Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
İsmail Tezgel
Köşe Yazarı
İsmail Tezgel
 

İçimizdeki Truva Atları

Truva Savaşı ve Truva Atı efsanesi yüzyıllardır dilden dile dolaşmakta ve Yunan halkının gururunu okşamaktadır. Efsaneye göre Akhalılar tam 9 yıl boyunca Truva kentini kuşatırlar ama bir türlü alamazlar. Birçok denemeden sonra ünlü ve başarılı komutan Odysseus‘un aklına bir gün tahta bir at yapmak gelir. Zekice yapılmış bu at içine savaşçılar yerleştirilir ve hile sayesinde Truva kenti düşürülür. Emperyalist ülkeler, ele geçirmek istediği ülkelere çeşitli algı operasyonları yapmakta, Truva atları yerleştirmekte, yavaş yavaş ülkelerin genleri ile ,gelenekleri ile oynanmakta istenilen kıvama gelince de gereğini yapmaktalar. Ünlü şair Attila İlhan vefatından bir yıl önce katıldığı televizyon programında Türkiye’nin içinde bulunduğu zor koşulları değerlendirirken aydınları eleştiriyor ve “Türk aydını dediğimiz kişi Batı’nın manevi ajanıdır, şimdi (bir kısım) aydınlar haysiyetten önce banka hesabına dikkat ediyor” diyordu. Türkiye’nin yüzde 10’luk hain kontenjanı olduğunu öne süren İlhan, aynı programda, ‘Türkiye’de basın Türk değildir’ cümlesini de kullanıyor ve bu savını şöyle temellendiriyordu: ‘Türkiye’de basın Türk değildir çünkü Türk basını Türkiye’nin çıkarlarını korumuyor. Türkiye’de özel kanallar özgür değildir çünkü özel kanallar sermaye kanalları olmuştur’ diyordu. Ülkemizde Basın yayın kuruluşları tek tipleştirilmiş özgür basın susturulmuş, susmayanlar baskı altına alınmış, TV'lerde kadrolu konuşmacılar yerleştirilmiş, algı yönetimi, yabancıların her seviyedeki istihbarat birimleri ve liderleri de dahil olmak üzere, bu ülkedeki geniş kitleleri, kendi hedefleri doğrultusunda tavır almaları ve resmi adımlar atmalarının sağlamak amacıyla, seçilmiş bilgi akışını ve somut belgeleri yönlendirerek ya da reddiyesini oluşturarak, kitlelerin hislerini, güdülenmelerini, düşünce sistemlerini etki altına almaya çalışmak için yürütülen eylemlerin tamamıdır. Toplumlar genel itibariyle yüzeysel düşünürler, fakat içlerinde derin ve aydın düşünenlerin sayısı topumdan topluma değişir. Okuma-yazma oranı, mezuniyet derecesi, sosyolojik özellikler ve ideoloji faktörü düşünen insan sayısını belirleyen unsurlardır. Özel yetiştirilen devşirme İşbirlikçiler, En tehlikelileri bunlardır. Çünkü vazifelidirler. Görevleri, bulundukları yapılanmaların istenilen yöne sevk edilebilmesi için Truva atı rolünü oynamaktır. Parasını kimden alırlarsa ona hizmet etmekteler, biat edenlerde efendilerinin isteğini yerine getirmektedirler. Sistemin efendileri, bunları kullanırken, her türlü lojistik desteği verir. Bu desteğin günümüzdeki en önemli ayağı medyadır. Televizyon, gazete ve internet gibi iletişim araçları kullanılarak, bu görevlilerin, konuşlandırıldıkları yapılanmalar içerisinde sivrilmeleri, ön plana çıkarılmaları sağlanır. Bunun için bir yığın değişik yol ve yöntemler kullanılır. Ümit Kocasakal röportajında; “Türkiye bugün emperyalizmin kuşatması altında darbe ile dikta arasında sıkıştı kaldı. Siyaset tıkandı. Türkiye Cumhuriyeti'nin arlığını tehdit eden bir iktidar sorunu var. Ama en az onun kadar önemli olan ve alternatif olamayan, yaratamayan bir muhalefet sorunu var. Bakın şu anda bu ülkede bir maskeli balo var aslında! Darbe teşebbüsünün arkasında Amerikan emperyalizmi var, bunu biliyoruz. Ama darbenin iklimini bu iktidar oluşturdu. Siz 15 yıldır iktidar olarak bu ülkenin kimyasıyla, genetiğiyle oynarsanız, Cumhuriyetin taşıyıcı kolonlarını kesmeye uğraşırsanız, akıl ve bilimi sürgüne gönderip yerine hurafeleri koyarsanız, ülkeyi ve kurumlarını tarikatlara, cemaatlere teslim ederseniz, laik, bilimsel eğitimi ortadan kaldırırsanız, ülkenin tarihine ve kurumlarına olan inancını ve güvenini sarsarsanız, BOP eş başkanlığına soyunup emperyalizm ile birlikte hareket ederseniz, bu darbe teşebbüsünün iklimini da yaratmış olursunuz. Tarikat ve cemaatler zenginlik falan değil, çağdaş bir toplumun ve cumhuriyetin temeline konulmuş, pimi de emperyalizmin elinde olan dinamitlerdir. Şimdi görüyoruz ki; gidiyor Pensilvanya, geliyor Menzilvanya! FETÖ'yü temizliyoruz derken, bunun yerine başka tarikatlara, cemaatlere yol açıyorlar ve Türkiye'yi yine aynı tehlikelere maruz bırakıyorlar. Bugün özellikle yargı içinde, milli eğitim ve sağlıkta, başka cemaat ve tarikatlara yol verildiğini görmüyor muyuz? Aptal mıyız biz? İnsanların akıllarıyla alay etmesinler. Aynı tehlikeleri tekrar yaratıyorlar. Hiç mi ders almadılar?”diyor. “Vatana ihanetin nedeni olmaz,er yada geç bedeli olur.” M. Kemal ATATÜRK uçuruma giden otobüsün içindeyiz, Otobüsü kullananlar, bu güzergahı değiştirmek yerine, uçuruma gidiyoruz diyenleri susturmakla meşguller.
Ekleme Tarihi: 11 Ekim 2016 - Salı

İçimizdeki Truva Atları

Truva Savaşı ve Truva Atı efsanesi yüzyıllardır dilden dile dolaşmakta ve Yunan halkının gururunu okşamaktadır. Efsaneye göre Akhalılar tam 9 yıl boyunca Truva kentini kuşatırlar ama bir türlü alamazlar. Birçok denemeden sonra ünlü ve başarılı komutan Odysseus‘un aklına bir gün tahta bir at yapmak gelir. Zekice yapılmış bu at içine savaşçılar yerleştirilir ve hile sayesinde Truva kenti düşürülür.

Emperyalist ülkeler, ele geçirmek istediği ülkelere çeşitli algı operasyonları yapmakta, Truva atları yerleştirmekte, yavaş yavaş ülkelerin genleri ile ,gelenekleri ile oynanmakta istenilen kıvama gelince de gereğini yapmaktalar.

Ünlü şair Attila İlhan vefatından bir yıl önce katıldığı televizyon programında Türkiye’nin içinde bulunduğu zor koşulları değerlendirirken aydınları eleştiriyor ve “Türk aydını dediğimiz kişi Batı’nın manevi ajanıdır, şimdi (bir kısım) aydınlar haysiyetten önce banka hesabına dikkat ediyor” diyordu. Türkiye’nin yüzde 10’luk hain kontenjanı olduğunu öne süren İlhan, aynı programda, ‘Türkiye’de basın Türk değildir’ cümlesini de kullanıyor ve bu savını şöyle temellendiriyordu: ‘Türkiye’de basın Türk değildir çünkü Türk basını Türkiye’nin çıkarlarını korumuyor. Türkiye’de özel kanallar özgür değildir çünkü özel kanallar sermaye kanalları olmuştur’ diyordu.

Ülkemizde Basın yayın kuruluşları tek tipleştirilmiş özgür basın susturulmuş, susmayanlar baskı altına alınmış, TV'lerde kadrolu konuşmacılar yerleştirilmiş, algı yönetimi, yabancıların her seviyedeki istihbarat birimleri ve liderleri de dahil olmak üzere, bu ülkedeki geniş kitleleri, kendi hedefleri doğrultusunda tavır almaları ve resmi adımlar atmalarının sağlamak amacıyla, seçilmiş bilgi akışını ve somut belgeleri yönlendirerek ya da reddiyesini oluşturarak, kitlelerin hislerini, güdülenmelerini, düşünce sistemlerini etki altına almaya çalışmak için yürütülen eylemlerin tamamıdır.

Toplumlar genel itibariyle yüzeysel düşünürler, fakat içlerinde derin ve aydın düşünenlerin sayısı topumdan topluma değişir. Okuma-yazma oranı, mezuniyet derecesi, sosyolojik özellikler ve ideoloji faktörü düşünen insan sayısını belirleyen unsurlardır.

Özel yetiştirilen devşirme İşbirlikçiler, En tehlikelileri bunlardır. Çünkü vazifelidirler. Görevleri, bulundukları yapılanmaların istenilen yöne sevk edilebilmesi için Truva atı rolünü oynamaktır. Parasını kimden alırlarsa ona hizmet etmekteler, biat edenlerde efendilerinin isteğini yerine getirmektedirler.

Sistemin efendileri, bunları kullanırken, her türlü lojistik desteği verir. Bu desteğin günümüzdeki en önemli ayağı medyadır. Televizyon, gazete ve internet gibi iletişim araçları kullanılarak, bu görevlilerin, konuşlandırıldıkları yapılanmalar içerisinde sivrilmeleri, ön plana çıkarılmaları sağlanır. Bunun için bir yığın değişik yol ve yöntemler kullanılır.

Ümit Kocasakal röportajında; “Türkiye bugün emperyalizmin kuşatması altında darbe ile dikta arasında sıkıştı kaldı. Siyaset tıkandı. Türkiye Cumhuriyeti'nin arlığını tehdit eden bir iktidar sorunu var. Ama en az onun kadar önemli olan ve alternatif olamayan, yaratamayan bir muhalefet sorunu var. Bakın şu anda bu ülkede bir maskeli balo var aslında! Darbe teşebbüsünün arkasında Amerikan emperyalizmi var, bunu biliyoruz. Ama darbenin iklimini bu iktidar oluşturdu.

Siz 15 yıldır iktidar olarak bu ülkenin kimyasıyla, genetiğiyle oynarsanız, Cumhuriyetin taşıyıcı kolonlarını kesmeye uğraşırsanız, akıl ve bilimi sürgüne gönderip yerine hurafeleri koyarsanız, ülkeyi ve kurumlarını tarikatlara, cemaatlere teslim ederseniz, laik, bilimsel eğitimi ortadan kaldırırsanız, ülkenin tarihine ve kurumlarına olan inancını ve güvenini sarsarsanız, BOP eş başkanlığına soyunup emperyalizm ile birlikte hareket ederseniz, bu darbe teşebbüsünün iklimini da yaratmış olursunuz.

Tarikat ve cemaatler zenginlik falan değil, çağdaş bir toplumun ve cumhuriyetin temeline konulmuş, pimi de emperyalizmin elinde olan dinamitlerdir. Şimdi görüyoruz ki; gidiyor Pensilvanya, geliyor Menzilvanya! FETÖ'yü temizliyoruz derken, bunun yerine başka tarikatlara, cemaatlere yol açıyorlar ve Türkiye'yi yine aynı tehlikelere maruz bırakıyorlar.

Bugün özellikle yargı içinde, milli eğitim ve sağlıkta, başka cemaat ve tarikatlara yol verildiğini görmüyor muyuz? Aptal mıyız biz? İnsanların akıllarıyla alay etmesinler. Aynı tehlikeleri tekrar yaratıyorlar. Hiç mi ders almadılar?”diyor.

“Vatana ihanetin nedeni olmaz,er yada geç bedeli olur.” M. Kemal ATATÜRK uçuruma giden otobüsün içindeyiz, Otobüsü kullananlar, bu güzergahı değiştirmek yerine, uçuruma gidiyoruz diyenleri susturmakla meşguller.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.