Son zamanlarda Aydın ilinde güzel şeyler olmuyor…
Herkes bir şeyler olmuş…
Siyasetçi olmuş…
İdareci olmuş…
İşadamı olmuş…
Gazeteci olmuş…
Yazar olmuş…
Çizer olmuş…
Herkes kafasının estiği gibi Aydın ilini yönetmeye ve dizayn etmeye çalışıyor…
Çıkar çevrelerinin dört kelimeyi yan yana getirip bir cümle kuramayanlara gazeteci veya köşe yazarı…
Fatura kesmesini bilmeyenleri işadamı…
Kendini yönetemeyenleri de…
Koskaca Aydın ilini yönet demişler…
Ne Aydın ilini yönetenler…
Ne de bu ülkeyi yönetenler…
Her tarafı tarih fışkıran…
Deniz ve yayla turizmiyle de mükemmel olan…
Aydın ilinin yıkıntılarını bir türlü iyileştirememişler…
Bir zamanlar…
Ekonomisiyle…
Siyasetiyle…
Adından söz ettiren Aydın ili…
Neredeyse hatırlanamayacak kadar gerilemiş…
Siyasi güç erozyona uğramış…
Ekonomik güç gerilemiş…
Globalleşen dünya ekonomisine ayak uydurmak için girişimler yok…
Değişik il ve ülkelerde lobi faaliyetleri yok…
Herkes düşmüş birbirinin peşine…
Birbirini kemirmeye çalışıyor…
Kardeşim bırakın bunları…
Didişmekten vazgeçin…
Aydın ilinin gazetecileri…
Belediye başkanları…
Parti başkanları…
Bürokratları…
Oda ve diğer sivil toplum kuruluşları…
Aklıselim vatandaşları…
Bir araya geldiğinizde birbirinizi eleştirmeyi bırakın…
Kendinize, temsil ettiğini camiaya…
Aydın iline ne katkı koyabilirim diye düşünün ve bunun üzerinde sohbetler edin…
Üç günlük ömür dediğiniz dünya…
Rüzgâr gibi bir göz açıp kapamak gibi gelip geçiyor…
Bu fani dünyada kendinizi hatırlayacak dostlar edinin…
* * * * *
Kiminle gezdiğinize, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin.
Çünkü; Bülbül güle, karga çöplüğe götürür…
Eden kendisine eder.
Yapan bulur ve çeker!
Unutma!
Kazanmak koca bir ‘ömür’ ister.
Kaybetmeye ise anlık ‘gaflet’ yeter…
Hz. Mevlana