Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Sadettin Çetin
Köşe Yazarı
Sadettin Çetin
 

Uyan artık ey halkım!

Değerli okurlarım... Bu sayımızda büyük üstat araştırmacı gazeteci araştırmacı ve yazar merhum Uğur Mumcu’nun yıllar önce yaptığı bir konuşmayı sizlerle paylaşmak istedi... Umarım bir nebze olsun sizlere ve ülkeme katkım olursa insanlık adına yapmam gereken bir görevi yerine getirmiş sayılırım... Cumhuriyet düşmanlarının katlettiği Uğur mumcu sözlerine şöyle başlıyordu: Hangi İktidar “din sömürüsüne” dayanmış mutlaka yıkılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı 1949 yılında “din derslerini” kabul etti, yıkıldı. Kurtaramadı bu ödün. Demokrat Parti 1957’de “Said’i Nursi’nin cübbesini” bayrak yaptı, ne oldu? Yıkıldı. Süleyman Demirel 1960’ların ortasında “nurcuların, tarikatların, Süleymancıların sakallarını okşadı” ne oldu? Yıkıldı. Hac seferleri düzenleyen ANAP ne oldu? %20’ye indi, halka güvenmek gerekiyor. Her kim ki din sömürüsünü kullanır bir süre yararlanır belki ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar. Halk affetmiyor, din sömürüsüne affetmiyor. Bu çok önemli bir olgu, çok önemli bir sonuç, çok önemli bir gerçektir. Köy Enstitüleri üretim için de eğitim, eğitim için de üretim ilkesini benimsemiştir ve köy çocuklarını Atatürk devrimlerinin ve Kemalizm’in toplumsal yapısını kurmakla görevlendirmişlerdi. Ancak şimdi ne oluyor? Şimdi aynı köy çocukları kapanan Köy Enstitüleri yerine İmam Hatip Okuluna gidiyorlar. Gidiyorlar da ne oluyor? 1983 rakamlarına göre Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 46.000 personel var. Bu 46. 000 personelin 23.000’i ilkokul mezunu. Peki, o zaman bu İlahiyat Fakülteleri ne işe yarıyor? Bu İslam Enstitüleri ne işe yarıyor? Bu İmam Hatip Okulları ne işe yarıyor? Ne işe mi yarıyor, bunlar imam olmuyor bunlar Hukuk Fakültelerine gidip Yargıç ve Savcı oluyorlar. Siyasal Bilgiler Fakültesine gidip Kaymakam oluyorlar. Yapılan bir araştırma Kaymakam yetiştiren bölümünün öğrencilerinin %41’inin İlahiyat kökenli olduğunu kanıtlıyor. Hukuk Fakültesinde okuyup da daha önce imam hatip mezunu olanlara burs veriyorlar. Burs verilen öğrencilerde “sınavsız yargıç ve savcı” oluyorlardı. 2000 yılına doğru baktığımızda Vali İlahiyat Fakültesi mezunu, Emniyet Müdürü İslam Enstitüsü mezunu, Kaymakam İmam Hatip mezunu olacak. Yurttaşın oyuyla bu iktidarı değiştirmek ve devleti tepeden tırnağa ilerici düşüncelerle donatmak, ancak o koşulla Köy Enstitüleri de kurulabilir. Bu gün çeşitli siyasal rejimler, depremler yaşıyor, bu depremler düşünceleri, inançları yeniden değiştiriyor. Ama biz şu 21. yüzyıla girerken şunu görüyoruz ki Türkiye’de bu güne kadar sonuç almış en güçlü örgüt “Kuvayi Milliye” örgütüdür. Mutafa Kemal ve Arkadaşlarıdır. Kuvayi Milliye toplumun en önemli sivil örgütlenme modelidir. İkincisi 40’lı yıllara rastlayan Köy Enstitüleri’dir. İkisi de sivil toplumun vazgeçilmez kurumlarıdır. İdeolojide Kuvayi Milliye tam bağımsızlık ilkesi, eğitimde Köy Enstitüleri’dir… Diyerek bu günleri yıllar öncesinden tespit etmiş ve kamuoyunu bilgilendirmek adına yazılı ve sözlü olarak anlatmaya çalışmıştı... Hepsi de birer birer gerçek oldu... Uyan artık ey halkım!...
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2016 - Pazartesi

Uyan artık ey halkım!

Değerli okurlarım...

Bu sayımızda büyük üstat araştırmacı gazeteci araştırmacı ve yazar merhum Uğur Mumcu’nun yıllar önce yaptığı bir konuşmayı sizlerle paylaşmak istedi...

Umarım bir nebze olsun sizlere ve ülkeme katkım olursa insanlık adına yapmam gereken bir görevi yerine getirmiş sayılırım...

Cumhuriyet düşmanlarının katlettiği Uğur mumcu sözlerine şöyle başlıyordu:

Hangi İktidar “din sömürüsüne” dayanmış mutlaka yıkılmıştır.

Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı 1949 yılında “din derslerini” kabul etti, yıkıldı. Kurtaramadı bu ödün.

Demokrat Parti 1957’de “Said’i Nursi’nin cübbesini” bayrak yaptı, ne oldu? Yıkıldı.

Süleyman Demirel 1960’ların ortasında “nurcuların, tarikatların, Süleymancıların sakallarını okşadı” ne oldu? Yıkıldı.

Hac seferleri düzenleyen ANAP ne oldu? %20’ye indi, halka güvenmek gerekiyor.

Her kim ki din sömürüsünü kullanır bir süre yararlanır belki ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar.

Halk affetmiyor, din sömürüsüne affetmiyor.

Bu çok önemli bir olgu, çok önemli bir sonuç, çok önemli bir gerçektir.

Köy Enstitüleri üretim için de eğitim, eğitim için de üretim ilkesini benimsemiştir ve köy çocuklarını Atatürk devrimlerinin ve Kemalizm’in toplumsal yapısını kurmakla görevlendirmişlerdi. Ancak şimdi ne oluyor? Şimdi aynı köy çocukları kapanan Köy Enstitüleri yerine İmam Hatip Okuluna gidiyorlar. Gidiyorlar da ne oluyor? 1983 rakamlarına göre Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 46.000 personel var. Bu 46. 000 personelin 23.000’i ilkokul mezunu. Peki, o zaman bu İlahiyat Fakülteleri ne işe yarıyor? Bu İslam Enstitüleri ne işe yarıyor? Bu İmam Hatip Okulları ne işe yarıyor? Ne işe mi yarıyor, bunlar imam olmuyor bunlar Hukuk Fakültelerine gidip Yargıç ve Savcı oluyorlar. Siyasal Bilgiler Fakültesine gidip Kaymakam oluyorlar. Yapılan bir araştırma Kaymakam yetiştiren bölümünün öğrencilerinin %41’inin İlahiyat kökenli olduğunu kanıtlıyor. Hukuk Fakültesinde okuyup da daha önce imam hatip mezunu olanlara burs veriyorlar. Burs verilen öğrencilerde “sınavsız yargıç ve savcı” oluyorlardı. 2000 yılına doğru baktığımızda Vali İlahiyat Fakültesi mezunu, Emniyet Müdürü İslam Enstitüsü mezunu, Kaymakam İmam Hatip mezunu olacak. Yurttaşın oyuyla bu iktidarı değiştirmek ve devleti tepeden tırnağa ilerici düşüncelerle donatmak, ancak o koşulla Köy Enstitüleri de kurulabilir. Bu gün çeşitli siyasal rejimler, depremler yaşıyor, bu depremler düşünceleri, inançları yeniden değiştiriyor. Ama biz şu 21. yüzyıla girerken şunu görüyoruz ki Türkiye’de bu güne kadar sonuç almış en güçlü örgüt “Kuvayi Milliye” örgütüdür. Mutafa Kemal ve Arkadaşlarıdır. Kuvayi Milliye toplumun en önemli sivil örgütlenme modelidir. İkincisi 40’lı yıllara rastlayan Köy Enstitüleri’dir. İkisi de sivil toplumun vazgeçilmez kurumlarıdır. İdeolojide Kuvayi Milliye tam bağımsızlık ilkesi, eğitimde Köy Enstitüleri’dir…

Diyerek bu günleri yıllar öncesinden tespit etmiş ve kamuoyunu bilgilendirmek adına yazılı ve sözlü olarak anlatmaya çalışmıştı... Hepsi de birer birer gerçek oldu... Uyan artık ey halkım!...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.