Telefonunuza aşırı bağımlı olup olmadığınızı nasıl anlarsınız? Günümüzde birçok insan, cep telefonunu en azından saatte bir kere kontrol ediyor. Ancak bazılarımız için dijital araçlar, alışıldığı şekilde mesaj ya da tweet atmak için kullanılan araçlar olmaktan çıktılar; kimliğimizin birer parçası haline geldiler ve yokluğunda bir yere gitmenin düşüncesi bile, endişe ile dolup taşmamıza sebep oluyor. Bu durum-telefon olmaması korkusu-nomofobi olarak adlandırılıyor. Cep telefonunuzu kazara evde unuttuğunuzda, belirli bir duygu seviyesini muhtemelen tecrübe etmişsinizdir; fakat nomofobikler için durum çok daha ciddidir. “Iphone’lar, benliklerimizin birer uzantısı haline gelme kapasitesine sahipler; öyle ki ayrı kaldığımızda, benliğimizde bir eksiklik ve negatif bir fizyolojik hal tecrübe ediyoruz” diyor Florida Devlet Üniversitesinden yardımcı Profesör Russell Clayton. İlişki bağımlılığını ölçmek adına, Iowa Devlet Üniversitesinden araştırmacılar 9 öğrenci ile akıllı telefon deneyimleri hakkında röportaj yaparak verdikleri yanıtlar ekseninde bir anket geliştirip 301 öğrenci üzerinde uyguladılar. Araştırmaları süresince, nomofobiyi 4 özellik çerçevesinde sınıflandırdılar: Bağlanabilirliği kaybetme korkusu, iletişim kuramama, bilgiye erişememe ve rahatlıktan. ÖNCE KABULLENİN Bu konuda atabileceğiniz ilk adım; önce böyle bir probleminiz olduğunu kabul etmek ve kendinize gün içinde mutlaka 'cep telefonsuz' zamanlar yaratmak. Hepimizin biraz hafiflemeye ihtiyacı var. Ben mesela 'akıllı'yı ve 'telefon'u çok güzel birbirinden ayırabiliyorum. Telefonum yoksa yakınlarımla irtibatta olamamak beni huzursuzlaştırıyor. Ama 'akıllı' kısmından bir süreliğine uzak kalmak, beni rahatsız etmiyor; tam tersine hayatıma bir dinginlik getiriyor.