Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Rıdvan Eşin

Tezcan jeotermali meclise taşıdı

SİYASET 23.11.2015 - 17:30, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:49 2258+ kez okundu.
 

Tezcan jeotermali meclise taşıdı

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Aydın’da ki jeotermal sorununu meclise taşıdı.

Tezcan, Türkiye’de yanlış enerji politikalarının uygulandığını ifade ettiği önergede Aydın Tabip Odasının 19 Kasım 2015 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasına da yer verdi. CHP Aydın Vekili Tezcan’ın önergesinde şu ifadeler yer aldı: “Türkiye, yıllardan beri uygulanan yanlış ve ağırlıklı olarak ticari çıkarı ön plana alan politikalar sonucunda, enerji tüketiminin % 73,5’ini ithalatla karşılayan bir ülke konumuna getirilmiştir. 1990 yılında % 51 olan enerjide dışa bağımlılık oranımız, 2002 yılında % 67’ye ve nihayet 2014 yılında % 73,5’e yükselmiştir. Yerli ve özellikle yenilenebilir kaynaklarımızı atıl bırakan bu politikaların sonucunda, 2002 yılında 9,2 milyar dolar olan enerji ithalat faturamız, 2014 yılında 55 milyar dolara yükselmiştir. Enerjide artan dışa bağımlılık, cari açığımızın da en önemli nedenlerinin başında gelmektedir. Bu durum sürdürülebilir değildir ve çözüm; yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın, yerli imalat sanayimizi de hızla geliştirerek, çevre dostu teknolojilerle devreye alınmasından ve enerji verimliliğimizi arttırmaktan geçmektedir. Atıl konumdaki yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımız ve enerji verimliliği alanında yapılabilecek iyileştirmelerle, geçen yıl tükettiğimiz yaklaşık 255 milyar kilowatt-saat miktarındaki elektriğin 3 katından daha fazla elektrik üretme potansiyelimiz vardır. Halen yeterince devreye alınmamış konumdaki yenilenebilir kaynaklarımızdan biri de JEOTERMAL kaynaklarımızdır. Mevcut teknolojilerle, 16 milyar kilowatt-saat elektrik üretimi sağlayabilecek jeotermal potansiyelimizin, henüz yaklaşık yüzde 15’i devreye alınabilmiştir. Her ne kadar yerli ve yenilenebilir kaynaklarımız bize enerjide bağımsızlık yönünde büyük bir potansiyel vaat etmekte ise de bu kaynakların geliştirilmesi ve üretime kazandırılmaları sürecinde yapılan bir dizi hukuksuz ve sorumsuz uygulama, yatırımların yapıldığı çevrelerde büyük tepkilere neden olmaktadır. Eko sistemi ve yöre insanını hiçe sayan uygulamalar nedeniyle hem doğa geri dönülmez biçimde tahrip edilmekte, hem de yörede yaşayanların yaşamları ve sağlıkları riske sokulmaktadır. Torba Kanunlarla, “Çevre Etki Değerlendirmesi’ne (ÇED) Gerek Yoktur” uygulaması nerede ise kural haline getirilirken, ÇED raporları da adeta “kes-yapıştır” yöntemiyle bir yasak savma uygulamasına dönüşmüştür. Ülkemiz için çok önemli bir ekonomik kaynak ve istihdam potansiyeli taşıyan jeotermal kaynaklarımız da bu duyarsız ve salt ticari çıkara endeksli politikaların kurbanı olmaktadır. Nitekim Aydın Tabip Odası, 19 Kasım 2015 tarihinde yaptığı bir basın açıklaması ile bu tehlikeyi kamuoyumuzun gündemine taşımıştır. Aydın Tabip Odası, jeotermal enerji yatırımlarının yoğunlaştığı Aydın ili çevresinde (Germencik, vb.)zeytin, kestane, incir, pamuk rekoltesinde önemli azalmalar yaşandığını öne sürmektedir. Aydın Tabip Odası’na göre; son bir yıl içinde kuru incir üretimi % 50, zeytin rekoltesi % 23 oranında düşmüştür. Diğer yönden solunum ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları ile kanser vakalarında ciddi artışlar olduğu dile getirilmektedir. İddialara göre 2010 – 2013 döneminde, Aydın ilindeki kanser vakalarının sayısı, Türkiye ortalamasının 2,5 katıdır. Yöre insanını mağdur eden uygulamalar, yargı kararlarının tanınmamasıyla doruk noktaya ulaşmıştır. Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin yeni 36 jeotermal sahasının açılmasına yönelik ihaleye karşı açtığı davada, Temmuz 2015 tarihinde “ihalenin iptali” kararı alınmıştır. Buna rağmen söz konusu faaliyetler bu kez de “acele kamulaştırma kararları” ile sürdürülmektedir. Bakanlar Kurulu, 9 Kasım 2015 tarihinde, 8229 sayılı kararıyla; Aydın ili Köşk ilçesi Yavuzköy mahallesi Kuruçeşme mevkiinde, 17 100 metrekarelik tarım arazisi ve sulak alanın “acele kamulaştırılmasına” karar vermiştir. Hukuksuz ve salt ticari çıkara dayalı bu uygulamalar, gelecekte yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın uygun biçimde devreye alınabilmesine de engel olacaktır. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, jeotermal santrallerin kurulması ve işletilmesi sürecinde çevreye, tarım alanlarına ve insan sağlığına zarar verilmemesi için alınması gereken önlemlerin neler olduğu, bu önlemlerin alınıp alınmadığı, jeotermal enerjinin çevre dostu enerji olarak kullanılabilmesi için hangi önlemlerin alınması gerektiği hususlarında TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri ile Anayasanın 98.maddesi gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.” 
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Aydın’da ki jeotermal sorununu meclise taşıdı.

Tezcan, Türkiye’de yanlış enerji politikalarının uygulandığını ifade ettiği önergede Aydın Tabip Odasının 19 Kasım 2015 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasına da yer verdi. CHP Aydın Vekili Tezcan’ın önergesinde şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye, yıllardan beri uygulanan yanlış ve ağırlıklı olarak ticari çıkarı ön plana alan politikalar sonucunda, enerji tüketiminin % 73,5’ini ithalatla karşılayan bir ülke konumuna getirilmiştir. 1990 yılında % 51 olan enerjide dışa bağımlılık oranımız, 2002 yılında % 67’ye ve nihayet 2014 yılında % 73,5’e yükselmiştir.

Yerli ve özellikle yenilenebilir kaynaklarımızı atıl bırakan bu politikaların sonucunda, 2002 yılında 9,2 milyar dolar olan enerji ithalat faturamız, 2014 yılında 55 milyar dolara yükselmiştir. Enerjide artan dışa bağımlılık, cari açığımızın da en önemli nedenlerinin başında gelmektedir.

Bu durum sürdürülebilir değildir ve çözüm; yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın, yerli imalat sanayimizi de hızla geliştirerek, çevre dostu teknolojilerle devreye alınmasından ve enerji verimliliğimizi arttırmaktan geçmektedir. Atıl konumdaki yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımız ve enerji verimliliği alanında yapılabilecek iyileştirmelerle, geçen yıl tükettiğimiz yaklaşık 255 milyar kilowatt-saat miktarındaki elektriğin 3 katından daha fazla elektrik üretme potansiyelimiz vardır.

Halen yeterince devreye alınmamış konumdaki yenilenebilir kaynaklarımızdan biri de JEOTERMAL kaynaklarımızdır. Mevcut teknolojilerle, 16 milyar kilowatt-saat elektrik üretimi sağlayabilecek jeotermal potansiyelimizin, henüz yaklaşık yüzde 15’i devreye alınabilmiştir. Her ne kadar yerli ve yenilenebilir kaynaklarımız bize enerjide bağımsızlık yönünde büyük bir potansiyel vaat etmekte ise de bu kaynakların geliştirilmesi ve üretime kazandırılmaları sürecinde yapılan bir dizi hukuksuz ve sorumsuz uygulama, yatırımların yapıldığı çevrelerde büyük tepkilere neden olmaktadır. Eko sistemi ve yöre insanını hiçe sayan uygulamalar nedeniyle hem doğa geri dönülmez biçimde tahrip edilmekte, hem de yörede yaşayanların yaşamları ve sağlıkları riske sokulmaktadır. Torba Kanunlarla, “Çevre Etki Değerlendirmesi’ne (ÇED) Gerek Yoktur” uygulaması nerede ise kural haline getirilirken, ÇED raporları da adeta “kes-yapıştır” yöntemiyle bir yasak savma uygulamasına dönüşmüştür.

Ülkemiz için çok önemli bir ekonomik kaynak ve istihdam potansiyeli taşıyan jeotermal kaynaklarımız da bu duyarsız ve salt ticari çıkara endeksli politikaların kurbanı olmaktadır. Nitekim Aydın Tabip Odası, 19 Kasım 2015 tarihinde yaptığı bir basın açıklaması ile bu tehlikeyi kamuoyumuzun gündemine taşımıştır. Aydın Tabip Odası, jeotermal enerji yatırımlarının yoğunlaştığı Aydın ili çevresinde (Germencik, vb.)zeytin, kestane, incir, pamuk rekoltesinde önemli azalmalar yaşandığını öne sürmektedir. Aydın Tabip Odası’na göre; son bir yıl içinde kuru incir üretimi % 50, zeytin rekoltesi % 23 oranında düşmüştür. Diğer yönden solunum ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları ile kanser vakalarında ciddi artışlar olduğu dile getirilmektedir. İddialara göre 2010 – 2013 döneminde, Aydın ilindeki kanser vakalarının sayısı, Türkiye ortalamasının 2,5 katıdır.

Yöre insanını mağdur eden uygulamalar, yargı kararlarının tanınmamasıyla doruk noktaya ulaşmıştır. Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin yeni 36 jeotermal sahasının açılmasına yönelik ihaleye karşı açtığı davada, Temmuz 2015 tarihinde “ihalenin iptali” kararı alınmıştır. Buna rağmen söz konusu faaliyetler bu kez de “acele kamulaştırma kararları” ile sürdürülmektedir. Bakanlar Kurulu, 9 Kasım 2015 tarihinde, 8229 sayılı kararıyla; Aydın ili Köşk ilçesi Yavuzköy mahallesi Kuruçeşme mevkiinde, 17 100 metrekarelik tarım arazisi ve sulak alanın “acele kamulaştırılmasına” karar vermiştir.

Hukuksuz ve salt ticari çıkara dayalı bu uygulamalar, gelecekte yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın uygun biçimde devreye alınabilmesine de engel olacaktır.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, jeotermal santrallerin kurulması ve işletilmesi sürecinde çevreye, tarım alanlarına ve insan sağlığına zarar verilmemesi için alınması gereken önlemlerin neler olduğu, bu önlemlerin alınıp alınmadığı, jeotermal enerjinin çevre dostu enerji olarak kullanılabilmesi için hangi önlemlerin alınması gerektiği hususlarında TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri ile Anayasanın 98.maddesi gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.” 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.