Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

Köprüyü geçene kadar...

Atatürk’ün anasına dil uzatan, sinkefli konuşan, hakaret eden... Atatürk’e ve cephe arkadaşlarına ayyaş diyen, hakaret eden, küfürler savuran... Milletine, Cumhuriyetine, okunan ezanlara ve milletin parasıyla okuduğu okul sıralarına saygısı olmayan, adınının başında (haketmediği halde) ‘Profosör’ yazan bazı para ve koltuk sevdalısı yalakaları tarih nasıl yazacak acaba? (gerçek Profosörleri tenzih ederek) Bu kişilerin çocukları, torunları nasıl ufalacak, küçülecekler kimbilir (suçları olmadığı halde). Aynı bu günkü Alman gençlerinin Hitler Almanyası’ndan utandıkları gibi... Türkiye Cumhuriyeti’nin Namus, Şeref ve Kurtuluşu olan, ‘Kurtuluş Savaşı’nda, çocuk yaşta şehit ve gazi olan vatan çocuklarının kanları ile sulanmış olan topraklarde kendiliğinden çıkan, akan kanların gücü ile büyüyen ağaçlerı vicdansızca kesen ve kesmeye devam edenbazı kişiler...ŞİMDİ; ‘Cumhuriyetçi’lerinde oyunu alabilmek adına riyakarlık yapıyor, yalan söylemeye kalkıyorlar. Sizce ne kadar inandırıcı olabilirler dersiniz ? (Bu gruba girmeyen politikacıları tabii ki tenzih ediyorum.) Onların; ‘Vatan, Bayrak, Atatürk’ kavramları ne kadar samimi, ne kadar ciddi olabilir ki? Onlar; KÖPRÜYÜ GEÇENE KADAR AYIYA DAYI’ derler, ardındanda tüm konuşma kayıtlarına rağmen; ’’Yoo ben öyle demedim k, siz öyle anlamışsınız’’ der çıkarlar işin içinden. Yalnız çok iyi kıvıran bu kişilere babaannemin bir sözü vardı; "AR NAMUS, TERTEMİZ" derdi rahmetli... *   *   *   *   * Hz. Muhammed’in doğduğu yıllarda insanların ‘Adil, Adaletli’ diye isimlendirdikleri Kral Khosrou Anoschirwan(531 – 578), ülkesini dolaşıyormuş. Güneşli bir bayırda saygıdeğer yaşlı bir adamın iki büklüm çalıştığını görmüş. Kral merak etmiş yaşlı adama yaklaşmış ve onun taze, bir yıllık fideler diktiğini görmüş. Kral; "Burada ne yapıyorsun?" diye sormuş. Yaşlı adam; "Ceviz ağacı dikiyorum" diye cevap vermiş. Kral şaşkınlık içerisinde tekrar sormuş; "Sen oldukça yaşlısın, belin bile bükülmüş artık. Yeşilliğini göremiyeceğin, gölgesinde dinlenemiyeceğin ve meyvasını yiyemeyeceğin fideleri neden dikiyorsun?" Yaşı doksanın üzerinde olan yaşlı adam yukarı doğru bakmış ve şöyle demiş; ’’ Bizden önce gelenler ektiler ve bizler onların ürünlerini topladık. Şimdi biz ekiyoruz ki, bizden sonra gelecekler bu ektiklerimizi toplayabilsinler...’’ Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demeyenlere, Saygılarımla...
Ekleme Tarihi: 14 Kasım 2017 - Salı

Köprüyü geçene kadar...

Atatürk’ün anasına dil uzatan, sinkefli konuşan, hakaret eden...

Atatürk’e ve cephe arkadaşlarına ayyaş diyen, hakaret eden, küfürler savuran...

Milletine, Cumhuriyetine, okunan ezanlara ve milletin parasıyla okuduğu okul sıralarına saygısı olmayan, adınının başında (haketmediği halde) ‘Profosör’ yazan bazı para ve koltuk sevdalısı yalakaları tarih nasıl yazacak acaba? (gerçek Profosörleri tenzih ederek)

Bu kişilerin çocukları, torunları nasıl ufalacak, küçülecekler kimbilir (suçları olmadığı halde).

Aynı bu günkü Alman gençlerinin Hitler Almanyası’ndan utandıkları gibi...

Türkiye Cumhuriyeti’nin Namus, Şeref ve Kurtuluşu olan, ‘Kurtuluş Savaşı’nda, çocuk yaşta şehit ve gazi olan vatan çocuklarının kanları ile sulanmış olan topraklarde kendiliğinden çıkan, akan kanların gücü ile büyüyen ağaçlerı vicdansızca kesen ve kesmeye devam edenbazı kişiler...ŞİMDİ; ‘Cumhuriyetçi’lerinde oyunu alabilmek adına riyakarlık yapıyor, yalan söylemeye kalkıyorlar.

Sizce ne kadar inandırıcı olabilirler dersiniz ? (Bu gruba girmeyen politikacıları tabii ki tenzih ediyorum.)

Onların; ‘Vatan, Bayrak, Atatürk’ kavramları ne kadar samimi, ne kadar ciddi olabilir ki? Onlar; KÖPRÜYÜ GEÇENE KADAR AYIYA DAYI’ derler, ardındanda tüm konuşma kayıtlarına rağmen; ’’Yoo ben öyle demedim k, siz öyle anlamışsınız’’ der çıkarlar işin içinden.

Yalnız çok iyi kıvıran bu kişilere babaannemin bir sözü vardı; "AR NAMUS, TERTEMİZ" derdi rahmetli...

*   *   *   *   *

Hz. Muhammed’in doğduğu yıllarda insanların ‘Adil, Adaletli’ diye isimlendirdikleri Kral Khosrou Anoschirwan(531 – 578), ülkesini dolaşıyormuş.

Güneşli bir bayırda saygıdeğer yaşlı bir adamın iki büklüm çalıştığını görmüş. Kral merak etmiş yaşlı adama yaklaşmış ve onun taze, bir yıllık fideler diktiğini görmüş. Kral; "Burada ne yapıyorsun?" diye sormuş. Yaşlı adam; "Ceviz ağacı dikiyorum" diye cevap vermiş.

Kral şaşkınlık içerisinde tekrar sormuş; "Sen oldukça yaşlısın, belin bile bükülmüş artık. Yeşilliğini göremiyeceğin, gölgesinde dinlenemiyeceğin ve meyvasını yiyemeyeceğin fideleri neden dikiyorsun?" Yaşı doksanın üzerinde olan yaşlı adam yukarı doğru bakmış ve şöyle demiş; ’’ Bizden önce gelenler ektiler ve bizler onların ürünlerini topladık. Şimdi biz ekiyoruz ki, bizden sonra gelecekler bu ektiklerimizi toplayabilsinler...’’

Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demeyenlere,

Saygılarımla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.