Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Salih Demir
Köşe Yazarı
Salih Demir
 

Didim’de Pek Çok Şey Şaka Gibi

Geçenlerde Süryanilerle ilgili Didim gazetelerinden birindeki yazıyı, Aydın’daki bir gazete şöyle yorumlamış: “Bu bir öykü mü, yoksa gerçekten de Didim bu hale mi geldi?” Aslında bu yorumu “Didim ne hale geldi” şeklinde değiştirmek hiç de yanlış olmaz. Sahiden de Didim ne hale geldi? En kötüsü ve insanı ürküten şey:  Didim’de hiçbir şeyin güzel olmayacağı, olamayacağı, güzel şeylere hasret kalacağımız yönünde oluşan yaygın kanı… Didim’in şimdisi ve geleceği hakkında kimse iyimser değil ne yazık ki. Olumsuzluklar karşısında Didim’de pek çok şey şaka gibi diyenlere iyimser gözüyle bakılıyor. Burada kimseye bir şey sorulduğu yok. Halkın ciddiye alındığı yok. Tepkilere aldırış eden yok.. Belediye başkanı sanki belediye başkanı değil KASABA ŞERİFİ. Astığı astık, kestiği kestik. Kasaba şerifinden farkı bir atı eksik, bir de rozeti… Fazlası var ama. Yoksul Didim halkının paralarıyla kendisini Didim halkına karşı korutmak için dışarıdan getirttiği korumaları... Derin devlet tarafından görevlendirildiği ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde karanlık işler çevirmiş olduğu söylentisi ayyuka çıkan başkan danışmanı ve belediye kültür müdürü etek işleri yüzünden görevinden uzaklaştırılmış. İyi de olmuş, çünkü burnumuzu tutarak geziyorduk. Ama yerine gelen kültür müdürü evlere şenlik… Tabi ki Cin Ali serisini zor tamamlamış insanların kültür müdürü bu yapıya uygun olmalıydı…  Allahtan belediyenin dışında kaliteli etkinlik yapan kişiler, oluşumlar var da bu açığımızı kapatıyor, fazla rezil olmuyoruz… Neyse Didimliler de daha iyi bir şey istemiyor zaten…Kel başa şimşir tarak… Aslını sorarsanız ben yoruldum. Bu yazının sebebi biraz da bu! Belediye yönetimi veya halkı gözlediğimde “Yüreklerin kulakları sağır” demekten kendimi alamıyorum artık. Bu beni çok yordu. Başıma gelmeyen de kalmadı ayrıca.  İş yerim bile basıldı. Yapılan haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında ortaya koyduğum itirazlarla ilgili “sen nasıl böyle konuşabiliyorsun” dan başlayan tehditlerin haddi hesabı yok. Gözdağı üstüne gözdağı… Hoş iplemedim hiçbirini ama, yoruldum. Her yaptığım Didim’de bir şeyleri yoluna sokmak için gösterdiğim duyarlılıktı. Didim’e ve yıllardır üyesi olduğum partime dair sorumluluktu. Buralar kötü yönetilmesin, geleceği çalınmasın, Didim bir rant merkezine, haramilerin cirit attığı bir meydana dönüşmesin diye gösterdiğim çabaydı.  Bir vatandaş tavrıydı. Didim talan edilecekmiş; Didim, 5 yıldızlı öteler mezarlığına dönüşecekmiş bunlara karşı ne yapabilirim ki tek başıma? Üçüncü Koy, Manastır Koyu birilerine ne uğruna peşkeş çekildi henüz bilen yok… Belediye başkanı, aklı başında ve uzman kişilerce uyarıldığı halde buralar yakında halka kapalı, 5 yıldızlı otellerin kapladığı alan haline gelecek. Demek ki para her şeyden tatlı. Nasıl önüne geçilebilir?  Kadrolar belli. Belediye içinde ve dışında bazı kişi ve kurumların ortaya koyduğu tavra bakıyorsun. Koca dağ fare doğurdu demekten kendini alamıyorsun.  Öyle birimlerin başına öyleleri yerleştirilmiş ki ağzın açık kalmaması imkansız… Yani bir yerde fareler darı ambarına bekçi olmuşsa, sür eşeğini Niğde’ye demekten başka çare de yok. Laf aramızda bir yıldan fazla bir süre içinde rantçıların daha örgütlü olduğunu kavradım. CHP ta tepe noktalardaki bazı adamları vasıtası ile buraları nasıl kontrol ediyormuş onu anladım.  Adamlar burdaki belediyeyi de, CHP ilçe örgütünü de istediği gibi biçimlemişler. CHP İlçe başkanlığına layık görülmeyen Hüseyin Yıldız milletvekilliği sıralamasında Didim’den birinci, Aydın genelinde 2. oldu… Halkın geç kalmış tepkisiydi bu. Gerçi önseçim de şaibeli ya! Bana kalırsa ona da hile karıştırıldı.. 1-2-3. Sırada belirlenen milletvekili adaylarının önüne Aydınlıların büyük tepkisini çeken adamlarda birini kontenjan adayı koydular… 1.sıra olan 2’ye, 2. Sıra olan 3’e düştü. Hüseyin Yıldız’ın da işi kolay değil artık.  Ne yapabilir ki? Doğup büyüdüğüm Çorum’da söylenen bir söz var: Elle gelen düğün bayram… Yeni öğrendiğim bir şey daha var: Hiç şaşırmadım. Mevcut belediye yönetiminin ve ilçe yönetiminin işine gelmediği için CHP Didim Gençlik kolları başkanı değiştiriliyormuş. Yerine ülkücü bir adayın ismi geçiyor. Belediye Başkanının isteği bu yöndeymiş.  Herkes kendine yakın adamla çalışmak ister. Haksızlık sayılmaz. Ama asıl tuhaf olan ilçe başkanının durumu. Benim o güzel hemşerim bulunduğu yeri bostana mı benzetti ne? Bir türlü anlamış değilim. Ülkenin durumu zaten malum! Gene de İsmet İnönü’nün şu sözün gece gündüz düşünmemiz ve kendimizi bu anlamda sorgulamamız gerekecek: "Namuslu insanlar, namussuzlar kadar cesur olmadıkça başarılı olamayız.” Belki de bulunduğumuz yerden başlayarak, bütün bir ülke satında bir seferberlik hareketi başlatmak gerekecek. Ne dersiniz?
Ekleme Tarihi: 07 Mayıs 2015 - Perşembe

Didim’de Pek Çok Şey Şaka Gibi

Geçenlerde Süryanilerle ilgili Didim gazetelerinden birindeki yazıyı, Aydın’daki bir gazete şöyle yorumlamış: “Bu bir öykü mü, yoksa gerçekten de Didim bu hale mi geldi?”

Aslında bu yorumu “Didim ne hale geldi” şeklinde değiştirmek hiç de yanlış olmaz. Sahiden de Didim ne hale geldi? En kötüsü ve insanı ürküten şey:  Didim’de hiçbir şeyin güzel olmayacağı, olamayacağı, güzel şeylere hasret kalacağımız yönünde oluşan yaygın kanı…

Didim’in şimdisi ve geleceği hakkında kimse iyimser değil ne yazık ki. Olumsuzluklar karşısında Didim’de pek çok şey şaka gibi diyenlere iyimser gözüyle bakılıyor. Burada kimseye bir şey sorulduğu yok. Halkın ciddiye alındığı yok. Tepkilere aldırış eden yok.. Belediye başkanı sanki belediye başkanı değil KASABA ŞERİFİ. Astığı astık, kestiği kestik. Kasaba şerifinden farkı bir atı eksik, bir de rozeti… Fazlası var ama. Yoksul Didim halkının paralarıyla kendisini Didim halkına karşı korutmak için dışarıdan getirttiği korumaları...

Derin devlet tarafından görevlendirildiği ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde karanlık işler çevirmiş olduğu söylentisi ayyuka çıkan başkan danışmanı ve belediye kültür müdürü etek işleri yüzünden görevinden uzaklaştırılmış. İyi de olmuş, çünkü burnumuzu tutarak geziyorduk. Ama yerine gelen kültür müdürü evlere şenlik… Tabi ki Cin Ali serisini zor tamamlamış insanların kültür müdürü bu yapıya uygun olmalıydı…  Allahtan belediyenin dışında kaliteli etkinlik yapan kişiler, oluşumlar var da bu açığımızı kapatıyor, fazla rezil olmuyoruz… Neyse Didimliler de daha iyi bir şey istemiyor zaten…Kel başa şimşir tarak…

Aslını sorarsanız ben yoruldum. Bu yazının sebebi biraz da bu! Belediye yönetimi veya halkı gözlediğimde “Yüreklerin kulakları sağır” demekten kendimi alamıyorum artık. Bu beni çok yordu. Başıma gelmeyen de kalmadı ayrıca.  İş yerim bile basıldı. Yapılan haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında ortaya koyduğum itirazlarla ilgili “sen nasıl böyle konuşabiliyorsun” dan başlayan tehditlerin haddi hesabı yok. Gözdağı üstüne gözdağı… Hoş iplemedim hiçbirini ama, yoruldum.

Her yaptığım Didim’de bir şeyleri yoluna sokmak için gösterdiğim duyarlılıktı. Didim’e ve yıllardır üyesi olduğum partime dair sorumluluktu. Buralar kötü yönetilmesin, geleceği çalınmasın, Didim bir rant merkezine, haramilerin cirit attığı bir meydana dönüşmesin diye gösterdiğim çabaydı.  Bir vatandaş tavrıydı. Didim talan edilecekmiş; Didim, 5 yıldızlı öteler mezarlığına dönüşecekmiş bunlara karşı ne yapabilirim ki tek başıma?

Üçüncü Koy, Manastır Koyu birilerine ne uğruna peşkeş çekildi henüz bilen yok… Belediye başkanı, aklı başında ve uzman kişilerce uyarıldığı halde buralar yakında halka kapalı, 5 yıldızlı otellerin kapladığı alan haline gelecek. Demek ki para her şeyden tatlı. Nasıl önüne geçilebilir?  Kadrolar belli. Belediye içinde ve dışında bazı kişi ve kurumların ortaya koyduğu tavra bakıyorsun. Koca dağ fare doğurdu demekten kendini alamıyorsun.  Öyle birimlerin başına öyleleri yerleştirilmiş ki ağzın açık kalmaması imkansız… Yani bir yerde fareler darı ambarına bekçi olmuşsa, sür eşeğini Niğde’ye demekten başka çare de yok.

Laf aramızda bir yıldan fazla bir süre içinde rantçıların daha örgütlü olduğunu kavradım. CHP ta tepe noktalardaki bazı adamları vasıtası ile buraları nasıl kontrol ediyormuş onu anladım.  Adamlar burdaki belediyeyi de, CHP ilçe örgütünü de istediği gibi biçimlemişler. CHP İlçe başkanlığına layık görülmeyen Hüseyin Yıldız milletvekilliği sıralamasında Didim’den birinci, Aydın genelinde 2. oldu… Halkın geç kalmış tepkisiydi bu. Gerçi önseçim de şaibeli ya! Bana kalırsa ona da hile karıştırıldı.. 1-2-3. Sırada belirlenen milletvekili adaylarının önüne Aydınlıların büyük tepkisini çeken adamlarda birini kontenjan adayı koydular… 1.sıra olan 2’ye, 2. Sıra olan 3’e düştü. Hüseyin Yıldız’ın da işi kolay değil artık.  Ne yapabilir ki? Doğup büyüdüğüm Çorum’da söylenen bir söz var: Elle gelen düğün bayram…

Yeni öğrendiğim bir şey daha var: Hiç şaşırmadım. Mevcut belediye yönetiminin ve ilçe yönetiminin işine gelmediği için CHP Didim Gençlik kolları başkanı değiştiriliyormuş. Yerine ülkücü bir adayın ismi geçiyor. Belediye Başkanının isteği bu yöndeymiş.  Herkes kendine yakın adamla çalışmak ister. Haksızlık sayılmaz. Ama asıl tuhaf olan ilçe başkanının durumu. Benim o güzel hemşerim bulunduğu yeri bostana mı benzetti ne? Bir türlü anlamış değilim.

Ülkenin durumu zaten malum! Gene de İsmet İnönü’nün şu sözün gece gündüz düşünmemiz ve kendimizi bu anlamda sorgulamamız gerekecek: "Namuslu insanlar, namussuzlar kadar cesur olmadıkça başarılı olamayız.” Belki de bulunduğumuz yerden başlayarak, bütün bir ülke satında bir seferberlik hareketi başlatmak gerekecek. Ne dersiniz?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.