Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

İşte AK Parti'nin 'yüzde 50' sırrı

EKONOMİ 05.11.2015 - 23:27, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:49 1949+ kez okundu.
 

İşte AK Parti'nin 'yüzde 50' sırrı

Mak Danışmanlık AK Parti'nin 1 Kasım'da nasıl bu kadar fazla oy aldığını araştırdı. Birçok konuyu ele alan araştırmada çarpıcı sonuçlara ulaşıldı

Ak Parti kurulduğu günden bugüne 13 yıllık tarihinde girdiği her seçimde toplumun en geniş kesiminden oy alabilmiş ve sürekli 1. olabilmiş bir siyasi partidir. Mak Danışmanlık olarak pek çok gündem anketimizde sorduğumuz "herhangi bir seçimde Ak Parti'ye oy verdiniz mi? Sorusuna toplumun ilk kez oy kullananlar hariç yaklaşık %80'lik bölümü evet diyordu. Bu sonucu söyle okumak lazım; 7 Haziran seçimlerinde %40.8 oy alabilen Ak Parti demek ki % 80'nin yarısının oyunu korurken diğer yarısını bir şekilde kaybetmişti. Dolayısıyla Türkiye'de ilk kez oy kullananlar hariç % 40'a yakın bir bölümü "eski Ak Partili" idi. Peki herhangi bir seçimde Ak Parti'ye oy vermişken 7 Haziran'da bu insanlar niçin oy vermediler? Bu kişileri 3 başlık altında topladık: Ak Parti'nin 1. Küstürdükleri, 2. Kızdırdıkları, 3. Üzdükleri… İşte Ak Parti 1 Kasım seçimlerinde ağırlıklı olarak bu kesimleri yeniden kazanmak suretiyle oy aldı. Ak Parti'ye oy artışı sağlayan kesimleri maddeler halinde sıralamamız gerekirse; 1. Çözüm sürecine kızan kesimler (7 Haziran'da ağırlıklı MHP'ye oy veren kesim)  2. Çözüm sürecinin sonucunda HDP barajı aşarsa çözüm sürecinin kalıcı barışla taçlanacağına inanan kesimler ( 7 Haziran'da HDP'ye oy veren kesim) 3. HDP'ye tehditlerle oy veren ve aslında HDP ile gönül bağı olmayan kesimler. Bu kesim kamu güvenliği sağlandıkça HDP'den daha fazla kopacaktır. Bu dönemde sadece il merkezlerinde kısmen güvenlik sağlanabilmiştir. 4. Ekonomik vaatler; bu yöndeki vaatler yerine getirme ihtimali en yüksek parti Ak Parti olduğu için ve bu vaatler ayağı yere basan vaatler olarak görüldüğü için etkili olmuştur. 5. Muhalefetin koalisyon kurma konusunda umut vermemesi… Ak partisiz bir hükümet ihtimalinin görülememesi. 6. MHP'nin Genel Başkanı Bahçeli'nin tabanının aşırı koalisyon beklentisine rağmen anlaşılamaz bir tavırla her teklife HAYIR demesi. 7. Ak Parti'nin vatandaş nezdinde özgül ağırlığı olan 3 döneme takılan siyasetçilerinin tecrübesiyle sahaya inmesi… 8. Ankara Gar'ında patlayan bomba gibi sivil vatandaşlara karşı yapılan katliamlara devletin ve özellikle Ak Parti'nin net tavrı bu süreci istismar etmeye çalışan kesimlerin HDP-PKK-Paralel Yapı ve diğer medya gruplarına vatandaşın tepkisi 9. Başta MHP tabanı olmak üzere 7 Haziran'a ilave oy alanı olarak görülen tabanlara yönelik isimlere listelerde yer verildi ve bu isimler medyada da öne çıkarıldı. 10. Kitlesel karşılığı olan kanaat önderleri, STK temsilcileri, Muhtarlar vb. etkinliği yüksek kesimlerle birebir temaslarla Ak Parti hakkındaki negatif algı kırıldı. Ak Partili yöneticilere yönelik ulaşılamazlık iddiası minimize edildi. Terör olaylarındaki artış oyları ne yönde etkiledi? Terör olayları toplumun kılcal damarlarından kalbine beynine hayatının her alanını kuşatır. İnsanların kimyasını bozar. Dolayısıyla teröre tepki çok güçlü reflekslere neden olur. Dolayısıyla 7 Haziran öncesi barış söylemi ile cici çocuk modunda sunulan HDP genel başkanı ve üst yönetiminin 7 Haziran'dan sonra korkunç bir şımarıklıkla sırtlarını dağa dayama söylemleri, şehirleri kazma ve hayatı durdurma eylemleri, ülkeyi bölme olarak algılanan özerklik çıkışları vatandaşta çok net tepkilere neden olmuştur. Bu yapılanların Ak Parti'nin 'ek başına hükümetiyle aşılabileceğine inanç da Ak Partiden yana tercih anlamına gelmiştir. MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin koalisyona "hayır" cevabı vermesinin sonuçlara yansınması nedir? MHP tabanı her siyasi taban gibi iktidar özlemi çok yüksek olan bir tabandır. Hele buna birde 7 Haziran seçimlerinde yakalanan sonuç ile bunun koalisyon ortaklığı ile mümkün olabileceği ihtimali (ki MHP tarihinde en ciddi fırsat) tabanda ciddi heyecan uyandırmıştır. O tarihlerde bizimde yaptığımız kamuoyu yoklamalarında koalisyon ortaklığı konusunda tabanın beklentisi % 90'ların üstünde çıkmıştı. Parti genel merkezi'nin ve özellikle Parti Genel Başkanı'nın HAYIR üzerine kurgulu hiçbir öneri içermeyen tavrı MHP'nin çözülmesi anlamına gelmiştir. Öyle ki seçim süreci biraz daha uzasaydı MHP'nin baraj altına kalması bile şaşırtıcı olmazdı. 3 dönem kuralı nedeniyle 7 Kasım'da AK Parti'den aday olamayan isimlerin yeniden adaylığı sonuçları nasıl etkiledi? Kesinlikle etkili olmuştur. Özellikle toplumun her kesimi tarafından ekonominin sigortası olarak algılanan Ali BABACAN – Mehmet ŞİMŞEK ikilisi, hastaneye giden herkesin hayırla yad ettiği Recep AKDAĞ, yolları, hızlı trenleri, köprüleri vs. gören insanların kendisine dua ettiği Binali YILDIRIM vd. bu anlamda milletin sıfır risk beklentisine cevap vermiştir. Ak Parti'nin yeni isimleri ile eski isimlerle harmanladığı listeleri kesinlikle başarıyı getirmiştir. Özellikle Ak Parti'nin olağan kongresinde MKYK'da yaptığı değişim Ak Parti'nin güvenli ellerde olduğunu göstermesi bakımından önemli olmuştur. Ekonomik vaatlerin bu seçimlerde çok etkili olmadığı söyleniyor siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ekonomik vaatler kesinlikle önemlidir. Zira demokratik siyasetin en önemli ayağı olan kitlelere ulaşmada vaatler ilk sırada yer alır. Bu anlamda siyaset; hayallerinize kitleleri inandırıp desteğini alma sanatıdır. Hatta bizde normal şartlarda seçimlerde insanların siyasi tercihlerinde refahlarını koruma ve yükseltme beklentisi ilk sırada etkendir. Ak Parti 7 Haziran'da felsefi söylemi yüksek, ekonomik vaatlerin çok zayıf kaldığı bir kampanya ile toplumun karşısında kalmış hatta o dönemde CHP'nin vaatleri herkesin dilinde iken Ak Parti somut vaatler sunamamakla suçlanmıştı. Bu dönem tüm imkânlar zorlanarak ama en önemlisi de kaynakları da toplum kesimlerine sunularak güçlü ekonomik vaatler içeren kampanya sunuldu. Zaten vaatlerini yerine getirme konusunda inandırıcılığı çok yüksek bir ekibe sahip Ak Parti bu konuda başarılı olmuştur Kritik bölgelerde yapılan seçim çalışmaları sonuçları nasıl etkiledi? Ak Parti çok özel bir seçim stratejisi uyguladı. Bu çalışma özellikle 7 Haziran sonrası başta aday listesi tespiti olmak üzere insanlarla birebir diyalog (çalmadık kapı, dokunmadık gönül kalmasın stratejisi ile) kurulmaya çalışıldı. Ayrıca kitlesel etkisi olan grup liderleriyle; kanaat önderleri, muhtarlar, STK temsilcileriyle yakın temaslar kuruldu. Siyasi Partilerin aday listelerinde yaptıkları değişikliklerin sonuçlara etkisi ne oldu? Burada ciddi liste değişikliğine giden tek parti Ak Parti oldu. Ak Parti bu değişiklikte 7 Haziranda aldığı oyları bir laboratuvar hassasiyeti ile inceleme fırsatı buldu. Sıkıntılı yerleri, çok az oyla kaybettiği ya da çok az oyla kazandığı yerlerde listeleri 3 dönemlik siyasi tecrübesi yüksek isimlerle takviye etti ya da değişikliğe gitti. Ayrıca değişen konjonktürel nedenlerle MHP-BBP-Saadet tabanına sıcak gelecek isimler öne çıkarıldı. Bunlar da vatandaş tercihinde etkili oldu. CHP-MHP-HDP'nin liste değişikliğine gitmemesi 7 Haziran'da aldıkları oyları artırma iddiasının olmadığını gösterdi. Son olarak bu başarı; ümmetin umudu haline gelen milletin adamı sıfatına devletin başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN'a ve bir karınca misali çabayla toplumun her kesimine ulaşma gayretiyle çok ciddi bir çalışkanlık örneği gösteren Ahmet DAVUTOĞLU'na her türlü içerden ve dışarıdan saldırı, ihanet ve kalleşliğe rağmen milletin güvenidir.
Mak Danışmanlık AK Parti'nin 1 Kasım'da nasıl bu kadar fazla oy aldığını araştırdı. Birçok konuyu ele alan araştırmada çarpıcı sonuçlara ulaşıldı

Ak Parti kurulduğu günden bugüne 13 yıllık tarihinde girdiği her seçimde toplumun en geniş kesiminden oy alabilmiş ve sürekli 1. olabilmiş bir siyasi partidir. Mak Danışmanlık olarak pek çok gündem anketimizde sorduğumuz "herhangi bir seçimde Ak Parti'ye oy verdiniz mi? Sorusuna toplumun ilk kez oy kullananlar hariç yaklaşık %80'lik bölümü evet diyordu. Bu sonucu söyle okumak lazım; 7 Haziran seçimlerinde %40.8 oy alabilen Ak Parti demek ki % 80'nin yarısının oyunu korurken diğer yarısını bir şekilde kaybetmişti. Dolayısıyla Türkiye'de ilk kez oy kullananlar hariç % 40'a yakın bir bölümü "eski Ak Partili" idi. Peki herhangi bir seçimde Ak Parti'ye oy vermişken 7 Haziran'da bu insanlar niçin oy vermediler?

Bu kişileri 3 başlık altında topladık: Ak Parti'nin 1. Küstürdükleri, 2. Kızdırdıkları, 3. Üzdükleri…

İşte Ak Parti 1 Kasım seçimlerinde ağırlıklı olarak bu kesimleri yeniden kazanmak suretiyle oy aldı.

Ak Parti'ye oy artışı sağlayan kesimleri maddeler halinde sıralamamız gerekirse;

1. Çözüm sürecine kızan kesimler (7 Haziran'da ağırlıklı MHP'ye oy veren kesim) 
2. Çözüm sürecinin sonucunda HDP barajı aşarsa çözüm sürecinin kalıcı barışla taçlanacağına inanan kesimler ( 7 Haziran'da HDP'ye oy veren kesim)
3. HDP'ye tehditlerle oy veren ve aslında HDP ile gönül bağı olmayan kesimler. Bu kesim kamu güvenliği sağlandıkça HDP'den daha fazla kopacaktır. Bu dönemde sadece il merkezlerinde kısmen güvenlik sağlanabilmiştir.
4. Ekonomik vaatler; bu yöndeki vaatler yerine getirme ihtimali en yüksek parti Ak Parti olduğu için ve bu vaatler ayağı yere basan vaatler olarak görüldüğü için etkili olmuştur.
5. Muhalefetin koalisyon kurma konusunda umut vermemesi… Ak partisiz bir hükümet ihtimalinin görülememesi.
6. MHP'nin Genel Başkanı Bahçeli'nin tabanının aşırı koalisyon beklentisine rağmen anlaşılamaz bir tavırla her teklife HAYIR demesi.
7. Ak Parti'nin vatandaş nezdinde özgül ağırlığı olan 3 döneme takılan siyasetçilerinin tecrübesiyle sahaya inmesi…
8. Ankara Gar'ında patlayan bomba gibi sivil vatandaşlara karşı yapılan katliamlara devletin ve özellikle Ak Parti'nin net tavrı bu süreci istismar etmeye çalışan kesimlerin HDP-PKK-Paralel Yapı ve diğer medya gruplarına vatandaşın tepkisi
9. Başta MHP tabanı olmak üzere 7 Haziran'a ilave oy alanı olarak görülen tabanlara yönelik isimlere listelerde yer verildi ve bu isimler medyada da öne çıkarıldı.
10. Kitlesel karşılığı olan kanaat önderleri, STK temsilcileri, Muhtarlar vb. etkinliği yüksek kesimlerle birebir temaslarla Ak Parti hakkındaki negatif algı kırıldı. Ak Partili yöneticilere yönelik ulaşılamazlık iddiası minimize edildi.

Terör olaylarındaki artış oyları ne yönde etkiledi?

Terör olayları toplumun kılcal damarlarından kalbine beynine hayatının her alanını kuşatır. İnsanların kimyasını bozar. Dolayısıyla teröre tepki çok güçlü reflekslere neden olur. Dolayısıyla 7 Haziran öncesi barış söylemi ile cici çocuk modunda sunulan HDP genel başkanı ve üst yönetiminin 7 Haziran'dan sonra korkunç bir şımarıklıkla sırtlarını dağa dayama söylemleri, şehirleri kazma ve hayatı durdurma eylemleri, ülkeyi bölme olarak algılanan özerklik çıkışları vatandaşta çok net tepkilere neden olmuştur. Bu yapılanların Ak Parti'nin 'ek başına hükümetiyle aşılabileceğine inanç da Ak Partiden yana tercih anlamına gelmiştir.

MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin koalisyona "hayır" cevabı vermesinin sonuçlara yansınması nedir?

MHP tabanı her siyasi taban gibi iktidar özlemi çok yüksek olan bir tabandır. Hele buna birde 7 Haziran seçimlerinde yakalanan sonuç ile bunun koalisyon ortaklığı ile mümkün olabileceği ihtimali (ki MHP tarihinde en ciddi fırsat) tabanda ciddi heyecan uyandırmıştır. O tarihlerde bizimde yaptığımız kamuoyu yoklamalarında koalisyon ortaklığı konusunda tabanın beklentisi % 90'ların üstünde çıkmıştı. Parti genel merkezi'nin ve özellikle Parti Genel Başkanı'nın HAYIR üzerine kurgulu hiçbir öneri içermeyen tavrı MHP'nin çözülmesi anlamına gelmiştir. Öyle ki seçim süreci biraz daha uzasaydı MHP'nin baraj altına kalması bile şaşırtıcı olmazdı.

3 dönem kuralı nedeniyle 7 Kasım'da AK Parti'den aday olamayan isimlerin yeniden adaylığı sonuçları nasıl etkiledi?

Kesinlikle etkili olmuştur. Özellikle toplumun her kesimi tarafından ekonominin sigortası olarak algılanan Ali BABACAN – Mehmet ŞİMŞEK ikilisi, hastaneye giden herkesin hayırla yad ettiği Recep AKDAĞ, yolları, hızlı trenleri, köprüleri vs. gören insanların kendisine dua ettiği Binali YILDIRIM vd. bu anlamda milletin sıfır risk beklentisine cevap vermiştir. Ak Parti'nin yeni isimleri ile eski isimlerle harmanladığı listeleri kesinlikle başarıyı getirmiştir. Özellikle Ak Parti'nin olağan kongresinde MKYK'da yaptığı değişim Ak Parti'nin güvenli ellerde olduğunu göstermesi bakımından önemli olmuştur.

Ekonomik vaatlerin bu seçimlerde çok etkili olmadığı söyleniyor siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ekonomik vaatler kesinlikle önemlidir. Zira demokratik siyasetin en önemli ayağı olan kitlelere ulaşmada vaatler ilk sırada yer alır. Bu anlamda siyaset; hayallerinize kitleleri inandırıp desteğini alma sanatıdır. Hatta bizde normal şartlarda seçimlerde insanların siyasi tercihlerinde refahlarını koruma ve yükseltme beklentisi ilk sırada etkendir. Ak Parti 7 Haziran'da felsefi söylemi yüksek, ekonomik vaatlerin çok zayıf kaldığı bir kampanya ile toplumun karşısında kalmış hatta o dönemde CHP'nin vaatleri herkesin dilinde iken Ak Parti somut vaatler sunamamakla suçlanmıştı. Bu dönem tüm imkânlar zorlanarak ama en önemlisi de kaynakları da toplum kesimlerine sunularak güçlü ekonomik vaatler içeren kampanya sunuldu. Zaten vaatlerini yerine getirme konusunda inandırıcılığı çok yüksek bir ekibe sahip Ak Parti bu konuda başarılı olmuştur

Kritik bölgelerde yapılan seçim çalışmaları sonuçları nasıl etkiledi?

Ak Parti çok özel bir seçim stratejisi uyguladı. Bu çalışma özellikle 7 Haziran sonrası başta aday listesi tespiti olmak üzere insanlarla birebir diyalog (çalmadık kapı, dokunmadık gönül kalmasın stratejisi ile) kurulmaya çalışıldı. Ayrıca kitlesel etkisi olan grup liderleriyle; kanaat önderleri, muhtarlar, STK temsilcileriyle yakın temaslar kuruldu.

Siyasi Partilerin aday listelerinde yaptıkları değişikliklerin sonuçlara etkisi ne oldu?

Burada ciddi liste değişikliğine giden tek parti Ak Parti oldu. Ak Parti bu değişiklikte 7 Haziranda aldığı oyları bir laboratuvar hassasiyeti ile inceleme fırsatı buldu. Sıkıntılı yerleri, çok az oyla kaybettiği ya da çok az oyla kazandığı yerlerde listeleri 3 dönemlik siyasi tecrübesi yüksek isimlerle takviye etti ya da değişikliğe gitti. Ayrıca değişen konjonktürel nedenlerle MHP-BBP-Saadet tabanına sıcak gelecek isimler öne çıkarıldı. Bunlar da vatandaş tercihinde etkili oldu. CHP-MHP-HDP'nin liste değişikliğine gitmemesi 7 Haziran'da aldıkları oyları artırma iddiasının olmadığını gösterdi.

Son olarak bu başarı; ümmetin umudu haline gelen milletin adamı sıfatına devletin başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN'a ve bir karınca misali çabayla toplumun her kesimine ulaşma gayretiyle çok ciddi bir çalışkanlık örneği gösteren Ahmet DAVUTOĞLU'na her türlü içerden ve dışarıdan saldırı, ihanet ve kalleşliğe rağmen milletin güvenidir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.