Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

ADD, Hablemitoğlu’nu andı

GÜNCEL 18.12.2016 - 16:39, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:49 1984+ kez okundu.
 

ADD, Hablemitoğlu’nu andı

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Aydın Şubesi’nin, FETÖ tarafından katledilişinin 14. Yılında Necip Hablemitoğlu’nu andığı bildirildi.

ADD Aydın Şube Başkanlığı'nan Hablemitoğlu’nun anılmasıylı ilgili yapılan yazılı açıklamada, şöyle denildi: “Necip Hablemitoğlu, 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1977-1978 yıllarında ‘Dilde, Fikirde, İş de Birlik’ adlı aylık bir dergi yayımladı. Uzun yıllar çeşitli kuruluşlarda basın müşaviri olarak çalıştıktan sonra Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü'nde yüksek lisans ve doktora yaptı. Türk azınlıkları, Türkiye dışındaki Türk topluluklarının yakın tarihi ile ilgili olarak çalışmalar yapan Hablemitoğlu, Orta Avrupa ve Balkanlar'da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında alan çalışmaları yürüttü. Bu çalışmalar çeşitli gazetelerde yazı dizisi olarak yayınlandı. 1995-1996 yılları arasında Birleşmiş Milletlerin UNDP projesinde görev alarak Moldova'da Gagavuz Türklerinin Latin alfabesine geçişi ile ilgili olarak danışmanlık hizmeti verdi. Buradaki görevi sırasında, Cumhuriyet döneminin başında bölgede Atatürk tarafından görevlendirilen öğretmenlerin bulunduğunu belirleyerek, bu öğretmenlerin bugün yaşayan öğrencilerinin anılarını derledi ve bir kısmını ‘Kemal'in Öğretmenleri’ başlığı ile yayınladı. Çalışma alanına ilişkin çok sayıda kitap ve makalesi bulunan Hablemitoğlu, öldürüldüğü 18 Aralık 2002 tarihine kadar Ankara Üniversitesi'nde doktor öğretim görevlisi olarak yirmi yıl süresince Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi derslerini verdi. İlk kitabı, II. Dünya Savaşı sırasında Sovyet Rusya tarafından Kırım Türklerinin kendi topraklarından zorunlu göç ettirilişini anlatan ve 1974 yılında yayımlanan ‘Yüz binlerin Sürgünü'dür. Önemli eserlerinden birisi Alman vakıfları ve Bergama dosyası; Türkiye'de ve yurt dışında faaliyet gösteren bölücü terör örgütleri ve Alman vakıfları ile Avrupa Birliği uyum yasaları içinde yer alan vakıflar yasası konularında çeşitli araştırmaları kapsar. Diğer önemli bir eseri ise “Köstebek” kitabıdır. Öldürüldüğü için tamamlayamadığı Köstebek isimli araştırma kitabında Gülen hareketinin örgütlenmesini yazdı. Kitap, vefatından sonra bitirilememiş haliyle yayınlandı. Bu kitabında hareket mensuplarının yabancı devletler adına gönüllü casusluk yaptıklarını iddia etmiştir. Hablemitoğlu’nun bu eserinde, Gülen Cemaatinin A’dan Z’ye bilgileri mevcuttur. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi öğretim görevlilerinden Doçent Doktor Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önündeki park yerinde Emniyet ve MİT içine sızmış FETÖ’cülerin gerçekleştirdiği silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Katledildiği tarihte haberi bu kadar kısaca geçti haber ajansları. Oysa katledilen Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm değerlerinin yılmaz bir savunucusu, vatan kahramanı ve aldığı tüm tehditlere rağmen bilimsel çalışmalarından asla ödün vermeyen bir Cumhuriyet aydınıydı. İsmi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’ydu. Çünkü Türküm ve başka Türkiye yok! Basılmamış kitabının önsözü vasiyeti gibiydi! O, ulusun değerlerini kendisinden üstün tuttu. Hiç durmadan ulusun kayıtsız şartsız bütünlüğü için çalıştı. Kendini bu vatan için tehlikeye attı ve KEMALİST olduğu için öldürüldü Hablemitoğlu Türklük idealine yürekten inanmış bir Atatürk sevdalısıydı. Atatürk Türkiye’sini, Atatürk'ün çizdiği ufukta tutacak tek gücün Türk Silahlı Kuvvetleri olduğu gerçeğini çok iyi biliyordu. Ülkemizi içeriden ve dışarıdan saran onlarca tehdit karşısında dimdik ayakta kalabilecek bir ordunun hiçbir şekilde siyasi hırslarla kirlenmemesi gerektiğine, başka üst düzey komutanlar olmak üzere bütün ordu mensuplarının maddi çıkar beklentileri ile gerçek görevlerini ihmal etmemesi gerektiğini sık sık ifade ediyordu. Hablemitoğlu, Türkiye'deki Alman istihbarat kuruluşları hakkındaki araştırmaları yanında Ankara Üniversitesi'nde öğretim görevliliği, Türk dünyası, irtica, yabancı istihbarat birimlerinin ülkemizdeki faaliyetleri ile ilgili büyük araştırmalar, dergi ve internet yayıncılığı gibi her birisi bir insana yetecek Bir vatan sevdalısını kaybetmiştir. Atatürk'ün izinde daha binlerce Hablemitoğlu feda olmaya hazırdır. Ölümünün üzerinden geçen 14 seneye rağmen, failler hakkındaki tespitler rivayetten ileri gidemedi. Köstebek isimli kitabı ölümünden sonra basılmıştır. Cinayet sonrasında Necip Hablemitoğlu’nun elektronik postasına ve telefonuna gelen tehdit telefonları emniyet mensuplarınca incelenmek üzere alınmıştır. Ailesinin İçişleri Bakanlığı aleyhine Ankara 5′inci İdare Mahkemesi’nde açtığı dava neticesinde, İçişleri Bakanlığı 40 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkûm edildi. İçişleri Bakanlığı, savunmasında Necip Hablemitoğlu’nun cinayetini ‘adi bir cinayet vak’ası’ olarak değerlendirdiğini bildirmişti. Ayrıca cinayetin üzerinden 14 sene geçmesine rağmen İçişleri Bakanlığı hâlâ ‘hazırlık soruşturmasının’ sürmekte olduğunu bildirmektedir Atatürk ve Türk devrimlerine bağlılığını her fırsatta yazan, söyleyen Hablemitoğlu’na sıkılan her kurşun Atatürkçülüğe ve Türk devrimlerine sıkılmış kurşundur. Hablemitoğlu ve benzer menfur cinayetleri planlayan, örgütleyen, perde arkasında karanlıkta kalmış kişi veya kişiler deşifre edilip yargı önüne çıkarılmadığı sürece dün Hablemitoğlu’nu katledenlerin yarın bir başka Türk aydınını katledeceği bir gerçektir. Atatürkçü Düşünce Derneği, karanlık güçlerin aydınlarımıza sıktıkları kurşunları unutmayacak, hesabı soruluncaya kadar takipçisi olacaktır. Hablemitoğlu’nu saygı, sevgi, rahmetle anarken temennimiz bütün aydın cinayetleri ile birlikte, Hablemitoğlu cinayetinde de ipleri oynatanların tetiği çek diyenlerin yargı karşısına çıkarılmasıdır.”
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Aydın Şubesi’nin, FETÖ tarafından katledilişinin 14. Yılında Necip Hablemitoğlu’nu andığı bildirildi.

ADD Aydın Şube Başkanlığı'nan Hablemitoğlu’nun anılmasıylı ilgili yapılan yazılı açıklamada, şöyle denildi:

“Necip Hablemitoğlu, 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1977-1978 yıllarında ‘Dilde, Fikirde, İş de Birlik’ adlı aylık bir dergi yayımladı. Uzun yıllar çeşitli kuruluşlarda basın müşaviri olarak çalıştıktan sonra Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü'nde yüksek lisans ve doktora yaptı. Türk azınlıkları, Türkiye dışındaki Türk topluluklarının yakın tarihi ile ilgili olarak çalışmalar yapan Hablemitoğlu, Orta Avrupa ve Balkanlar'da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında alan çalışmaları yürüttü. Bu çalışmalar çeşitli gazetelerde yazı dizisi olarak yayınlandı. 1995-1996 yılları arasında Birleşmiş Milletlerin UNDP projesinde görev alarak Moldova'da Gagavuz Türklerinin Latin alfabesine geçişi ile ilgili olarak danışmanlık hizmeti verdi. Buradaki görevi sırasında, Cumhuriyet döneminin başında bölgede Atatürk tarafından görevlendirilen öğretmenlerin bulunduğunu belirleyerek, bu öğretmenlerin bugün yaşayan öğrencilerinin anılarını derledi ve bir kısmını ‘Kemal'in Öğretmenleri’ başlığı ile yayınladı. Çalışma alanına ilişkin çok sayıda kitap ve makalesi bulunan Hablemitoğlu, öldürüldüğü 18 Aralık 2002 tarihine kadar Ankara Üniversitesi'nde doktor öğretim görevlisi olarak yirmi yıl süresince Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi derslerini verdi. İlk kitabı, II. Dünya Savaşı sırasında Sovyet Rusya tarafından Kırım Türklerinin kendi topraklarından zorunlu göç ettirilişini anlatan ve 1974 yılında yayımlanan ‘Yüz binlerin Sürgünü'dür. Önemli eserlerinden birisi Alman vakıfları ve Bergama dosyası; Türkiye'de ve yurt dışında faaliyet gösteren bölücü terör örgütleri ve Alman vakıfları ile Avrupa Birliği uyum yasaları içinde yer alan vakıflar yasası konularında çeşitli araştırmaları kapsar. Diğer önemli bir eseri ise “Köstebek” kitabıdır. Öldürüldüğü için tamamlayamadığı Köstebek isimli araştırma kitabında Gülen hareketinin örgütlenmesini yazdı. Kitap, vefatından sonra bitirilememiş haliyle yayınlandı. Bu kitabında hareket mensuplarının yabancı devletler adına gönüllü casusluk yaptıklarını iddia etmiştir. Hablemitoğlu’nun bu eserinde, Gülen Cemaatinin A’dan Z’ye bilgileri mevcuttur.

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi öğretim görevlilerinden Doçent Doktor Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önündeki park yerinde Emniyet ve MİT içine sızmış FETÖ’cülerin gerçekleştirdiği silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Katledildiği tarihte haberi bu kadar kısaca geçti haber ajansları. Oysa katledilen Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm değerlerinin yılmaz bir savunucusu, vatan kahramanı ve aldığı tüm tehditlere rağmen bilimsel çalışmalarından asla ödün vermeyen bir Cumhuriyet aydınıydı. İsmi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’ydu.

Çünkü Türküm ve başka Türkiye yok! Basılmamış kitabının önsözü vasiyeti gibiydi! O, ulusun değerlerini kendisinden üstün tuttu. Hiç durmadan ulusun kayıtsız şartsız bütünlüğü için çalıştı. Kendini bu vatan için tehlikeye attı ve KEMALİST olduğu için öldürüldü Hablemitoğlu Türklük idealine yürekten inanmış bir Atatürk sevdalısıydı. Atatürk Türkiye’sini, Atatürk'ün çizdiği ufukta tutacak tek gücün Türk Silahlı Kuvvetleri olduğu gerçeğini çok iyi biliyordu. Ülkemizi içeriden ve dışarıdan saran onlarca tehdit karşısında dimdik ayakta kalabilecek bir ordunun hiçbir şekilde siyasi hırslarla kirlenmemesi gerektiğine, başka üst düzey komutanlar olmak üzere bütün ordu mensuplarının maddi çıkar beklentileri ile gerçek görevlerini ihmal etmemesi gerektiğini sık sık ifade ediyordu.

Hablemitoğlu, Türkiye'deki Alman istihbarat kuruluşları hakkındaki araştırmaları yanında Ankara Üniversitesi'nde öğretim görevliliği, Türk dünyası, irtica, yabancı istihbarat birimlerinin ülkemizdeki faaliyetleri ile ilgili büyük araştırmalar, dergi ve internet yayıncılığı gibi her birisi bir insana yetecek Bir vatan sevdalısını kaybetmiştir. Atatürk'ün izinde daha binlerce Hablemitoğlu feda olmaya hazırdır. Ölümünün üzerinden geçen 14 seneye rağmen, failler hakkındaki tespitler rivayetten ileri gidemedi. Köstebek isimli kitabı ölümünden sonra basılmıştır. Cinayet sonrasında Necip Hablemitoğlu’nun elektronik postasına ve telefonuna gelen tehdit telefonları emniyet mensuplarınca incelenmek üzere alınmıştır. Ailesinin İçişleri Bakanlığı aleyhine Ankara 5′inci İdare Mahkemesi’nde açtığı dava neticesinde, İçişleri Bakanlığı 40 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkûm edildi. İçişleri Bakanlığı, savunmasında Necip Hablemitoğlu’nun cinayetini ‘adi bir cinayet vak’ası’ olarak değerlendirdiğini bildirmişti. Ayrıca cinayetin üzerinden 14 sene geçmesine rağmen İçişleri Bakanlığı hâlâ ‘hazırlık soruşturmasının’ sürmekte olduğunu bildirmektedir

Atatürk ve Türk devrimlerine bağlılığını her fırsatta yazan, söyleyen Hablemitoğlu’na sıkılan her kurşun Atatürkçülüğe ve Türk devrimlerine sıkılmış kurşundur. Hablemitoğlu ve benzer menfur cinayetleri planlayan, örgütleyen, perde arkasında karanlıkta kalmış kişi veya kişiler deşifre edilip yargı önüne çıkarılmadığı sürece dün Hablemitoğlu’nu katledenlerin yarın bir başka Türk aydınını katledeceği bir gerçektir. Atatürkçü Düşünce Derneği, karanlık güçlerin aydınlarımıza sıktıkları kurşunları unutmayacak, hesabı soruluncaya kadar takipçisi olacaktır. Hablemitoğlu’nu saygı, sevgi, rahmetle anarken temennimiz bütün aydın cinayetleri ile birlikte, Hablemitoğlu cinayetinde de ipleri oynatanların tetiği çek diyenlerin yargı karşısına çıkarılmasıdır.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.