Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Gönül Dereli
Köşe Yazarı
Gönül Dereli
 

Mutluluğun reçetesi

Bu kadara sorun arasında nasıl mutlu olunur ki? Terör bir yandan, ekonomi kriz bir yandan mutlu olmak çok zor gibi. Zor görünse de her şey bizim elimizde ne istersek onu yaşarız. Nefes alıyoruz, yaşıyoruz, hayattayız öyleyse zamanımızı iyi değerlendirelim mutlu olmanın yollarını arayalım. Eskiden büyüklerimiz işlerinde, dışarda ne kadar sorun yaşarsa yaşasın evine, eşine, çocuklarına yansıtmazdı. Evine gelip kapıdan içeri adım atınca bütün sıkıntıları dışarda bırakırdı. Eşiyle, çocuklarıyla ilgilenir, hoş sohbetler edilir, çocukların yanında asla tartışma kavga olmazdı. Daha önceleri şimdiki gibi herkes okumuş üniversite mezunu değildi, ama herkes birbirine karşı sevgi saygı gösterir mutlu olurdu. Şimdi herkes üniversite mezunu daha bilinçli, daha mantıklı, imkânlar, güzellikler daha çok fakat toplum olarak yine mutsuzuz. Bu devirde kadın, erkek herkes çalışıyor maddi imkân, güç, rahatlık daha çok böyle olmasına rağmen gözümüzü hırs, açgözlülük bürüdü doyumsuz olduk. Eşler arasında saygı kalmadı, arkadaş, dost arasında güven kalmadı. Daha önceleri herkes birbirine sever, sayardı, güven vardı, tek bir söz senetti. Başımızı sokacak evimiz varken ikinciye ev istedik, arabamız varken daha lüksünü istedik hal böyle olunca gider geliri aştı. Yetmedi bitmedi derdi başladı. Birbirimizi çekememezlik, kıskançlık, başkalarının hayatını irdelemek, senlik, benlik başladı. Esnaf gelirinden, işçi, memur, emekli maaşından şikâyetçi. Siyaseti, etrafımızdakileri, havayı, işleri, eşimizi, çocuklarımızı, gelirimizi illaki bir şeyleri şikâyet ediyoruz. Mutsuz olmak için şikâyet edecek bir şeyler buluyoruz. Elimizdekiyle yetinmeyi, mutlu olmayı bilsek, onda var bende daha iyisi olsun egosundan kurtulsak bütün sıkıntılar çözülecek aslında. Maddi sıkıntı bizleri manevi olarak çok yıpratıyor, buda hayatımıza olumsuz etkiliyor, mutsuz oluyoruz. Yıllardır sürekli siyasetçiler değişiyor, biri gidip, diğeri geliyor. Görevini çok iyi yapanlarda var, yapamayanlarda. Halk olarak memnun olanda var olmayanda. Ben siyaseti sevmiyorum, o yüzden o konulara girmiyorum, girmekte istemiyorum. Artık senliği, benliği, kıskançlığı bırakalım. Şu anda hastanede yatan ağrı, acı çeken, çaresiz hastalığın pençesinde olan dostlarımızı düşünüp şükredelim. Olan imkânlarımızla yaşamayı, sevdiklerimizle zaman geçirmeyi, aldığımız nefesin, yaşadığımız her saniyenin tadını çıkarmaya başlayalım. İşte o zaman mutluluğa, doyuma ulaşırız. Bir güzellik yap kendine, sadece sahip olduklarını düşün, MUTLU OL ONLARLA…
Ekleme Tarihi: 23 Ekim 2019 - Çarşamba

Mutluluğun reçetesi

Bu kadara sorun arasında nasıl mutlu olunur ki?

Terör bir yandan, ekonomi kriz bir yandan mutlu olmak çok zor gibi.

Zor görünse de her şey bizim elimizde ne istersek onu yaşarız.

Nefes alıyoruz, yaşıyoruz, hayattayız öyleyse zamanımızı iyi değerlendirelim mutlu olmanın yollarını arayalım.

Eskiden büyüklerimiz işlerinde, dışarda ne kadar sorun yaşarsa yaşasın evine, eşine, çocuklarına yansıtmazdı.

Evine gelip kapıdan içeri adım atınca bütün sıkıntıları dışarda bırakırdı.

Eşiyle, çocuklarıyla ilgilenir, hoş sohbetler edilir, çocukların yanında asla tartışma kavga olmazdı.

Daha önceleri şimdiki gibi herkes okumuş üniversite mezunu değildi, ama herkes birbirine karşı sevgi saygı gösterir mutlu olurdu.

Şimdi herkes üniversite mezunu daha bilinçli, daha mantıklı, imkânlar, güzellikler daha çok fakat toplum olarak yine mutsuzuz.

Bu devirde kadın, erkek herkes çalışıyor maddi imkân, güç, rahatlık daha çok böyle olmasına rağmen gözümüzü hırs, açgözlülük bürüdü doyumsuz olduk.

Eşler arasında saygı kalmadı, arkadaş, dost arasında güven kalmadı.

Daha önceleri herkes birbirine sever, sayardı, güven vardı, tek bir söz senetti.

Başımızı sokacak evimiz varken ikinciye ev istedik, arabamız varken daha lüksünü istedik hal böyle olunca gider geliri aştı.

Yetmedi bitmedi derdi başladı.

Birbirimizi çekememezlik, kıskançlık, başkalarının hayatını irdelemek, senlik, benlik başladı.

Esnaf gelirinden, işçi, memur, emekli maaşından şikâyetçi.

Siyaseti, etrafımızdakileri, havayı, işleri, eşimizi, çocuklarımızı, gelirimizi illaki bir şeyleri şikâyet ediyoruz.

Mutsuz olmak için şikâyet edecek bir şeyler buluyoruz.

Elimizdekiyle yetinmeyi, mutlu olmayı bilsek, onda var bende daha iyisi olsun egosundan kurtulsak bütün sıkıntılar çözülecek aslında.

Maddi sıkıntı bizleri manevi olarak çok yıpratıyor, buda hayatımıza olumsuz etkiliyor, mutsuz oluyoruz.

Yıllardır sürekli siyasetçiler değişiyor, biri gidip, diğeri geliyor.

Görevini çok iyi yapanlarda var, yapamayanlarda.

Halk olarak memnun olanda var olmayanda.

Ben siyaseti sevmiyorum, o yüzden o konulara girmiyorum, girmekte istemiyorum.

Artık senliği, benliği, kıskançlığı bırakalım.

Şu anda hastanede yatan ağrı, acı çeken, çaresiz hastalığın pençesinde olan dostlarımızı düşünüp şükredelim.

Olan imkânlarımızla yaşamayı, sevdiklerimizle zaman geçirmeyi, aldığımız nefesin, yaşadığımız her saniyenin tadını çıkarmaya başlayalım.

İşte o zaman mutluluğa, doyuma ulaşırız.

Bir güzellik yap kendine, sadece sahip olduklarını düşün,

MUTLU OL ONLARLA…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.