Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Salih Demir
Köşe Yazarı
Salih Demir
 

Soldan sağa

Bütün muhalefetin bir AKP etmediği kurak siyaset ortamındayız hala. Bu AKP’nin bir şey olduğundan, bir şey ettiğinden değil elbette. CHP’ni sağın sığ sularına doğru kulaç atmasından, kadrolarını yenilerken milliyetçi, maneviyatçı kimselerin seçimine özen göstermesinden, MHP’nin halı hazırda bir AKP bürosu gibi çalışmasından, Ve HDP’nin se kendi olamamasından, bir ölçüde de  olsa egemenlik alanlarını ihlal kabul ettikleri için AKP ve PKK’nin zımnen anlaşması sonucu aralarında tos edilmesinden. Böylece meydan gümbür gümbür AKP’nin. İşin garibi bizim necip milletimiz AKP’yi 2002’de iktidara getirirken, AKP’nin Avrupa Birliği, Demokratikleşme, Özgürlükler  gibi  programlarından ötürü teveccüh göstermişti. Evet milletimiz AKP’den barış, şeffaflık, adil, hakkaniyetli ve hukukun üstün geldiği bir yönetim bekledi. Bizim milletin işi, hatta sağı solu belli olmaz, nitekim öyle de oldu. AKP, 17-25 Aralık yolsuzluklarını örtbas etmek, Rıza Zarraf’la bazı bakanların ne işler çevirdiğini kapatmak için 7 Haziran seçimlerinden sonra savaş politikaları başlattı, seçim sonuçlarını tanımayıp yeniden seçim yaptığı, ortalığı kan gölüne çevirdiği, evlere ateş düşürdüğü için 2002’de AKP’yi iktidara getiren  necip milletimiz tuttu bu kez daha güçlü bir şekilde AKP’ye destek verdi. Ülkenin yarısı AKP oldu. AK’landıkça kirlendik anlayacağınız. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışı çocuklara bayram olarak hediye edilirken, 2016’da Çocuklara yönelik taciz olaylarının görüşülmesini, araştırılmasını reddetti. AKP ve MHP bu konuda yarının büyüklerine nasıl bir açıklama yapar, kendini nasıl savunur pek bilgim yok. Çocukken öğretmenlerimiz bize padişahlıkla cumhuriyetin farkını ,” padişahlıkta kimsenin söz hakkı yoktur, padişah ne derse o olur, onun astığı astık, kestiği kestik”diye açıklarlardı. Şimdi de öyle, hatta daha beter. O zamanlar sadrazamın, vezirlerin ve ulemanın bir hayli sözü geçermiş. Şimdi sarayın sultanı kendini dinlemiyor, kimseye söz vermiyor. Elinden gelse adını üçe bölüp bir parçasını cumhurun başı, bir parçasını tamamen emrine amade bakanların başı, bir diğer parçasını da ordunun başı yapacak. Şaka bir yana pratikte hepsinin başı. Her kim varsa emrinde. Kimsenin düşünmesine gerek yok. Saraydakinin gördüğünden başka bir şey  görmeye gerek yok. Bakın Can Dündar MİT Tırlarının içinde IŞİD’e giden silahları görünce yargıçlar sarayın emirlerine uyarak hakkında “Zindan” dediler. Sadrazam Davutpaşa, on emirden  birinde öksürüğü tutup, başüstüne demede geciktiği için, biraz da damada yer açma gerekçesiyle azledildi. Sadrazam kapı dışarı edilirken bile “padişahım sen çok yaşa” diyerek canını zor kurtardı. Bu konuda Ümit Kıvanç  şapkasını bile alamadan giden sadrazam için şöyle yazmış:” "Nitekim siyasî edebiyatımıza “şapkasını bile almadan gitme”nin de aşağısında bir seviye katmayı becerdi: kapı önüne konmadıkça çıkamama, kovulurken kovanın elini öpme…”  1Kasım seçimlerinde %50 ile  Davutpaşa’yı  başa getiren milletimiz , duru değerlendirmesi yaparak  onu yerinden  eden sultanı  hiddetlendirmemek için kulu durumundaki  AKP’yi  muhtemelen % 60’lara çıkarabilir. Allah necip milletimizin iyiliğini versin.
Ekleme Tarihi: 13 Mayıs 2016 - Cuma

Soldan sağa

Bütün muhalefetin bir AKP etmediği kurak siyaset ortamındayız hala.

Bu AKP’nin bir şey olduğundan, bir şey ettiğinden değil elbette.

CHP’ni sağın sığ sularına doğru kulaç atmasından, kadrolarını yenilerken milliyetçi, maneviyatçı kimselerin seçimine özen göstermesinden,

MHP’nin halı hazırda bir AKP bürosu gibi çalışmasından,

Ve HDP’nin se kendi olamamasından, bir ölçüde de  olsa egemenlik alanlarını ihlal kabul ettikleri için AKP ve PKK’nin zımnen anlaşması sonucu aralarında tos edilmesinden.

Böylece meydan gümbür gümbür AKP’nin.

İşin garibi bizim necip milletimiz AKP’yi 2002’de iktidara getirirken, AKP’nin Avrupa Birliği, Demokratikleşme, Özgürlükler  gibi  programlarından ötürü teveccüh göstermişti.

Evet milletimiz AKP’den barış, şeffaflık, adil, hakkaniyetli ve hukukun üstün geldiği bir yönetim bekledi.

Bizim milletin işi, hatta sağı solu belli olmaz, nitekim öyle de oldu.
AKP, 17-25 Aralık yolsuzluklarını örtbas etmek, Rıza Zarraf’la bazı bakanların ne işler çevirdiğini kapatmak için 7 Haziran seçimlerinden sonra savaş politikaları başlattı, seçim sonuçlarını tanımayıp yeniden seçim yaptığı, ortalığı kan gölüne çevirdiği, evlere ateş düşürdüğü için 2002’de AKP’yi iktidara getiren  necip milletimiz tuttu bu kez daha güçlü bir şekilde AKP’ye destek verdi. Ülkenin yarısı AKP oldu.

AK’landıkça kirlendik anlayacağınız.

23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışı çocuklara bayram olarak hediye edilirken, 2016’da Çocuklara yönelik taciz olaylarının görüşülmesini, araştırılmasını reddetti.

AKP ve MHP bu konuda yarının büyüklerine nasıl bir açıklama yapar, kendini nasıl savunur pek bilgim yok.

Çocukken öğretmenlerimiz bize padişahlıkla cumhuriyetin farkını ,” padişahlıkta kimsenin söz hakkı yoktur, padişah ne derse o olur, onun astığı astık, kestiği kestik”diye açıklarlardı.

Şimdi de öyle, hatta daha beter. O zamanlar sadrazamın, vezirlerin ve ulemanın bir hayli sözü geçermiş.

Şimdi sarayın sultanı kendini dinlemiyor, kimseye söz vermiyor. Elinden gelse adını üçe bölüp bir parçasını cumhurun başı, bir parçasını tamamen emrine amade bakanların başı, bir diğer parçasını da ordunun başı yapacak.

Şaka bir yana pratikte hepsinin başı.

Her kim varsa emrinde.

Kimsenin düşünmesine gerek yok.

Saraydakinin gördüğünden başka bir şey  görmeye gerek yok.

Bakın Can Dündar MİT Tırlarının içinde IŞİD’e giden silahları görünce yargıçlar sarayın emirlerine uyarak hakkında “Zindan” dediler.

Sadrazam Davutpaşa, on emirden  birinde öksürüğü tutup, başüstüne demede geciktiği için, biraz da damada yer açma gerekçesiyle azledildi.

Sadrazam kapı dışarı edilirken bile “padişahım sen çok yaşa” diyerek canını zor kurtardı.

Bu konuda Ümit Kıvanç  şapkasını bile alamadan giden sadrazam için şöyle yazmış:” "Nitekim siyasî edebiyatımıza “şapkasını bile almadan gitme”nin de aşağısında bir seviye katmayı becerdi: kapı önüne konmadıkça çıkamama, kovulurken kovanın elini öpme…”

 1Kasım seçimlerinde %50 ile  Davutpaşa’yı  başa getiren milletimiz , duru değerlendirmesi yaparak  onu yerinden  eden sultanı  hiddetlendirmemek için kulu durumundaki  AKP’yi  muhtemelen % 60’lara çıkarabilir.

Allah necip milletimizin iyiliğini versin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.