Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Mine Odabaşı
Köşe Yazarı
Mine Odabaşı
 

Hacı pullu duran

Aslen Gümüşhaneli, tam bir Karadeniz kadını, kınalı eli, gözleri kendinden sürmeli, güler yüzlü, elinde tesbihi, dilinde duası, 4 çocuk annesi, 52 torun sahibi… 04.Mayıs Cumartesi günü bizlere emek veren,  bizleri karşılıksız seven, canımız ananemiz Hacı Pullu Duran Rabbine kavuştu. Mekânı cennet olsun. Biz ondan razı olduk, Mevla’m da razı olsun. Kim derdi ki 94 yaşında. Çok zeki, akıllı, hazır cevap, esprili, hayat enerjisi yüksek, eşine bağlı, sadakatli bir kadındı. İnsan sevgisi, hayvan sevgisi bir başkaydı. Çocukları çok severdi. Çocuklar için cebinde her zaman şeker bulundururdu. Gençlerle sohbet etmeyi severdi. Nasihatleri olurdu. Etrafında hep çok sevilen pamuk nine, tatlı nineydi.  Benim allım, pullumdu. Vefatı ailesi olarak bizleri üzdüğü kadar onu tanıyan bilen genç, yaşlı, çocuk, onu seven herkesi üzdü. Çocukluğumda kucağında taşırdı beni, yanakları çok güzeldi. O zamanlarda elma yanaklım diye severdim. Manileriyle büyüdüm. Köyümüze giderdik.  Bağda, bahçede, tarlada ananemin emeği çoktur. Büyükbaş hayvanlarımızla ilgilenir, arı kovanlarımıza bakar, tandırda ekmek pişirirdi. Çok çalışkandı. Hep çalışır, çok çalışırdı. O kadar çok ağaç dikerdi ki söğüt ağaçları, meyve ağaçları köyün her yerinde emeği vardı. Eli bereketliydi. Paylaşmayı severdi. Köylümüzün düğününde, yas evinde, iyi gününde, kötü gününde yanlarında olurdu. Onunla çok güzel anılarımız var. Ninemin duasına o kadar inanırdım ki. Her sınav öncesi onu arar mutlaka duasını isterdim.  İlk ofisi açtığımda siftah paramı vermişti. Helal kazanmamı ve kazancımla hayır etmemi isterdi. Her sabah işe giderken mutlaka balkonda olur bana dua eder, el sallardı. Güç verirdi. Her sıkıntımda yanına koşar , “ninecim bana dua eder misin” derdim. Ellerimden tutardı, Sonra sıkıntılarım biter, üzüntülerim geçerdi. Kalça kemiği kırıldığında ameliyata alınmıştı. Ameliyat bitince hemşireler yanımıza gelerek “ mine” kim dedi.  Ananem ameliyat odasında hep benim ismimi söylemiş. İlk odaya alındığında elini uzatarak bana “minem”, “can aşım “elimi tut demişti. İlk defa can aşım kelimesini ondan duymuştum. Ne güzel bir kelimeydi. “Can aşım”… Her sabah uyandığımda ilk önce ananeme bakardım. Nefes alıyorsa, çok şükür derdim… Her gece uyumadan önce duamız vardı. “yattım Allah, kaldır beni, nur içine daldır beni, can bedenimden ayrılınca imanımla gönder beni". “Yattım sağıma, döndüm soluma, melekler şahit olsun dinime, imanıma” derdik. Aramızda 51 yaş fark olmasına rağmen onun gayretli kişiliğine hayrandım. Bir gün nereye gidiyorsun dediğimde, komşuya gidiyormuş, örgü için örnek alacakmış. O yaşına rağmen mini patikler örer hediye ederdi. Boncuklardan duvar süsleri yapardı. O minicik güzel gözleriyle mini boncukları tek tek sıralardı. Göz nuruyla yaptıklarını hediye ederdi. 27 Mayıs 2011 tarihinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başbakanımız Aydın iline gelmişti, mitinge gidecektim. Yaptığı boncuk işlemeyi bana uzatarak başbakanımıza ver, dualarla yaptım. Selamlarımı söyle dedi. Ben nasıl görebilirim ki dedim, binlerce insan var. Onu görüp nasıl verebilirim ki dedim. Senin neme kalmış, sen al bunu götür dedi. Bende gönlü kırılmasın diye aldım. Verebilmem mümkün değildi. Mitinge katıldım. İnanın nasıl oldu bilemiyorum. Başbakanımız konuşmasını bitirdiğinde bizim olduğumuz yere doğru geldi. O kalabalıkta ananemin selamlarını söyleyerek ananemin hediyesini verdim. Eve geldiğimde nineme anlattım. Çok mutlu olmuştu. Cumhurbaşkanımızı çok severdi. Her gün ona dualar ederdi. Her yolculuğumuzda bu yolları kim yaptı, Cumhurbaşkanımız yaptı, Allah ona uzun ömürler versin derdi. Eski günleri anlatırdı, yokluk vardı, siz bilmezsiniz derdi. Bugünlere şükür derdi. Benimde siyasette olmamı, hayırlı hizmetler yapmamı, hayır duası almamı isterdi. Ananeme nasıl bir bebek gibi bakıyorsam tüm yaşlılarımıza da bir bebek gibi bakacaktım. Ananeme söz vermiştim. Bir gün ninecim kızım olursa adını “pullu” koyabilir miyim dedim. Çok heyecanlandı, essah mı diyorsun dedi. Evet dedim. Sana öldükten sonrada dua ederim demişti. Bana parmağındaki alyans yüzüğünü çıkartıp vermişti. Benim için tüm mücevherlerden daha değerli bir hediye idi. Nur yüzlü meleğimin mekânı cennet olsun. Taziyede bulunan tüm dostlarımızdan Allah razı olsun. Hepiniz sağolun. Annanemin ruhuna fatiha okumanız temennimdir. Evinizde bir aile büyüğü, yaşlınız varsa en kıymetli hazineye sahipsiniz demektir. Sağ iken kıymetini bilmeniz dileğiyle…
Ekleme Tarihi: 11 Mayıs 2019 - Cumartesi

Hacı pullu duran

Aslen Gümüşhaneli, tam bir Karadeniz kadını, kınalı eli, gözleri kendinden sürmeli, güler yüzlü, elinde tesbihi, dilinde duası, 4 çocuk annesi, 52 torun sahibi…

04.Mayıs Cumartesi günü bizlere emek veren,  bizleri karşılıksız seven, canımız ananemiz Hacı Pullu Duran Rabbine kavuştu. Mekânı cennet olsun. Biz ondan razı olduk, Mevla’m da razı olsun.

Kim derdi ki 94 yaşında. Çok zeki, akıllı, hazır cevap, esprili, hayat enerjisi yüksek, eşine bağlı, sadakatli bir kadındı. İnsan sevgisi, hayvan sevgisi bir başkaydı. Çocukları çok severdi. Çocuklar için cebinde her zaman şeker bulundururdu. Gençlerle sohbet etmeyi severdi. Nasihatleri olurdu. Etrafında hep çok sevilen pamuk nine, tatlı nineydi.  Benim allım, pullumdu. Vefatı ailesi olarak bizleri üzdüğü kadar onu tanıyan bilen genç, yaşlı, çocuk, onu seven herkesi üzdü.

Çocukluğumda kucağında taşırdı beni, yanakları çok güzeldi. O zamanlarda elma yanaklım diye severdim. Manileriyle büyüdüm. Köyümüze giderdik.  Bağda, bahçede, tarlada ananemin emeği çoktur. Büyükbaş hayvanlarımızla ilgilenir, arı kovanlarımıza bakar, tandırda ekmek pişirirdi. Çok çalışkandı. Hep çalışır, çok çalışırdı. O kadar çok ağaç dikerdi ki söğüt ağaçları, meyve ağaçları köyün her yerinde emeği vardı. Eli bereketliydi. Paylaşmayı severdi. Köylümüzün düğününde, yas evinde, iyi gününde, kötü gününde yanlarında olurdu.

Onunla çok güzel anılarımız var. Ninemin duasına o kadar inanırdım ki. Her sınav öncesi onu arar mutlaka duasını isterdim.  İlk ofisi açtığımda siftah paramı vermişti. Helal kazanmamı ve kazancımla hayır etmemi isterdi. Her sabah işe giderken mutlaka balkonda olur bana dua eder, el sallardı. Güç verirdi. Her sıkıntımda yanına koşar , “ninecim bana dua eder misin” derdim. Ellerimden tutardı, Sonra sıkıntılarım biter, üzüntülerim geçerdi.

Kalça kemiği kırıldığında ameliyata alınmıştı. Ameliyat bitince hemşireler yanımıza gelerek “ mine” kim dedi.  Ananem ameliyat odasında hep benim ismimi söylemiş. İlk odaya alındığında elini uzatarak bana “minem”, “can aşım “elimi tut demişti. İlk defa can aşım kelimesini ondan duymuştum. Ne güzel bir kelimeydi. “Can aşım”…

Her sabah uyandığımda ilk önce ananeme bakardım. Nefes alıyorsa, çok şükür derdim…

Her gece uyumadan önce duamız vardı. “yattım Allah, kaldır beni, nur içine daldır beni, can bedenimden ayrılınca imanımla gönder beni". “Yattım sağıma, döndüm soluma, melekler şahit olsun dinime, imanıma” derdik.

Aramızda 51 yaş fark olmasına rağmen onun gayretli kişiliğine hayrandım. Bir gün nereye gidiyorsun dediğimde, komşuya gidiyormuş, örgü için örnek alacakmış. O yaşına rağmen mini patikler örer hediye ederdi. Boncuklardan duvar süsleri yapardı. O minicik güzel gözleriyle mini boncukları tek tek sıralardı. Göz nuruyla yaptıklarını hediye ederdi.

27 Mayıs 2011 tarihinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başbakanımız Aydın iline gelmişti, mitinge gidecektim. Yaptığı boncuk işlemeyi bana uzatarak başbakanımıza ver, dualarla yaptım. Selamlarımı söyle dedi. Ben nasıl görebilirim ki dedim, binlerce insan var. Onu görüp nasıl verebilirim ki dedim. Senin neme kalmış, sen al bunu götür dedi. Bende gönlü kırılmasın diye aldım. Verebilmem mümkün değildi.

Mitinge katıldım. İnanın nasıl oldu bilemiyorum. Başbakanımız konuşmasını bitirdiğinde bizim olduğumuz yere doğru geldi. O kalabalıkta ananemin selamlarını söyleyerek ananemin hediyesini verdim. Eve geldiğimde nineme anlattım. Çok mutlu olmuştu. Cumhurbaşkanımızı çok severdi. Her gün ona dualar ederdi. Her yolculuğumuzda bu yolları kim yaptı, Cumhurbaşkanımız yaptı, Allah ona uzun ömürler versin derdi. Eski günleri anlatırdı, yokluk vardı, siz bilmezsiniz derdi. Bugünlere şükür derdi.

Benimde siyasette olmamı, hayırlı hizmetler yapmamı, hayır duası almamı isterdi. Ananeme nasıl bir bebek gibi bakıyorsam tüm yaşlılarımıza da bir bebek gibi bakacaktım. Ananeme söz vermiştim.

Bir gün ninecim kızım olursa adını “pullu” koyabilir miyim dedim. Çok heyecanlandı, essah mı diyorsun dedi. Evet dedim. Sana öldükten sonrada dua ederim demişti. Bana parmağındaki alyans yüzüğünü çıkartıp vermişti. Benim için tüm mücevherlerden daha değerli bir hediye idi.

Nur yüzlü meleğimin mekânı cennet olsun.

Taziyede bulunan tüm dostlarımızdan Allah razı olsun. Hepiniz sağolun. Annanemin ruhuna fatiha okumanız temennimdir.

Evinizde bir aile büyüğü, yaşlınız varsa en kıymetli hazineye sahipsiniz demektir. Sağ iken kıymetini bilmeniz dileğiyle…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.