Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
İsmail Tezgel
Köşe Yazarı
İsmail Tezgel
 

Ülkemiz terör kıskacında yaşamak zorunda mı?

Fransız devrimi iki çocuk doğurmuştur: biri; Özgürlük (Demokrasi), diğeri; Terör. O günden bu güne kadar geçen tarihi süreç içinde terörizm, demokrasi içinde hep kendine yer edinip çeşitli biçimlerde gelişimini sürdürerek, yüzyılımızın en korkulu ve belalı olayı haline gelmiştir Terör, kavram olarak, Türkçedeki karşılığı ile “korkutma, yıldırma” ve tedhiş anlamına gelmektedir Günümüzde çokça kullanılan bir terim olmasına rağmen terörün ortak kabul görmüş bir tanımı bulunmamaktadır. Konu ile ilgili birçok tanım yapılmış, ancak uluslararası arenada ortak bir kavram üzerinde birleşilememiştir. Bunun nedeni de bir tarafın terörist ilan ettiğini, diğer tarafın özgürlük savaşçısı olarak nitelemesidir. 12.04.1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ise terörü şöyle tanımlamaktadır:  “Terör, baskı, cebir, şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyeti’nin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir.” Terörün amacı; - Öncelikle hedef alınan rejimi ve siyasi iktidarı yıpratmak, mevcut otoriteyi sarsmak. - İç ve dış kamuoyunda davalarının duyurulmasını sağlamak ve dikkatleri savundukları davanın üzerine çekmek. - Oluşturdukları tedhişle, toplumun direnme gücünü kırarak kendi davalarına karşı olumsuz duyarlılıkları ortadan kaldırmak ve kitleleri itaate zorlamak. - Kısmi güç ve otorite sağladıkları toplumda kendilerine taraftar katılımı ve kitle desteği sağlamak. Yaşlı Kızılderili çadırının önünde oturmuş, birbiriyle dalaşan iki köpeğini izlemektedir. Yanına gelen küçük torununa, "bak oğlum" der, "şu köpeklerin beyaz olanının adı İyilik, siyah olanının ise Kötülük'tür". Çocuk, köpeklerden hangisinin kazanacağını sorunca da, şöyle yanıtlar : "Ben hangisini beslersem o kazanır !.." Bugün, dün olduğu gibi, "terörizm"in ne olduğundan çok, emperyalistlerin "terörizme karşı savaş" söylemiyle neyi kastettikleri ve ne yaptıkları önemlidir. AB, ABD emperyalizmine göre, "terörizm" dünyanın herhangi bir yerinde AB, ABD emperyalizminin çıkarlarına yönelik her türlü silahlı ya da silahsız saldırıyı kapsamaktadır. Bu bağlamda, AB, ABD emperyalizminin sivil ya da askeri hedeflerine yönelik, silahlı ya da silahsız her eylem (ister bireysel, ister örgütsel, isterse kitlesel ölçekte gerçekleştirilsin) "terör"dür, "terörist eylem"dir. Bu eylemlerde "masum insanların” ya da "sivillerin” zarar görüp görmemesi gibi bir ölçü de söz konusu değildir. Emperyalistler, bizim bölgemizde yapacağı işgale Büyük Ortadoğu Projesi adını vermiştir ve Türkiye, Irak, İran ve Suriye’den toprak alarak sözde Kürdistan projesini hayata geçirmek arzusundadır. Bu arzusu uğruna sözde demokrasi getirmek için Önce Irak, şimdi Suriye, sırada Türkiye ve İran’ın olduğu görülüyor. Arap baharıyla Arap ülkelerinin çoğu dizayn edildi ,(Libya, Mısır, Yemen,…..) Irak parçalandı,Suriye iç savaşın içinde can çekişiyor, Türkiye’ye bakalım Ülkemiz tam bir terör kıskacına alındı, Diyarbakır, sur, Silopi, Cizre Şırnak, sokakları savaştaki ülkelerin sokaklarını aratmayacak hale geldi, Hergün Asker, polis, Şehit cenazeleri yürekleri dağlamakta, Dağlıca da, Iğdır da Ankara da, İstanbul da, Diyarbakır, doğu ve güney doğuda birçok ilde PKK saldırıları sonucu asker ve polis sivil vatandaş, turistler, kadınlar ve çocuklar şehit edilmiş, ocaklara ateş düşmüş kan ve gözyaşı bir birine karışmış… Türkiye, bölgesinde bir “huzur” adasıydı. Kan gölüne döndü!.. Suriye, Irak, Lübnan, Libya, Yemen, Pakistan ve Afganistan’daki terör saldırılarını, patlamaları dehşet içinde izlerken…Şimdi biz, dehşetin ortasında kaldık!.. MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, "1128 akademisyenin temsil ettiği zihniyet, hükümetin yıllarca uyguladığı PKK açılımı zihniyetidir" dedi "Kamuoyu sahte bir başkanlık tartışmasıyla meşgul edilirken, ülkemiz bir felakete doğru sürükleniyor” AK Parti iktidarının, bugün yaşanan terörün, PKK ve HDP'den sonraki baş sorumlusu olduğunu iddia eden Özdağ, "(Açılım sona ermesin) diyerek, PKK'nın kentlere silah ve bomba yığmasına müsaade eden AKP iktidarının aymazlığının bedelini şimdi halkımız ve güvenlik güçleri canlarıyla ödemektedir" görüşünü ileri sürdü. Bundan sonrası ne olur? Suriye’ye bak! Irak’a bak! Libya’ya bak! Ne olur göreceksin…
Ekleme Tarihi: 18 Ocak 2016 - Pazartesi

Ülkemiz terör kıskacında yaşamak zorunda mı?

Fransız devrimi iki çocuk doğurmuştur: biri; Özgürlük (Demokrasi), diğeri; Terör. O günden bu güne kadar geçen tarihi süreç içinde terörizm, demokrasi içinde hep kendine yer edinip çeşitli biçimlerde gelişimini sürdürerek, yüzyılımızın en korkulu ve belalı olayı haline gelmiştir

Terör, kavram olarak, Türkçedeki karşılığı ile “korkutma, yıldırma” ve tedhiş anlamına gelmektedir

Günümüzde çokça kullanılan bir terim olmasına rağmen terörün ortak kabul görmüş bir tanımı bulunmamaktadır. Konu ile ilgili birçok tanım yapılmış, ancak uluslararası arenada ortak bir kavram üzerinde birleşilememiştir.

Bunun nedeni de bir tarafın terörist ilan ettiğini, diğer tarafın özgürlük savaşçısı olarak nitelemesidir.

12.04.1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ise terörü şöyle tanımlamaktadır:

 “Terör, baskı, cebir, şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyeti’nin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir.”

Terörün amacı;

- Öncelikle hedef alınan rejimi ve siyasi iktidarı yıpratmak, mevcut otoriteyi sarsmak.

- İç ve dış kamuoyunda davalarının duyurulmasını sağlamak ve dikkatleri savundukları davanın üzerine çekmek.

- Oluşturdukları tedhişle, toplumun direnme gücünü kırarak kendi davalarına karşı olumsuz duyarlılıkları ortadan kaldırmak ve kitleleri itaate zorlamak.

- Kısmi güç ve otorite sağladıkları toplumda kendilerine taraftar katılımı ve kitle desteği sağlamak.

Yaşlı Kızılderili çadırının önünde oturmuş, birbiriyle dalaşan iki köpeğini izlemektedir. Yanına gelen küçük torununa, "bak oğlum" der, "şu köpeklerin beyaz olanının adı İyilik, siyah olanının ise Kötülük'tür". Çocuk, köpeklerden hangisinin kazanacağını sorunca da, şöyle yanıtlar : "Ben hangisini beslersem o kazanır !.."

Bugün, dün olduğu gibi, "terörizm"in ne olduğundan çok, emperyalistlerin "terörizme karşı savaş" söylemiyle neyi kastettikleri ve ne yaptıkları önemlidir.

AB, ABD emperyalizmine göre, "terörizm" dünyanın herhangi bir yerinde AB, ABD emperyalizminin çıkarlarına yönelik her türlü silahlı ya da silahsız saldırıyı kapsamaktadır. Bu bağlamda, AB, ABD emperyalizminin sivil ya da askeri hedeflerine yönelik, silahlı ya da silahsız her eylem (ister bireysel, ister örgütsel, isterse kitlesel ölçekte gerçekleştirilsin) "terör"dür, "terörist eylem"dir.

Bu eylemlerde "masum insanların” ya da "sivillerin” zarar görüp görmemesi gibi bir ölçü de söz konusu değildir.

Emperyalistler, bizim bölgemizde yapacağı işgale Büyük Ortadoğu Projesi adını vermiştir ve Türkiye, Irak, İran ve Suriye’den toprak alarak sözde Kürdistan projesini hayata geçirmek arzusundadır. Bu arzusu uğruna sözde demokrasi getirmek için Önce Irak, şimdi Suriye, sırada Türkiye ve İran’ın olduğu görülüyor.

Arap baharıyla Arap ülkelerinin çoğu dizayn edildi ,(Libya, Mısır, Yemen,…..) Irak parçalandı,Suriye iç savaşın içinde can çekişiyor, Türkiye’ye bakalım

Ülkemiz tam bir terör kıskacına alındı, Diyarbakır, sur, Silopi, Cizre Şırnak, sokakları savaştaki ülkelerin sokaklarını aratmayacak hale geldi,

Hergün Asker, polis, Şehit cenazeleri yürekleri dağlamakta, Dağlıca da, Iğdır da Ankara da, İstanbul da, Diyarbakır, doğu ve güney doğuda birçok ilde PKK saldırıları sonucu asker ve polis sivil vatandaş, turistler, kadınlar ve çocuklar şehit edilmiş, ocaklara ateş düşmüş kan ve gözyaşı bir birine karışmış…

Türkiye, bölgesinde bir “huzur” adasıydı. Kan gölüne döndü!.. Suriye, Irak, Lübnan, Libya, Yemen, Pakistan ve Afganistan’daki terör saldırılarını, patlamaları dehşet içinde izlerken…Şimdi biz, dehşetin ortasında kaldık!..

MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, "1128 akademisyenin temsil ettiği zihniyet, hükümetin yıllarca uyguladığı PKK açılımı zihniyetidir" dedi "Kamuoyu sahte bir başkanlık tartışmasıyla meşgul edilirken, ülkemiz bir felakete doğru sürükleniyor”

AK Parti iktidarının, bugün yaşanan terörün, PKK ve HDP'den sonraki baş sorumlusu olduğunu iddia eden Özdağ, "(Açılım sona ermesin) diyerek, PKK'nın kentlere silah ve bomba yığmasına müsaade eden AKP iktidarının aymazlığının bedelini şimdi halkımız ve güvenlik güçleri canlarıyla ödemektedir" görüşünü ileri sürdü.

Bundan sonrası ne olur? Suriye’ye bak! Irak’a bak! Libya’ya bak! Ne olur göreceksin…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.