Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
İsmail Tezgel
Köşe Yazarı
İsmail Tezgel
 

Tek Sorunumuz “Başkanlık” mı?

Rus uçağını düşürmüşüz Rusya ile savaşın eşiğine gelmişiz, Rusya pişman olacaksınız diyor. Doğalgazı kesmekle tehdit ediyor, Yetkililer ne olacak tezek yakarız diye açıklamalarda bulunuyorlar. İhracat durmuş, oteller boş, üretici ve turizmci kan ağlıyor. Tonlarca sebze, meyve Rusya’dan geri çevriliyor. Rusya’da çalışan işçiler işten çıkarılıyor, işverenler gözaltına alınıyor… Suriye’nin içişlerine burnumuzu sokmuşuz, bir türlü çıkaramıyoruz, Irak, İran, Libya, Çin İsrail bastırıyor… IŞİD belası, PKK/PYD sınır komşumuz olmuş, Başkent’in göbeğinde canlı bombalar kendini patlatıyor, ortalık kan revan içinde, IŞİD petrolü konusunda zan altındayız, inandırıcılığımızı kaybetmişiz. Kendi ülkemizin ilçelerine giremiyoruz. Diyarbakır Baro Başkanı öldürülüyor delil toplayamıyoruz! Hiçbir sorunumuz yokmuş, eğitim, sağlık, güvenlik, sorunumuz yok, işsizlik sorunu kökten çözülmüş, emeklilerin hiçbir sorunu yok emekli maaşları dünyadaki emeklilerle aynı düzeye gelmiş, çalışanların sorunları çözülmüş, Vaatler, reformlar gerçekleşmiş… vb. hiçbir sorun kalmamış gibi… Tek derdimiz başkanlık; “Komşularımızla sıfır sorun” derken, önceki gün Tayyip Bey açıkladı: “Üç tarafı denizle, dört tarafı düşmanla çevrili ülkeyiz” dedi Ortadoğu da yer alan bazı İslam ülkeleri var. Bunları şeyhler, krallar, emirler yönetiyor. Bunların tamamı diktatörlük. Bu ülkelerin tamamı ABD’nin ve emperyalist ülkelerin güdümünde oldukları herkes tarafından bilinmektedir. R.T. Erdoğan; son Katar gezisinden dönerken Lafı döndürüp dolaştırıp yine başkanlık sistemine getirdi. En önemli cümlesi bence şu idi: “Devlette çift başlılık kalkmalı!” Şu anda zaten fiili başkanlık sistemi yok mu? Bütün işleri zaten Tayyip yürütülmüyor mu?  “Şimdi yakındığınız bu çift başlılık eğer varsa, acaba kim yaratıyor? Siz mi, başbakanınız mı, ya da partiniz mi? Sorumlusu kimdir?” 1924 Anayasa tasarısı Meclis’te görüşülürken, tasarıda Cumhurbaşkanı Atatürk’e gerektiğinde hükümetin görüşünü aldıktan sonra Meclis’i feshederek, seçimleri yenileme yetkisi verilmek isteniyordu. Bu teklife özellikle iki genç milletvekili Mahmut Esat Bozkurt ve Şükrü Saracoğlu kürsüden açıkça karşı çıktılar. Mahmut Esat Bozkurt bu maddenin “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine aykırı olduğunu sert biçimde belirtir. Ve meclis bu yetkiyi Atatürk’e vermedi reddetti. Ne yaptı Mustafa Kemal? Kızıp da askerleri ile Meclisi mi dağıttı? Elebaşlarını mı tutuklattı? Hayır!.. Kişiliklerini ve birikimlerini kanıtlamış olan, Bozkurt ve Saracoğlu'na saygı duydu... Ve onları bakan yaptı. Başkanlık sistemi yalnız ABD’de demokratik ilkelerle yürütülebiliyor. Ancak bu sistem Latin Amerika, Afrika, Asya ve Filipinlerde diktatörlük rejimlerine dönüştü. AKP’nin bu Anayasa tasarısı açık ve net bir biçimde bir sistem değişikliği değil, Türkiye’de “rejim değişikliği” tasarısı olduğu uzmanlarca söylenmektedir. Yeni Anayasa yapmaya soyunanlar Yeni Türkiye diyor, “Başka Türkiye” istiyorlar. Çözüm süreci diye ülkenin bir bölümünde özyönetim - özerklik ilanları yaşanmıyor mu? Bunlar bölge meclisleri için başkanlık rejimi isteyenlerle mutabakata vardıkları anlaşılmıyor mu? “Parlamenter demokrasi” yerine “tek adam” sistemini resmileştirmenin demokrasi olmadığını, bunu savunanlar bizim kadar iyi bildikleri bir gerçektir. Çağdaş demokrasilerde “lidere göre sistem” değiştirilmez…“Sisteme göre lider çıkartılır…” Türkiye Cumhuriyeti demokratik laik ve sosyal hukuk devleti olarak sonsuza kadar yaşatılmalıdır.
Ekleme Tarihi: 08 Aralık 2015 - Salı

Tek Sorunumuz “Başkanlık” mı?

Rus uçağını düşürmüşüz Rusya ile savaşın eşiğine gelmişiz, Rusya pişman olacaksınız diyor. Doğalgazı kesmekle tehdit ediyor, Yetkililer ne olacak tezek yakarız diye açıklamalarda bulunuyorlar.

İhracat durmuş, oteller boş, üretici ve turizmci kan ağlıyor. Tonlarca sebze, meyve Rusya’dan geri çevriliyor. Rusya’da çalışan işçiler işten çıkarılıyor, işverenler gözaltına alınıyor…

Suriye’nin içişlerine burnumuzu sokmuşuz, bir türlü çıkaramıyoruz, Irak, İran, Libya, Çin İsrail bastırıyor…

IŞİD belası, PKK/PYD sınır komşumuz olmuş, Başkent’in göbeğinde canlı bombalar kendini patlatıyor, ortalık kan revan içinde, IŞİD petrolü konusunda zan altındayız, inandırıcılığımızı kaybetmişiz.

Kendi ülkemizin ilçelerine giremiyoruz. Diyarbakır Baro Başkanı öldürülüyor delil toplayamıyoruz!

Hiçbir sorunumuz yokmuş, eğitim, sağlık, güvenlik, sorunumuz yok, işsizlik sorunu kökten çözülmüş, emeklilerin hiçbir sorunu yok emekli maaşları dünyadaki emeklilerle aynı düzeye gelmiş, çalışanların sorunları çözülmüş, Vaatler, reformlar gerçekleşmiş… vb. hiçbir sorun kalmamış gibi…

Tek derdimiz başkanlık; “Komşularımızla sıfır sorun” derken, önceki gün Tayyip Bey açıkladı: “Üç tarafı denizle, dört tarafı düşmanla çevrili ülkeyiz” dedi

Ortadoğu da yer alan bazı İslam ülkeleri var. Bunları şeyhler, krallar, emirler yönetiyor. Bunların tamamı diktatörlük. Bu ülkelerin tamamı ABD’nin ve emperyalist ülkelerin güdümünde oldukları herkes tarafından bilinmektedir.

R.T. Erdoğan; son Katar gezisinden dönerken Lafı döndürüp dolaştırıp yine başkanlık sistemine getirdi. En önemli cümlesi bence şu idi: “Devlette çift başlılık kalkmalı!”

Şu anda zaten fiili başkanlık sistemi yok mu? Bütün işleri zaten Tayyip yürütülmüyor mu?

 “Şimdi yakındığınız bu çift başlılık eğer varsa, acaba kim yaratıyor? Siz mi, başbakanınız mı, ya da partiniz mi? Sorumlusu kimdir?”

1924 Anayasa tasarısı Meclis’te görüşülürken, tasarıda Cumhurbaşkanı Atatürk’e gerektiğinde hükümetin görüşünü aldıktan sonra Meclis’i feshederek, seçimleri yenileme yetkisi verilmek isteniyordu.

Bu teklife özellikle iki genç milletvekili Mahmut Esat Bozkurt ve Şükrü Saracoğlu kürsüden açıkça karşı çıktılar.

Mahmut Esat Bozkurt bu maddenin “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine aykırı olduğunu sert biçimde belirtir. Ve meclis bu yetkiyi Atatürk’e vermedi reddetti.

Ne yaptı Mustafa Kemal? Kızıp da askerleri ile Meclisi mi dağıttı? Elebaşlarını mı tutuklattı?

Hayır!.. Kişiliklerini ve birikimlerini kanıtlamış olan, Bozkurt ve Saracoğlu'na saygı duydu... Ve onları bakan yaptı.

Başkanlık sistemi yalnız ABD’de demokratik ilkelerle yürütülebiliyor. Ancak bu sistem Latin Amerika, Afrika, Asya ve Filipinlerde diktatörlük rejimlerine dönüştü.

AKP’nin bu Anayasa tasarısı açık ve net bir biçimde bir sistem değişikliği değil, Türkiye’de “rejim değişikliği” tasarısı olduğu uzmanlarca söylenmektedir.

Yeni Anayasa yapmaya soyunanlar Yeni Türkiye diyor, “Başka Türkiye” istiyorlar. Çözüm süreci diye ülkenin bir bölümünde özyönetim - özerklik ilanları yaşanmıyor mu? Bunlar bölge meclisleri için başkanlık rejimi isteyenlerle mutabakata vardıkları anlaşılmıyor mu?

“Parlamenter demokrasi” yerine “tek adam” sistemini resmileştirmenin demokrasi olmadığını, bunu savunanlar bizim kadar iyi bildikleri bir gerçektir.

Çağdaş demokrasilerde “lidere göre sistem” değiştirilmez…“Sisteme göre lider çıkartılır…” Türkiye Cumhuriyeti demokratik laik ve sosyal hukuk devleti olarak sonsuza kadar yaşatılmalıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.