü bir amaç duygusuna sahip olmak, düzenli olarak stresi azaltan aktiviteler yapmak, inanç bazlı bir cemaate dahil olan arkadaşlarla yemeklerden veya bir bardak şaraptan keyif almak, her şeyin öncesine aileyi koymak ve sağlıklı alışkanlıklara sahip arkadaşlar seçmek.

Dr. Sonja Lyubomirsky tarafından yazılan The How of Happiness kitabında yazar şöyle diyor: “kendiniz dünyanız ve diğer insanlar hakkında nasıl düşündüğünüz, mutluluğunuza yaşamınızın objektif durumundan daha fazla etki ediyor”. İyimserliğin olumsuz sağlık sonuçlarına karşı da koruyucu olduğu görülüyor çünkü kronik stresin bedeninize verdiği zararı azaltıyor. Pek çok çalışmada özellikle iyimser insanlarla güçlü sosyal ilişkilere sahip olmanın, olumsuzluklar ve hayal kırıklıklarının zarar verici etkilerine karşı koruyucu olduğu belirtiliyor.

2017’de New York Times’da yayınlanan bir makalede şöyle deniliyor: “Beyinde olan bitenlerin bedende olan bitenlere etki ettiğine dair artık bir şüphe yok. Bir sağlık krizi ile karşı karşıya gelindiğinde, pozitif duyguları aktif olarak yeşertmek bağışıklık sistemini destekliyor ve depresyon ile savaşıyor.” Son bir kaç on yılda yapılan pek çok çalışmada iyimserlik ve iyileşen sağlık işaretleri arasındaki ilişki şöyle:

• düşük tansiyon

• daha az kalp damar hastalığı riski

• daha iyi kilo kontrolü ve obezteye karşı korunma

• daha sağlıklı kan şekeri düzeyi

• uzayan yaşam

• daha düşük depresyon ve rahatsızlık oranları

• soğuk algınlığına karşı daha yüksek direnç

• zorluk ve stres zamanlarını daha kolay atlatma

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.