Yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde; Terör devam ediyor, asker polis şehit haberleri gelmeye devam ediyor. Ülkenin bir bölümünde can güvenliği kalmamış, komşularımızla sorunlarımız çığ gibi büyüyor. İğneden ipliğe her şeye zam yağmur gibi yağmaya devam ediyor. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk devam ediyor. Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK), HDP, PKK 14 maddelik özerklik açıklaması yapıyor. “Talep edilen sözde ‘demokratik özerklik’ veya ‘özyönetim’, açıkça ülkenin bölünmesini istemek ve bu yönde bir kalkışma çağrısıdır. Cumhuriyet’e karşı bu kalkışma ve meydan okumadır.”   Ayrılık deklarasyonu anlamında dile getirilen bu talepler emperyalizm destekli bir etnik kalkışma ve ayaklanmanın ulaştığı aşamayı göstermektedir. 30 Mart 2013 tarihinde Başbakan olan Tayyip Erdoğan’ın yaptığı şu açıklamayı; “Dünyada gelişmiş ülkelere bakarsanız bunların hiçbirinde eyalet korkusu diye bir şey yok. Tam aksine, eyalet yapılanmaları o güçlü ülkelerde çok daha süratle kalkınmayı getiriyor. Bu güçlenme alametidir. Gelin bizim tarihimize, Osmanlı’ya baktığımız zaman Lazistan eyaleti, Kürdistan eyaleti var. Güçlü Türkiye asla eyalet sisteminden korkmamalıdır. Siz eyalet sisteminde de üniter yapıyı muhafaza edebilirsiniz. Belediye başkanlarını seçiyoruz da valileri niye halk seçmesin?” bir kez daha hatırlarsak Demokratik Toplum Kongresi de aynı şeyleri söylüyor. Acaba AKP ve DTK /HDP/ PKK arasında gizli bir anlaşma mı var? Türkiye de bunlar olup biterken Tek sorun Yeni anayasa, gündem yine Başkanlık. Tayyip Bey bu ülkede 12 yıl başbakanlık yaptı, ama Cumhurbaşkanı olana kadar bu başkanlık konusunu her gün gündemde tuttuğunu görmedik… Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda; Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. İfadesi ile tanımlanan Anayasa 177 maddeden oluşuyor. 18 kez değişikliğe uğramış 112 maddesi değiştirilmiştir. Yanlış olan eksik olan madde varsa değiştirile bilir. Ancak burada AKP’nin Yeni anayasadan ne istediklerini net olarak dile getirmiyorlar. Aslında fiili duruma kılıf bulmaya çalışıyorlar yasal hale getirmeye çalışıyorlar. Başkanlıkla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hitler Almanya’sını örnek gösterdi. Erdoğan, "Üniter sistemli başkanlık baktığımızda var. Hitler Almanya’sına baktığımızda da bunu görürsünüz. Başka ülkelerde de görürsünüz" diye konuştu. Evet, Hitler oyla seçildi, bir diktatör oldu, binlerce insanın ölümüne neden oldu, ikinci dünya savaşını çıkardı, Hitler Almanya’sı topraklarının yarısını kaybetti. İkiye bölündü. İşgal edildi. Parçalandı. Unutmayalım, sistemler onu uygulayan kişiler ve toplumlara göre biçimlenirler. Burada belirleyici öğe demokrasi kültürü ve deneyimidir. Eflatun ( i:ö: 4. Yüzyıl), ’Demokrasi, bir halk eğitimi sorunudur. Halkın eğitimi zayıflayınca demokrasi oligarşiye dönüşür. Eğitim, nitelikli öğretmenlerle verilmelidir” Kanadoğlu, RTE’nın başkanlık tartışması için: “Yasama sizin elinizde yürütme zaten sizin. Yargıyı da size bağlamışsınız. Başkanlık sisteminin şartı olan kuvvetler ayrılığı daha şimdiden zaten yok. Yargı bağımsız değil. Yürütme belli. Bunu daha da güçlendirme yoluna gidiyorsunuz. Ortaya çıkacak olan rejim demokratik bir siyasal sistem değil. Totaliter bir rejim olacaktır ”dedi CHP ve MHP, samimi olmayan AKP ile böyle bir Anayasa yapma girişimine girmesi doğru olmayacağı açıktır. 2010 anayasa değişiklikleri ve uygulama ortada.