Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

BURASI TÜRKİYE…

Bu yarım cümleyi kullanan, ardından gelecek olan konuşmasına mutlaka olumsuz bir anlatıyla devam edecektir. Burası Türkiye… yani burası, tüm olumsuzlukların, kanunsuzlukların yaşandığı, rüşvetin, torpilin alabildiğine görüldüğü(daha doğrusu; gizlenmeye çalışıldığı) bir ülke öyle mi?.. Cümlesine, ‘Burası Türkiye’ diye başlayan bu vatandaşımız, aynı zamanda 780.000 metre/kare de namuslu, şerefli insanlarımızın da yaşadığını neden düşünmüyor?.. Vergisini kaçırmadan veren, bir sattığı yeri ikinci defa satmaya kalkışmayan, kapısının önünü temiz tutup, herşeyi belediyeden, devletten beklemeyen, kaçak yapılaşmanın ne demek olduğunu bilmeyen, rüşveti kesinlikle kabul etmeyip, yan cebime veya çekmeceye koyabilirsin demeyen, telefonla torpil yapmayıp, yazılı olarak meclis sıralarında basına yakalatmayan namuslu insanlarımız olduğunu neden kabullenemiyor da, ‘Burası Türkiye’ diyerek; ”Düşün altında binlerce kefensiz yatanı” diyen Mehmet Akif’i hiçe sayıyor?.. Hayır, bu haksızlıktır! Benim ülkem sadece olumsuzluklar ülkesi değildir… Birinci, ikinci dünya savaşlarında omuz-omuza, yan-yana çarpışan, tek bir vücut olan, Ulu Önder Atatürk’ün cümlesi ile; ”… muhtaç olduğun kudret damarlarında ki asil kanda mevcuttur…” diye söz ettiği bu milletin hepsini aynı küfeye koyamazsınız… Felaket günlerinde(içinde bulunduğumuz deprem haftası, 17 Ağustos gibi) birbirine kenetlenen, yaşanan olumsuzluklara; ‘acılar paylaşılırsa azalır’ düşüncesi ile yaklaşan, beraber ağlayan ve son olarak, ”alsan da canı, cananı bütün varımı bile, etme beni Vatanımdan dünyadan cüda(yoksun)’ diyen bir milletiz biz… 17 Ağustos 1999 da canlarını; sorumsuz belediyeler, gözlerini para hırsı bürümüş, müteahhit hatalarından dolayı(Veli Göçer adı sadece bir kara keçiydi) kaybeden yirmi bin insanımızı rahmetle anıyoruz.  Fakat… ben o kalıp cümleyi; ‘Allah bir daha yaşatmasın’ cümlesini kullanmayacağım… Allah hata yapan insanlara vicdan azabı versin… ve herşeyleri de kalplerine göre olsun diyorum. Bu tabiat olayları hep olmuş ve yaşamlarımız süresince de olacaktır… önemli olan; Allah, ‘vicdansızların kalplerine insaf versin’ diyenlere, Saygılarımla
Ekleme Tarihi: 05 Şubat 2014 - Çarşamba

BURASI TÜRKİYE…

Bu yarım cümleyi kullanan, ardından gelecek olan konuşmasına mutlaka olumsuz bir anlatıyla devam edecektir.
Burası Türkiye… yani burası, tüm olumsuzlukların, kanunsuzlukların yaşandığı, rüşvetin, torpilin alabildiğine görüldüğü(daha doğrusu; gizlenmeye çalışıldığı) bir ülke öyle mi?..
Cümlesine, ‘Burası Türkiye’ diye başlayan bu vatandaşımız, aynı zamanda 780.000 metre/kare de namuslu, şerefli insanlarımızın da yaşadığını neden düşünmüyor?..
Vergisini kaçırmadan veren, bir sattığı yeri ikinci defa satmaya kalkışmayan, kapısının önünü temiz tutup, herşeyi belediyeden, devletten beklemeyen, kaçak yapılaşmanın ne demek olduğunu bilmeyen, rüşveti kesinlikle kabul etmeyip, yan cebime veya çekmeceye koyabilirsin demeyen, telefonla torpil yapmayıp, yazılı olarak meclis sıralarında basına yakalatmayan namuslu insanlarımız olduğunu neden kabullenemiyor da, ‘Burası Türkiye’ diyerek; ”Düşün altında binlerce kefensiz yatanı” diyen Mehmet Akif’i hiçe sayıyor?..
Hayır, bu haksızlıktır! Benim ülkem sadece olumsuzluklar ülkesi değildir…
Birinci, ikinci dünya savaşlarında omuz-omuza, yan-yana çarpışan, tek bir vücut olan, Ulu Önder Atatürk’ün cümlesi ile; ”… muhtaç olduğun kudret damarlarında ki asil kanda mevcuttur…” diye söz ettiği bu milletin hepsini aynı küfeye koyamazsınız…
Felaket günlerinde(içinde bulunduğumuz deprem haftası, 17 Ağustos gibi) birbirine kenetlenen, yaşanan olumsuzluklara; ‘acılar paylaşılırsa azalır’ düşüncesi ile yaklaşan, beraber ağlayan ve son olarak, ”alsan da canı, cananı bütün varımı bile, etme beni Vatanımdan dünyadan cüda(yoksun)’ diyen bir milletiz biz…
17 Ağustos 1999 da canlarını; sorumsuz belediyeler, gözlerini para hırsı bürümüş, müteahhit hatalarından dolayı(Veli Göçer adı sadece bir kara keçiydi) kaybeden yirmi bin insanımızı rahmetle anıyoruz.
 Fakat… ben o kalıp cümleyi; ‘Allah bir daha yaşatmasın’ cümlesini kullanmayacağım… Allah hata yapan insanlara vicdan azabı versin… ve herşeyleri de kalplerine göre olsun diyorum.
Bu tabiat olayları hep olmuş ve yaşamlarımız süresince de olacaktır… önemli olan;
Allah, ‘vicdansızların kalplerine insaf versin’ diyenlere,
Saygılarımla
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.