Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Kayahan'ın ardından ilk kez Nilüfer

DÜNYA (AA) - Anadolu Ajansı | 24.05.2015 - 15:09, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:49 3466+ kez okundu.
 

Kayahan'ın ardından ilk kez Nilüfer

Bağkur’dan emekliyim. Maaşım 900 küsur lira. 43 yıldır devletle tek yakınlığım budur

Nilüfer, mahkeme kararıyla 15 yıl şarkılarını söyleyemediği Kayahan’ın kalbindeki yerini ve 43 yıllık sanat hayatını anlattı: Bizim küsmelerimiz de hep birbirimize olan düşkünlüğümüzdendi. İkimiz de inatlaştık. Neyse ki o son konseri de yaptık. Hayatımda en büyük etkiyi o bırakmış, onu fark ettim. Müziği, sesi, duruşu, lafı hiç değişmedi. Devlete de medyaya da hatta yakın dostlarına bile mesafesini hep korudu. “Sizli bizli” halinden 43 yıl boyunca gram ödün vermedi. Hep dokunaklı söyledi, hep korunaklı yaşadı.Kırılmasın diye ördüğü duvarların arasından son birkaç senede çok acı sızdı. Kanser oldu, atlattı. Sırasıyla annesini ve Kayahan’ı kaybetti. Kayahan acısı çok derin, çok taze. Yarası sandığından, sandığımızdan daha derin. “Annemin cenazesinde bile bu kadar ağlamadım” derken hani bıraksanız dipsiz bir kuyuya doğru yuvarlanacak. Mahkeme kararıyla 15 yıl söylemesinin yasak olduğu o şarkılar, şimdi en büyük tesellisi. “Sen beni bırakıp böyle gitmezdin hiç yapmazdın...” ile başlayan ‘Esmer Günler’ dahil. Şimdi, Acarkent’teki süssüz evinde iki köpeği, yedi kedisi ve 15’ine basan kızı Ayşe Nazlı’yla her şeye rağmen sakin ve huzurlu yeni albüm ‘Haziran Vakti’ heyecanında. Sakınarak başlıyor anlatmaya. Anlattıkça rahatlıyor. Cihangir’deki çocukluğundan başlıyor, Sezen Aksu’yla tatlı rekabetini ve o dönemin neden özel olduğunu hatırlıyor. ‘Mesafeli’, ‘soğuk’ gibi eleştirilerini tek tek izah ediyor. Nasıl da sakince bir döneme damga vurduğunuı bir kez daha hatırlatıyor. Küçük harflerle. Yeni albüm ‘Haziran Vakti’, son yıllarda yaşadıklarınızın tam tersine çok hareketli, çok sıcak... Dört mevsimlik, iç açıcı bir iş oldu. Hem yazlık hem kışlık, her daim kullanmalık. Hiç olmadığı kadar hızlı şarkılara yer verdim. İyi geldi böyle bir çalışma... Aynı zamanda ilklerin albümü... İlk kez Nazan Öncel, Sezen Aksu şarkıları söylüyorsunuz, hayranlarınızdan gelen bestelere yer veriyorsunuz. Evet, birkaç sene evvel internet sitemden beste çağrısında bulunmuştuk. Onlarca, yüzlerce şarkı geldi. Bunlardan iki tanesine de albümde yer verdik. Çok sevileceğine inanıyorum. Belki size de iyi gelmiştir böyle bir iletişim kurmak... Aynen öyle. Düzenden ötürü doğru insana ulaşamayan çok fazla iyi besteci var. İyi de yapmışım. İleride böyle bir havuz olsun. Sadece ben değil, herkes kullansın. 70’lerden bugüne şarkılarınızı dinliyorum peş peşe. Kişisel serüveninizden izler neredeyse yok. Sanki profesyonel yaşamınızı ayrı tutmak adına bilinçli bir gayret var. Elbette ki. Bu, bir tercihtir. İnanmadığım, içime sinmeyen bir şarkıyı söylemem tabii. Kendi şarkılarını kendisi yazmayan biri olarak işin kolay değil. Sadece kendi şarkılarıma bağlı olsam daha farklı olacaktı belki de... Biz de hayatınıza dair fazla fikir sahibi olabilirdik... Olabilir. İnsanın yazdığı her söz, kendi yaşamından bir mesaj tabii. Genelde anlatan, paylaşan biri de değilim. Ama seçtiğim şarkılar, karakterimle ilgili ipucu verir. Beni anlatmayan bir şarkıyı hiç söylemem zaten. Mesela, son albümde Sezen’in ‘Hadi Kızlar’ diye şarkısı var. Sözlerini okuyunca “Hiç Nilüfer’lik değil” dersin. Ama bir yandan var öyle bir tarafım “Hadi kızlar Beyoğlu’na” diyen. Var mı hakikaten? Uçan kaçan bir ruh halim de var. Çıkmıyorum tabii Beyoğlu’na. Ama ruhen müsaitim. Madem ruhunuzda da var, çıksanıza arada sokağa.... E sevmiyorum çünkü. Şarkısını eğlenerek, hissederek söylerim. Ama gece hayatını hiç sevmem. Sıkılırım. Eskiden beri böyleydi. Kızımla, kedilerimle evimde vakit geçirmeye bayılıyorum. Bir yandan çizginizi bozmamak adına müthiş bir kendini korumaya alma hali var; kalkanlar, duvarlar... Doğrudur. Sebebi de şu: Çok kırılgan, hassas bir insanım. Her ne kadar arada alınganlığımı kabullenmesem de çok çabuk alınırım. Had safhada. Etrafımdaki duvarları örmem biraz da bu yüzden.
Bağkur’dan emekliyim. Maaşım 900 küsur lira. 43 yıldır devletle tek yakınlığım budur

Nilüfer, mahkeme kararıyla 15 yıl şarkılarını söyleyemediği Kayahan’ın kalbindeki yerini ve 43 yıllık sanat hayatını anlattı: Bizim küsmelerimiz de hep birbirimize olan düşkünlüğümüzdendi. İkimiz de inatlaştık. Neyse ki o son konseri de yaptık. Hayatımda en büyük etkiyi o bırakmış, onu fark ettim.

Müziği, sesi, duruşu, lafı hiç değişmedi. Devlete de medyaya da hatta yakın dostlarına bile mesafesini hep korudu. “Sizli bizli” halinden 43 yıl boyunca gram ödün vermedi. Hep dokunaklı söyledi, hep korunaklı yaşadı.Kırılmasın diye ördüğü duvarların arasından son birkaç senede çok acı sızdı. Kanser oldu, atlattı. Sırasıyla annesini ve Kayahan’ı kaybetti. Kayahan acısı çok derin, çok taze. Yarası sandığından, sandığımızdan daha derin. “Annemin cenazesinde bile bu kadar ağlamadım” derken hani bıraksanız dipsiz bir kuyuya doğru yuvarlanacak.

Mahkeme kararıyla 15 yıl söylemesinin yasak olduğu o şarkılar, şimdi en büyük tesellisi. “Sen beni bırakıp böyle gitmezdin hiç yapmazdın...” ile başlayan ‘Esmer Günler’ dahil. Şimdi, Acarkent’teki süssüz evinde iki köpeği, yedi kedisi ve 15’ine basan kızı Ayşe Nazlı’yla her şeye rağmen sakin ve huzurlu yeni albüm ‘Haziran Vakti’ heyecanında. Sakınarak başlıyor anlatmaya. Anlattıkça rahatlıyor. Cihangir’deki çocukluğundan başlıyor, Sezen Aksu’yla tatlı rekabetini ve o dönemin neden özel olduğunu hatırlıyor. ‘Mesafeli’, ‘soğuk’ gibi eleştirilerini tek tek izah ediyor. Nasıl da sakince bir döneme damga vurduğunuı bir kez daha hatırlatıyor. Küçük harflerle.

Yeni albüm ‘Haziran Vakti’, son yıllarda yaşadıklarınızın tam tersine çok hareketli, çok sıcak...

Dört mevsimlik, iç açıcı bir iş oldu. Hem yazlık hem kışlık, her daim kullanmalık. Hiç olmadığı kadar hızlı şarkılara yer verdim. İyi geldi böyle bir çalışma...

Aynı zamanda ilklerin albümü... İlk kez Nazan Öncel, Sezen Aksu şarkıları söylüyorsunuz, hayranlarınızdan gelen bestelere yer veriyorsunuz.

Evet, birkaç sene evvel internet sitemden beste çağrısında bulunmuştuk. Onlarca, yüzlerce şarkı geldi. Bunlardan iki tanesine de albümde yer verdik. Çok sevileceğine inanıyorum.

Belki size de iyi gelmiştir böyle bir iletişim kurmak...

Aynen öyle. Düzenden ötürü doğru insana ulaşamayan çok fazla iyi besteci var. İyi de yapmışım. İleride böyle bir havuz olsun. Sadece ben değil, herkes kullansın.

70’lerden bugüne şarkılarınızı dinliyorum peş peşe. Kişisel serüveninizden izler neredeyse yok. Sanki profesyonel yaşamınızı ayrı tutmak adına bilinçli bir gayret var.

Elbette ki. Bu, bir tercihtir. İnanmadığım, içime sinmeyen bir şarkıyı söylemem tabii. Kendi şarkılarını kendisi yazmayan biri olarak işin kolay değil. Sadece kendi şarkılarıma bağlı olsam daha farklı olacaktı belki de...

Biz de hayatınıza dair fazla fikir sahibi olabilirdik...

Olabilir. İnsanın yazdığı her söz, kendi yaşamından bir mesaj tabii. Genelde anlatan, paylaşan biri de değilim. Ama seçtiğim şarkılar, karakterimle ilgili ipucu verir. Beni anlatmayan bir şarkıyı hiç söylemem zaten. Mesela, son albümde Sezen’in ‘Hadi Kızlar’ diye şarkısı var. Sözlerini okuyunca “Hiç Nilüfer’lik değil” dersin. Ama bir yandan var öyle bir tarafım “Hadi kızlar Beyoğlu’na” diyen.

Var mı hakikaten?

Uçan kaçan bir ruh halim de var. Çıkmıyorum tabii Beyoğlu’na. Ama ruhen müsaitim. Madem ruhunuzda da var, çıksanıza arada sokağa....

E sevmiyorum çünkü. Şarkısını eğlenerek, hissederek söylerim. Ama gece hayatını hiç sevmem. Sıkılırım. Eskiden beri böyleydi. Kızımla, kedilerimle evimde vakit geçirmeye bayılıyorum.

Bir yandan çizginizi bozmamak adına müthiş bir kendini korumaya alma hali var; kalkanlar, duvarlar...

Doğrudur. Sebebi de şu: Çok kırılgan, hassas bir insanım. Her ne kadar arada alınganlığımı kabullenmesem de çok çabuk alınırım. Had safhada. Etrafımdaki duvarları örmem biraz da bu yüzden.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.