Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Mustafa Savaş
Rıdvan Eşin
Sadettin Çetin
Köşe Yazarı
Sadettin Çetin
 

İlkeli olmak

İlkeli olmak, insan onuru söz konusu olduğu zaman en fazla önem verilmesi gereken bir konudur. Ama ne yazık ki menfaat ve çıkar ilişkileri “ilke” diye bir kavramı yok etmiştir. Esas olarak “İlke” TDK da: “Temel düşünce, temel inanç, umde, unsur, prensip” olarak tanımlanır… İlkeli olmanın zor olduğu son günlerde, ilke gibi bir kavramın yerini argo kavram olarak “rejon” ifadesi aldı… Her toplumun, her meclisin, her hareketin kendi içinde ilkeleri yani rejonu oluştu... Yanlış anlaşılmasın ama ahlaksızlığı, soygunculuğu, hırsızlığı, kabadayılığı, kendine meslek edinen kişilerin bile kendi meslekleri açısından oluşturdukları ilkeleri (rejonları) var olmaya başladı… Ee her şeyin ilkesi var da siyasetin ilkesi yok mu? Elbette ki siyasetin de kendi içinde ilkesi, kendine has rejonu oluştu… Siyaset sahnesinde cereyan eden olayları yakından takip ettiğimiz zaman ilke ne demek, ilkeli olmak ne demek, çok açık ve net görmek mümkündür… Hele de yaklaşmakta olan yerel seçimler dolayısıyla şahit olduğumuz olayları izlemeye kalkıştığımız zaman; “ilkeli olmak” teriminin ilkesizlikle yer değiştirdiğini, çok açık ve net olarak görmemiz mümkün olmaktadır… Siyasette ilke halini alan ilkesizlik, eşine asla rastlanmayacak kadar garip ve ülkemize has bir hal almıştır… Seçim yardımı adı altında yapılan o kadar haksız ve orantısız güç kullanımları, devletin imkânları, belediye hizmetlerinin sunumu, yardım organizasyonları öyle akıl almaz bir hal aldı ki, siyasette ilke diye bir kavramdan söz etmenin bile imkânsız bir hal aldığı günler yaşamaktayız... Aman Allah’ım, adayların belirlenmesi, meclis üyelerinin sıralaması, millete hizmet yarışı için başkanlık yarışına girenleri(!), dönen dolapları görünce; ilkeli olmak hele de siyasette ilkeli olmanın zor bir iş olduğu kolayca anlaşılmaktadır. Siyasette belden aşağı vurmak, bile siyasetin ilkeleri içinde yer almaya başladı. Yalan, iftira, dedikodu, çamur atmak, ne varsa her şey mubah görülmeye başlandı... Seçim meydanlarında, bırakın çözüm üretmeyi, sıradan vaad etmeyi bile bıraktılar, seçimin eksenini; iktidar, ana muhalefet(!) arasında horoz dövüşüne dönüştürdüler. Açık hava mitingleri siyasi partilerin genel başkanları il il geziyor. Miting alanlarına değişik il ve ilçelerden taşınarak, hatta ve hatta birer günlük ücret bile ödenerek taşınan 2 bin, 3 bin, 5 bin 10 bin kişi gerek parti temsilcilerinin ağzından gerekse yandaş medyalar tarafından öyle abartılarak söyleniyor ve yazılıyor ki akıl almaz rakamlar… Mesela Aydın’da mitinglerin yapıldığı alana insanları hiç boşluk bırakmadan istiflersen 25 bin kişi alıyor. Parti temsilcileri ve yandaş medya 30-40-50 bin kişi izledi diye yazıyor. Aydın’ın nüfusu bile 200 bine ulaşmamış. Sanki o şehirde yaşayan insanların dörtte biri o partinin genel başkanını izlemeye geldi. Beyler göz boyamaya çalışmayın, insanları kandırmayın. Dışarıdan getirdiğiniz insanları da Aydın’da oy kullanacakmış gibi hesap etmeyin. Kahvelerde yaptığınız konuşmalarda görüyoruz sizleri kaç kişinin dinlediğini. Mademki o insanlar sizi çok seviyorlar, oy verecekler, belediye başkanı yapacaklar niye gelmiyorlar kahve toplantılarınıza. Birçok kahvede yaptığınız konuşmalarda, vatandaş sizleri içi boş vaatlerinizden bıktığı için oyun oynamayı bile bırakmıyor. Bir de adayların hazırlattıkları slaytları izliyoruz… Bakıyorum ki o slaytlarda yapacağız dedikleri şeyleri yapmaya hiç birisinin ömrü yetmez. Devlet yatırım programına alınan milyarlar harcanan projeler bile yırtılıp çöpe atılabiliyor. Hey adaylar! Başkalarının hayal gücüyle üretilmiş proje ve slaytlarla bu insanları kandırmaya çalışmayın… Biraz küçük atın da civcivler de yesin… “Tencere, tava dibin kara, seninki benimkinden kara” Vatandaş derdine deva, problemlerine çözüm bekleye görsün… İlkeli olmak mı? Hak getire! Deveye demişler “boynun niye eğri.” O da; “nerem doğru ki” demiş…
Ekleme Tarihi: 05 Şubat 2014 - Çarşamba

İlkeli olmak

İlkeli olmak, insan onuru söz konusu olduğu zaman en fazla önem verilmesi gereken bir konudur. Ama ne yazık ki menfaat ve çıkar ilişkileri “ilke” diye bir kavramı yok etmiştir.
Esas olarak “İlke” TDK da: “Temel düşünce, temel inanç, umde, unsur, prensip” olarak tanımlanır…
İlkeli olmanın zor olduğu son günlerde, ilke gibi bir kavramın yerini argo kavram olarak “rejon” ifadesi aldı…
Her toplumun, her meclisin, her hareketin kendi içinde ilkeleri yani rejonu oluştu...
Yanlış anlaşılmasın ama ahlaksızlığı, soygunculuğu, hırsızlığı, kabadayılığı, kendine meslek edinen kişilerin bile kendi meslekleri açısından oluşturdukları ilkeleri (rejonları) var olmaya başladı…
Ee her şeyin ilkesi var da siyasetin ilkesi yok mu?
Elbette ki siyasetin de kendi içinde ilkesi, kendine has rejonu oluştu…
Siyaset sahnesinde cereyan eden olayları yakından takip ettiğimiz zaman ilke ne demek, ilkeli olmak ne demek, çok açık ve net görmek mümkündür…
Hele de yaklaşmakta olan yerel seçimler dolayısıyla şahit olduğumuz olayları izlemeye kalkıştığımız zaman; “ilkeli olmak” teriminin ilkesizlikle yer değiştirdiğini, çok açık ve net olarak görmemiz mümkün olmaktadır…
Siyasette ilke halini alan ilkesizlik, eşine asla rastlanmayacak kadar garip ve ülkemize has bir hal almıştır…
Seçim yardımı adı altında yapılan o kadar haksız ve orantısız güç kullanımları, devletin imkânları, belediye hizmetlerinin sunumu, yardım organizasyonları öyle akıl almaz bir hal aldı ki, siyasette ilke diye bir kavramdan söz etmenin bile imkânsız bir hal aldığı günler yaşamaktayız...
Aman Allah’ım, adayların belirlenmesi, meclis üyelerinin sıralaması, millete hizmet yarışı için başkanlık yarışına girenleri(!), dönen dolapları görünce; ilkeli olmak hele de siyasette ilkeli olmanın zor bir iş olduğu kolayca anlaşılmaktadır.
Siyasette belden aşağı vurmak, bile siyasetin ilkeleri içinde yer almaya başladı. Yalan, iftira, dedikodu, çamur atmak, ne varsa her şey mubah görülmeye başlandı...
Seçim meydanlarında, bırakın çözüm üretmeyi, sıradan vaad etmeyi bile bıraktılar, seçimin eksenini; iktidar, ana muhalefet(!) arasında horoz dövüşüne dönüştürdüler.
Açık hava mitingleri siyasi partilerin genel başkanları il il geziyor. Miting alanlarına değişik il ve ilçelerden taşınarak, hatta ve hatta birer günlük ücret bile ödenerek taşınan 2 bin, 3 bin, 5 bin 10 bin kişi gerek parti temsilcilerinin ağzından gerekse yandaş medyalar tarafından öyle abartılarak söyleniyor ve yazılıyor ki akıl almaz rakamlar… Mesela Aydın’da mitinglerin yapıldığı alana insanları hiç boşluk bırakmadan istiflersen 25 bin kişi alıyor. Parti temsilcileri ve yandaş medya 30-40-50 bin kişi izledi diye yazıyor. Aydın’ın nüfusu bile 200 bine ulaşmamış. Sanki o şehirde yaşayan insanların dörtte biri o partinin genel başkanını izlemeye geldi. Beyler göz boyamaya çalışmayın, insanları kandırmayın. Dışarıdan getirdiğiniz insanları da Aydın’da oy kullanacakmış gibi hesap etmeyin. Kahvelerde yaptığınız konuşmalarda görüyoruz sizleri kaç kişinin dinlediğini. Mademki o insanlar sizi çok seviyorlar, oy verecekler, belediye başkanı yapacaklar niye gelmiyorlar kahve toplantılarınıza. Birçok kahvede yaptığınız konuşmalarda, vatandaş sizleri içi boş vaatlerinizden bıktığı için oyun oynamayı bile bırakmıyor.
Bir de adayların hazırlattıkları slaytları izliyoruz… Bakıyorum ki o slaytlarda yapacağız dedikleri şeyleri yapmaya hiç birisinin ömrü yetmez. Devlet yatırım programına alınan milyarlar harcanan projeler bile yırtılıp çöpe atılabiliyor. Hey adaylar! Başkalarının hayal gücüyle üretilmiş proje ve slaytlarla bu insanları kandırmaya çalışmayın… Biraz küçük atın da civcivler de yesin…
“Tencere, tava dibin kara, seninki benimkinden kara”
Vatandaş derdine deva, problemlerine çözüm bekleye görsün…
İlkeli olmak mı? Hak getire!
Deveye demişler “boynun niye eğri.”

O da; “nerem doğru ki” demiş…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.