Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin
Süleyman Çokay
Köşe Yazarı
Süleyman Çokay
 

2018 eğitim anlayışı nasıl olmalı

Yeni yılla birlikte temennilerimizi her ortamda dile getiriyoruz. Eğitim bu anlamda ülkemizin geleceği açısından çok önemli bir yerde. Özellikle genç nüfusun fazlalığı avantaj gibi gözükse de eğer doğru bir eğitim öğretim programı yapılamaz ise sonuç bir felaket olur. Tecrübeli eğitimci Ziya Selçuk hocamıza kulak verelim. Ortaöğretim o kadar geç bir dönem ki. Hekimlerin dediği gibi “hastayı evine gönderin dinlensin”. Okul öncesi eğitimde çocuğum mutlu olsun yeter diyen ebeveynler, istisnalar bulunmakla birlikte, ilkokul birden itibaren çoktan seçmeli gösteren bir gözlük takıyorlar. Çocuklar bir taraftan aşırı ilgi gösterilip korunarak, diğer yandan akademik başarı stresi yaratılarak iki taraflı örseleniyorlar. Sonuçta sınavlarda başarılı ya da başarısız olan da örseleniyor. Çocuklar “ya kişiliğin ya sınav” ikilemine sokuluyor örtülü olarak. Bir çocuk sadece ama sadece kendi doğasına uygun bir atmosfer bulduğunda yeşerir. Ona popüler meslekler ve bölümler dayatıldığında çoğunlukla mutsuz olur. Her çocuğun arzusu, ilgisi ve yeteneği vardır. Çocuklar hem ilgilerini çeken hem de yetenekli oldukları bölümlerde mutlu ve başarılı olabilir. Fakat Türkiye’de ölçü; yüksek puanlı, popüler, ekonomik getirisi yüksek bölümleri seçmek. Çocuk popüler bir alan yerine yetenekli olduğu sanatsal bir alanı seçmek isterse veliler, “onu hobi olarak yaparsın” diyebiliyor. Yani hoşlanmadığı bir mesleğin stresini hoşlandığı bir hobiyle giderecek. Yapılması gereken şey, özellikle ilkokuldan itibaren çocuğun hizasına, yani mizacına bakmak. Mümkün olduğu kadar az müdahale edip doğuştan getirdiğine destek olmalıyız bence. Doğa asla hoşlanmaz müdahaleden. ÜNİVERSİTE HAYATI NASIL OLMALI Diploma almayı ikinci plana atsınlar, diploma artık herkeste var. Önemli olan alınan dersler değil, ders dışında öğrencilik boyunca ne yaptığı. Şimdi size birkaç kelime söyleyeyim ne hissedeceksiniz; angarya, bedava çalışma, hizmetçilik, hamallık… Bu kelimelerin tamamı gençleri irrite ediyor. Oysa gençler üniversitede daha öğrenciyken, gönüllü etkinliklerde, sosyal sorumluluk faaliyetlerinde, çok başarılı şirketlerde yıllarca angarya da olsa, hamallık da olsa çalışmalı. Çünkü, bu tür deneyimler hayatta lazım. Diploma bürokratik bir gerekliliktir. Ebeveynler biraz derin düşünseler daha ilkokuldayken çocuklarının kendi sınıflarını, okullarını temizlemeleri için okula baskı kurup, zorlanmasını isterler. Uzun süreli travmatik olmaması kaydıyla çocuklarının problemlerle karşılaşmasını desteklerler. Çocuklarının her türlü problemini çözen, onların hayatını kolaylaştıran öğretmen ve ebeveynler sadece onların gelecekteki hayatlarını zorlaştırmış oluyor.
Ekleme Tarihi: 08 Ocak 2018 - Pazartesi

2018 eğitim anlayışı nasıl olmalı

Yeni yılla birlikte temennilerimizi her ortamda dile getiriyoruz. Eğitim bu anlamda ülkemizin geleceği açısından çok önemli bir yerde. Özellikle genç nüfusun fazlalığı avantaj gibi gözükse de eğer doğru bir eğitim öğretim programı yapılamaz ise sonuç bir felaket olur. Tecrübeli eğitimci Ziya Selçuk hocamıza kulak verelim.

Ortaöğretim o kadar geç bir dönem ki. Hekimlerin dediği gibi “hastayı evine gönderin dinlensin”. Okul öncesi eğitimde çocuğum mutlu olsun yeter diyen ebeveynler, istisnalar bulunmakla birlikte, ilkokul birden itibaren çoktan seçmeli gösteren bir gözlük takıyorlar. Çocuklar bir taraftan aşırı ilgi gösterilip korunarak, diğer yandan akademik başarı stresi yaratılarak iki taraflı örseleniyorlar. Sonuçta sınavlarda başarılı ya da başarısız olan da örseleniyor. Çocuklar “ya kişiliğin ya sınav” ikilemine sokuluyor örtülü olarak. Bir çocuk sadece ama sadece kendi doğasına uygun bir atmosfer bulduğunda yeşerir. Ona popüler meslekler ve bölümler dayatıldığında çoğunlukla mutsuz olur. Her çocuğun arzusu, ilgisi ve yeteneği vardır. Çocuklar hem ilgilerini çeken hem de yetenekli oldukları bölümlerde mutlu ve başarılı olabilir. Fakat Türkiye’de ölçü; yüksek puanlı, popüler, ekonomik getirisi yüksek bölümleri seçmek. Çocuk popüler bir alan yerine yetenekli olduğu sanatsal bir alanı seçmek isterse veliler, “onu hobi olarak yaparsın” diyebiliyor. Yani hoşlanmadığı bir mesleğin stresini hoşlandığı bir hobiyle giderecek. Yapılması gereken şey, özellikle ilkokuldan itibaren çocuğun hizasına, yani mizacına bakmak. Mümkün olduğu kadar az müdahale edip doğuştan getirdiğine destek olmalıyız bence. Doğa asla hoşlanmaz müdahaleden.

ÜNİVERSİTE HAYATI NASIL OLMALI

Diploma almayı ikinci plana atsınlar, diploma artık herkeste var. Önemli olan alınan dersler değil, ders dışında öğrencilik boyunca ne yaptığı. Şimdi size birkaç kelime söyleyeyim ne hissedeceksiniz; angarya, bedava çalışma, hizmetçilik, hamallık… Bu kelimelerin tamamı gençleri irrite ediyor. Oysa gençler üniversitede daha öğrenciyken, gönüllü etkinliklerde, sosyal sorumluluk faaliyetlerinde, çok başarılı şirketlerde yıllarca angarya da olsa, hamallık da olsa çalışmalı. Çünkü, bu tür deneyimler hayatta lazım. Diploma bürokratik bir gerekliliktir. Ebeveynler biraz derin düşünseler daha ilkokuldayken çocuklarının kendi sınıflarını, okullarını temizlemeleri için okula baskı kurup, zorlanmasını isterler. Uzun süreli travmatik olmaması kaydıyla çocuklarının problemlerle karşılaşmasını desteklerler. Çocuklarının her türlü problemini çözen, onların hayatını kolaylaştıran öğretmen ve ebeveynler sadece onların gelecekteki hayatlarını zorlaştırmış oluyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.