Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Didim Belediye Başkanı Atabay hukuka meydan okuyor!

SİYASET (AA) - Anadolu Ajansı | 03.02.2016 - 23:46, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:49 2793+ kez okundu.
 

Didim Belediye Başkanı Atabay hukuka meydan okuyor!

Aydın’ın Didim ilçesinde yaşayan Süryanilerin gerçekleştirmek istediği 120 milyon Euro’luk turizm yatırımı Belediye Başkanı A. Deniz Atabay tarafından seçildiğinden 10 gün sonra inşaat mühürlendi.

Didim Belediye Başkanı Atabay hukuka meydan okuyor! Aydın’ın Didim ilçesinde yaşayan Süryanilerin gerçekleştirmek istediği 120 milyon Euro’luk turizm yatırımı Belediye Başkanı A. Deniz Atabay tarafından seçildiğinden 10 gün sonra inşaat mühürlendi. Hukuk savaşı başlatıldı İşadamı Ahmet Orak tarafından hukuk savaşı başlatıldı. İki yıl süren hukuk mücadelesi “Danıştay 6. Dairesi ve 14. Dairesi müşterek heyeti 20.10.2015 tarih ve 2015/1060 E. 2015/6187 K. Sayılı Kararıyla: Hukuka aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği” Mezkûr Danıştay Kararının uygulanmasının Belediye Başkanı başta olmak üzere, silsile halinde tüm ilgili görevliler açısından cezai ve disiplinsel sorumluluk yaratacağı anımsatılmak suretiyle; Acilen, taşınmaz malikleri çok ağır zararları daha da büyümesine sebebiyet verilmeden uygulanması gerekmektedir demesine rağmen Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, inşaatın mührünü iptal etmemekte ısrar ediyor… Nehirsan A.Ş. ortaklarından ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Orak yaptığı açıklamalarda şu sözlere yer verdi: DİDİM’DE SÜRYANİLERE YAPTIĞIN ZULÜMDÜR Türkiye'de bir avuç Süryani topluluğu; Bilgili, çalışkan, aydın yapılı, ileri görüşlü ve dış dünya ile irtibatları güçlü olan bir yapıya sahip, inanç farklılığı olan bir topluluktur. Türkiye Cumhuriyeti'nin var oluş sürecinden bu yana devleti ile bir bütün olan Süryaniler, Didim Belediye başkanının ayrıştırıcı ve öteleyici yönetiminden bahseden Süryaniler hiç de iç açıcı olmayan bir süreç yaşıyorlar Didim’de. Süryani'ler yaşadıkları ülkeye devletim diye sarılan, kimseye avuç açmadan yaşayan, ülkesine katma değer kazandırmış, önleri kesilmedikleri sürece de kazandırmaya devam edecek bir topluluktur. Nasıl bir akıl tutulmasıdır ki, böylesine kardeşlik duygusunu derin yaşayan, üretken ve çalışkan bir topluluk Didim'e yaşamaya gelmiş. Didim Ekonomisine katkı koymaya başlamış, istihdam çıtasını yükselten bu topluluk, Didim Belediye Başkanı tarafından adet kıskanca alınmış, nedenlerini kendisinin yarattığı sebepler ile Süryani iş adamının bürosunu emniyetçe baskınlara uğratmış, Didim’i terk etmeleri için adeta Sosyal Demokrat Belediye Başkanı tarafından zorlanır duruma düşürülmüştür. Bu topluluk, Didim yerelde siyasi baskının bitmesi için, Avrupa, Almanya’da bulunan Kemal Kılıçdaroğlu; inanç farklılıkları olan toplumlarla yaptığı görüşmeler esnasında, Süryani temsilcisi Şemun Oğuz, Almanya bulunan Phailoxenus Mattias Nayiş Süryani din adamı ile yaptığı görüşmede, Didim’de ki Süryanilerin sıkıntıları anlatılmış, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu CHP Milletvekili Durdu Özpolat görevlendirilmiş, acilen konunun hali istenmesine rağmen, sonuç ne Genel Başkan nede CHP için iç açıcı bir sonuç maalesef yaratmamıştır. Aksine daha büyük bir darbeyle köşeye alınmış, Süryani iş adamı ve onun toplumu iki yıldır inanılmaz bir zulüm ile askıya alınan iş hayatlarının yıkımının altında kalmaları için her cephede baskı artırılmış, dışarıdan gelecek Süryani toplumunun yatırımlarının önüne geçilmiştir. Bize söylenen ise "Mardin sizin memleketiniz gidin orada yatırım yapın" olmuştur. Yani Didim’i terk etmeleri için açık bir söylem sergilenmiştir. Buradan öteye yol kalmamıştır. Çözüm; bu aymazlığın, bu yönetim bilmez başkanın, DİDİM belediye meclisini yönetmeyen, Hamza Cebi'nin atadığı Belediye başkanının kaderini belirlemek, AKP hükümetinin içişleri bakanına nasip olmadan, Tarihinde bir kez de olsa, CHP’nin kendi siyasetine ve genel merkezine saygısı olmayan Belediye Başkanını acilen açığa alması, Sosyal Demokrat kimliğine yakışacaktır. Bakın CHP'nin sözde Sosyal Demokrat Başkanı, Süryanileri devletin önemli kurumları ile nasıl karşı karşıya getirmiştir. Belediye Başkanı’nın Danıştay’ın aldığı kararı tanımazlıktan gelmesi manidardır. Gidilecek kapının adresini adeta Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Dede’ye çevirmiştir. Süryani işadamı ve Süryaniler toplu halde kararı Başsavcıya iletmek, adaleti harekete geçirmek üzere, yanlarında avukatları olduğu halde, adaletin kapısına gitmiş ama ne var ki orası da adeta kapının adresini Valilik olarak göstererek "Beni neden ikide bir rahatsız ediyorsunuz. Beni rahatsız etmeyin" demeyi de ihmal etmemiştir. Süryaniler bu ülkenin sevgili ve değerli kardeşleri çareyi adaletin kapısında aramayıp da ne yapacaklar. Sokağa dökülüp anarşimi yaratacaklardı. Sokakları ve insanlarımızı rahatsız edecektik. Zaten Belediye Başkanı bizim için bunlar mafya demeyi de ihmal etmemiş, topluma algı yaratmayı hedeflemişlerdir. Sayın Başsavcımızın mensubu olduğu bir görüş mü var, ya da şahsının bizim etnik kimliğimizle bir sıkıntısı mı var. Ama bizim bildiğimiz, Sayın Cumhurbaşkanı'na karşı tavrı olan, paralel yapının söylemleriyle hareket eden biri mi olduğunu söyleyelim. Aba altından sopa göstermek, adaletten başka gücü tanımayan Süryanilerin işi değildir. O makam, Sayın Mustafa Dede’nin T C çatısı altında yaşayanların; can, mal ve yaşam güvencesini temin ve tesisi etmektir. Adalet budur. Adalet kendi misakı milli sınırları dâhilinde yaşayanları; dil, din, ırk ayrımı yapmadan telaki edip korumaktır. Biz Süryaniler; CHP'nin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na bir şeyler söyleme hakkını kullanmak istiyoruz. Sayın Başkan sizinle Avrupa’dan başlayan bir süreçle, Didim Belediye Başkanının yaptığı baskı ve zulümleri defalarca söyledik. Diyoruz ki; Siz bize yapılan zulümden ve baskıdan rahatsız değil misiniz? Siz azınlıkların mutsuzluğundan rahatsız değil misiniz? Siz bu Diktatörü Didim’in başına bela etmek için üç kez mitinge geldiniz Didim’e. Bu sayıyı ve zamanı İstanbul'a harcasaydınız, Türkiye’nin göz bebeği İstanbul yerel iktidarı CHP’nin bayrağı ile temsil edilecekti. Biz Süryaniler Didim Cumhuriyet Başsavcısını halkımıza ve Adaletin yüksek makamına havale ediyorsak, Ahmet Deniz Atabay’ı Siz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve sosyal demokrat ilkelere saydı ve bağlılık gösterip oy veren %26 'a havale ediyoruz. Ama bilesiniz ki Hukuk bizim şiarımız ve tüm haklarımız o mercide saklı kalıyor. Sonuna kadar yürümeyi de kendimize kutsal görev olarak addediyoruz. Kim ve hangi güç var ki arkasında, yolsuzluk ve diktatörlük yapan sözde Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ı sokakta kabadayılık yapacak kadar başıboş bırakabiliyorlar. Atabay’ın, CHP'den ya da siz Sayın Genel Başkan'dan yana, tasası ve çekincesi mi de yoktur. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Didim’de bizim gibi birçok iş adamı da var ki; Tuncelili, Muşlu, Diyarbakırlı, hatta sayısını daha da fazlalaştıracağımız iş adamlarının karşılarına benzer sorunlar çıkarılmıyor da, biz Süryani iş adamı olduğumuz içindir ki, birçok sorunlar yumağı ile boğuşmaktayız. Bizler silsileyi bilecek ve izleyecek kadar, Erkan’a edep, Hukuk’a saygı duyacak kadar duyarlıyız. Derdimizi, sorunlarımızı iki yıldır Didim Belediye başkanı ile cebelleşerek, sonuçta Danıştay kararını kendisine, oradan Didim Cumhuriyet Başsavcısı’na ve oradan da Aydın Valiliğine, adaleti tecelli etme adına başvurduk. Bizler CHP'ne duyduğumuz saygıyı yitirmemek için daha üç gün önce Kararı Belediye Başkanlığına ilettiğimiz gün, CHP'nin Aydın Milletvekili Aday adayı Erdal Demir vasıtasıyla, kararın mahiyet ve ehemmiyetini Genel Başkan Yardımcınız ve Hukuktan sorumlunuz Bülent Tezcan'a ilettik. Siyasi bir dil üslubu ile kendisine ilettik. Bu davranışımız, meselenin çözümünü CHP'nin Genel Merkez iradesinde halledileceği inancı ile beklerken, ne yazık ki bir yanıt alamadığımız gibi tekrarını yaptığımız telefon görüşmesine de cevap alamadık. İşte bu ahval ve durumda ne Adalete, nede onun gücü olan Hukuk'a inancımızı yitirmeyeceğiz. Belki Didim halkı bu aymazlığın ve akıl tutmasının zararlarını, bizlerin açacağı Hukuk davaları ile görecektir ama bizde diyoruz ki her zararın geri döneceği adres Ahmet Deniz Atabay olacaktır. Zararın gelindiği nokta işten ve Belediyeyi yönetmekten asla anlamayan, kendi kural ve kanunlarına göre yönetmeyi kin ve nefret söylemleriyle süsleyen Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın omuzlarıdır. Selamet zararın daha da Didim ve CHP'si adına büyümemesi için, istifasındadır. Adaletin tecellisi onu koltuğundan alıp cezalandırmadan. (Gezgin Değirmenci/Didim)
Aydın’ın Didim ilçesinde yaşayan Süryanilerin gerçekleştirmek istediği 120 milyon Euro’luk turizm yatırımı Belediye Başkanı A. Deniz Atabay tarafından seçildiğinden 10 gün sonra inşaat mühürlendi.

Didim Belediye Başkanı Atabay hukuka meydan okuyor!

Aydın’ın Didim ilçesinde yaşayan Süryanilerin gerçekleştirmek istediği 120 milyon Euro’luk turizm yatırımı Belediye Başkanı A. Deniz Atabay tarafından seçildiğinden 10 gün sonra inşaat mühürlendi.

Hukuk savaşı başlatıldı

İşadamı Ahmet Orak tarafından hukuk savaşı başlatıldı. İki yıl süren hukuk mücadelesi “Danıştay 6. Dairesi ve 14. Dairesi müşterek heyeti 20.10.2015 tarih ve 2015/1060 E. 2015/6187 K. Sayılı Kararıyla: Hukuka aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği”

Mezkûr Danıştay Kararının uygulanmasının Belediye Başkanı başta olmak üzere, silsile halinde tüm ilgili görevliler açısından cezai ve disiplinsel sorumluluk yaratacağı anımsatılmak suretiyle;

Acilen, taşınmaz malikleri çok ağır zararları daha da büyümesine sebebiyet verilmeden uygulanması gerekmektedir demesine rağmen Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, inşaatın mührünü iptal etmemekte ısrar ediyor…

Nehirsan A.Ş. ortaklarından ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Orak yaptığı açıklamalarda şu sözlere yer verdi:

DİDİM’DE SÜRYANİLERE YAPTIĞIN ZULÜMDÜR

Türkiye'de bir avuç Süryani topluluğu; Bilgili, çalışkan, aydın yapılı, ileri görüşlü ve dış dünya ile irtibatları güçlü olan bir yapıya sahip, inanç farklılığı olan bir topluluktur. Türkiye Cumhuriyeti'nin var oluş sürecinden bu yana devleti ile bir bütün olan Süryaniler, Didim Belediye başkanının ayrıştırıcı ve öteleyici yönetiminden bahseden Süryaniler hiç de iç açıcı olmayan bir süreç yaşıyorlar Didim’de.

Süryani'ler yaşadıkları ülkeye devletim diye sarılan, kimseye avuç açmadan yaşayan, ülkesine katma değer kazandırmış, önleri kesilmedikleri sürece de kazandırmaya devam edecek bir topluluktur.

Nasıl bir akıl tutulmasıdır ki, böylesine kardeşlik duygusunu derin yaşayan, üretken ve çalışkan bir topluluk Didim'e yaşamaya gelmiş. Didim Ekonomisine katkı koymaya başlamış, istihdam çıtasını yükselten bu topluluk, Didim Belediye Başkanı tarafından adet kıskanca alınmış, nedenlerini kendisinin yarattığı sebepler ile Süryani iş adamının bürosunu emniyetçe baskınlara uğratmış, Didim’i terk etmeleri için adeta Sosyal Demokrat Belediye Başkanı tarafından zorlanır duruma düşürülmüştür.

Bu topluluk, Didim yerelde siyasi baskının bitmesi için, Avrupa, Almanya’da bulunan Kemal Kılıçdaroğlu; inanç farklılıkları olan toplumlarla yaptığı görüşmeler esnasında, Süryani temsilcisi Şemun Oğuz, Almanya bulunan Phailoxenus Mattias Nayiş Süryani din adamı ile yaptığı görüşmede, Didim’de ki Süryanilerin sıkıntıları anlatılmış, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu CHP Milletvekili Durdu Özpolat görevlendirilmiş, acilen konunun hali istenmesine rağmen, sonuç ne Genel Başkan nede CHP için iç açıcı bir sonuç maalesef yaratmamıştır. Aksine daha büyük bir darbeyle köşeye alınmış, Süryani iş adamı ve onun toplumu iki yıldır inanılmaz bir zulüm ile askıya alınan iş hayatlarının yıkımının altında kalmaları için her cephede baskı artırılmış, dışarıdan gelecek Süryani toplumunun yatırımlarının önüne geçilmiştir. Bize söylenen ise "Mardin sizin memleketiniz gidin orada yatırım yapın" olmuştur. Yani Didim’i terk etmeleri için açık bir söylem sergilenmiştir.

Buradan öteye yol kalmamıştır. Çözüm; bu aymazlığın, bu yönetim bilmez başkanın, DİDİM belediye meclisini yönetmeyen, Hamza Cebi'nin atadığı Belediye başkanının kaderini belirlemek, AKP hükümetinin içişleri bakanına nasip olmadan, Tarihinde bir kez de olsa, CHP’nin kendi siyasetine ve genel merkezine saygısı olmayan Belediye Başkanını acilen açığa alması, Sosyal Demokrat kimliğine yakışacaktır.

Bakın CHP'nin sözde Sosyal Demokrat Başkanı, Süryanileri devletin önemli kurumları ile nasıl karşı karşıya getirmiştir. Belediye Başkanı’nın Danıştay’ın aldığı kararı tanımazlıktan gelmesi manidardır. Gidilecek kapının adresini adeta Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Dede’ye çevirmiştir.

Süryani işadamı ve Süryaniler toplu halde kararı Başsavcıya iletmek, adaleti harekete geçirmek üzere, yanlarında avukatları olduğu halde, adaletin kapısına gitmiş ama ne var ki orası da adeta kapının adresini Valilik olarak göstererek "Beni neden ikide bir rahatsız ediyorsunuz. Beni rahatsız etmeyin" demeyi de ihmal etmemiştir.

Süryaniler bu ülkenin sevgili ve değerli kardeşleri çareyi adaletin kapısında aramayıp da ne yapacaklar. Sokağa dökülüp anarşimi yaratacaklardı. Sokakları ve insanlarımızı rahatsız edecektik. Zaten Belediye Başkanı bizim için bunlar mafya demeyi de ihmal etmemiş, topluma algı yaratmayı hedeflemişlerdir.

Sayın Başsavcımızın mensubu olduğu bir görüş mü var, ya da şahsının bizim etnik kimliğimizle bir sıkıntısı mı var. Ama bizim bildiğimiz, Sayın Cumhurbaşkanı'na karşı tavrı olan, paralel yapının söylemleriyle hareket eden biri mi olduğunu söyleyelim. Aba altından sopa göstermek, adaletten başka gücü tanımayan Süryanilerin işi değildir.

O makam, Sayın Mustafa Dede’nin T C çatısı altında yaşayanların; can, mal ve yaşam güvencesini temin ve tesisi etmektir. Adalet budur. Adalet kendi misakı milli sınırları dâhilinde yaşayanları; dil, din, ırk ayrımı yapmadan telaki edip korumaktır.

Biz Süryaniler; CHP'nin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na bir şeyler söyleme hakkını kullanmak istiyoruz. Sayın Başkan sizinle Avrupa’dan başlayan bir süreçle, Didim Belediye Başkanının yaptığı baskı ve zulümleri defalarca söyledik.

Diyoruz ki;

Siz bize yapılan zulümden ve baskıdan rahatsız değil misiniz?

Siz azınlıkların mutsuzluğundan rahatsız değil misiniz?

Siz bu Diktatörü Didim’in başına bela etmek için üç kez mitinge geldiniz Didim’e. Bu sayıyı ve zamanı İstanbul'a harcasaydınız, Türkiye’nin göz bebeği İstanbul yerel iktidarı CHP’nin bayrağı ile temsil edilecekti.

Biz Süryaniler Didim Cumhuriyet Başsavcısını halkımıza ve Adaletin yüksek makamına havale ediyorsak, Ahmet Deniz Atabay’ı Siz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve sosyal demokrat ilkelere saydı ve bağlılık gösterip oy veren %26 'a havale ediyoruz. Ama bilesiniz ki Hukuk bizim şiarımız ve tüm haklarımız o mercide saklı kalıyor. Sonuna kadar yürümeyi de kendimize kutsal görev olarak addediyoruz.

Kim ve hangi güç var ki arkasında, yolsuzluk ve diktatörlük yapan sözde Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ı sokakta kabadayılık yapacak kadar başıboş bırakabiliyorlar.

Atabay’ın, CHP'den ya da siz Sayın Genel Başkan'dan yana, tasası ve çekincesi mi de yoktur.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Didim’de bizim gibi birçok iş adamı da var ki; Tuncelili, Muşlu, Diyarbakırlı, hatta sayısını daha da fazlalaştıracağımız iş adamlarının karşılarına benzer sorunlar çıkarılmıyor da, biz Süryani iş adamı olduğumuz içindir ki, birçok sorunlar yumağı ile boğuşmaktayız.

Bizler silsileyi bilecek ve izleyecek kadar, Erkan’a edep, Hukuk’a saygı duyacak kadar duyarlıyız. Derdimizi, sorunlarımızı iki yıldır Didim Belediye başkanı ile cebelleşerek, sonuçta Danıştay kararını kendisine, oradan Didim Cumhuriyet Başsavcısı’na ve oradan da Aydın Valiliğine, adaleti tecelli etme adına başvurduk. Bizler CHP'ne duyduğumuz saygıyı yitirmemek için daha üç gün önce Kararı Belediye Başkanlığına ilettiğimiz gün, CHP'nin Aydın Milletvekili Aday adayı Erdal Demir vasıtasıyla, kararın mahiyet ve ehemmiyetini Genel Başkan Yardımcınız ve Hukuktan sorumlunuz Bülent Tezcan'a ilettik. Siyasi bir dil üslubu ile kendisine ilettik. Bu davranışımız, meselenin çözümünü CHP'nin Genel Merkez iradesinde halledileceği inancı ile beklerken, ne yazık ki bir yanıt alamadığımız gibi tekrarını yaptığımız telefon görüşmesine de cevap alamadık.

İşte bu ahval ve durumda ne Adalete, nede onun gücü olan Hukuk'a inancımızı yitirmeyeceğiz. Belki Didim halkı bu aymazlığın ve akıl tutmasının zararlarını, bizlerin açacağı Hukuk davaları ile görecektir ama bizde diyoruz ki her zararın geri döneceği adres Ahmet Deniz Atabay olacaktır.

Zararın gelindiği nokta işten ve Belediyeyi yönetmekten asla anlamayan, kendi kural ve kanunlarına göre yönetmeyi kin ve nefret söylemleriyle süsleyen Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın omuzlarıdır. Selamet zararın daha da Didim ve CHP'si adına büyümemesi için, istifasındadır.

Adaletin tecellisi onu koltuğundan alıp cezalandırmadan. (Gezgin Değirmenci/Didim)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.