Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Geleneksel Merkez Bankacılığı iflas etti

SAĞLIK 16.03.2015 - 09:10, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:49 3016+ kez okundu.
 

Geleneksel Merkez Bankacılığı iflas etti

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Dr. Cemil Ertem, "Geleneksel Merkez Bankacılığı iflas etti" dedi.

Geçtiğimiz Çarşamba günü Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ekonomi çevrelerinin uzun süredir beklediği bir toplantı gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan arasında geçen bu toplantı Erdoğan'ın bir cümlesi ile özetlendi: "Başçı ile meseleyi tatlıya bağladık."   O toplantıda bulunan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Dr. Cemil Ertem, toplantıda gündeme gelen konularla ilgili Sabah gazetesine konuştu. Cemil Ertem'in İsa Tatlıcan'a verdiği röportaj şu şekilde:   -Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Ali Babacan ve Cumhurbaşkanı arasında gerçekleşen ekonomi toplantısında sizde vardınız. Bu toplantıda ne konuşuldu?   Basına kapalı bir toplantıydı. O yüzden içeriğine girmemiz uygun olmaz. Merkez Bankası Başkanı ve Sayın Babacan para politikaları konusunu birkez daha özetlediler. Sayın Cumhurbaşkanımız da kamuoyu ile paylaştığı kendi görüşlerini tekrar aktardı. Bazı çevrelerin beklediği gibi gergin bir havada geçmedi. Kriz beklentisi içinde olanlar için bu toplantı hayal kırıklığına neden oldu. Devletin kurumları bu tür toplantılarda uyum içinde çalışır. Beştepe'deki toplantı da böyle bir uyum içinde geçti. Bu çok yararlı bir görüş alışverişi idi. Etkilerini önümüzdeki günlerde göreceğimizi ümit ediyorum. Önemli olan verimli bir diyaloğun da başlamış olmasırdır.   ERDEM BAŞÇI'NIN SUNUMU TATMİN ETMEDİ    -Erdem Başçı'nın sunumu sizi tatmin etti mi?   Yıllardır yapılan sunumlardan çok farklı değildi. Merkez Bankasının enflasyon hedeflemesi olarak adlandırılan kontrol mekanizması çercevesinde yapılan bir sunumdu. Bunun geçmişi miktar teorisine dayanır. Yaklaşık 250 yıllık bir teoridir ve bence günü anlamaktan ve anlatmaktan uzaktır.   Sayın Cumhurbaşkanımızın her alanda olduğu gibi ekonomide de bir 2023 hedefi var. Bu hedef, bize göre ancak yeni bir büyüme ve kalkınma politikası ile mümkün olur. Bu politika da üretim ve küresel rekabet odaklı olmalı ve Türkiye'yi 2023'te dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına sokmalıdır. Şimdiye kadar Cumhurbaşkanımızın rehberliğinde ekonomide elde edilen başarılanın taçlanması ancak böyle mümkün olur. Bu, aynı zamanda, Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi tartışmaları ve hedefi ile birlikte ele alınmalıdır. Doğrusu bu hedefin oldukça uzağında bir sunum oldu.   MERKEZ BANKASI PİYASALARIN ARKASINDAN GİDİYOR   -Sayın Cumhurbaşkanı'nın sürekli vurgu yaptığı düşük faiz konusu neden bu kadar önemli?   Faiz tartışması bir ekonomik model tartışmasıdır. Bu konu sadece sadece faizlerin yüksekliği tartışması değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız bu faiz oranları ile yatırımların gerileyeceğini söylüyor. Nitekim son sanayi üretimi ve ihracat rakamları Cumhurbaşkanımızı doğrulamaktadır. Merkez Bankası'nın politika faizi bir rehberdir. Yerli ve yabancı yatırımcılar açısından ve bankalar açısından Merkez Bankası'nın politika faizi bir pusuladır. Merkez Bankası piyasanın önünde olması gerekir. Ülkemizde ise piyasanın arkasında gidiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın itirazı bu noktadadır.   -Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması ile doların yükselmesi arasında ilişki kuranlar var. Mesela Başçı ile görüşmeden sonra olumlu mesajlar geldi ama dolar yeniden yükseldi. Sizce dolar neden yükseliyor?   Bu tezi dillendirenler argümanlarını Merkez Bankası'nın bağımsızlığına müdahaleye bağlıyor. Ülkemizde Merkez Bankası'nın araç bağımsızlığı gelişmiş ülkeler düzeyindedir.Özellikle Erdem Başçı döneminde kimse araç bağımsızlığına müdahale etmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız Merkez Bankası'nın amaç bağımsızlığı konusunda itirazlarını dile getiriyor. Doların yükselmesi, çok güçlü bir dolar konsalidasyonu süreci yaşamamıza bağlıdır; euro/dolar paritesinin bu seviyeyi bu kadar kısa sürede görmesini çok ama çok olağaüstü bir durumdur.    MERKEZ BANKASI EKONOMİ POLİTİKASI OLUŞTURAMAZ   -Peki nedir Merkez Bankalarının amaç bağımsızlığı?   Amaç bağımsızlığı şudur. Merkez Bankası seçilmiş hükümetin dışında kendisine bir ekonomi politikası belirleyemez. İktidarın dışında kendisi bir ekonomi politikası oluşturamaz.   -Dünyada siyasi iktidar ile Merkez Bankası ilişkisi nasıl yürüyor?   Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada bu tartışma var. Japonya'da da bu tartışma yapılıyor, ABD'de yapılıyor. Mesela ABD'de Cumhuriyetçilenin elinde olan FED birimleri ile Obama ,dolayısıyla Fed Başkanı Yellen arasında benzer bir tartışma yaşanıyor. ABD'de neoconlar, İsrail yanlıları, savaş yanlıları faizlerin bir an önce yükselmesini istiyorlar. Bush döneminde olduğu gibi sağa sola askeri müdahalede bulunan ve doların değerini yüksek tutan bir politika yürütülmesini istiyorlar. Avrupa'da yüksek faiz isteyenler, Türkiye'yi Avrupa'da görmek istemeyen, Türkiye'ye düşmanlık eden, Yunanistan gibi ülkeleri Avrupa'nın sömürgesi kabul eden çevrelerdir. Almanya'nın tavrı aynen budur ve bunların Türkiye'deki temsilcileri de benzer görüşleri savunmaktadır. Dolayısıyla faizleri yüksek tutarak enflasyonu kontrol altında tutulacağını düşünenler bu görüşlerinin ABD'de ve Avrupa'da neye tekabül ettiğini düşünsünler.    TÜRKİYE EKONOMİSİ İYİ BİR SINAV VERDİ    -Dolardaki dalgalanma sona erdi mi?   Burada ne dersek spekülasyon yapmış oluruz. Bu tür teknik analiz yapanlar var. Benim bir yorum yapmam doğru olmaz. Şuna bakmak lazım. Türkiye ekonomisi bu tür dalgalanmalardan etkilenmeyecek oranda güçlüdür. 1 dolar 1 Euro'ya doğru gidiyor. Türk lirası bu dalgalanmadan etkilendi. Türkiye'de bu tür dalgalanmaların krize dönmesini isteyen içeride ve dışarıda birçok çevre var. Bence Türkiye bu konuda iyi bir sınav verdi.   -Ekonomik kriz çığırtanları var. Siz bir kriz bekliyor musunuz?   Türkiye'nin kamu ve özel sektördeki ekonomik verilerine baktığımızda ekonomik krizin hiçbir işaretine rastlamıyoruz.   -Bu tür küresel dalgalanmalarda Merkez Bankası nasıl bir strateji izlemeli?   Bu tür küresel dalgalanmalarda güçlü ekonomiler az zarar ederek çıkar. Merkez Bankaları'nın fazla yapabileceği bir şey yok. İstihdamı da gözeten yeni nesil bir Merkez Bankacılığı'na ihtiyaç var. Sadece finansal istikrarı savunmak çok yanlış bir anlayıştır. Bugünkü küreselleşme ortamında geleneksel anlayıştaki Merkez Bankacılığı artık iflas etmiştir.   KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI TÜRKİYE'YE ÖNYARGILI   -Kredi değerlendirme kuruluşları önümüzdeki günlerde Türkiye hakkında yeni değerlendirmeler yapacak. Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?   Kredi değerlendirme kuruluşları Türkiye'ye karşı negatif anlamda subjektif bir tutum içerisinde. Gelişmiş Avrupa ülkeleri ile karşılaştırdığımızda Türkiye'nin durumunun iyi olduğunu ve bir not indiriminin mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Ancak geçmiş yıllardaki tecrübelerimize baktığımızda bu kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye bakışının hep negatif olduğunu görüyoruz. Beklentimiz bir not indiriminin olmamasıdır. Bir ters hareket olsa bile Türkiye'nin çok olumsuz etkilenmeyeceğini düşünüyorum. Türkiye ekonomisi bir sınav veriyor. Bu sınavdan başarı ile çıkacaktır.   -FED'in önümüzdeki günlerde bir faiz arttırımına gitmesi küresel bir ekonomik krize neden olur mu?   Zaten bir küresel kriz içerisindeyiz. Bu küresel kriz içerisinde en iyi durumda olan ülkelerden biri Türkiye'dir. Kısa dönemde FED'in bir faiz arttırımına gitmesini isteyen bir Cumhuriyetçi cephe var. Bir de Obama cephesi var. Bu cephe 2016'ya kadar faiz arttırımına gidilmemesini istiyor. 2015'in sonunda belki bir faiz arttırımı olabilir. Bu bir imtihan Türkiye bu imtihandan yüzünün akıyla çıkacak.   PETROL FİYATLARI BU SEVİYEDE KALICI   -Petrol fiyatlarının düşmesi ile cari açık açısından bir avantaj elde etmiştik. Doların artması ile bu avantajı kaybettik mi?   Hayır bu avantajı kaybetmedik. Dolardaki dalgalanma gelişmekte olan ülkelerde orta vadede bitecektir. ABD de bunu istemeyecektir. Dolar makul seviyede olması ABD ekonomisinin rasyonalitesine de uygundur. Petrol fiyatlarındaki bu seviyenin kalıcı olduğunu düşünüyorum. Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın dillendirdiği üretime dönük ekonomik reformlarını yerine getirirse enerji ve ara malı ithali aşağı çekerse dış ticaret fazlası da veririz.    -Dolar ile borçlanmak isteyenlere önümüzdeki dönem için ne tavsiye edersiniz?   Çok geleneksel bir cevap vereceğim. Ne ile para kazanıyorsanız onunla borçlanın. Dolar kazanıyorsanız dolar borçlanabilirsiniz. Aksi olmaz.    Klasik bir soru ile bitirelim. Yatırımcı önümüzdeki dönemde neye yatırım yapmalı?   Burada size sahici bir şey söyleyeyim. İnsanlar kendilerine ve çocuklarına yatırım yapsınlar. En iyi yatırım insana yapılan yatırımdır. Önümüzdeki dönemde insana yapılan yatırımın önemi daha çok ön plana çıkacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Dr. Cemil Ertem, "Geleneksel Merkez Bankacılığı iflas etti" dedi.
Geçtiğimiz Çarşamba günü Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ekonomi çevrelerinin uzun süredir beklediği bir toplantı gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan arasında geçen bu toplantı Erdoğan'ın bir cümlesi ile özetlendi: "Başçı ile meseleyi tatlıya bağladık."
 
O toplantıda bulunan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Dr. Cemil Ertem, toplantıda gündeme gelen konularla ilgili Sabah gazetesine konuştu. Cemil Ertem'in İsa Tatlıcan'a verdiği röportaj şu şekilde:
 
-Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Ali Babacan ve Cumhurbaşkanı arasında gerçekleşen ekonomi toplantısında sizde vardınız. Bu toplantıda ne konuşuldu?
 
Basına kapalı bir toplantıydı. O yüzden içeriğine girmemiz uygun olmaz. Merkez Bankası Başkanı ve Sayın Babacan para politikaları konusunu birkez daha özetlediler. Sayın Cumhurbaşkanımız da kamuoyu ile paylaştığı kendi görüşlerini tekrar aktardı. Bazı çevrelerin beklediği gibi gergin bir havada geçmedi. Kriz beklentisi içinde olanlar için bu toplantı hayal kırıklığına neden oldu. Devletin kurumları bu tür toplantılarda uyum içinde çalışır. Beştepe'deki toplantı da böyle bir uyum içinde geçti. Bu çok yararlı bir görüş alışverişi idi. Etkilerini önümüzdeki günlerde göreceğimizi ümit ediyorum. Önemli olan verimli bir diyaloğun da başlamış olmasırdır.
 
ERDEM BAŞÇI'NIN SUNUMU TATMİN ETMEDİ 
 
-Erdem Başçı'nın sunumu sizi tatmin etti mi?
 
Yıllardır yapılan sunumlardan çok farklı değildi. Merkez Bankasının enflasyon hedeflemesi olarak adlandırılan kontrol mekanizması çercevesinde yapılan bir sunumdu. Bunun geçmişi miktar teorisine dayanır. Yaklaşık 250 yıllık bir teoridir ve bence günü anlamaktan ve anlatmaktan uzaktır.
 
Sayın Cumhurbaşkanımızın her alanda olduğu gibi ekonomide de bir 2023 hedefi var. Bu hedef, bize göre ancak yeni bir büyüme ve kalkınma politikası ile mümkün olur. Bu politika da üretim ve küresel rekabet odaklı olmalı ve Türkiye'yi 2023'te dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına sokmalıdır. Şimdiye kadar Cumhurbaşkanımızın rehberliğinde ekonomide elde edilen başarılanın taçlanması ancak böyle mümkün olur. Bu, aynı zamanda, Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi tartışmaları ve hedefi ile birlikte ele alınmalıdır. Doğrusu bu hedefin oldukça uzağında bir sunum oldu.
 
MERKEZ BANKASI PİYASALARIN ARKASINDAN GİDİYOR
 
-Sayın Cumhurbaşkanı'nın sürekli vurgu yaptığı düşük faiz konusu neden bu kadar önemli?
 
Faiz tartışması bir ekonomik model tartışmasıdır. Bu konu sadece sadece faizlerin yüksekliği tartışması değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız bu faiz oranları ile yatırımların gerileyeceğini söylüyor. Nitekim son sanayi üretimi ve ihracat rakamları Cumhurbaşkanımızı doğrulamaktadır. Merkez Bankası'nın politika faizi bir rehberdir. Yerli ve yabancı yatırımcılar açısından ve bankalar açısından Merkez Bankası'nın politika faizi bir pusuladır. Merkez Bankası piyasanın önünde olması gerekir. Ülkemizde ise piyasanın arkasında gidiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın itirazı bu noktadadır.
 
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması ile doların yükselmesi arasında ilişki kuranlar var. Mesela Başçı ile görüşmeden sonra olumlu mesajlar geldi ama dolar yeniden yükseldi. Sizce dolar neden yükseliyor?
 
Bu tezi dillendirenler argümanlarını Merkez Bankası'nın bağımsızlığına müdahaleye bağlıyor. Ülkemizde Merkez Bankası'nın araç bağımsızlığı gelişmiş ülkeler düzeyindedir.Özellikle Erdem Başçı döneminde kimse araç bağımsızlığına müdahale etmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız Merkez Bankası'nın amaç bağımsızlığı konusunda itirazlarını dile getiriyor. Doların yükselmesi, çok güçlü bir dolar konsalidasyonu süreci yaşamamıza bağlıdır; euro/dolar paritesinin bu seviyeyi bu kadar kısa sürede görmesini çok ama çok olağaüstü bir durumdur. 
 
MERKEZ BANKASI EKONOMİ POLİTİKASI OLUŞTURAMAZ
 
-Peki nedir Merkez Bankalarının amaç bağımsızlığı?
 
Amaç bağımsızlığı şudur. Merkez Bankası seçilmiş hükümetin dışında kendisine bir ekonomi politikası belirleyemez. İktidarın dışında kendisi bir ekonomi politikası oluşturamaz.
 
-Dünyada siyasi iktidar ile Merkez Bankası ilişkisi nasıl yürüyor?
 
Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada bu tartışma var. Japonya'da da bu tartışma yapılıyor, ABD'de yapılıyor. Mesela ABD'de Cumhuriyetçilenin elinde olan FED birimleri ile Obama ,dolayısıyla Fed Başkanı Yellen arasında benzer bir tartışma yaşanıyor. ABD'de neoconlar, İsrail yanlıları, savaş yanlıları faizlerin bir an önce yükselmesini istiyorlar. Bush döneminde olduğu gibi sağa sola askeri müdahalede bulunan ve doların değerini yüksek tutan bir politika yürütülmesini istiyorlar. Avrupa'da yüksek faiz isteyenler, Türkiye'yi Avrupa'da görmek istemeyen, Türkiye'ye düşmanlık eden, Yunanistan gibi ülkeleri Avrupa'nın sömürgesi kabul eden çevrelerdir. Almanya'nın tavrı aynen budur ve bunların Türkiye'deki temsilcileri de benzer görüşleri savunmaktadır. Dolayısıyla faizleri yüksek tutarak enflasyonu kontrol altında tutulacağını düşünenler bu görüşlerinin ABD'de ve Avrupa'da neye tekabül ettiğini düşünsünler. 
 
TÜRKİYE EKONOMİSİ İYİ BİR SINAV VERDİ 
 
-Dolardaki dalgalanma sona erdi mi?
 
Burada ne dersek spekülasyon yapmış oluruz. Bu tür teknik analiz yapanlar var. Benim bir yorum yapmam doğru olmaz. Şuna bakmak lazım. Türkiye ekonomisi bu tür dalgalanmalardan etkilenmeyecek oranda güçlüdür. 1 dolar 1 Euro'ya doğru gidiyor. Türk lirası bu dalgalanmadan etkilendi. Türkiye'de bu tür dalgalanmaların krize dönmesini isteyen içeride ve dışarıda birçok çevre var. Bence Türkiye bu konuda iyi bir sınav verdi.
 
-Ekonomik kriz çığırtanları var. Siz bir kriz bekliyor musunuz?
 
Türkiye'nin kamu ve özel sektördeki ekonomik verilerine baktığımızda ekonomik krizin hiçbir işaretine rastlamıyoruz.
 
-Bu tür küresel dalgalanmalarda Merkez Bankası nasıl bir strateji izlemeli?
 
Bu tür küresel dalgalanmalarda güçlü ekonomiler az zarar ederek çıkar. Merkez Bankaları'nın fazla yapabileceği bir şey yok. İstihdamı da gözeten yeni nesil bir Merkez Bankacılığı'na ihtiyaç var. Sadece finansal istikrarı savunmak çok yanlış bir anlayıştır. Bugünkü küreselleşme ortamında geleneksel anlayıştaki Merkez Bankacılığı artık iflas etmiştir.
 
KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI TÜRKİYE'YE ÖNYARGILI
 
-Kredi değerlendirme kuruluşları önümüzdeki günlerde Türkiye hakkında yeni değerlendirmeler yapacak. Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
 
Kredi değerlendirme kuruluşları Türkiye'ye karşı negatif anlamda subjektif bir tutum içerisinde. Gelişmiş Avrupa ülkeleri ile karşılaştırdığımızda Türkiye'nin durumunun iyi olduğunu ve bir not indiriminin mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Ancak geçmiş yıllardaki tecrübelerimize baktığımızda bu kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye bakışının hep negatif olduğunu görüyoruz. Beklentimiz bir not indiriminin olmamasıdır. Bir ters hareket olsa bile Türkiye'nin çok olumsuz etkilenmeyeceğini düşünüyorum. Türkiye ekonomisi bir sınav veriyor. Bu sınavdan başarı ile çıkacaktır.
 
-FED'in önümüzdeki günlerde bir faiz arttırımına gitmesi küresel bir ekonomik krize neden olur mu?
 
Zaten bir küresel kriz içerisindeyiz. Bu küresel kriz içerisinde en iyi durumda olan ülkelerden biri Türkiye'dir. Kısa dönemde FED'in bir faiz arttırımına gitmesini isteyen bir Cumhuriyetçi cephe var. Bir de Obama cephesi var. Bu cephe 2016'ya kadar faiz arttırımına gidilmemesini istiyor. 2015'in sonunda belki bir faiz arttırımı olabilir. Bu bir imtihan Türkiye bu imtihandan yüzünün akıyla çıkacak.
 
PETROL FİYATLARI BU SEVİYEDE KALICI
 
-Petrol fiyatlarının düşmesi ile cari açık açısından bir avantaj elde etmiştik. Doların artması ile bu avantajı kaybettik mi?
 
Hayır bu avantajı kaybetmedik. Dolardaki dalgalanma gelişmekte olan ülkelerde orta vadede bitecektir. ABD de bunu istemeyecektir. Dolar makul seviyede olması ABD ekonomisinin rasyonalitesine de uygundur. Petrol fiyatlarındaki bu seviyenin kalıcı olduğunu düşünüyorum. Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın dillendirdiği üretime dönük ekonomik reformlarını yerine getirirse enerji ve ara malı ithali aşağı çekerse dış ticaret fazlası da veririz. 
 
-Dolar ile borçlanmak isteyenlere önümüzdeki dönem için ne tavsiye edersiniz?
 
Çok geleneksel bir cevap vereceğim. Ne ile para kazanıyorsanız onunla borçlanın. Dolar kazanıyorsanız dolar borçlanabilirsiniz. Aksi olmaz. 
 
Klasik bir soru ile bitirelim. Yatırımcı önümüzdeki dönemde neye yatırım yapmalı?
 
Burada size sahici bir şey söyleyeyim. İnsanlar kendilerine ve çocuklarına yatırım yapsınlar. En iyi yatırım insana yapılan yatırımdır. Önümüzdeki dönemde insana yapılan yatırımın önemi daha çok ön plana çıkacaktır.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.