Alevilerin siyasi manifestosu

AYDIN- Yasin Koçak yaklaşan belediye seçimleri öncesi şöyle bir açıklamada bulundu: ‘’Değerli canlar malumunuz ülkemizde beş yıl da bir yapılan bir yerel seçim sürecini için de geçiyoruz. Her seçim sürecinden olduğu gibi bu seçim sürecinden de siyasi yapılar kendi çalışmalarını yürütürken, özelikle siyaset üstü konumu ile sivil STK’lar, odalar, dernekler ve toplumun örgütlü sivil yapılarını ziyaret etmek, görüş, öneri ve eleştirilerini almaları bu çalışmaların olmazsa olmazıdır. Bu sivil yapıların da toplumsal sorumluluk noktasında elbet ki görüş ve önerileri kadar, alacağı tavır ve duruşun önem ifade ettiğini belirtmek isteriz. Siyaset üstü konumu ile gerek yaşanılan geçmiş sürecin, gerek içinde bulunduğumuz sürece ilişkin ve gerek geleceğe dair mutlaka ortaya koyması gereken söz olmalıdır. Bu bakış açısı ile Türkiye toplumunun önemli bir sivil hareketi olan Türkiye alevi hareketinin en önemli bileşeni alevi kültür dernekleri ve bağlı şubeleri bulundukları her alanda bu duyarlılık ile geçmişe, yaşadığımız ana ilişkin savunduğu ve eleştirdiği durumlar olduğu gibi geleceğe ilişkinde fikir ve önerilerini ortaya koyma iradesine ve gücüne sahip olduğunu bilinmesini isteriz. Bizler konumumuz ve kurumsal yapımız ile siyaset üstü olduğumuzu bilincinden hareketle nerde ne zaman kime ne söylenmesi gerektiğini biliriz. Hiç kimsenin tahakkümü ve söylemleri ile hareket etmediğimizi, etmeyeceğimizi, böylesine bir durumun iradesizlik ve basiretsizlik olduğunu, bu nedenle,  bizleri bunla itam edenleri şiddetle kınıyor ve diyoruz ki, aynayı kendi yüzünüze çevirin. Bu seçim sürecin de her kim ki, bize mihman olmak istediğini dile getirdiğin de, onu asla geri çevirmedik.  Kapılarımız her kese açık. O kapıdan içeri girebilecek yüzü olan zaten bu talepten bulunmamaktan itina etmez, bize düşen ise onu karşılamak ve mihman etmektir, yolumuzda edep ve erkânımızdan öğrendiğimiz budur bize düşen buna yakışır durmaktır. Aydın da bulunan kurumlarımızı ziyaret etmek isteyen ve gelenleri bize yakışan bu edep ile ağırlamış ve gerekli hassasiyeti göstermişizdir. Fakat bakıyoruz ki, bu ziyaretlerin sonucun da kendince bazı küçük beyinli kişi, kişiler ve yapılar, bir türlü kurtulamadıkları saplantılarından hareketle bizleri o basiretsiz ve mizahsız dil, üslup ve anlayışları ile kurum temsilcilerimizi kurumlarımızı yargılıyor, itam ediyor ve yargılama cüretinden bulunuyorlar. Bizler asla siz kendini bilmez cahil cühelânın seviyesine inmeyiz. Bizler ne yaptığımızı ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz. "İt ürür, kervan yürür" bizler bildiğimiz ve inandığımız yolda yürümeye devam ederiz. Bu güne kadar inandığımız bu yolda asla kirli pazarlıklar ve hesap kitap peşinde olmadık olmayız da, bizlere bu yakıştırmayı yapanlar kendilerine bakmalılar.  Derler ya " kişinin fikir neyse zikir de odur" bu cevap yeterli diye düşünüyoruz. Kurumsal yapımızla hiç bir yapının arka bahçesi değiliz, olmayız da. Olmasına da asla müsaade etmeyiz. Birileri kurumlarımızı kendi kirli ilişki ve emellerine peşkeş çekmek ister olabilir, ama bizler buna asla müsaade etmez ve bu kafalarındaki kirli oyunlara gelmeyeceğimizi Aydın kamuoyu bilmelidir. Kurumlarımıza yapılan bazı ziyaretleri ve kurumlarımızı temsil eden arkadaşlarımızın bulunduğu durumlara ilişkin, gerek sosyal medya üzerinde, kendini bilmez küçük beyinli ve sosyal hastalıklı klavye müptelâlı kişilerce ve toplumsal hassasiyetten uzak ve sorumluluk bilincinden olmayan bazı yerel yayınlar üzerin de kurumlarımıza ve kurumsal temsilcilerimize dil uzatma cüretinde bulunarak Aydın yerelin de üzerimiz de bir algı yaratmaya çalışmakta olduklarını görüyoruz. Bize ait olmayan yalan yanlış fikir ve beyanlarla, aklı sıra o küçük beyinleri ile bizleri dizayn etmenin peşine düştüklerini görüyor ve izliyoruz. Bu anlayışlarınızla kurum ve kurum temsilcilerimizi tartıştırma ve itibarsızlaştırmanın hesabından olduğunuzu biliyor, sizin bu oyununuza gelmeyiz, hiç bir koşul da buna izin vermeyiz. Şunu çok iyi bilmelisiniz ki, buna gücünüz yetmez. Ve bundan dolayıdır ki, bizlere bu yaklaşımla yaklaşanlara cevap vermeyi dahi kendimize zühul sayarız. Bizleri kendi oyunlarının içine çekmenin peşinde olanlar,  o küçük dünyaların da ve çöplüklerin de boğulduğunuz gibi, böyle kalmaya devam edeceğinizden en ufak bir tereddüdümüz dahi yoktur. Şayet bu anlayışı sergileyenler ve bunu destekleyen ile destekleme cüretinde bulunmaya cüret edenler söz konusu olurlarsa, misli ile bizlerden cevap alacaklarını bütün Aydın kamuoyunu bilmesini isteriz. Bu duruş, söylem ve tavrımız ne ilktir nede son olacaktır. Bizler ki tarihin her evresin de olduğu gibi, bu gün de dahil, yarın da yezit zihniyetlilere karşı nasıl duracağımızı, pirlerimiz de yol ulu önderlerimizden aldığımız feyiz ile öyle kalmaya devam edeceğimizi bilinmelidir. Edebimiz için de kalarak daha fazla söze gerek olmadığını düşünerek, insani meziyete sahip olana söz bir kere söylenir deriz. “Söz vardır hûlk için de, söz vardır halk için de" manayı bilene tarif gerekmez sözümüzle şimdilik susma hakkımızı kullanıyoruz. Toplumsal sorumluluk ve hassasiyet ölçüsün de bir bilinçle hareket etmenin, omuzlarımıza tarihi bir sorumluluk olduğunu biliyor, her kesin bu sorumluluk çerçevesin de durması gerektiğine inanıyor, bu düşüncelerimizle Aydın kamuoyunu bilgilendiriyor. Aşkı niyazlarımızı sunarız.’’