Türkiye Sevdamız Ekmek İçin Kavgamız

AYDIN - 2021 yılı Ağustos ayında yapılan 6. dönem toplu sözleşme de yetkili konfederasyonun büyük bir başarı olarak nitelendirdiği 2021 yılının %12, 2023 yılının %14 maaş artışları daha alınmadan erimiştir. Memur Sen konfederasyonunun duyarsızlığı ile birlikte, vergi dilimlerinin aşağıya çekilmesi hususunda bir gayret ve ciddiyet ortaya konmamış, memur  ocak 2021 tarihinde almış olduğu maaşını  Kasım 2021  tarihinde 200-400 TL. arası az almış, Temmuz zammı hissedilmemiş ve anlamsız hal almıştır. Ağustos ayı toplu sözleşmesinde ki önceliklerimiz arasında yer alan maaş kayıplarımız için 600 TL seyyanen zam, Refah payının uygulanması, hedeflenen enflasyon oranında değil gerçekleşen enflasyon oranında zam yapılması 3600 Ek göstergenin bir takvim belirlenerek uygulamaya, Türkiye Kamu Sen’in Hazırladığı TBMM Plan Bütçedeki kanun teklifi ve çalışması doğrultusunda Tüm Kamu çalışanlarını etkileyecek bir karara bağlanması gibi tekliflerimiz memur sen Konfederasyonunun basiretsizliği ve isteksizliğinden dolayı kabul edilmemiştir. Özgür ve Hür irade ile sendikal tercihini yapamayan memurların yetkilendirilmiş konfederasyonun Çok büyük bir kazanım elde ettik diyerek imzalaması ile sona ermiştir. Türkiye İstatistik Kurumundan alınan  Ekim 2021 verilerine göre Türkiye Kamu Sen Ar-Ge Merkezinin yapmış olduğu çalışmalar sonucunda, çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 4.514.13 TL olarak hesaplandı, Son bir yılda 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları 7.625 TL den  asgari geçim haddi olan 9.373.14 liraya çıkmıştır. TÜİK’in 19.8 lik enflasyon açıklamasının yaşanan hayat pahalılığı ile hiçbir bağlantısının olmadığı aşikardır. Ülkemiz de Yoksulluk sınırı 10.000 TL. üzerine çıkmıştır, ortalama memur maaşının 4100 ile 5600 tl arası olduğu dikkate alındığında emekli ve memurun her alanda çok zor durumda olduğu  kendini göstermektedir. gıda ve Ulaşım gibi kalemlerde yaşanan fahiş fiyat artışları ile birlikte  hayat pahalılığı iyiden iyiye kendini hissettirmektedir.  Fiyatların; nohut, mercimek, pirinç, yağ, peynir, domates, et, tereyağı, yıllık bazda %70-80-100 arasında arttığı malumdur. On gün içinde akaryakıtta üç kez zammın gelmesi iğneden ipliğe her şeye zam geleceğinin habercisidir. Dışarıda ailecek yemek yemenin, araç kullanmanın artık çok lüks olduğu dönemden geçiyoruz. Konut kiralarının yükselmesi ile birlikte kredili ev satın almanın memur ve emekli için hayal kurmaktan öteye gidilmediği anlaşılmaktadır. Doğalgaz ve elektrik zamları memur ve emekliyi canından bezdirmiş, nasıl tasarruf edileceği bazı siyasetçilerin komik önerilerine maruz kalınmıştır. Memur ve Emeklinin Altın ve döviz kurları karşısında alım gücü kalmamış  maaşları adeta kül olmuştur. Devletin ebed müddet olması için, “Adalet Mülkün Temeli” olması gerekir. Bunun için de hükümetlerin ekonomiden savunmaya, eğitimden sağlığa, tarıma, sanayiye, hukuka ve sosyal alanı düzenleyen her alandaki faaliyetlerin de adil, adaletli olması gerekir. Kamunun kaynakları hoyratça kullanılmamalı Devletin yüksek menfaatleri en üst düzeyde olmalıdır. Bu anlayışla ülkenin yönetilmesi halinde toplumun devlete bakış açısı olumlu olacak, Ülke aleyhinde faaliyetlerde bulunan uçlara, örgütlere itibar edilmemiş olacaktır.Bizim sendikamızın temelinde Devletimizin birliği, milletimizin milli menfaatleri vardır.Devletin her türlü külfetine talip olduğumuz gibi nimetlerinden de adil ve adaletli şekilde yararlanmak haklı ve hakkaniyetli bir taleptir. Bu taleplerimizi Devlete karşı bir zafiyetmiş gibi anlayan algılayanlar tamamıyla ya art niyet ya da Türkiye Kamu Senin Milli duruşunu, Mensuplarının Milli mücadelesini anlayamamış olanlardır. Saygılarımla…