Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Süleyman Çokay
Köşe Yazarı
Süleyman Çokay
 

Doğum tarihiniz 1944 - 1968 arası mı?

"BB (Baby Boomer) kuşağı dediğimiz 1944-1968 doğumlu insanların; – Delinen pantolonlarına yama vurmaları, – Yıpranan-yırtılan giysilerini onarmaları, – Sökülen ayakkabılarını dikmeleri ve köșgerde pençe vurdurmaları, – Patlayan futbol topunu sağlamlaştırmaları, _ Çabuk kirlenen ve bu sebeple sık sık yıkanan ve çabuk eskiyen gömlek yaka ve kollarını ters-yüz ettirmeleri, – Bozulan radyoyu tamir ettirmeleri, sırf yoksulluktan değildi. Sadece tutumluluktan da değildi. Onlar bunları yapmakla, kendinden sonraki nesile çok önemli bir mesaj veriyorlardı. Onlara; – Eşleriyle araları açıldığında, alternatiflere yönelmeden aralarını düzeltmelerinin mümkün olduğuna, – Çocuklarıyla aralarına kara kediler girdiğinde bu durumun vakit geçirmeden telafi edilmesinin gerekliliğine, – Arkadaşlarıyla, komşularıyla, dostlarıyla bağları koptuğunda; yenilerini aramakla vakit kaybetmeyip, aralarındaki bağları tekrardan kuvvetlendirmenin kaçınılmaz olduğuna müthiş bir örnek olması için, onların böyle bir yetenek geliştirmeleri için onlara “prototip” yani örnek olmaya da çalışıyorlardı. Yani bir yandan yeni neslin; – Onarıcı, – Telafi edici, – Tamir edici, – “Arabulucu” özellik kazanmasına önayak oluyorlardı. Onların bu çabalarının “çaresizlikten”, yokluktan, fakirlikten, cimrilikten ileri geldiğini düşünen 1968-2000 kuşağı olan “X” ve “Y” nesli, bu sinyali alamadı. “Z” jenerasyonu da bu atıcı, değiştirici, vazgeçmeye hazır, çabuk sıkılan neslin özeti olarak hayata girdiler. Bu nedenle yeni kuşak nesil; - Aşırı alıngan, - Aşırı özgürlükçü, - Kendisinin ne kadar verdiğini değil de, ne kadar aldığını önemseyen, – Eşiyle bozuştuğunda, – Arkadaşıyla atıştığında, – Komşusuyla kavga ettiğinde, ortamı yumuşatmayı, aralarını düzeltmeyi, barışabilmeyi düşünemediğinden, beceremediğinden onları “değiştirmeyi” seçmek gibi stratejik bir hatanın içine düşebiliyor. Söz gelimi; – Bana arkadaş mı yok? – Başka komşu mu yok sanki. – Hiç dert değil, elimi sallasam ellisi. – Küserse küssün gibi “sanal efelik” taslayarak fıtratını bozabilmektedir. Bu nedenle önceki kuşak onlar için “Nereden türedi bu nesil?” diyerek hayretini ifade etmek zorunda kalabiliyor. Yani onların beceriksizliğine vurgu yapıyor. Sonuç olarak; “Tamirciliği” unutan yeni kuşağı gelecekte zor günler bekliyor. Yukarıda yazılanlar doğru olabilir mi acaba? Yoksa haksızlık mı yapılıyor y ve z kuşağına? Haftaya konuşalım…
Ekleme Tarihi: 26 Kasım 2018 - Pazartesi

Doğum tarihiniz 1944 - 1968 arası mı?

"BB (Baby Boomer) kuşağı dediğimiz 1944-1968 doğumlu insanların; – Delinen pantolonlarına yama vurmaları, – Yıpranan-yırtılan giysilerini onarmaları, – Sökülen ayakkabılarını dikmeleri ve köșgerde pençe vurdurmaları, – Patlayan futbol topunu sağlamlaştırmaları, _ Çabuk kirlenen ve bu sebeple sık sık yıkanan ve çabuk eskiyen gömlek yaka ve kollarını ters-yüz ettirmeleri, – Bozulan radyoyu tamir ettirmeleri, sırf yoksulluktan değildi. Sadece tutumluluktan da değildi.

Onlar bunları yapmakla, kendinden sonraki nesile çok önemli bir mesaj veriyorlardı. Onlara; – Eşleriyle araları açıldığında, alternatiflere yönelmeden aralarını düzeltmelerinin mümkün olduğuna, – Çocuklarıyla aralarına kara kediler girdiğinde bu durumun vakit geçirmeden telafi edilmesinin gerekliliğine, – Arkadaşlarıyla, komşularıyla, dostlarıyla bağları koptuğunda; yenilerini aramakla vakit kaybetmeyip, aralarındaki bağları tekrardan kuvvetlendirmenin kaçınılmaz olduğuna müthiş bir örnek olması için, onların böyle bir yetenek geliştirmeleri için onlara “prototip” yani örnek olmaya da çalışıyorlardı.

Yani bir yandan yeni neslin; – Onarıcı, – Telafi edici, – Tamir edici, – “Arabulucu” özellik kazanmasına önayak oluyorlardı.

Onların bu çabalarının “çaresizlikten”, yokluktan, fakirlikten, cimrilikten ileri geldiğini düşünen 1968-2000 kuşağı olan “X” ve “Y” nesli, bu sinyali alamadı. “Z” jenerasyonu da bu atıcı, değiştirici, vazgeçmeye hazır, çabuk sıkılan neslin özeti olarak hayata girdiler.

Bu nedenle yeni kuşak nesil; - Aşırı alıngan, - Aşırı özgürlükçü, - Kendisinin ne kadar verdiğini değil de, ne kadar aldığını önemseyen, – Eşiyle bozuştuğunda, – Arkadaşıyla atıştığında, – Komşusuyla kavga ettiğinde, ortamı yumuşatmayı, aralarını düzeltmeyi, barışabilmeyi düşünemediğinden, beceremediğinden onları “değiştirmeyi” seçmek gibi stratejik bir hatanın içine düşebiliyor.

Söz gelimi; – Bana arkadaş mı yok? – Başka komşu mu yok sanki.

– Hiç dert değil, elimi sallasam ellisi. – Küserse küssün gibi “sanal efelik” taslayarak fıtratını bozabilmektedir.

Bu nedenle önceki kuşak onlar için “Nereden türedi bu nesil?” diyerek hayretini ifade etmek zorunda kalabiliyor. Yani onların beceriksizliğine vurgu yapıyor.

Sonuç olarak; “Tamirciliği” unutan yeni kuşağı gelecekte zor günler bekliyor.

Yukarıda yazılanlar doğru olabilir mi acaba? Yoksa haksızlık mı yapılıyor y ve z kuşağına?

Haftaya konuşalım…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.