Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Süleyman Çokay
Köşe Yazarı
Süleyman Çokay
 

Facebook’ta bunları yapıyor musunuz?

Facebook kullanırken yaptığımız bazı alışkanlıklar vardır. Aşağıdakiler eminim birçoğumuzun yaptığı şeyler. Ama burada önemli olan sıklık derecesi. Ciddi bir facebook kullanan bir kişinin kendini değerlendirdiği sonuçlara bakalım 1- Facebook’ta gezinmek, bir erteleme belirtisi. Facebook, size sonu olmayan bir haber akışı sunarak erteleme eğiliminizden fayda sağlar. Sayfanızda ne kadar aşağı inerseniz inin, o an yapıyor olmanız gereken şeyden dikkatinizi dağıtmaya yetecek komik bir fotoğrafa ya da durum güncellemesine her daim rastlarsınız. Bu yüzden, Facebook algınızı değiştirmek yararlı olabilir. Onu sosyalleşebileceğiniz ya da zaman öldürebileceğiniz bir yer olarak görmektense, üretkenliğinizin ve azminizin düşmanı olarak görün. Artık o kadar da çekici gelmiyor kulağa, değil mi?   2- Facebook’ta fazla paylaşım yapmak, yalnızlığın ve kararsızlığın bir belirtisi. Facebook, günün her saati yayında olan sıkıcı bir televizyon programına benziyor. Öğle yemeğinde ne yediğinizi herkese söylemek zorunda mısınız cidden? Şüpheliyim. Bu gibi önemsiz ayrıntıları insanların hayatlarına değer katmak için paylaşmıyorsunuz. Bunları paylaşıyorsunuz çünkü yalnızsınız ve başka insanlar tarafından çaresizce onaylanmak istiyorsunuz. Arkadaşlarınızdan görüş beklemek, kararsızlığın ve düşük özgüvenin belirtisi olabilir. Kötü bir tavsiye aldığınız takdirde başkasını rahatlıkla suçlayabilirsiniz, böylece egonuzu korumuş olursunuz. 3- Facebook profillerine gizlice bakmak, yanlış yönlendirilmiş ilginin ve sağlıksız karşılaştırmaların bir belirtisi. Facebook, insanları gizlice gözlemlemeyi kolaylaştırıyor. Bunu yapmanızın başlıca iki sebebi var ve ikisi de hiç hoş değil. Eski sevgilinizin profiline bakıyorsanız, büyük ihtimalle hala geçmişte yaşıyorsunuz. Unutmakta güçlük çekiyorsanız profesyonel yardım alın. Eğer hoşlandığınız birinin profilinde geziniyorsanız, harekete geçmeniz daha iyi olabilir. Konuşma başlatmak için ona düşünceli bir mesaj atabilirsiniz. Eğer işler yolunda giderse, ona çıkma teklifi edersiniz. Profillere gizlice bakmak, kendinize ettiğiniz bir tür eziyet aynı zamanda. Kendimizi diğer insanlarla karşılaştırma dürtüsüne karşı koymak zaten zor. Facebook bunu yapmamızı da kolaylaştırıyor. 4- Takıntılı bir şekilde Facebook bildirimlerine bakmak, sabırsızlığın ve insanları memnun etme sendromunun bir belirtisi. Facebook, anında tatmin olma arzunuzdan çıkar sağlar. Kırmızı bildirim işaretini her gördüğünüzde, beyniniz dopamin salgılar. Dopamin beyninizde bulunan; yemek, seks ve uyuşturucu gibi şeylerden zevk almanıza sebep olan kimyasaldır. Zevk, teoride kulağa hoş geliyor ancak dopamin kendine zarar verici davranıştan sorumludur. Bildirimlerinize köle olmak irade gücünüzü hızlıca yok edebilir. Bu yeterince kötü değilse, insanın sevilme ve kabul edilme arzusunun da işin içinde olduğunu ekleyeyim. Her “beğeni” alışınızda, beyniniz birinin sizi sevdiği sonucuna varıyor. Bu duruma müdahale etmezseniz, daha fazla “beğeni” için çaresizce bekleyen bir bağımlıya dönüşeceksiniz. 5- Facebook sayfanızı takıntılı bir şekilde sürekli yenilemeniz, gelişmeleri kaçırma korkusunun bir belirtisi. Facebook, gündemi kaçırma korkunuzdan faydalanarak dikkatinizi yerle bir ediyor. Randevularınızda dahi, ilgi çekici gelişmeleri kaçırmamak için sayfanıza bakma ihtiyacı hissediyorsunuz. Arkadaşınızın size heyecan verici haberleri olabilir diye araba kullanırken bile mesajlarınızı kontrol ediyorsunuz. Randevunuzu mahvetmeniz ya da kaza yapıp ölmenizin hiçbir önemi yok tabii. İhtimallerin sonu yok ama hepsine değer! Fark etmediyseniz, kinaye yaptım. Bu davranışların ne kadar pervasız olduğunu göstermek için dramatik olmaya çalışıyorum.
Ekleme Tarihi: 20 Temmuz 2018 - Cuma

Facebook’ta bunları yapıyor musunuz?

Facebook kullanırken yaptığımız bazı alışkanlıklar vardır. Aşağıdakiler eminim birçoğumuzun yaptığı şeyler. Ama burada önemli olan sıklık derecesi. Ciddi bir facebook kullanan bir kişinin kendini değerlendirdiği sonuçlara bakalım

1- Facebook’ta gezinmek, bir erteleme belirtisi.

Facebook, size sonu olmayan bir haber akışı sunarak erteleme eğiliminizden fayda sağlar. Sayfanızda ne kadar aşağı inerseniz inin, o an yapıyor olmanız gereken şeyden dikkatinizi dağıtmaya yetecek komik bir fotoğrafa ya da durum güncellemesine her daim rastlarsınız. Bu yüzden, Facebook algınızı değiştirmek yararlı olabilir. Onu sosyalleşebileceğiniz ya da zaman öldürebileceğiniz bir yer olarak görmektense, üretkenliğinizin ve azminizin düşmanı olarak görün. Artık o kadar da çekici gelmiyor kulağa, değil mi?  

2- Facebook’ta fazla paylaşım yapmak, yalnızlığın ve kararsızlığın bir belirtisi.

Facebook, günün her saati yayında olan sıkıcı bir televizyon programına benziyor. Öğle yemeğinde ne yediğinizi herkese söylemek zorunda mısınız cidden? Şüpheliyim. Bu gibi önemsiz ayrıntıları insanların hayatlarına değer katmak için paylaşmıyorsunuz. Bunları paylaşıyorsunuz çünkü yalnızsınız ve başka insanlar tarafından çaresizce onaylanmak istiyorsunuz. Arkadaşlarınızdan görüş beklemek, kararsızlığın ve düşük özgüvenin belirtisi olabilir. Kötü bir tavsiye aldığınız takdirde başkasını rahatlıkla suçlayabilirsiniz, böylece egonuzu korumuş olursunuz.

3- Facebook profillerine gizlice bakmak, yanlış yönlendirilmiş ilginin ve sağlıksız karşılaştırmaların bir belirtisi.

Facebook, insanları gizlice gözlemlemeyi kolaylaştırıyor. Bunu yapmanızın başlıca iki sebebi var ve ikisi de hiç hoş değil. Eski sevgilinizin profiline bakıyorsanız, büyük ihtimalle hala geçmişte yaşıyorsunuz. Unutmakta güçlük çekiyorsanız profesyonel yardım alın. Eğer hoşlandığınız birinin profilinde geziniyorsanız, harekete geçmeniz daha iyi olabilir. Konuşma başlatmak için ona düşünceli bir mesaj atabilirsiniz. Eğer işler yolunda giderse, ona çıkma teklifi edersiniz. Profillere gizlice bakmak, kendinize ettiğiniz bir tür eziyet aynı zamanda. Kendimizi diğer insanlarla karşılaştırma dürtüsüne karşı koymak zaten zor. Facebook bunu yapmamızı da kolaylaştırıyor.

4- Takıntılı bir şekilde Facebook bildirimlerine bakmak, sabırsızlığın ve insanları memnun etme sendromunun bir belirtisi.

Facebook, anında tatmin olma arzunuzdan çıkar sağlar. Kırmızı bildirim işaretini her gördüğünüzde, beyniniz dopamin salgılar. Dopamin beyninizde bulunan; yemek, seks ve uyuşturucu gibi şeylerden zevk almanıza sebep olan kimyasaldır. Zevk, teoride kulağa hoş geliyor ancak dopamin kendine zarar verici davranıştan sorumludur. Bildirimlerinize köle olmak irade gücünüzü hızlıca yok edebilir. Bu yeterince kötü değilse, insanın sevilme ve kabul edilme arzusunun da işin içinde olduğunu ekleyeyim. Her “beğeni” alışınızda, beyniniz birinin sizi sevdiği sonucuna varıyor. Bu duruma müdahale etmezseniz, daha fazla “beğeni” için çaresizce bekleyen bir bağımlıya dönüşeceksiniz.

5- Facebook sayfanızı takıntılı bir şekilde sürekli yenilemeniz, gelişmeleri kaçırma korkusunun bir belirtisi.

Facebook, gündemi kaçırma korkunuzdan faydalanarak dikkatinizi yerle bir ediyor. Randevularınızda dahi, ilgi çekici gelişmeleri kaçırmamak için sayfanıza bakma ihtiyacı hissediyorsunuz. Arkadaşınızın size heyecan verici haberleri olabilir diye araba kullanırken bile mesajlarınızı kontrol ediyorsunuz. Randevunuzu mahvetmeniz ya da kaza yapıp ölmenizin hiçbir önemi yok tabii. İhtimallerin sonu yok ama hepsine değer! Fark etmediyseniz, kinaye yaptım. Bu davranışların ne kadar pervasız olduğunu göstermek için dramatik olmaya çalışıyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.