Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Mustafa Savaş
Rıdvan Eşin
Gönül Dereli
Köşe Yazarı
Gönül Dereli
 

Sadece bilmek gerek

           Zamanın birinde çok mutsuz bir kral varmış. Her şeye sahip olmasına rağmen çok mutsuzmuş. Şaklabanlar, sirkçiler, palyaçolar eğlendirmek için her şeyi yapmışlar ama yine de mutlu edememişler. Kral uzak ülkelerdeki bilge adamı getirmeleri için emir vermiş. Derdine bilge adamın çare olacağını düşünmüş. Kral bilge adama mutsuzluğunu anlatmış ve ona mutlu olmanın yolunu gösterirse, bilgeye ne isterse vereceğini söylemiş. Bilge adam biraz düşünmüş ve kralım sizi tek bir şey mutlu edebilir. Ülkede en mutlu adamı buldurun ve onun gömleğini ödünç alıp giyin. Mutluluğun sırrını keşfedecek ve çok mutlu olacaksınız demiş. Bir giydiğini bir daha giymeyen kral, binlerce gömleğe sahip zengin kral çok heyecanlanmış. Adamlarını ülkenin her yerine salmış, adamlar tüm ülkeyi dolaşmışlar ve herkes ülkenin en mutlu adamı olarak aynı adamı göstermiş. Kralın adamları ülkenin en mutlu adamını bulmuşlar ve hayretle görmüşler ki en mutlu adamın bir gömleği bile yokmuş. Yani anlaşılıyor ki hiçbir şeyimiz olmasa da çok mutlu olabiliriz. Ama bizler o kadar doyumsuz olduk ki hep daha fazlasını istiyoruz, yine de mutlu olamıyoruz. İnşallah şu koronalı günler bizleri çok şey öğretmiştir. Aile olmayı, sağlığın önemini, özgürlüğün tadını, nefes almanın hazını, paranın, malın, mülkün hiç olduğunu öğrenmişizdir inşallah. Bu virüsün zararını daha anlayamayan kişiler de çok. Hafta sonu sokağa çıkma yasağını yanlış algıladık çoğumuz. Hafta sonu yasak, hafta içi istediğiniz gibi dolaşın anladık sanırım. Pazartesi olunca herkes kendini sokağa atıyor, iki gün evde kalmamızın ne anlamı kaldı siz düşünün. Sabretmek bu kadar zor mu daha güzel, sağlıklı günler için sadece evde olmayı bilmek. Yürüyemeyen, gözü görmeyen ve yatalak hastaları düşünün ömür boyu hep evdeler, ama yine de mutlular, şikâyet etmiyorlar. Bence şikâyet etmek yerine yaşadığımız bu koronalı günlerin değerini bilmeliyiz. Bize unuttuğumuz değerleri hatırlattı. Hani denir, ya dünyaya geldik. Bir iki çiçek koklayacağız, seveceğiz, aşık olacağız, çocuk, torun seveceğiz. Sonra bu dünyadan göçüp gideceğiz. Bizi en fazla torunumuz bilecek, sonrası yok. Bizi son tanıyan kişide öldüğünde de aslında hiç yaşamamış olacağız. Her haliyle yaşamak, nefes almak, hayat, dünya çok güzel…
Ekleme Tarihi: 11 Mayıs 2020 - Pazartesi

Sadece bilmek gerek

          

Zamanın birinde çok mutsuz bir kral varmış.

Her şeye sahip olmasına rağmen çok mutsuzmuş.

Şaklabanlar, sirkçiler, palyaçolar eğlendirmek için her şeyi yapmışlar ama yine de mutlu edememişler.

Kral uzak ülkelerdeki bilge adamı getirmeleri için emir vermiş.

Derdine bilge adamın çare olacağını düşünmüş.

Kral bilge adama mutsuzluğunu anlatmış ve ona mutlu olmanın yolunu gösterirse, bilgeye ne isterse vereceğini söylemiş.

Bilge adam biraz düşünmüş ve kralım sizi tek bir şey mutlu edebilir.

Ülkede en mutlu adamı buldurun ve onun gömleğini ödünç alıp giyin.

Mutluluğun sırrını keşfedecek ve çok mutlu olacaksınız demiş.

Bir giydiğini bir daha giymeyen kral, binlerce gömleğe sahip zengin kral çok heyecanlanmış.

Adamlarını ülkenin her yerine salmış, adamlar tüm ülkeyi dolaşmışlar ve herkes ülkenin en mutlu adamı olarak aynı adamı göstermiş.

Kralın adamları ülkenin en mutlu adamını bulmuşlar ve hayretle görmüşler ki en mutlu adamın bir gömleği bile yokmuş.

Yani anlaşılıyor ki hiçbir şeyimiz olmasa da çok mutlu olabiliriz.

Ama bizler o kadar doyumsuz olduk ki hep daha fazlasını istiyoruz, yine de mutlu olamıyoruz.

İnşallah şu koronalı günler bizleri çok şey öğretmiştir.

Aile olmayı, sağlığın önemini, özgürlüğün tadını, nefes almanın hazını, paranın, malın, mülkün hiç olduğunu öğrenmişizdir inşallah.

Bu virüsün zararını daha anlayamayan kişiler de çok.

Hafta sonu sokağa çıkma yasağını yanlış algıladık çoğumuz.

Hafta sonu yasak, hafta içi istediğiniz gibi dolaşın anladık sanırım.

Pazartesi olunca herkes kendini sokağa atıyor, iki gün evde kalmamızın ne anlamı kaldı siz düşünün.

Sabretmek bu kadar zor mu daha güzel, sağlıklı günler için sadece evde olmayı bilmek.

Yürüyemeyen, gözü görmeyen ve yatalak hastaları düşünün ömür boyu hep evdeler, ama yine de mutlular, şikâyet etmiyorlar.

Bence şikâyet etmek yerine yaşadığımız bu koronalı günlerin değerini bilmeliyiz.

Bize unuttuğumuz değerleri hatırlattı.

Hani denir, ya dünyaya geldik.

Bir iki çiçek koklayacağız, seveceğiz, aşık olacağız, çocuk, torun seveceğiz.

Sonra bu dünyadan göçüp gideceğiz.

Bizi en fazla torunumuz bilecek, sonrası yok.

Bizi son tanıyan kişide öldüğünde de aslında hiç yaşamamış olacağız.

Her haliyle yaşamak, nefes almak, hayat, dünya çok güzel…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.