Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Süleyman Çokay
Köşe Yazarı
Süleyman Çokay
 

Hayatı sosyal medya üzerinden paylaşmak

Londra'daki Brunel Üniversitesinde yürütülen bir araştırma, sürekli "Sağlıklı yaşam" üzerine paylaşımlar yapıp, sosyal medyada vücudunu vitrin haline getiren insanların psikolojik bir probleme sahip olma ihtimallerinin yüksek olduğunu ortaya koydu. Özellikle son birkaç yıldır yaygınlaşan akıllı telefonlar ve telefonlarda kullanılmaya başlanan internet sayesinde kişiler kendilerini asla yalnız hmemektedirler. Çünkü bu kişilerin her zaman yanlarında taşıdıkları sanal arkadaşları bulunmaktadır.Bu durum kişilerin sosyal ilişkiler geliştirmesine öyle kolaylık sağlamaktadır ki kişiler hiçbir konuda empati kurmaya gereksinim olmaksızın, her zaman gösterdikleri kadar karşı tarafın kendisini tanımasına imkan sağlamaktadır., Böylece kişiler var olduğunu düşündüğü kusurlarını örterek hep kendini mükemmel göstermeye çalışmaktadırlar. Bu kadar ilerlemiş bir teknoloji de fotoğraf çekmek için dahi artık başkasına gereksinim duyulmamaktadır. İnternetin yaygınlaşması ve özellikle internetin cep telefonlarına girmesin- den sonra daha da artan bu duygusal soyutlanmadan ne yazık ki pek çok kişi memnun görülmektedir. Bu memnuniyetin en önemli nedenleri arasında ise akıllı bir telefon sayesinde yüzlerce çekilebilen fotoğraflardan en güzellerini sanal ortama koyarak, başkalarına mükemmel olduğunu ispat etmiş bulunmak vardır. Fotoğrafın altına yapılan yorumlar ve beğenilme sayısı ise bu davranışları pekiştirerek kişileri, gerçek arkadaşlık ilişkilerinden soyutlamakta ve sanal ortamda kendini ispat etmeye yönelmektedir. geliştirme becerilerini giderek kısırlaştırmakta ve böylece kişinin kendi kendisine kalarak ciddi bir özgüven kaybına yol açmaktadır. Aynı şekilde bu durum gerçek yaşamında kendini eksik htiği alanları sanal ortamda mükemmel olarak yansıtabilme çabasına dönüşerek, bu çaba takıntı boyutuna ulaşabilmekte ve psikolojik bir rahatsızlık olan obsesif-kompulsif bozukluk rahatsızlığını tetikleyebilmektedir. Amerikan Psikologlar Derneği’nin yaptığı pek çok araştırmaya göre kendini yalnız hisseden kişilerin daha çok selfie (kendi kendini fotoğraf çekme) yaptıkları sonucuna ulaşılmıştır.Yapılan araştırmalar selfie yapma davranışının ilerleyebilen bir psikolojik bozukluğa dönüşebileceğini ve bu bozukluğun 3 seviyesi olduğunu ortaya koymaktadır. Bu seviyeler: Borderline Selfitis (Sınırda): Kişinin kendi resmini en az günde üç kez çekmesi ama sosyal medyada paylaşmaması. Acute Selfitis (İleri Düzeyde): Kişinin kendi resmini günde en az üç kez çekmesi ve her birini günde 3 kere sosyal medyada paylaşması Chronic Selfitis (Kronik): Kontrol edilemez bir biçimde kişinin kendi fotoğrafını gece gündüz sürekli çekmesi ve günde altı kereden fazla bu resimleri sosyal medyada paylaşması. Bu bahsedilen durumlar tabi ki sıklıkla ilgili. Buradan yola çıkarak bir genelleme yapmak yanlış olur. Ya da sadece sosyal medyaya bu açıdan bakmamak gerek. Doğru bilgi paylaşımı, farklı yerlerin keşifleri, kültürel ve sanatsal etkinlikler içinde ki fotoğrafları ayrı değerlendirmek gerekir.
Ekleme Tarihi: 17 Nisan 2017 - Pazartesi

Hayatı sosyal medya üzerinden paylaşmak

Londra'daki Brunel Üniversitesinde yürütülen bir araştırma, sürekli "Sağlıklı yaşam" üzerine paylaşımlar yapıp, sosyal medyada vücudunu vitrin haline getiren insanların psikolojik bir probleme sahip olma ihtimallerinin yüksek olduğunu ortaya koydu.

Özellikle son birkaç yıldır yaygınlaşan akıllı telefonlar ve telefonlarda kullanılmaya başlanan internet sayesinde kişiler kendilerini asla yalnız hmemektedirler. Çünkü bu kişilerin her zaman yanlarında taşıdıkları sanal arkadaşları bulunmaktadır.Bu durum kişilerin sosyal ilişkiler geliştirmesine öyle kolaylık sağlamaktadır ki kişiler hiçbir konuda empati kurmaya gereksinim olmaksızın, her zaman gösterdikleri kadar karşı tarafın kendisini tanımasına imkan sağlamaktadır.,

Böylece kişiler var olduğunu düşündüğü kusurlarını örterek hep kendini mükemmel göstermeye çalışmaktadırlar. Bu kadar ilerlemiş bir teknoloji de fotoğraf çekmek için dahi artık başkasına gereksinim duyulmamaktadır. İnternetin yaygınlaşması ve özellikle internetin cep telefonlarına girmesin- den sonra daha da artan bu duygusal soyutlanmadan ne yazık ki pek çok kişi memnun görülmektedir. Bu memnuniyetin en önemli nedenleri arasında ise akıllı bir telefon sayesinde yüzlerce çekilebilen fotoğraflardan en güzellerini sanal ortama koyarak, başkalarına mükemmel olduğunu ispat etmiş bulunmak vardır. Fotoğrafın altına yapılan yorumlar ve beğenilme sayısı ise bu davranışları pekiştirerek kişileri, gerçek arkadaşlık ilişkilerinden soyutlamakta ve sanal ortamda kendini ispat etmeye yönelmektedir.

geliştirme becerilerini giderek kısırlaştırmakta ve böylece kişinin kendi kendisine kalarak ciddi bir özgüven kaybına yol açmaktadır. Aynı şekilde bu durum gerçek yaşamında kendini eksik htiği alanları sanal ortamda mükemmel olarak yansıtabilme çabasına dönüşerek, bu çaba takıntı boyutuna ulaşabilmekte ve psikolojik bir rahatsızlık olan obsesif-kompulsif bozukluk rahatsızlığını tetikleyebilmektedir.

Amerikan Psikologlar Derneği’nin yaptığı pek çok araştırmaya göre kendini yalnız hisseden kişilerin daha çok selfie (kendi kendini fotoğraf çekme) yaptıkları sonucuna ulaşılmıştır.Yapılan araştırmalar selfie yapma davranışının ilerleyebilen bir psikolojik bozukluğa dönüşebileceğini ve bu bozukluğun 3 seviyesi olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu seviyeler: Borderline Selfitis (Sınırda): Kişinin kendi resmini en az günde üç kez çekmesi ama sosyal medyada paylaşmaması.

Acute Selfitis (İleri Düzeyde): Kişinin kendi resmini günde en az üç kez çekmesi ve her birini günde 3 kere sosyal medyada paylaşması

Chronic Selfitis (Kronik): Kontrol edilemez bir biçimde kişinin kendi fotoğrafını gece gündüz sürekli çekmesi ve günde altı kereden fazla bu resimleri sosyal medyada paylaşması.

Bu bahsedilen durumlar tabi ki sıklıkla ilgili. Buradan yola çıkarak bir genelleme yapmak yanlış olur. Ya da sadece sosyal medyaya bu açıdan bakmamak gerek. Doğru bilgi paylaşımı, farklı yerlerin keşifleri, kültürel ve sanatsal etkinlikler içinde ki fotoğrafları ayrı değerlendirmek gerekir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.