Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Sezgin, rapor kaygılarımızı teyit ediyor

SİYASET (YUG) - Haber Merkezi | 03.03.2021 - 13:10, Güncelleme: 03.03.2021 - 13:10 3507+ kez okundu.
 

Sezgin, rapor kaygılarımızı teyit ediyor

İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin JES’lerle ilgili yaptığı yazılı açıklamada Çevre Bakanlığı’nın raporu, JES’lerle ilgili kaygılarımızı teyit ettiğini söyledi.

ANKARA - Sezgin yaptığı yazılı açıklama sözlerini şöyle sürdürdü: “Çevre Bakanlığı’nın raporu, JES’lerle ilgili kaygılarımızı teyit ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) finansmanıyla gerçekleştirilen "Türkiye’deki Jeotermal Gelişimin Kümülatif Etki Değerlendirmesi" projesi kapsamında hazırlanan "Jeotermal Kaynakların Kümülatif Etki Değerlendirmesi Raporu" geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaşılmıştır. EBRD, aynı zamanda Aydın'daki jeotermal enerji santrallerini kuran ve işleten şirketlere finansman desteği sağlayan bir uluslararası finans kuruluşudur. Bu konumundan dolayı, söz konusu projenin EBRD finansmanı ve koordinasyonunda yürütülmesine yönelik bazı tereddütlerimi dile getirmiştim. JES'lerin olumsuz etkilerinin araştırılması gereği ortadadır. Bu tür araştırmalar tam bir objektiflik içinde, hiçbir tereddüde mahal vermeden ve gerekli tüm kaynak, bilgi ve imkânlar sağlanarak yapılmalıdır. JES’lerin kümülatif etkileri, ancak bu kıstaslara tam olarak uyacak bir çalışma sonucunda elde edilebilecektir. Mamafih, anılan rapor da belirtilen kıstasları tam olarak karşılamamakla birlikte, Aydın ilimizle ilgili olarak dile getirdiğimiz muhtelif sakıncaları kısmen tespit etmiştir. Proje kapsamında hazırlanan sonuç raporunda şu hususlar dikkat çekmektedir: - Rapora göre jeotermal akışkanın tarımsal sulama amaçlı kullanılan su kaynaklarına deşarj edilmesi, halk sağlığı için tehlike oluşturmaktadır. Ayrıca bu durum, bölgenin öne çıkan tarımsal ürünlerinin üretimini de olumsuz etkilemekte ve toprak kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır. - Ayrıca tesislerden havaya salınan gazlar, asit damlacıklarına dönüşerek yağmurlarla su kaynaklarında ve toprakta olumsuz PH değişiklikleri meydana getirebilmektedir. Bu nedenle toprakta ağır metal miktarı artarak toprağın doğal yapısının bozulabilmektedir. - Jeotermal tesislerde kullanılan tüm akışkan tamamıyla re-enjekte edilse bile, kirleticiler yerüstü sularından yeraltı suları sistemine geçiş ya da gaz salımı gibi ikincil etkiler sebebiyle ortaya çıkabilmektedir. - Raporda, bölgedeki üreticilerin, yetiştirilen ağaç ve asmaların yanması, kuruması ve ölmesi sebebiyle bitki sayısı ve alan kayıplarına veya ürünlerde verim ve kalite düşüklüklerine sebebiyet vermesi ile ilgili şikâyetlerde bulunduğu belirtilmektedir. JES'lerden etkilenen alanlarda ciddi ve uzun gözlem, ölçüm ve analizler yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. - Rapora göre, tarımsal faaliyette bulunanlar, yatırımlar nedeniyle yer değiştirmek zorunda kalmakta; yerli halk toprak satma veya arazi bölünme yoluyla ekonomik kayıplara uğramakta, ayrıca üreticiler jeotermal uygulamaların çevresel etkilerinden (gazlar, akışkanlar v.b) doğrudan etkilenmektedir. - Jeotermal kaynak kullanımında ortaya çıkan yoğuşmayan gazlar, hava kalitesi üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Raporda, hava kalitesinin korunması ve hava emisyonlarının önlenmesine ilişkin yatırım ihtiyacı olduğu ve azaltım önlemlerine ilişkin ileri araştırma gerektiği belirtilmektedir. - Tesislerin yoğun olduğu bölgelerde hidrojen sülfür gazından kaynaklanan bir koku (çürük yumurta kokusu) mevcut olduğu tespit edilmiştir. Ölçülen değerler, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), koku rahatsızlığının oluşmaması için önerdiği değerin üstündedir. Raporda, kötü kokunun ortadan kaldırılması için ilave yatırımlar yapılması gerektiği vurgulanmıştır. - Tesislerde ortaya çıkan yoğuşmayan gazlar, herhangi bir önlem alınmadan direkt olarak atmosfere salındığı için iklim değişikliğini ve küresel ısınmayı arttıran bir etki yaratmaktadır. Raporda, meteorolojik parametrelerin değişimlerinin izlenebilmesi için bölgede santral büyüklüğü esas alınarak Otomatik Meteoroloji Gözlem İstasyonu kurulması önerilmektedir. - Çalışmada elde edilen verilere göre, bazı jeotermal sahalarda hem yerüstü hem yeraltı sularında yüksek bor konsantrasyonu saptanmıştır. Bu kesimlerde toprakta da bor konsantrasyonu artmıştır. Jeotermal akışkanlarda yüksek ağır metal konsantrasyonu bulunması ve akışkanın reenjekte edilememesi durumunda, alıcı ortama deşarj edilmeden önce uygun arıtma tesislerinin kurulması gerektiği vurgulanmıştır. - Raporda, JES tesislerinde sondaj aşamasında gürültü seviyesinin, şantiye alanı için verilen mevzuat değerini zaman zaman aştığı belirtilmektedir. - Özellikle yerleşim yerlerinin yakınlarından geçen akışkan boruları için uygun önlemler alınması (yer altından geçirme vb.) önerilmektedir. - Rapor, JES'lerin bölgede flora, fauna ve biyo-çeşitliliğe olumsuz bir etkiye sahip olabileceğinin altını çizmektedir. - Bazı JES tesislerine 5-10 kilometre mesafede arkeolojik sit alanları (Sultanhisar ve Kuyucak gibi) bulunmaktadır. Raporda, bu arkeolojik alanların korunması için bütünleşik projelerin yapılması gerektiği belirtilmektedir. - Yapılan değerlendirmede, arama, sondaj ve üretim sırasında ilgili santraller ve çevresinde küçük büyüklükte sismik hareketlerin olduğu, JES'lerin depremsellik etkisinin bulunduğu ortaya konmuştur. Hazırlanan rapor, JES'lerin tüm bu olumsuz etkilerinin giderilmesi için tedbirler alınması gerektiği vurgusu yapmaktadır. Raporda belirtilen bütün risk ve tehditler, bugüne kadar sürekli olarak vurguladığımız kaygı ve endişeleri teyit etmektedir. Ayrıca raporda yer almayan, gerek hukuki, gerek ekolojik başka sakıncalar da mevcuttur. Gerek kamu otoritelerinin, gerek yatırımcıların, bu riskleri bertaraf etmeye yönelik tedbirleri bir an önce alması, hemşerilerimizin ve bölgenin her türlü riskten arındırılması ve korunması için acil bir ihtiyaçtır. Temennimiz, raporda gerekli görülen tüm tedbirlerin, ilgili kamu kurumları tarafından bir an önce hayata geçirilmesi, Aydın ve bölge halkına verilen zararın en kısa sürede önüne geçilmesi ve daha kapsamlı bir objektif raporun, geleceğe dönük riskleri de açık olarak içerecek şekilde en kısa zamanda hazırlanmasıdır.”
İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin JES’lerle ilgili yaptığı yazılı açıklamada Çevre Bakanlığı’nın raporu, JES’lerle ilgili kaygılarımızı teyit ettiğini söyledi.

ANKARA - Sezgin yaptığı yazılı açıklama sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çevre Bakanlığı’nın raporu, JES’lerle ilgili kaygılarımızı teyit ediyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) finansmanıyla gerçekleştirilen "Türkiye’deki Jeotermal Gelişimin Kümülatif Etki Değerlendirmesi" projesi kapsamında hazırlanan "Jeotermal Kaynakların Kümülatif Etki Değerlendirmesi Raporu" geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaşılmıştır.

EBRD, aynı zamanda Aydın'daki jeotermal enerji santrallerini kuran ve işleten şirketlere finansman desteği sağlayan bir uluslararası finans kuruluşudur. Bu konumundan dolayı, söz konusu projenin EBRD finansmanı ve koordinasyonunda yürütülmesine yönelik bazı tereddütlerimi dile getirmiştim. JES'lerin olumsuz etkilerinin araştırılması gereği ortadadır. Bu tür araştırmalar tam bir objektiflik içinde, hiçbir tereddüde mahal vermeden ve gerekli tüm kaynak, bilgi ve imkânlar sağlanarak yapılmalıdır.

JES’lerin kümülatif etkileri, ancak bu kıstaslara tam olarak uyacak bir çalışma sonucunda elde edilebilecektir. Mamafih, anılan rapor da belirtilen kıstasları tam olarak karşılamamakla birlikte, Aydın ilimizle ilgili olarak dile getirdiğimiz muhtelif sakıncaları kısmen tespit etmiştir.

Proje kapsamında hazırlanan sonuç raporunda şu hususlar dikkat çekmektedir:

- Rapora göre jeotermal akışkanın tarımsal sulama amaçlı kullanılan su kaynaklarına deşarj edilmesi, halk sağlığı için tehlike oluşturmaktadır. Ayrıca bu durum, bölgenin öne çıkan tarımsal ürünlerinin üretimini de olumsuz etkilemekte ve toprak kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır.

- Ayrıca tesislerden havaya salınan gazlar, asit damlacıklarına dönüşerek yağmurlarla su kaynaklarında ve toprakta olumsuz PH değişiklikleri meydana getirebilmektedir. Bu nedenle toprakta ağır metal miktarı artarak toprağın doğal yapısının bozulabilmektedir.

- Jeotermal tesislerde kullanılan tüm akışkan tamamıyla re-enjekte edilse bile, kirleticiler yerüstü sularından yeraltı suları sistemine geçiş ya da gaz salımı gibi ikincil etkiler sebebiyle ortaya çıkabilmektedir.

- Raporda, bölgedeki üreticilerin, yetiştirilen ağaç ve asmaların yanması, kuruması ve ölmesi sebebiyle bitki sayısı ve alan kayıplarına veya ürünlerde verim ve kalite düşüklüklerine sebebiyet vermesi ile ilgili şikâyetlerde bulunduğu belirtilmektedir. JES'lerden etkilenen alanlarda ciddi ve uzun gözlem, ölçüm ve analizler yapılması gerektiği vurgulanmaktadır.

- Rapora göre, tarımsal faaliyette bulunanlar, yatırımlar nedeniyle yer değiştirmek zorunda kalmakta; yerli halk toprak satma veya arazi bölünme yoluyla ekonomik kayıplara uğramakta, ayrıca üreticiler jeotermal uygulamaların çevresel etkilerinden (gazlar, akışkanlar v.b) doğrudan etkilenmektedir.

- Jeotermal kaynak kullanımında ortaya çıkan yoğuşmayan gazlar, hava kalitesi üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Raporda, hava kalitesinin korunması ve hava emisyonlarının önlenmesine ilişkin yatırım ihtiyacı olduğu ve azaltım önlemlerine ilişkin ileri araştırma gerektiği belirtilmektedir.

- Tesislerin yoğun olduğu bölgelerde hidrojen sülfür gazından kaynaklanan bir koku (çürük yumurta kokusu) mevcut olduğu tespit edilmiştir. Ölçülen değerler, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), koku rahatsızlığının oluşmaması için önerdiği değerin üstündedir. Raporda, kötü kokunun ortadan kaldırılması için ilave yatırımlar yapılması gerektiği vurgulanmıştır.

- Tesislerde ortaya çıkan yoğuşmayan gazlar, herhangi bir önlem alınmadan direkt olarak atmosfere salındığı için iklim değişikliğini ve küresel ısınmayı arttıran bir etki yaratmaktadır. Raporda, meteorolojik parametrelerin değişimlerinin izlenebilmesi için bölgede santral büyüklüğü esas alınarak Otomatik Meteoroloji Gözlem İstasyonu kurulması önerilmektedir.

- Çalışmada elde edilen verilere göre, bazı jeotermal sahalarda hem yerüstü hem yeraltı sularında yüksek bor konsantrasyonu saptanmıştır. Bu kesimlerde toprakta da bor konsantrasyonu artmıştır. Jeotermal akışkanlarda yüksek ağır metal konsantrasyonu bulunması ve akışkanın reenjekte edilememesi durumunda, alıcı ortama deşarj edilmeden önce uygun arıtma tesislerinin kurulması gerektiği vurgulanmıştır.

- Raporda, JES tesislerinde sondaj aşamasında gürültü seviyesinin, şantiye alanı için verilen mevzuat değerini zaman zaman aştığı belirtilmektedir.

- Özellikle yerleşim yerlerinin yakınlarından geçen akışkan boruları için uygun önlemler alınması (yer altından geçirme vb.) önerilmektedir.

- Rapor, JES'lerin bölgede flora, fauna ve biyo-çeşitliliğe olumsuz bir etkiye sahip olabileceğinin altını çizmektedir.

- Bazı JES tesislerine 5-10 kilometre mesafede arkeolojik sit alanları (Sultanhisar ve Kuyucak gibi) bulunmaktadır. Raporda, bu arkeolojik alanların korunması için bütünleşik projelerin yapılması gerektiği belirtilmektedir.

- Yapılan değerlendirmede, arama, sondaj ve üretim sırasında ilgili santraller ve çevresinde küçük büyüklükte sismik hareketlerin olduğu, JES'lerin depremsellik etkisinin bulunduğu ortaya konmuştur.

Hazırlanan rapor, JES'lerin tüm bu olumsuz etkilerinin giderilmesi için tedbirler alınması gerektiği vurgusu yapmaktadır. Raporda belirtilen bütün risk ve tehditler, bugüne kadar sürekli olarak vurguladığımız kaygı ve endişeleri teyit etmektedir. Ayrıca raporda yer almayan, gerek hukuki, gerek ekolojik başka sakıncalar da mevcuttur. Gerek kamu otoritelerinin, gerek yatırımcıların, bu riskleri bertaraf etmeye yönelik tedbirleri bir an önce alması, hemşerilerimizin ve bölgenin her türlü riskten arındırılması ve korunması için acil bir ihtiyaçtır.

Temennimiz, raporda gerekli görülen tüm tedbirlerin, ilgili kamu kurumları tarafından bir an önce hayata geçirilmesi, Aydın ve bölge halkına verilen zararın en kısa sürede önüne geçilmesi ve daha kapsamlı bir objektif raporun, geleceğe dönük riskleri de açık olarak içerecek şekilde en kısa zamanda hazırlanmasıdır.”

Aydın HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.